SAĞLIK EĞİTİMİSağlık Ekonomisi Ve Pazarlama

SAĞLIK EKONOMİSİ

SAĞLIK HİZMETİ TALEBİNİN ÖZELLİKLERİ

 Sağlık hzmlerinde talep düzensizdir, sürekli değildir. Kişi ancak hastalandığı zaman hizmet talep etmektedir. İnsanların hangi düzeyde ve ne zaman hastalanacağını saptamak mümkün değildir. Bu nedenle tedavi hizmetlerinin kalite ve kantite yönünden planlama olasılığı yoktur.

 Tüketici, diğer mal ve hizmetler piyasasında o mal veya hizmeti tanımlayan ön bilgilere sahiptir. Sağlık hzmleri alanında ise kişinin bilgi sahibi olması ve seçenekleri araştırması çok zordur.

 Sağlık kesiminde talep gelirin fonksiyonudur. Yani geliri yüksek olan kesim daha çok sağlık hizmeti talep etmektedir. Aynı zamanda yüksek gelirli kişilerin yakalandığı hastalıklarla düşük gelirli kişilerin yakalandığı hastalıklar farklılık göstermektedir.

 Tüketici sağlık hizmeti talebinde bağımlıdır. Hasta istenenleri yerine getirmek zorundadır. Lab, sağlık personeli hzmleri ve ilaç talebi de gerekli olabilmektedir.

 Sağlık tesisi kurulan yerde talep artmaktadır. Tüketicinin oturduğu yer ile sağlık tesisinin bulunduğu yer arasındaki uzaklık büyüdükçe talep düşmektedir.

 Sağlık hzmleri talebinin fiyat esnekliği düşüktür. Başka bir deyişle fiyat yükseldikçe daha az, düştükçe daha çok hizmet talep edilmesi söz konusu olamaz.

 Bir hastaneden hizmet talebinde bulunacakların sayısı 6 değişkenle açıklanabilir :

1. Hastanenin hizmet sunduğu bölgenin genişliği

2. Bölgenin nüfus yoğunluğu ve nüfus artış oranı

3. Nüfusun yaş, cinsiyet ve eğitim düzeyine göre dağılımı

4. Bölgenin temel ekonomik faaliyeti ve gelir düzeyi

5. Uygulanan ücret tarifesinin özelliği

6. Bu 5 değişkenin her birinin gelişme eğilimi

Devlet bazen doğrudan talep yaratıcısı olabilir. ÖRN:

a) Sigortasız ve yoksul kişilerin ücretsiz tedavisi

b) Düşkünler için bakımevi açılması

c) Bulaşıcı hastalıklara yakalananların ve ruh hastalarının zorunlu ve kontrollü tedaviye alınması…vs

Devlet kişilere, gönüllü kuruluşlara, hayır kurumlarına, kamu kesimi dışında sağlık alanında çalışan kurum ve kuruluşlara dolaylı yoldan olanaklar sağlar.

BELİRSİZLİK

Sağlık bakımında ya da hzmlerinde belirsizliği görebiliriz. Sağlık hzmlerini kullanmadaki kararların çoğu tesadüflere bağlıdır. ÖRN: kırık, mide kanaması ve kalp krizi sonunda sağlık hzmine ihtiyaç duyulur. Bu belirsizlik sağlık hzmtini sunanlar arasında mevcuttur. Bir dr tedavi cevap vermediğinde başka bir tedavi yöntemine başvurmakta ya da tedavinin süresini kısaltmakta ya da uzatmaktadır.

Bilginin mevcudiyeti

Sağlık hizmetlerinde drlar hastalarına göre talep edilen ürün hakkında daha fazla bilgiye sahiptirler. Hasta, drunun kendisi için en iyi kararı vererek gerekli teknooloji ile dürüstçe talep edilen hzmti üreteceğini varsayar. Drlar hastalarına yeterinden fazla sağlık hzmti verebileceği gibi hastaya tam bilgiyi vermeyebilirler. Hasta sağlık bakımı hususunda bilgi ve becerilerini arttıramaz. Bir başka meslek grubu ile müşterisi arasındaki bilgi açığı bir doktor ile hasta arasındaki gibi değildir.

