SAĞLIK EĞİTİMİSağlık Yönetimi

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI HASTANE SİSTEMİ

Hastane sistemi, sağlık sisteminin bireysel sağlık hizmetleri alt sisteminin bir alt sistemidir. Hastane sistemleri açık sistem özelliği göstermektedirler. Dinamik bir ortamda ve sürekli bir değişim içindedirler.

Toplumdaki en kompleks organizasyonlardan birisi de hastanelerdir. Hastaneler, genellikle tedavi edici sağlık hizmetlerinin verildiği merkezler olarak düşünülürler. Sağlığın gerçekte geniş kapsamlı bir kavram olduğu açıktır. Hastane bakımı ise fiziki, ruhi ve sosyal iyilik halinin kazandırılmasında rol oynayan bir alt sistemdir.

Sağlık sisteminin bir alt sistem olarak düşünülen hastane sistemi, bu hizmetlerin önemli bir parçasıdır. Hastaneler, toplumun ihtiyaçlarını, herkese eşitşekilde vermeyi amaçlarlar, hastanelerin rolleri ise bu ihtiyaçlara bağlı olarak tanımlanabilir.

Hastanelerin temel amaçlarından en önemlisi hasta beklentilerinin karşılanmasıdır. Hasta birey olarak, biyolojik, sosyal ve karmaşık bir sistemdir. Bu sistemin hastaneye sağlık talebi olarak gelen davranışı çeşitli faktörlerin bileşimidir. Bu faktörler hastanın yaş, cinsiyet ve hastalık insidansı hastanın yakın çevrenin, arkadaş ve akrabalarının tutum ve davranışları, sağlık imkânlarının yakınlığı, bölgeşartlan, |toplumun değerler sistemi, hastanın eğitim ve bilinç düzeyi, kendisine sağlanan sosyal güvenlik haklan, kişisel harcama gücü ve sağlık hizmetlerini sunan ve alan kişilerin algılamaşekilleridir. Kişisel sağlık gereksinim ve istekleri bu faktörler etkisinde sürekli değişme içinde olduğundan, hastane sistemi sürekli olarak kendini bu değişen isteklere uyacak biçimde geliştirmelidir.

(*) Yrd. Doç. Dr, Sağlık Bakanlığı Bakan Müşaviri, Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksekokulu Öğretim Üyesi, Sağlık Bakanlığı Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsü Müdürü.

1.Hastane Kavramı

Bir işletme çeşidi olan ve hizmet üreten hastaneler de çeşitlişekillerde tanımlanmaktadırlar. Hastane kavramı tanımlarından bazılarışuşekildedir.

“Hastane; hasta ve yaralıların, hastalıktanşüphe edenlerin ve sağlık durumlarını kontrol ettirmek isteyenlerin, ayakta veya yatarak müşahede, muayene, teşhis, tedavi ettirmek isteyenlerin, ayakta veya yatarak müşahade, muayene, teşhis, tedavi ve rehabilite edildikleri, aynı zamanda doğum yapılan kurumlardır”

“Hastaneler; müşahede, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon olmak üzere gruplandırılabilecek sağlık hizmetleri veren, hastaların uzun veya kısa süreli tedavi gördükleri yataklı kuruluşlardır”

Hastaneler; esas fonksiyonları yanında eğitim, araştırma ve geliştirme, toplumun sağlık seviyesinin yükseltilmesine katılma gibi fonksiyonları da yerine getirirler.

Bunlar; tedavi fonksiyonunun iyi birşekilde yerine getirlmesini sağlayan esas fonksiyonunun türevleridirler. Hastaneler; çeşitli iş idaresi tekniklerini kullanan en karmaşık ve modern örgüt çeşitlidirler.

Hastaneler ; hasta yatırma, barındırma, teşhis, tedavi teknik hizmetleri bütünleşmiş bir kurumdur.

Bu kurumlar; birçok meslek grubundan kişilerin çalıştığı bir örgüt, sosyal ve toplumsal bir kurum ve büyük çoğunluğu kamu kuruluşu nitelikleri olan organizasyonlardır.

