SAĞLIK EĞİTİMİSağlık Enformasyon Sistemleri

INTERNET TABANLI DAĞITIK MEDİKAL ENFORMASYON SİSTEM

Özet: Bu çalışmada, Türkiye’deki temel sağlık sisteminin, hasta kayıt yönetimi ve paylaşımı problemlerini çözebilecek bir yaklaşım sunulmaktadır. Hasta takibi konusunda uygun iletişim metodları ve teknolojisinin eksikliği, bir hastayı veya hasta grubunu tedavi eden pratisyenler, uzmanlar ve labaratuvarlar arasında koordinasyon problemlerine yol açmaktadır. Daha önce yapılmış çalışmalar bu problemlerin, halk sağlığı hizmet kalitesi ve sağlık harcamaları üzerinde olumsuz etkileri bulunduğunu göstermektedir. Bu problemlere çözüm olarak, kolaylıkla erişilebilen Internet servislerini kullanan, aşamalı ve düşük maliyetli bir çözüm önerilmiştir. Tezde bu amaçla, bir Internet tabanlı dağıtık enformasyon sistemi (IDMIS) geliştirilmiştir, IDMIS, bilginin güncellenmesi için Internet elektronik posta servisini ve ihtiyaca uygun olarak adapte edilmiş bir kopyalama yöntemini kullanarak, sisteme üye olmuş hekimlere hastalarına ait bilgileri sistemin diğer üyelerinden otomatik olarak kopyalama veya güncelleme imkanı verir. Bu sistemin yaygın olarak kullanılması, sağlık sektörü içindeki koordinasyonun geliştirilmesi ve gereksiz araştırmaların önlenmesi konusunda yararlı olacaktır.

Abstract: A new approach to solve the medical record administration and sharing problems of the Primary Health Care System in Turkey is proposed. Coordination and communication difficulties may arise in a shared care environment where general practitioners, specialists and laboratories treating the same patient. Previous studies have shown that, lack of proper communication methods and technologies among health professionals result in poor Health Care quality, waste of time and money. In this work, a gradual and low cost solution to the problem of patient information management is proposed. An Internet based distributed medical information system (IDMIS) developed for this purpose is then described. IDMIS uses the Internet e-mail facility and a modified copy management technique for updating data, allowing subscribed physicians to collect patient records from distant nodes and have local access to these records when required. The use of this tool may be highly beneficial in improving coordination among health care professionals and reducing unnecessary repeat investigations.

I. GİRİŞ:

Halk sağlığı hizmet kalitesi bu sektörün çalışanları arasındaki bilgi iletişiminin hızına ve doğruluğuna büyük bir bağımlılık gösterir. Birbirinden ayrı yerlerde çalışmalarına rağmen aynı hasta veya hasta gruplarına hizmet vererek bir çeşit sanal klinik oluşturmuş olan özel muayenehaneler, teşhis labaratuvarları, hastane uzmanları veya özel sağlık sigorta kurumları, verdikleri hizmet kalitesini gerekli seviyede tutabilmek için kaliteli ve verimli bir bilgi iletişim sistemi kurmak zorundadırlar. P.G. Branger tarafından yapılmış bir çalışma, labaratuvar testlerinin yüzde 13 gibi büyük bir oranının, uzmanlar arasındaki iletişim eksikliği veya test sonuçlarının kaybolması gibi sebeplerle tekrarlanmakta olduğuna işaret eder [1]. Bundan başka D. Price, ortak tedavi edilmekte olan hastaların yüzde 70 gibi büyük bir oranının aynı sebeplerle gereğinden fazla veya yanlış ilaç kullanımına maruz kaldığına dikkat çekmektedir [2].

II. TIBBİ VERİ VE BİLGİLERİN PAYLAŞIMI

Sağlık hizmetlerinin ayakta tedavi klinikleri veya özel sağlık sigortası kurumları biçiminde giderek daha fazla organize olması, gelişmiş bilgi sistemlerine ani bir ihtiyaç doğurmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bu ihtiyacın aşağıdaki üç farklı yönde gözlemlendiğini raporlamıştır [3]:

 Bilginin yerel entegrasyonu, örneğin pratisyenler veya dispanserler için hasta takip programları.

