Genel SağlıkHABERLER

OKULU İSTEMEYİP AĞLAYAN ÇOCUĞU EVE GÖTÜRMEYİN

Mini mini birler artık okulda! Evlerinde alıştıkları ortamından okulun kalabalık farklı ortamına adım atıyorlar. İşte bu ilk günlerin sorunsuz geçmesi çok önemli. Hayatlarının uzun yıllarını geçirecekleri okul sıralarında mutlu ve başarılı olmaları, doğru bir başlangıç yapmalarına bağlı. Ancak bazı çocuklar için bu başlangıç, psikolojik olarak çok sancılı geçebiliyor.

Çocukların okul fobisini yenmeleri ve okulda daha başarılı olmaları için neler yapmaları gerektiğini söyleyen International Hospital’dan Psikolog Dr. Ferahim Yeşilyurt, okulun ilk günlerinde sürekli ağlayan, eve gitmek isteyen, anne babasını özleyen çocuklara karşı sabırlı olunmasını, ağlaması karşısında çocuğun eve götürülmemesi gerektiğini belirtiyor.

Okul çocuklarının yaşadıkları psikolojik sıkıntılara dikkati çeken Ferahim Yeşilyurt, şu önerilerde bulunuyor:

• Okul öncesi okul ortamı ve öğretmen ilişkileri ile ilgili kendi yaşantılarınızdan örnekler verin. Başlangıçta sizin de yaşadığınız kaygıları onunla paylaşın.

• Okul ile ilgili negatif konuşmalardan kaçının.

• Mümkünse kendi okul resimlerinizi ona gösterin.

• Okula başlayan çocukların yaşayabileceği sorunları içeren kendinizin oluşturduğu bir öykü anlatın.

• Okul bittiğinde onu kimin karşılayacağını mutlaka anlatın. Belirsizlik kaygıyı artırır.

• O evde yokken sizin neler yapacağınızı anlatın. Çocuklar bunu çok merak ederler. Eğer evde bir kardeş varsa bu çocuğun yaşayacağı merakı artıracaktır.

• Bir süreliğine onunla okula gidin aşamalı olarak yavaş yavaş okula alıştıkça okuldan uzaklaşabilirsiniz.

YA OKULA GİTMEK İSTEMEZSE?

Bazı çocuklar okula hiçbir zaman gitmek istemezler. Özellikle de ailesi ile çok sıkı bir ilişki içerisinde olan, her türlü isteği anında karşılanan çocuk dış dünyaya yeni insanların arasına katılmakta isteksiz davranabilir. Bu çocuklar her türlü ihtiyaçlarını karşılayan anne babalarından uzaklaşmak istemezler.

Diğer taraftan ailede kavgaların olması küçük kardeşin varlığı da çocuğun okula gitmesini güçleştirebilir. Ancak burada velilerin yapacağı en büyük hata ağladığı için çocuğu alıp evlerine geri dönmek olacaktır. Çocuk ağlasa da okula gitmelidir.

Okulda bazı çocuklar için fobi olabilir başlangıçta. Ancak bu fobinin üzerine aşamalı olarak gidebilmemiz gerekir.

MATEMATİK KORKUSU ÇOCUKLARI YILDIRIYOR

Matematikle ilgili toplum olarak bir önyargımız var. Matematik çok zordur diye düşünen çok fazla insan var. Bu önyargılar çerçevesinde çocuğun yanında konuşmamaya özen gösterin. Öncelikle matematiği sevdirmeye çalışın. Bunun için sizin matematik ile ilgili önyargılarınızı azaltmanız gerekmektedir. Matematiği sevdirecek çeşitli oyun malzemelerinden faydalanabilirsiniz. Matematik üst üste kurulan bir bina gibidir. Önceki konulardan öğrenilemeyen bazı konular çocuğunuzun bugünkü konuları anlamasını güçleştirebilir. Bu durumda iyi birt matematik temeline sahip olması için özellikle de küçük yaşlarda matematikten özel dersle desteklenmesi faydalı olacaktır. Eğer yıllar geçmesine rağmen matematikteki sorunları artarak devam ediyorsa başka yeteneklerini geliştirmeye çalışarak farklı bir alana yönlendirmek düşünülebilir.

DİSİPLİN ÇOCUĞUN BAŞARISINI ARTIRIYOR MU?

Disiplin kelimesi genellikle katı bir otorite gibi algılanıyor. Oysa disiplin çocuğun genel toplumsal kuralları öğrenmesinde ona yardımcı olmaya yarıyor. Bu açıdan bakıldığında her çocuk yetiştirilme aşamasında belirli bir disipline ihtiyaç duyuyor. Kuralsızlık sanılanın aksine çocuk için mutluluk verici değil, mutsuzluk yaratan bir durum. Çocuğa kuralları yavaş yavaş anlatmak gerekiyor. Yaşına uygun cümlererle kuralın nedenini de kısaca açıklamak iyi oluyor. Ölçüsü çocuğun sizi dinlemesiyle doğru orantılı. Çünkü bir kuralı oturtmadan alışkanlık haline getirmeden başka bir kuralı da getirmek çocuğun kurallara uymasını zorlaştırıyor.

Toplumsal yaşamda kuralların yerleşmesi için ödül ve ceza sistemlerinden yararlanılıyor. Aile içinde de kullanılabiliyor. Ferahim Yeşilyurt, disiplin uygularken anne ve babaların dikkat etmesi gereken konuların başında, ödülün rüşvete, cezanın da şiddete dönmemesinin geldiğini söylüyor. Çocuğun sevdiği bir aktivitesinin kısıtlanmasının daha doğru olacağına değinen Yeşilyurt, “Cezanın etkinliği için istenmeyen davranıştan hemen sonra verilmesi ve caydırıcılığının olması, kısıtlamanın çocuğu o davranıştan uzak tutabilmesi gerekir” diyor.

DERS ÇALIŞIRKEN ANNE BABAYA GÜVENMEMELİ

Okulun ilk başladığı günlerde çocukların ödevlerini anne babalarına yaptırması çok yaygın görülen bir durum. Ferahim Yeşilyurt, okulun ilk dönemlerinde velilerin çocuklarına yardımcı olmak için çocukları ile birlikte ders çalışabileceklerini, ancak bir süre sonra sorumluluğun çocuğa verilmesi gerektiğini söylüyor. Bazı anne babaların ders çalışma sorumluluğunu kendi üzerilerine alması çocuğun tembelleşmesine neden oluyor. Bu da son derece sakıncalı bir durum. Çünkü ailenin yükü gün geçtikçe artmasına karşın, çocuğun ilerleyen dönemlerde bu sorumluluğu alması da zorlaşıyor. Anne baba çocuğu ders çalışırken ona yardımcı olabilir, bazı sorularını yanıtlayabilir, yardım istediğinde katkıda bulunabilir. Ancak ders çalışma sorumluluğunun çocuğa ait olduğu unutulmaması önem taşıyor.