Hastaneler; hasta bakımında fiziki, ruhi iyilik halinin kazandırıldığı sistemlerdir

Bir veya birden çok tıbbi ünitesi bulunan kurumlardır. Bu kurumlar, bilimsel ve endüstriyel gelişmelerin ürünüdürler.

Hastane; temizlik ve diyet işlerinde çalışanlar için özel bir tür oteldir, fakat bu otelin misafirleri hastalardır.

Hastaneler; sağlık hizmetlerinin tümünü topluma sunmak üzere düzenlenmiş ve bu amaca ulaşması için birbirine bağımlı çeşitli teknik ve tıbbi birçok karmaşık işlemlerin ortaya konulduğu kurumlardır.

Hasta bireylere hizmet sunmak amacı ile hem tüketici pazarında, hem de endüstrinin asıl sağlık üretiminde hekimlere ara mal üretiminde bulunduklarından üretim pazarında fonksiyonlarını sürçtürürler.

Günün yirmi dört saatinde, senenin her günü ve kesintisiz sağlık hizmeti üretirler. Genellikle kâr gözetmezler. Görev ve sorumluluğu çok olan, çok karmaşık ve zor yönetilen örgütlerdir.

Modern hastane; zirveden tabana kadar, örgütü teşkil eden her kişiden bu konuda geniş bir anlayış isteyen, onları teşvik eden, destekleyen ileri bir müessesedir.

Hastaneler; yeterli nitelik ve nicelikte hizmetleri en düşük maliyetle üreten ve bu hizmetleri, rahatlığı ve beşeri fonksiyonu sağlamış kurumlarda, hastaların tedavisinde, acıların dindirilmesinde veşifalarında kullanarak, onların tekrar ekonomik ve toplum hayatındaki yerlerini almaya imkan sağlayan kurumlardır.

Bu nedenlerle hizmet sunduğu çevreden etkilenir ve onu etkilerler.

Dış çevreden soyutlandırılamazlar. Çevre ile sınırları kesin değildir. Çevre baskısı ile kendi temel ihtiyaçlarını bağdaştırmak zorundadırlar.

Yukarıdaki tanımların ışığı altında hastaneleri; her türlü sağlık hizmetlerinin ekonomik olarak kesintisiz üretildiği, eğitim, araştırma ve toplum sağlığı hizmetlerinin yürütüldüğü, kâr gözetmeyen, sağlık endüstrisi pazarında çevreden etkilenen ve çevreyi etkileyen, çeşitli girdileri işleyip, yararlı çıktılar haline dönüştüren, karmaşık ve pahalı ve kendine göre değişik özellikler gösteren bir hizmet işletmesi çeşidi veya hastalara hizmet vermeye yönelmiş bir otel türü olarak tarif etmek mümkündür.

Hastaneler, hasta ve yaralıların yatarak veya ayaktan tedavilerinin yapıldığı merkezler olmaları yanında, toplum sağlığının gelişmesinde önemli bir rol oynamaktadırlar. Hasta ve yaralılar tedavi etme fonksiyonu kadar, birey ve toplum sağlığına olan etkisi de teşhis ve tedavi kadar önemlidir.

Hastanelerin amaçları bireyden çok topluma yönelik olmalıdır. Hastaneler hastalara hizmet etmelerinin yanında, amaçlarında toplumu hedef almalı ve toplum sağlığını ve beklentilerini ön planda tutmalıdırlar. XVI. yüzyıldan beri hastane hizmetlerinin sunulmasında hasta bireyden çok toplumu hedef almanın gerekliliği görüşü ortaya çıkmıştır. Bu görüşün ortaya çıkmasında, hem sosyal bilimcilerin sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi konusuyla ilgilenmeleri hem de konuya ekolojik açıdan bakma yaklaşımının büyük katkısı olmuştur.