DIŞSALLIKLAR

Sağlık hzmlerini diğer ekonomik faaliyetlerden ayıran özelliğin başında (+) veya (-) dışsallıkların olması gelmektedir. Bir kişi bulaşıcı bir hastalığa yakalandığında yalnızca kendisi hasta olmamakta aynı zamanda çevresi için de bir risk oluşturmaktadır. Şayet bu kişi aşı olursa (bulaşıcı hastalığa karşı) kişisel faydadan çok sosyal faydası daha fazla olan bir faaliyette bulunmuş olur. Bu bir (+) dışsallıktır. Sivrisinekle mücadele, aşılama, karantina gibi hzmler dışsallığı yüksek olan sağlık hzmti aktiviteleridir.

DEVLET MÜDAHALESİ

Devlet birçok sektöre müdahalede bulunmakta fakat en yoğun müdahale sağlık sektöründe ortaya çıkıp sektörün yapısını etkilemektedir.

 Belli diploma veya sertifika zorunluluğunun birçok sağlık personeli için istenilmesi gelmektedir. Birçok alanda o iş için seferberlik belgesi istenilse de hemşire, dr, eczacı ve diğer sağlık personeli yeterliliğini gösteren dökümanlar almadan mesleklerini icra edemezler.

 ………. gücü olmayan olmayan kişilerin sağlık hzmlerine ulaşımı için finansal destek sağlamak amacıyla gerekli yasal düzenlemeleri yerine getirmektir.

 Sağlık hizmeti sağlayanların ekonomik faaliyetlerinin sıkı birşekilde kontrolüdür. Bunun amacı hizmeti üretenlerin aşırı fiyat artışlarına giderek kişilerin almak zorunda oldukları bu hzmlerden aşırı kar yapmasını engellemektir.

 Sağlık sektöründe arştma yapan kişi ya da kuruluşların finansal olarak desteklenmesidir.

 Piyasaya girecek olan ilaç ya da cihazların piyasada satışa sunulmadan önce insan sağlığı üzerindeki etkilerinin araştırılıp potansiyel yan etkilerinin tespit edilmesinde yasal düzenlemelerin oluşturulmasıdır.

 Sağlık pazarında birçok alışılmamış durumlar mevcuttur.

 Sağlık pazarında aşırı derecede devletin müdahalesinin olması

 Sağlık bakımında birçok belirsizliğin bulunması ve bakıma ihtiyaç olduğunda işleyişinin bilinememesi.

 Doktorlar ile tıbbi bakıma ihtiyaç olanlar arasındaki bilgi düzeyindeki farklılığın büyük olması.

 Sağlık hzmlerinde dışsallığın olmasıdır.

TALEBİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

 Sağlık işletmesinin başarılı ya da başarısız olarak yürüttüğü tanıtıcı kampanyalar : Her ne kadar sağlık işletmesinin reklamı yasal olmasa da kitle iletişim araçları ile tanıtım faaliyetleri yapılır. ÖRN: herhangi bir üniversite hastanesinde başarı ile yapılan organ transplantasyonları TV ya da gazetelerde haber konusu yapıldığında bu hastaneye olan talep bu hastanede ileri teknoloji ve başarılı sağlık personeli bulunmadığı inancı ile artacaktır.

 Nüfus yapısındaki değişiklikler : Yaşlı kişilerin sayısının toplumda artmaya başlaması bu yaş grubu kişilerin daha fazla sağlık hzmti talep etmesine etken olacaktır. Ayrıca daha fazla ilaç talep etmesine sebep olacaktır.

 Kişilerin gelir seviyesi : Gelir arttıkça talep edilen sağlık hzmti ya da malın miktarında artış beklenmektedir.