 Bilginin birincil, ikincil ve üçüncül sağlık hizmeti seviyeleri arasındaki dikey entegrasyonu.

 Bilginin sağlık sektörü ve sosyal hizmet, ekonomi, eğitim gibi diğer sektörler arasındaki yatay entegrasyonu.

Bilgi ve iletişim sistemlerinde kullanılan teknolojideki büyük ilerlemeler, kağıt tabanlı hasta kayıtlarından elektronik tabanlı hasta kayıtlarına (EMR) geçişi zorunlu kılmıştır. Bir EMR, kişiye ait bir kimlik numarası ile ayırdedilebilen bir hastaya ait bilgisayar kayıtlarına verilen addır [4]. EMR’nin kağıt tabanlı hasta kayıtları ile aynı bilgileri içermesine rağmen onlardan farkı, bilginin bilgisayarda işlenebilmesi için tekrar düzenlenmiş olmasıdır. Kağıt tabanlı hasta kayıtları kolayca okunabilecek birşekilde düzenlenmiş geniş ve ayrıntılı bir bilgi dağarcığı sunar. Fakat binlerce hastaya ait yüzbinlerce belgeden oluşan bu bilgiler hastanelerin büyük arşiv odalarında tutulurlar ve çok iyi organize olmuş bir üniversite hastanesinde bile istenilen bir hastanın kayıtlarına ulaşmak zaman zaman olağandışı bir çaba gerektirebilir.

Bu nedenle elektronik tabanlı hasta kayıt sistemlerinin temel amacı bilgiyi aşağıdaki koşullara uygun bir biçimde toplamaktır.

1. iyi düzenlenmiş,

2. bireyselleştirilmiş,

3. istenildiği anda elektronik olarak erişilebilir.

Bir EMR sistemi bilgiyi belirli bir rapor halinde yorumlanmış olarak değil de, istenildiği bir anda, herhangi bir raporlama programı tarafından, istenilen herhangi bir amaca uygun olarak sunabilecek bir biçimde depolamalıdır.

Bilgisayar tabanlı hasta takip sistemlerinin kullanımının bu ölçüde yayılmasındaki baş etkenin Managed Care olduğu daha önce yapılmış çalışmalarla kanıtlanmıştır [5]. Örneğin sağlık bilgilerinin databazlar arası kopyalanabilmesine imkan veren elektronik bilgi aktarım sistemlerinin ambulatory care’de kullanımı, burada yaşanılan iletişim problemlerinin çözümünde oldukça önemli adımların atılmasını sağlamıştır [6,7,8]. Buna rağmen aşağıdaki problemlere cevap bulmakta halen güçlükler bulunmaktadır:

 Bir hastayı tanımlamak için yeterli ve tek bir ulusal ve uluslarası sistemin bulunmaması.

 Ortak bir bilgi yapısı ve terminolojinin halen kurulamamış olmaması.

 Güvenlik.

 Araştırma ve teşhis konularında ortak bilgi kütüphaneleri olmaması.

Güvenlik konusunu biraz daha incelersekşu sorunlar karşımıza çıkmaktadır:

 Bilgiye erişimde kullanıcı yetki sınıflandırması.

 Kayıtlarda yapılan değişiklikleri izleme amacı ile her kullanıcıya verilen bir kimlik numarası ve elektronik imza. Bir kullanıcının kayıtlar üzerinde yaptığı okuma, yazma, silme ve güncelleme gibi her işlemin ayrı bir kaydının tutulması.

 Bilginin hiçbirşekilde kaybolmasına veya bozulmasına izin vermeyecek bir bilgi koruma kontrolü. Kayıtlar üzerinde yapılan değişikliklerin gerçek bilginin üzerine yazılmayıp bu kayda ekler olarak tutulması.

 Sistemin günde 24 saat ve haftada yedi gün erişilebilir olması.

Teknolojideki gelişmeler yukarıda bahsettiğimiz koşulları gerçekleştirmeyi olası kılsa da, ekonomik ve kültürel zorlukları aşmak teknik problemlerin çözümü kadar kolay olmamaktadır. Örneğin, rekabet veya hasta bilgilerinin gizliliğini koruma amacı ile bir doktorun hasta kayıtları veya tıbbi bilgilerini paylaşmak istememesi halen ciddi bir problemdir.