Sosyal bilimcilerin yaptığı demografik ve epidemiyolojik araştırmalarla toplumdaki kişilerin yaş ve cinsiyet özellikleri, statüleri; uğraşları, doğurganlık oranları, değişkenlikleri ve hastalık insidans ve prevalansları ile ilgili bilgiler ortaya çıkarılmıştır. Ekolojik araştırmalarda ise kişiye ve çevresine holistik bakılmış, kişilerin sağlığını ve hastaneyi kullanımını etkileyen çevre faktörleriyle ilgilenilmiştir.

Hastane, hastalıkların teşhis ve tedavisine yönelik çok çeşitli faaliyetlerin yürütüldüğü, çok sayıda ve birbirleriyle yakın ilişkide bulunan birimlerden oluşan karmaşık bir sosyo-ekonomik sistemdir. İnsan gücü, malzeme, parasal ve fiziki kaynakları ve harcamaları açısından hastaneler büyük bir endüstri olarak tanımlanabilir. Devlet Hastaneleri kâr amacı taşımayan kuruluşlardır. Bununla beraber hastanelerin sağladığı hizmetlere olan talebin günden güne artışı; teşhis ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler, modern teknoloji ve pahalı teçhizatın kullanılmaya başlaması ve kaynakların kısıtlı olması hastanelerin yönetimini gittikçe güçleştirmektedir. Aynı zamanda, hastanın tedavisi sırasındaki aşamaların her birinde verilen kararlar hastanenin kaynaklarını kullanmaya yöneliktir. Hastanın kabulünden başlayarak, teşhis, tedavi ve taburcu olana kadarki her aşama tıbbi ölçütlere (kriterlere) bağlı olmakla beraber hastane içindeki kaynakların planlanması ve kullanımı yöneticiler tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle tıbbi ve idari kararlar bir bütün olarak hastanenin verimli olarak kullanılmasını etkiler.

II. Hastane Sistemi

Hastane sistemi, sağlık sisteminin bir alt sistemidir. Hastaneler; çevre sağlığı alt sistemi, halk sağlığı alt sistemi ve bireysel sağlık hizmetleri alt sisteminden oluşan sağlık sisteminin bireysel sağlık hizmetleri alt sisteminin bir alt sistemidir.

Hastane sistemi, sağlık sisteminin en büyük alt sistemini oluşturmaktadır. Bu nedenle çok sayıda değişik hastane sistemlerinden oluşan bir hastane endüstrisi meydana gelmiştir. Hastane endüstrisinde faaliyette bulunan hastane sistemleri açık fakat çok karmaşık bir sistem özelliği göstermektedirler.

Genel sistem teorisi açısından sistem; düzenli etkileşim ve karşılıklı bağlılığın bazı biçimleri tarafından sınırlandırılan nesneler bütünü ya da toplamı olarak tarif edilmektedir.

Genel sistem teorisi, durgun bir su havuzuna taş atıldığında, taşın düştüğü yerden itibaren dışa doğru dalga dalga dairelerin oluşturduğuşekle benzemektedir. Taşın düştüğü yer, sistemin odak noktasıdır. İste, hasta hastane sistemin odak noktasının merkezindedir. Hasta, hastaneye girdiğinde hem iç hemde dışsal birçok göreve başlar. İçeride, hasta kabul görevlileri, hekimler, hemşireler, beslenme uzmanları, ev idaresi görevlileri gibi yalnızca bir kısmı isim olarak sıralanan birçok iç ilişkilerle karşılaşır. Dış sistem olarak da, akrabalar, arkadaşlar ve sigorta kurumları tarafından çevrilir ve hükümet düzenlemeleri, ruhsat kuralları ve toplumdan etkilenirler. Ancak, en önemli olan noktalardan birisinin de,şok dalgalarının ( yani havuza atılan taşın suda oluşturduğu dalgaların) ters yönde ve hareket edebileceğinin söz konusu olmasıdır. Hükümet sağlık politikasını ve prosedürünü değiştirdiğinde, bu hastaneyi etkileyen bir merkezli çemberde değişikşekillerde farklılaşmalara neden olacaktır.

Temel olarak sistem, girdileri çıktılara dönüştürür.