 Tamamlayıcı ve ilave sağlık hzmleri ya da malların fiyatları sağlık hzmlerine olan talebi etkilemektedir : Dr hzmleri ve hastane hzmleri birlikte kullanılan hizmet türleridir. Örnek olarak cerrahi müdahaleler için direk cepten yapılan harcamalarda düşüş olursa bu hzmte olan talep artacak ve tamamlayıcı hzmt olan hastane yatak hizmetine talep olacaktır. Sağlık sektöründe üretilen bir mal ya da hzmetin fiyat seviyesindeki artış kişileri alternatif olarak kullanılabilecek mal ya da sağlık hzmtine yönlendirir. ÖRN; hastane çalışma ücretlerinin artması kişileri evde bakım hzmtlerine yönlendirir.

 Kişilerin herhangi bir sağlık sigortasına sahip olması sağlık hzmtlerine olan talebi arttırır.

 Kişisel tercih ve zevkler : Tüketicilerin tercihlerinin değişmesi mal ya da hzmti satın alan kişi gözündeki öneminde değişme olmasıdır. Bu değişme hizmet ya da mala olan talepte artma ya da azalmaşeklinde ortaya çıkar.

 Talep edilen sağlık hzmti ya da malın kalitesi : talep edilen sağlık hzmti kullanan tarafından kaliteli olarak algılanıyorsa, kişi o sağlık işletmesine daha fazla gelip hzmt tüketmek isteyecektir.

 Hava koşulları ve sezon : Ramazan ayında hastaneye giden kişilerin sayısındaki azalma gibi.

ARZI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

 Teknolojik değişme : Teknoloji üretimde daha fazla mal ya da hizmet üretilmesine yardımcı olduğu gibi maliyetlerin de ucuzlamasına sebep olması beklenir. Üretim ucuzladıkça sağlık hzmti ya da malını üreticier aynı fiyat seviyesinde daha fazla üretmek isteyeceklerdir (arz eğrisi açığa çıkacaktır).

 Girdi fiyatlarındaki değişme : Girdi fiyatlarındaki artış üretimi gerçekleştirenlerin aynı fiyat seviyesinde daha fazla üretim yapamayacaklarını belirtir. Şayet hemşirelerin saat ücreti artarsa aynı fiyat seviyesinde hemşirelik hzmti verilemeyeceğinden hzmt arzını etkileyecektir.

 İlişkili mal ya da hzmlerin fiyatları : Örneğin hastaneye alınan röntgen filmindeki fiyat artışı sunulan röntgen hizmeti arzını etkileyecektir.

 Üretim yapan endüstrinin boyutu : Sağlık hzmti ve malını üreten işletmelerin çokluğu daha fazla ürüne sebep olacaktır. Arzı etkileyen miktar artacaktır. Diğer faktörler sabit kalmak koşulu ile fiyatlarda bir azalma beklenecektir.

 Hava koşulları : Sıtma vakalarının yazın daha çok artması sinek öldürme ilaçlarının üretimini arttıracaktır. Soğuk algınlığı ilaçlarının üretimi kışın fazla olmaktadır.

 Devletin sağlık arzına müdahalesi : Devlet sağlık pazarına arzı etkileyecek müdahalelerde bulunabilir.

Bu müdahaleşekilleri ;

 Sağlık sigortası ; devlet girişimcileri sağlık hzmti pazarına girmesi için teşvik etmek amacıyla bir takım girişimlerde bulunabilir. Devlet yasal düzenlemeleri ile özel sektörü teşvik edebilir. Özel sağlık sigortalarının sektöre girmesi kişileri bütçelerine uygun sağlık poliçesini seçmelerini ve sağlık hzmt alım gücünü arttırmaktadır.

 Sağlık hzmtinin kalitesini arttırmaya yönelik çalışmalar ; devlet sunulan hzmtin kalitesinin arttırılması için belli standartlar geliştirerek hzmt sunumuna müdahale edebilir. Bu müdahaleşeklinde sağlık hzmti veren kurumların akredidasyon veren kurumlara yeterlilik belgesi alması zorunluluğu getirilebilir. Sağlık işletmesi bu belgeyi alana kadar hzmt üretiminde sınırlandırma yapabilir.