Yukarıda saydığımız tüm bu sorunlar, Amerikan Tıbbi Kayıtlar Enstitüsü tarafından tanımı yapılmış olan Elektronik Hasta Kayıt sistemini gerçekleştirmeyi zor kılmaktadır. Buna rağmen kademeli bir yaklaşımda bulunabilmek için halen birşans bulunmaktadır.

III. SHARED CARE

Türkiye’deki birinci kademe sağlık sisteminin genel görünümünü incelememiz, bütünleşik bir bilgi iletişim yönteminin geliştirilmesine yönelik kademeli bir yaklaşımda bulunmamıza yardımcı olmuştur.

Türkiye yaklaşık 70 milyon nüfusu olan ve sağlık hizmetlerinin büyük bir çoğunluğunun devlet tarafından verildiği bir ülkedir. Yataklı hasta kabul eden kuruluşların yüzde 85 i devlete aittir[9]. Vatandaşların büyük bir çoğunluğunun sağlık problemleri ile karşılaştıklarında hastaneye gitmeden önce ilk olarak birinci kademe sağlık kuruluşlarına başvurmalarının beklenmesi sebebi ile çeşitli sağlık evleri, sağlık üniteleri, doğum evleri, aile planlama merkezleri ve dispanserler uzun bir süreden beri halkın hizmetindedir. Bu sayılan birinci kademe sağlık hizmetleri organize olmuş tüm sağlık hizmetlerinin yüzde 80’ini oluşturmaktadır[10]. Bu hizmetler aşı kamyanlarını, gezici sağlık tarama ünitelerini ve halk sağlığı eğitim merkezlerini de içine almaktadır. Bazı hastanelerin değişik yerlerde, bünyelerine bağlı ayakta tedavi merkezleri bulunmaktadır. Bu hizmetlerin büyümesine son yıllarda kurulan özel klinik labaratuvarlar ve radyolojik teşhis merkezleri de büyük katkıda bulunmuştur. Sonuç olarak bağımsız olarak hizmet veren sağlık görevlilerinin sayısı giderek artmaktadır. Örneğin sadece İstanbul’da toplam çalışan 12,500 doktordan 5,800 den fazlasının kendi özel muayenehanesi vardır[11]. Öztürkcan tarafından yapılmış bu çalışma ayrıca Türkiye’de bulunan toplam 1200 özel labaratuvardan 800 kadarını İstanbul’da hizmet verdiğini ortaya koymuştur[12]. Tıpdaki başdöncürücü gelişmeler, daha önce ancak yataklı bir hastanede yapılabilen bir çok tedavi yönteminin artık ayakta tedavi merkezlerinde uygulanabilir olmasını sağlamıştır.

Bu genel görünüm bize özel muayenehanelerin, teşhis labaratuvarlarının ve özel sağlık sigortası kurumlarının hasta gruplarına komple bir sağlık hizmeti vermek amacı ile beraber çalıştığı, ve tıbbi bilgi, hasta ve hasta kayıtlarını paylaştığı bir ortak tedavi ortamının resmini çizmektedir. Saydığımız kuruluşlar bu çizgide, aynı hastaları ortaklaşa tedavi eden sanal bir poliklinik hizmeti vermektedirler. Diyabet veya hipertansiyon gibi kronik hastalıklara sahip kişiler, uzun bir zaman diliminde çeşitli sebeplerle farklı doktorlar tarafından tedavi edilebilirler. Bu gibi durumlarda hasta kayıtlarının databazlar arası otomatik aktarımını sağlayan sistemler hastaya da doktora da çok yardımcı olmaktadır.

Bu konuda son olarak dikkati, doktorlar ve labaratuvarlar arasında gittikçe daha fazla popüler olan PC tabanlı hasta takip programlarına çekmek istemekteyiz. Tüm yararlarına rağmen, bu sistemlerin kullandığı databazların birbirinden çok farklı yapılarda olması birbirleri arasındaki bilgi aktarımını zorlaştırmakta veya imkansız kılmaktadır.