Hastanelerde, hasta önemli bir girdidir; ancak, hekimlerin bilgi ve beceresi, kullanılan donanım, hemşireler, destek personeli ve diğerleri de toplam girdinin parçalarıdırlar. Bir hastane sistemi Şekil l’deki gibi gösterilebilir.

Sistemin girdileri hastalar ve kaynaklardır. Hasta başvuruları kontrol edilemeyen bir değişken olup sosyal, ekonomik ve kültürel faktörler temelde olmak üzere, nüfus artışına bağımlı olarak artar. Toplam talep kendi içinde hastane tarafından sunulan hizmet çeşitlerine göre ayrışır. Talebin bu,şekilde ayrışması hastane birimlerinin yükünü oluşturur. Talebin artması yanı sıra bunun mevsimlere göre dalgalanması, etkin kaynak kullanımına yöneliklik planlama, yönetme ve kontrol çatışmalarını zorlaştıran önemli bir nedendir.

Hastane sistemi hastaya odaklaşmış, hastane yönetimi de hasta yönetimine doğru değişmiştir. Şekil 2’de hasta ve hastane sistemi gösterilmektedir.

Talep seviyesindeki gelişmeleri en düşük maliyetle karşılayabilmek için kaynak tiplerinin ve düzeylerinin planlanması gerekmektedir. Hastane kaynakları insan gücü, malzeme, para ve fiziki kaynaklar olarak dört temel grupta toplanabilir. En önemli kaynak grubunu oluşturan insan gücü, tıbbi teşhis ve tedavi hizmetlerini veren tıbbi personel ile bu hizmetlerin verilmesinde destekleyici görevleri olan idari ve mali personel, teknik personel ve hizmetlilerdir. Hastanenin fiziki kaynakları ise hastane binası, odalar, depolar, yataklar, donanım ve benzeri unsurlardır. Bu kaynakların kullanıcıları hastane personeli ve hastalardır. Diğer önemli kaynak grubu ise malzeme adı altında toplanabilen tıbbi malzeme, ecza, kan, temizlik ve sterilizasyon malzemeleri, kırtasiye ve yardımcı tıbbi aletler olarak tanımlanır. Parasal kaynaklar ise insan gücü, malzeme ve fiziksel kaynakların temininde ve idamesinde kullanılan kaynaklardır. Para kaynakları diğer kaynak gruplarında olduğu gibi hasta ile direkt olarak temas halinde değillerdir. Buna karşılık diğer kaynak gruplarındaki darlık yada bolluk durumları para kaynaklan olgusunu somut olarak hissettirir.

Hastane sistemleri, fiziki üretim yapan diğer sistemlerde olduğu gibi, kendilerine gelen hizmet taleplerini daha önceden belirlenmiş işletme politikaları ya da yönetim kuralları doğrultusunda kaynakları kullanarak karşılamaya çalışırlar. İşletme politikaları hastaların teşhis ve tedavisinde kaynakların en etkinşekilde kullanımına yönelik yönetim sistemlerinin geliştirilmesini, uygulanmasını ve denetimini içeren yöntemleri kapsar. Diğer bir deyişle hastane yönetiminin etkin olması ancak gerekli teşhis ve tedavi görevlerini istenilen zamanda, istenilen düzeyde, kaliteli ve maliyetin etkin birşekilde karşılanması ile mümkündür. Bu ise ancak kaynakların daha verimli kullanımına yönelik işletme politikalarının tasarlanması, bunların uygulanması ve işleyiş sürecinde ortaya çıkabilecek problemlerin anında belirlenmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayacak kontrol sistemlerinin tasarlanması ile mümkündür. İşletme politikalarının tasarlanması ve uygulanmasının hastane bazında ve birimler bazında olmak üzere iki aşamada yürütülmesi gereklidir. Özellikle birimler arasındaki yoğun ilişkiler, birimler arası koordinasyonu sağlayacak işletme politikalarının oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Bunlara ek olarak uzun önemli planlar vasıtasıyla gelecekteki iş yükünün, talebin belirlenmesi ve buna göre kaynak ihtiyaç seviyeler nin tespiti gerekmektedir.