 Tıp eğitiminin geliştirilmesi ; tıp fakültelerine alınan öğrencilerin sayısının arttırılması ya da azaltılması bir müdahaleşeklidir.

 Drların sağlık hzmti pazarına giriş ve çıkışı ile ilgili düzenlemeler ; drların hastalarına hzmt için en az iki yıl tıp fakültesi sonrası çalışma zorunluluğu getirilmesi yeni mezun drların sağlık pazarına hemen giremeyeceğini gösterir. Başka bir örnek ABD’denher eyalette kullanılan eyalet sınav sistemidir. Dr dengesini belli seviyede tutmak ve drların yeterliliğini tespit etmek için her eyalet kendi sınavını yapmaktadır. Ülkede uygulanan TUS sınav sistemi de uzman sayısını dengede tutmayı amaçlayan ve uzman arzını kısıtlayıcı bir sınav türüdür. Bu sistemde de sayıların belirlenmesinde kamu müdahalesine rastlanmaktadır.

SAĞLIK HZMTLERİNİN FİNANSMANINDA HÜKÜMET SORUMLULUĞU

Sağlık hzmtlerinin finansmanı tamamen pazarşartlarına terk edilemeyen bir konu olup her devleti yakından ilgilendirmektedir. Sağlık konusunun tamamen pazara bırakılmayışının başlıca nedenlerişunlardır :

1. Bazı sağlık hzmtleri kamu yararını amaçladığından “kamu malı” olmak durumundadır. ÖRN ; temiz su sağlanması ve çevre sağlığı, bulaşıcı hastalıklar için önlemler alınması gibi konularda hzmtin sadece bedelini ödeyene verilmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle de bu tür hzmtlerin özel sektöre bırakılması akılcı bir yol değildir.

2. Cinsel temasla bulaşan hastalıklar, tüberküloz, aşı ile önlenebilen çeşitli hastalıklar sadece hasta olanh kişiyi değil yakın temasları da ilgilendirir. Bu tür sorunları olan kişilerin,sorunları için hzmt araması ya da satın almasını beklemek başkalarının sağlığını etkileyeceğinden kamunun müdahalesini gerektirir.

3. Bir diğer neden de sağlık konusundaki tüketicilerin her zaman yeterince bilgilendirilmemiş olmasıdır. Hzmti sunan hekim ile hzmti alan hasta arasında hzmtin değeri konusunda her zaman bir farklılık olacağı gibi hekimlerin hzmtlerin bedelini piyasa koşullarına göre belirleyebileceği bir ekonomik model oluşturulamamaktadır.

4. Serbest pazarın kontrolü dışında kalan ya da çekiciliği olmayan yukardaki durumlar ağırlıklı olarak yoksul toplum kesimleri için önemlidir, ki devletin müdahalesi olmadığında zaten bozuk olan dengeler bu kesimlerin daha da aleyhine olmak durumundadır. Öte yandan devletin sağlık hzmtleri alanını tamamen kontrol altına almasının da sakıncaları vardır. Bu sakıncaların bazılarışuşekilde sıralanabilir :

 Kamunun yararını gözetmesi beklenen devlet kuruluşları, genellikle toplumun güçlü kesimlerinin kontrolünde olduğundan toplumu temsil etme özellikleri azalmaktadır. Politik gücü daha fazla olan varlıklı kesimlerin kamu sağlık hzmlerinden yararlanma konusunda yoksul kesimlere göre her zaman üstünlüğü olacaktır.

 Gerek politik gücü fazla olan varlıklı kesimlerin gerekse sağlık bakanlıklarında etkili olan uzman grupların taleplerine bağlı olarak basit koruyucu hzmler yerine karmaşık tedavi edici hzmtlere ağırlık verilmesi riski de vardır.