A. Hastane dış sistemi

Hastane dış sistemi; dinamik bir çevrede, değişime ve sınırlayıcı faktörlere açık birşekilde amaçları doğrultusunda çalışır. Bir hastanenin dış sistemi Şekil 3’de gösterilmiştir.

Hastane sistemi, dış sisteminin yani süper sisteminin etkisi altındadır. Hastane sistemi için dış etki ve sınırlamalardaşu faktörler rol oynamaktadır: Toplu sözleşme ve pazarlık, mali durum, hastanın arkadaşları, toplumun vekilleri, toplumun beklentileri, hastaları akredite eden komisyon, uzlaşmalara çalışma yetkisi verme, sigortaşirketleri, devlet düzenlemeleri vb. Bu durum Şekil 4’deki gibidir.

Hastane sisteminin girdileri iseşunlardır: Hastalar, doktorlar, çalışanlar, teçhizat, stoklar, bina vb. Bu girdiler hastane sisteminin veya hastane üretiminin enerjisi ve kaynakları olarak da adlandırılmaktadır.

1. Hastane Sisteminin Girdileri

Günümüzde hastanelerin fonksiyonlarında meydana gelen değişmeler, hastanelerin kaynaklarında da büyük değişiklikler yaratmıştır.

Hastanelerin, toplumun arzu ettiği sağlık hizmetlerini uygun olarak üretebilmeleri için çeşitli hastane kaynaklarına sahip olmaları ve onları tedarik etmeleri gereklidir. Hastanelerde kaynakların önemi daha da dikkat çekicidir, çünkü bu kaynakların eksikliği insan hayatına mal olabilmektedir.

Hastanelerin amaçlarına ulaşmak ve fonksiyonlarını yerine getirebilmek için sağlık hizmetlerinin üretiminde belirli üretim unsurlarını kullanmak zorundadırlar. Bu üretim unsurları işletme üretim unsurlarının aynıdır, fakat önem ve sıra farklılıkları söz konusudur. Hastane yöneticilerinin, her gün gelişen çeşitli tekniklerden yararlanmak yolu ile üretim unsurlarını en verimli, en ekonomik ve birbirleri ile en ahenkli biçimde kullanması gerekmektedir.

Genelde literatürde hastane üretim kaynakları, girdileri olanak; insan gücü, para, zaman, makine, malzeme, yer ve bina ile bilgiden söz edilmektedir (Şekil 5).

a. İnsan gücü

Hastanelerin en büyük aktif gücü insan gücüdür. Bu unsur hastanelerde önemini her zaman ve her çeşit gelişmelere rağmen koruyabilmiştir. Hastaneler, personel özelliği bakımından insan mozaiği gibidirler. Çok çeşitli, nicelikli ve nitelikli insan gücü grup gayretleri ile hastane amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırlar, en önemli insan gücünü hekimler ve hemşireler oluştururlar. Hekimlik el hünerleri gerektiren bir sanattır ve hekimlik alanında makinelerşimdilik insan gücünün yerini dolduramamaktadırlar. İnsan, diğer üretim unsurlarını da yaratan bir unsurdur. Hastanelerde üretilen sağlık hizmeti insanlara sunulduğu ve üretimin en önemli faktörü insan olduğu için, durum diğer mamul üretimlerindeki insan gücü öneminden daha ayrı bir hassasiyet ve nitelik gerektirir.

Hastane yönetimi, çeşitli teknikleri kullanmak sureti ile bazen insanların niteliklerini değiştirerek, bazen sağlık personelini gruplaştırarak ve aralarında uyumlu bir işbirliği sağlayarak, insan gücünün fazla yararı elde edecek ve belli bir işi daha kısa zamanda, daha ucuza ve daha az insan gücü ile üretilebilecektir.

Türkiye’de hastanelerin ihtiyacı olan insan gücü unsurunda nicelik ve nitelik yönünden büyük eksiklikler vardır. Gerekli öğretim, eğitim, yetiştirme ve geliştirme programları ile ihtiyaç duyulan nitelik ve nicelikteki insan gücü karşılanmalıdır.

b. Para

Para, insan gücünün iş alanına sokulması, tıbbi malzeme, makine ve yerlerin satın alınması, kiralanması ve hastane binalarının yaptırılmasında araç niteliğindeki bir kaynaktır. Hastane yönetiminde paranın miktarı, öteki kaynakların sağlanması için önemli ve yapılacak sağlıkla ilgili planların kapsamını tesbitte etken bir unsur olmaktadır. İyi bir hastane yönetiminde belirli sağlık hizmetlerinin daha ucuza üretilmesi, paranın ekonomik anlamda harcanmasını gerektirmekte ve yine belirli bir para ile en fazla iş veya hizmetin yapılmasına imkan sağlamaktadır.

Hastaneler pahalı çalışan, pahalı alet, cihaz, personel kullanan işletmelerdirler ve paraya ihtiyaçları fazladır. Bu nedenle sağlam fon kaynaklarına ve fonların akılcı dağıtımına ihtiyaç vardır. Türkiye’de hastanelerin fon kaynakları devlet, döner sermaye ve dernek bütçesi gibi dağınık bütçelerden oluşmakta, harcamalarda mevzuat kısıtlamaları hizmeti aksatmaktadır. İnsan hayatına yönelik, acil alım kararlarının söz konusu olduğu hastanelerde fonları serbest, fakat akılcı kullanma imkanı olmalıdır. Türkiye’de hastane finans fonlarının çoğunu devletin karşılaması, iyi bir bütçeleme uygulamasının olmaması, finansmanın kısıtlı olması ve kaynakların harcanmasında akılcı davranılmaması hastane hizmetlerinin aksamasına neden olmaktadır.

Hastanelerde sağlam fon kaynakları oluşturulmalı, iyi bir bütçe yapılmalı, para akılcı kullanılmalı, finansman fonksiyonu konusunda hastane işletmelerine serbesti tanınmalıdır.

c. Zaman

Hastanelerde hizmet üretiminde zaman unsuru çok önemlidir, çünkü zamanın akışım durdurmak, hızlandırmak veya geri getirmek mümkün değildir. Bu nedenle zamanın iyi kullanılması, iş hareketlerinde gereksizliklere yer verilmemesi gereklidir. Sözgelimi; bir hekim veya hemşire zamanının önemli bir kısmını hasta dışında harcamaktadır ki bu israftır. Hâlbuki belli zaman süresindeki sağlıkla ilgili hizmet üretimini artırmanın yolları araştırmalıdır. Nicelik ve nitelik yönünden hastanelerde insan gücü ihtiyacı varken, mevcut işgücünün de zamanını iyi değerlendirememesinin sebebi yetersiz hastane yönetimindendir.

Hastaya acil müdahalede, ameliyatta veya kan gibi kritik girdi tedarikinde zaman unsuru olumlu ve olumsuz açılardan çok hassas ve önemlidir. Bir tarafta yaşama, sevinç, sağlık ve mutluluk için işleyen zaman, aksi yönde üzüntü, ızdırap ve ölüm için işleyebilir. Hastanelerde zaman unsurunun kötü kullanılışı hasta ve toplum için giderilemez kayıplara neden olur. Kaybedilen para, makine vb. telafi edilebilinir, fakat ölen bir insanı geri getirebilmek maalesef mümkün değildir. Zaman iki defa kullanılmaz ve ayrıca vakit nakittir. Zaman unsuru hiçbir örgütte insan hayatını hastanedeki kadar etkilemez.