 Devlet işleyişindeki yoğun bürokrasi nedeniyle acil durumlar için çözüm bulunması veya yeni düzenlemelere gidilmesi zor olmaktadır.

 Sağlık konusu uzun vadeli yatırım gerektirdiğinden ve amaçları diğer ekonomik alanlarda olduğu gibi hemen görülmediğinden sürekli seçime hazırlanan politikacılar açısından uzun vadeli planlar yapılması pek gerçekçi olmamaktadır.

Sağlık hzmlerinin kamu tarafından finanse edildiği ülkelerde hzmti veren ile tüketici arasında genellikle bir aracı kurum vardır (devlet veya sigorta). Bu durumda sağlık hzmtinden kimin ne kadar yararlandığı ve kime ne kadar ödendiği konusunda bir netlik yoktur ve yukarıda sayılan sakıncalar ortaya çıkmaktadır. Ulusal sağlık hzmti veren ülkelerde hzmt veren ile satın alana aracılık eden genellikle aynı olup devlettir. Oysa hizmeti veren ile finanse edenin ayrılmaması gerekir.

SAĞLIK HZMTİNİN FİNANSMANI

Teorik olarak sağlık hzmleri üç ana kaynaktan finanse edilir ; kamu (public), özel (private) ve karma (mix).

Pratikte ülkelerdeki sağlık hzmtlerinin finansman modellerine bakıldığında temel yaklaşımın kamu, özel veya çoğunlukla rastlanan her ikisinin belli derecelerde yer aldığı bir karma modelin var olduğu görülür. Bir ülkenin finansman modelini bu üçlü sınıflamadan birine dahil etmek oldukça güçtür. Çoğunlukla farklı derecelerde olmak üzere kamu ve özel sektörün oluşturduğu ve çoğuşekli kaynaklardan beslenen kombinasyonlara rastlanır.

Hem sağlık hzmtlerinin finansmanında hem de sunumundaki kamu-özel karışımın dereceleri ülkelerin sosyal değerleri ve verimlilik, hakkaniyet politikalarına bağlı olarak ülkeden ülkeye, hatta ülke içinde zamanla farklılık gösterebilmektedir. ÖRNEĞİN ; Türkiye’de Sağlık Bakanlığı, SSK, Üniversiteler, diğer Bakanlıklar, belediyeler, KİT’ler, kamu kurumları olarak; Kızılay, Organ Nakli Vakfı gibi kamuya yararlı kuruluşlar; özel hekim muayenehaneleri, özel poliklinik ve lablar, özel hastaneler ve eczaneler ise özel sektörü temsilen sağlık hzmeti sunmaktadır. Buna karşın Maliye Sağlık ve diğer bakanlıklar, SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı, KYK, özel sigortalar ve uluslar arası kuruluşlar da sağlık hzmtlerinin finansmanından sorumludur.

Sağlık sektöründe üretilen mal ve hzmtler incelenirken bunlardan kimlerin yararlandığına bakmak gerekir. Bu anlamda iki uç bulunmaktadır : Özel ve Kamu.

Baş ağrısı için alınan bir ağrı kesici sadece başı ağrıyan kişiye yarar sağlayan özel bir durumdur. Diğer yandan sivrisinek mücadelesi için yapılan ilaçlamadan toplumun tüm bireylerinin yani kamunun yarar sağlaması sözkonusudur. Bazı sağlık hzmtlerini bu anlamda sınıflandırmak mümkün olmakla birlikte genellikle sağlık mal ve hzmtleri karmaşık bir yapıya sahiptir. Örneğin bir kişinin bulaşıcı hastalıklara karşı aşılanması o kişiyi hastalıktan koruyacağı için ona sağlayacağı yararın yanısıra bulaşıcı hastalığın ortaya çıkışının önlenmesi ile çevresindeki kişiler için bir yarar da gerçekleştirmektedir. Tüketiciler yararı tamamen bireysel özel olan sağlık hzmtleri için doğrudan para harcama eğilimindedir. Kamunun yararına olan sağlık hzmtleri için ise herkes bir başkasının para harcamasını bekler.