Hastanelerimizde zaman unsurunun iyi kullanılmadığı görülmektedir. Bu unsurun iyi değerlendirilmesi için hastanelerde her seviyede ve her birimde zaman planlamasının yapılması gereklidir.

d. Makine

Hastanelerde önemli bir hizmet üretimi unsuru da makinelerdir. Teknolojik gelişme makinelerin işgününü artırmakta veya yeni bir hizmeti yapacak yeni bir makineyi hizmete koymaktadır. Bu hal insan gücüne olan ihtiyacı sosyal bakımdan azaltmakta, fakat öte yandan para ve zamandan alabildiğine tasarrufu da beraberinde getirmektedir. Bugün hastanelerin hemen her birimine makineler girmiştir. Hastane yönetimi, zamanın, paranın en iyişekilde kullanılabilmesi için makineyi en önemli bir araç olarak değerlendirmektedir. Bugün her çeşit makine, elektrojen grupları, ısı merkezleri, su arıtma tesisleri, iklimlendirme sistemleri, soğuk hava ve morg sistemleri, ulaşım araçları, yazı ve hesap makineleri, telefon, bilgisayar, etüv, hemodiyaliz, EKG, EEG, EMG, röntgen, kapalı devre TV, kuvöz, ultrason vb. makineler, cihazlar, sistemler, teşhis ve tedavi ve diğer sağlık hizmeti üretimi çalışmalarında hastane yönetiminin başlıca kaynağı haline gelmişlerdir.

Hastaneler, insan makine işbirliğinin en yoğun görüldüğü örgütlerdendir. Modern hastanelerde kullanılan makinelerle karşılaştırıldığında, bazı hastanelerimiz hariç Türkiye’de hastanelerin makine parkı yetersizdir ve hek depoları tıbbi makine mezarlığıdır. Bunda yerli üretimin çok yetersizliği, çok çeşitli ülkelerden değişik markalarda, sistemde makinelerin alınması, tamir-bakım ve onarım servislerinin olmaması, mevcut kullanıcıların ve tamircilerin nicelik ve nitelik yönünden yetersizliği rol oynamaktadır. Hastanelerde robotların, robot hemşirelerin kullanılmaya çalışıldığı, otomasyonun uygulandığı bir çağda Türkiye’de de hastanelerin tıbbi makine ihtiyacının yeterli sayı ve kalitede üretilmesi, kullanıcı ve tamircilerin iyi eğitilmesi ve yeterli sayıda olmaması, dışarıdan alınan makinelerin çeşidinin rekabeti engellemeyecekşekilde azaltılması ve servis mecburiyeti konulması hek depolarında ufak arızalar veya başka nedenlerle hizmet dışı bırakılmış makinelerin tamir edilerek hizmete kazandırılması ve hastane otomasyonuna geçilmesi gereklidir.

e. Malzeme

Sağlık hizmetlerini üretmek için kullanılması gerekli olan maddeler malzeme olarak ele alınmaktadır. Sağlık hizmeti ile ilgili hizmet ve mal üretiminde kullanılan her çeşit malzeme bu kapsam içerisinde toplanmaktadır. Malzeme bazen tabiattan alındığı gibi veya çıkarıldığı gibi tabii bir durumdadır, kömür, odun, su vb. gibi bazen bir makine da, bir iş veya hizmette kullanılmak üzere işlenmiş ve imal edilmiş durumdadır, gazlı bez, flaster, pamuk, röntgen filmi, ilaç, oksijen gazı, katgüt vb. malzemeler olmadıkça sağlık hizmetlerini yürütmek mümkün değildir. Malzemeler, hastane yönetiminin muhtaç olduğu önemli bir kaynaktır ve akılcı olarak kullanılması gereklidir.

f. Yer ve Bina

Hastanelerde yer ve bina unsuru içerisinde hastane arsası, hastane binaları, bina içindeki klinikler, poliklinikler, bürolar, teşhis birimleri, destek hizmet üniteleri, ameliyathaneler, eczane, kan bankası, idare birimleri vb. akla gelebilen her türlü yerler sayılabilinir. Hastane alanlarından yararlı ve ekonomik bir biçimde faydalanmak, iş akımlarına göre alan yerleştirmesi yapmak hastane yönetiminin amaçlarındandır. Hastanelerde iyi bir yerleşme düzeni iş akımını hızlandırıcı ve sağlık hizmeti üretimini olumlu yönde etkileyici olmaktadır. Bir büroda, gereğinden fazla personel bulunursa orada verim azalır, bir hasta odasına gereğinden fazla hasta yatırılırsa, hasta tedavi ve bakımının kalitesi düşer, hastanın hastanede kalış süresi uzar, böylece yatan hasta maliyetleri yükselir, yatak işgal oranı düşer ve hasta morali de bozulur.