Başka bir açıdan bakıldığında tedavi edici hzmtlerin özel yarar, koruyucu hzmtlerin ise kamu yararına olduğu söylenebilir. Ancak bu bir genelleme olmayıp, tersi de geçerli olabilir. Örneğin tüberkülozlu bir kişinin tedavi olmasından çevresindekiler yarar sağlar.

Öte yandan sağlık bilinci yüksek olan kişilerin aşılama, periyodik muayeneler, doğum öncesi bakım gibi koruyucu hzmtler için para harcamaya hazır olmaları da mümkündür.

Sağlık hzmtlerinin finansmanındaki bu karmaşık yapı nedeniyle bu hzmetlerin ne tamamen kişiler tarafından özel harcamalarla, ne de tamamen kamu yararına devlet ya da başka bir kamu kuruluşu tarafından yapılacak harcama ile finanse edilmesi mümkün değildir. Hemen hemen tüm ülkelerde sağlık hzmtlerinin finansmanı için tek bir model bulunmamakta birkaç modelin birarada uygulandığı görülmektedir.

Devletin sağlık hzmtlerinin finansmanında belli ölçülerde belli rolleri üstlenmesi hemen tüm ülkelerde (Pazar ekonomisini benimseyen ABD’de bile) görüldüğü bir gerçektir. Sağlıkta özel sektörün güçlendirilmesi gerektiğini savunan Dünya Bankası yetkilileri de bu gerçeği kabul etmektedir. Çünkü devletin sosyal verimliliği ve eşitliği sağlamak ve korumak amacıyla pazarşartlarına müdahale etmesi gerekmektedir.

Sağlık hzmtlerinin finansmanında benimsenen model ne olursa olsun mutlaka aşağıdakişartları yerine getirmesi gerekir :

 Hakkaniyeti ulaşılması gereken vazgeçilmez bir hedef olarak görmesi

 Kaynakların toplanması ve yönetimi maliyetlerinin düşük olması

 Kaynak akışında devamlılığın sağlanması

 Halkın kabul etmesi ve memnuniyetinin temin edilmesi

 Öncelikli olmayan kanuları finanse etmemesi

FİNANSMAN MODELLERİ VEYA KAYNAKLARI

Kamu Kaynakları

 Genel vergiler

 Özel amaçlı vergiler

 Sosyal sigorta

 Diğer

Özel Kaynaklar

 Özel sigorta

 Toplumsal finansman

 İşverenin finansmanı

 Katkı payları

 Doğrudan cepten (hane halkı) ödemeler

 Döner sermaye

GENEL VERGİLER

Hemen her ülkede genel vergiler sağlık hzmtlerinin finansmanında temel kaynak olarak kullanılmaktadır. Sağlık hzmtlerinde pazar ekonomisinin çok geliştiği ABD’de bile devlet genel vergilerden elde ettiği kaynaklarla medicare ve medicadi finanse etmektedir. Tek başına bu modeli benimseyen özellikle gelişmekte olan ülkeler sıklıkla dar boğazlar yaşamaktadırlar. Bu sıkıntıları aşmak için de vergi gelirlerini arttırma yolları ararlar. Sağlık hzmtlerine ayrılan payı arttırmak için

1. Vergi oranlarını, sağlık sektörüne ayrılan oransal pay sabit tutularak arttırmak

2. Sağlık hzmtlerine vergi gelirlerini başka kaynaklardan aktarma yoluyla arttırmak

3. Bunların her ikisini de uygulamak gerekebilir.

Birçok gelişmekte olan ülkede sağlık sektörü hükümetlerin hemen her zaman daha az öncelikli konuları arasında yer aldığından sağlık hzmtlerinin finansmanında genel vergileri güvenli bir kaynak olmamaktadır. Genel vergilerle finanse edilen sağlık hzmtlerini genelde tüm bireyler kullanabilir. Ancak kamu elindeki bu kaynakların dağıtımındaki öncelikler siyasi çıkarlar nedeniyle gözardı edilir ve yatırımlar daha pahalı alanlara ve kent merkezlerine kaydırılırlar.