Hastanenin yeri de hizmetlerin işlemesinde ve toplumun ondan yararlanmasında önemlidir. Sağlık pazarına uzak bir hastane, hastalara, hasta sahiplerine, kaliteli personele, üretim unsurlarına uzak bir hastane yüksek maliyet aksak ve verimsiz bir çalışmaya ve zararla cezalandırılmaya mecburdur. Hastanelerin yeri iki bakımdan önem taşımaktadır: İlki, hastanenin üzerinde oturacağı yer, diğeri ise hastane içindeki faydalanma alanlarıdır. Bu konuda hastane yerinin seçimine etki eden faktörler ile modern ve ihtiyaçlara göre hazırlanmış hastane mimarisi göz önünde bulundurulmalıdır. Her ikisinin de büyük önemi vardır. İnceleme ve araştırmalara dayanmayan yer ve yerleşme etütleri yapılmaksızın hastane yeri seçme ve yerleşmeye geçmenin hastane hizmetleri verimini ve maliyetlerini olumsuz biçimde etkilemesi kaçınılmaz bir sonuçtur.

Ülkemizde hastaneler için yer seçimi, hastane mimarisi, hastanelerde hareket ve zaman etütlerine ve alan yerleştirme kaidelerine uygun çalışmalar dikkate alınmamaktadır. Modern hastanecilik açısından sayılan bu faktörlere dikkat edilmesi gereklidir.

Hastanelerin sağlık hizmeti üretim unsurları başka bir açıdan resmi (gerekli nitelik ve nicelikte sağlık personeli) kaynaklar, mali (para), maddi (bina, makine) ve hukuki (mevzuat) kaynakları olarak sıralanmaktadırlar. Esasında bu hizmet üretimi unsurları çeşitlilik gösterirler ve bu unsurları sınırlandırmak mümkün değildir. Hastanelerde sağlık hizmeti üretimi unsurlarının her birinin çok çeşitlilik ve değişiklik göstermesine bakılırsa, unsur sayısının alabildiğine artması tabiidir.

g. Bilgi

Günümüzde en değerli hazine bilgidir. Bilgi, hastanelerde diğer işletmelere göre daha çok önem arz etmektedir. Hataların telafisi yoktur ve hatalar, insanın hayatta kalması veya ölmesine neden olabilirler. Bilgilerin; doğru, yeterli, kaliteli ve zamanında elde edilmesi ve hastane bilgi sisteminin veriden bilgiye ulaşımı kolaylıkla, kısa zamanda ve ekonomik olarak sağlaması gereklidir. Yanlış bilgi yanlış teşhis ve tedaviye, zamanında elde edilmeyen bilgi istenmedik çıktılara ve ölümlere neden olabilirler. Bu nedenle bilgiyi oluşturacak ve güvenle ve gizlilikle saklayabilecek bir hastane bilgi sisteminin hastanelerin en büyük ihtiyacı olduğunu vurgulamak gereklidir.

Hastane sisteminin çıktıları iseşekildedir: Taburcu edilen hastalar, gelişmiş hekim becerileri, gelişmiş toplum sağlığı, aktif hale gelmiş tüketciler, çalışanların tatmini, gelişmiş toplum vb. (Şekil-6).

Hastane sistemleri, içinde bulundukları sistemden etkilenir ve onları etkilemeye çalışırlar. İhtiyaçları olan girdileri tedarik eder.

Girdileri işleme tabi tutar ve toplumun arzu ettiği seviyede (amaç, kalite, verimlilik, ekonomiklik, etkinlik vb.) çıktı sağlarlar. Çıktıların mutlaka çevreye fayda sağlaması ve sinerjik enerjiyi yükseltmesi esastır.

B. Hastanenin İç Sistemi

Hastane sistemi, iç sistem olarak, tıbbi yönetim, hasta yardım program&#305