ÖZEL AMAÇLI VERGİLER

Vergi gelirleri genelde bir havuzda toplanır. Buradan hükümetlerin önceliklerine göre sektörler arasında dağıtılır. Özel amaçlı vergiler, genel vergilerin dışında belli bir amaç için bazı mal ( sigara, içki, ….. tüketim malları gibi) veya hzmtlerin (eğlence, seyahat gibi) üzerine kanulan ek vergilerden elde edilen gelirlerin doğrudan amaç doğrultusunda örneğin sağlık hzmtlerinin finansmanında kullanılmasıdır.

SOSYAL SİGORTA

Sigortanın fonları temel olarak hem işvereni hem de çalışanın ortaklaşa ödediği sigorta primleridir. Sigorta kuruluşu ve doğrudan üyelerine sağlık hzmti sunar (SSK’da old gibi) veya diğer hzmt sunucularından bellişartlarla üyeleri için hzmt satın alır. Adından anlaşılacağı gibi, sosyal bir amacı olduğundan, bu sigortalarda çok kazanan daha fazla öder, tüm üyeler riskleri paylaşır. En çok ihtiyacı olanların primleri artmaz. Özellikle düşük gelirli ve daha fazla sağlık hzmtne ihtiyacı olanların karunması bakımından hakkaniyete daha saygılıdır. İşverenler primleri düşük tutmak için çalışanların ücretlerini düşük tutabilir, daha sağlıklı kişileri istihdam etmek isteyebilirler. İşverenler ödediği primleri ürettiği mal ve hzmtlere yansıtabilir.

DİĞER

Diğer kamu finansman yöntemleri arasında açığın finansmanı veşans oyunları sayılabilir. Açık finansmanı daha çok iç ve dış borçlanmayla yapılabilir. Bu durumda ödenecek faizler, sunulan hzmt maliyetlerini arttıracaktır. Enflasyonun yüksek ve çalışmanın yavaş olduğu ülkelerin kredi bulmaşanslarının az olmasından dolayı devamlı ve güvenli bir metod değildir.

ÖZEL SİGORTA

Özel sigortacılık daha çok gelişmiş ülkelerde rağbet görmektedir. Ulusal sağlık sigortası gibi ulusal düzeyde kapsayıcı sağlık hzmt sistemlerinin bulunmadığı ülkelerde yaygın olarak kullanılan bir kaynaktır. Sosyal sigortadan farkı kişilerin ödemesi gereken primlerin havuz mantığı ile değil, sağlık yönünden kişisel riskleri ve hastalanma olasılıkları dikkate alınarak hesaplanmasıdır. Özel sigortacılığı genel olarak hakkaniyet ölçüsünde hzmte ulaşımı sağlamadığı kabul edilmektedir.

TOPLUMSAL FİNANSMAN

Toplumun kullandığı hzmtler için para ödemeden hzmtin verildiği binaların inşaatında işgücü sağlamadan, teftişine yardım toplamaya kadar bir çok yöntemle hzmtlerin finansmanına katkıda bulunur.

İŞVERENİN FİNANSMANI

Bazı durumlarda işveren çalışanlarının sağlık hzmti ihtiyaçlarının karşılanması için bir üçüncü tarafa gerek duymadan doğrudan finansmanı üstlenebilir. Böylece çalışanlarına sağlık hzmti vermek üzere, özel sektörden hzmt satın alır, doğrudan sağlık personeli istihdam eder veya gerekli sağlık kuruluşu, ekipmanı temin eder.

KATKI PAYLARI

Sağlık hzmtini kullananlardan sağlananlardan katkı payları, sağlık hzmtlerinin fiyat esnekliğinden yararlanarak özellikle kullanım kısıtlayarak maliyetleri düşürme, gelirleri arttırma gibi birçok amaç için kullanılabilir.

DOĞRUDAN CEPTEN ÖDEMELER

Kişilerin kullandıkları sağlık hzmti için kendi ceplerinden yaptıkları bütün doğrudan ödemelerdir. Sosyal sigortaşemsiyesi altında dahi olsa en azından yazılan ilaçların ………………………………………………………………………..

DÖNER SERMAYE

Hastanelerdeki döner sermaye işletmesinin gelirleri hastanenin ihtiyaçlarını karşılamada kullanılırken, bir kısmı da , örneğin %50’yi geçmemek kaydıyla , hastane personeline dağıtılabilir. Bu dağıtım personelin kalifikasyonunun yanısıra döner sermayeye katkısı ve hzmt üretiminde gösterdiği performans da dikkate alınarak adil bir hesaplama yöntemi kullanılarak yapılmalıdır.

HASTANE YÖNETİMİNDE FİNANSAL HEDEFLER

 Hastane finansal yaşamını sürdürmeyi sağlayabilmelidir.

 Hastane verdiği hzmtlerin devamını sağlayabilmek amacıyla, eskiden veya kullanılamayan mekan ve tıbbi ekipmanlarını yenileyebilmek için yeterli karı elde etmelidir.

 Hastane rakipleri arasında yeni teknolojik yatırımlar yapabilmek ve yeni hzmt alanlarında faaliyet gösterebilmek için yeterli kar sağlamalıdır.

 Hastanenin kamu yararına hzmt ürettiği gözönüne alınırsa, mümkün olan en uygun fiyatlarla yukarıdaki hedeflere ulaşılmalıdır.

Modern Sağlık Organizasyonlarında FİNANS SİSTEMİ, bütün varlıkların kontrol edilmesi, gelirlerin toplanması, fonların araştırılması, mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi, bilgi alama ve maliyet kontrolü konularında en büyük sağlanması gibi fonksiyonların yerine getirilmesi için oluşturulmaktadır. Bu tanımlama her türlü işletme için oluşturulmaktadır. Kar amaçlı veya kar amacı gütmeyen sağlık kuruluşlarının tüm fonksiyonlarının modern işletmelerin organizasyonlarından farklı olmamasıdan kaynaklanmaktadır.

Nasıl bir finansman sistemi olmalıdır ?

Türkiye’de nüfusun en zengin %20’si ulusal gelirin %55’ini , orta %40’lık bölümü %32’sini ve alt %40’lık bölümü de ancak %13’ünü almaktadır. Ulusal gelirin paylaşımında derin bir eşitsizlik söz konusudur. Bunu önlenmesi için;

 Sağlık hzmtleri türü ile genel bütçeler finanse edilmelidir. Genel bütçe oluşumunda KDV vb. dolaylı vergilendirme kaldırılmalıdır. Kayıt dışı ekonominin önlendiği ………. faiz gelirleri vb kaynaklı vergilendirme uygulanmalıdır.

 Hzmt sunan ve hzmt satın alanı birbirinden ayırmak. Prime göre hzmt sunumunu koşullamak. Hzmt sunumu ile finansman sisteminin devlet eliyle yürütülmesidir.

 Özel sağlık sektöründe hiçbir kaynak aktarımı (teşvikler vb) yapılmamalıdır.

Özel finansmanın hiçbir zaman özel sağlık hzmti sunumu anlamına gelmeyeceği unutulmamalıdır.

Sağlık hzmtlerinin finansmanında benimsenen model ne olursa olsun mutlakaşuşartlar yerine etirilmelidir :

 Hakkaniyeti ulaşılması gereken vazgeçilmez bie hedef olarak görmesi

 Kaynakların sağlanması ve yönetimi maliyetlerinin düşük olması

 Kaynak akışında devamlılığın sağlanması

 Ha