IV. PROBLEM TANIMI VE YAKLAŞIM

Önceki bölümlerde, Türkiye’deki özel sağlık sektörünün hizmetinde kullanılacak bütünleşik bir bilgi sistemi kurulması planladığında elimizde bulunan olanakların ve karşımıza çıkacak muhtemel problemlerin üzerinde yapılmış olan çalışmamızı sunduk. Bu çalışmayı özetlemek istersek:

Her özel muayenehane ve labaratuvara bağımsız bir hasta takip sistemi kurulması düşünüldüğünde problemler;

1. Kağıt tabanlı hasta kayıt sisteminden bilgisayar tabanlı bir elektronik hasta kayıt sistemine geçilmesi,

2. bilgisayar tabanlı elektronik hasta kayıt kavramının kurallarına uyacak ve gereksinimlerini yüksek oranda karşılayacak bir databaz uygulamasının yürürlüğe konması,

3. bu sistemin benzer diğer sistemlerle verimli ve tesirli birşekilde iletişiminin sağlanması,

4. her databazın son tıbbi bilgilerle ve hasta verileri ile güncellenmesidir.

Birinci ve ikinci problemler birbiri ile yakından ilişkilidir. Birinci problem ikincinin varlık sebebidir, ve bu ikinci problemin cevabı doğal olarak birinciyi de yanıtlayacaktır. Bu ikilinin bu çalışmadaki çözümü, IDMIS’in hasta takip uygulaması kısmıdır. Bundan daha ilerideki bölümlerde söz edeceğiz.

Üçüncü problem Internet ağının ve e-posta sevislerinin kullanımı ile çözülmektedir. Internet, kullanım kolaylığı ve erişim masraflarının düşük olması sebebi ile, birbirinden uzak ofislerin birbirine elektronik olarak bağlanmasında sayısız avantajlar sunmaktadır. Bölüm VI’de bu konuyu daha yakından inceleyeceğiz.

Dördüncü problem ise dağıtık databazların replikasyonu kavramının ışığı altında yanıtlanmıştır.

Grup-uygulaması platformunun temel özelliklerinden biri bilgiyi zaman ve yerden bağımsız olarak grubun diğer üyeleri ile paylaşabilme fonksiyonudur. Bir çalışma grubu birşirketin belirli bir bölgedeki, bir ülke içindeki veya tüm dünyadaki değişik ofislerinden üyeler içerebilir. Bir grup-uygulaması diğer ofislerdeki databazların bir kopyasını kendinde oluşturabilmek için replikasyon teknolojisinden faydalanır. Diğer taraftan dağıtık databaz sistemleri ise birbirinden uzak ofisler arasında iş bölümü yapılmasını sağlarlar. Bu iki mekanizmanın birleşimi ortaya oldukça verimli bir sistem çıkarır.

Çalışma grupları gerçek zamanda erişim gerektirecek merkezi bir databaza uzaktan bağlanarak çalışmak yerine, sık kullanılan bilgiye yerel bir databaz üzerinden ulaşmak için dağıtık databaz teknolojisini kullanırlar. Fiziksel olarak birbirinden ayrı yerlerde buluna bu databazların birbiri ile senkronize olarak aynı bilgiyi taşımaları içinse, bir çok databaz replikasyonşemasından biri kullanılabilir. Örneğin test sonuçları sadece testin yapıldığı labaratuvarda bulunan yerel databaza işlenir ve bu bilgiler gerektiği anda bir başka labaratuvardaki veya bir doktorun ofisinde bulunan databaza elektronik olarak transfer edilir. Bir dağıtık databaz sisteminin ve replikasyon uygulamasının tasarımının temel amacı, databaz kullanıcılarının fiziksel olarak dağıtılmış bilgiye sanki yerelmiş gibi ulaşmalarını sağlamaktır.

Databaz replikasyonu problemini adreslemek için bir çok değişik yaklaşım kullanılabilir.

Merkezi bir bilgisayar tüm diğer databazlardaki bilgileri kendisine kopyalayarak, diğer yerel databazlara referans olarak hizmet verebilir. Tüm yerel databazlar bilgilerinde yapılan değişiklikleri merkezi bilgisayara gönderir, ve gereksinimi olan bilgileri yine bu merkezi hizmet biriminden alır. Bu yaklaşım geniş bir alana yayılmış büyük gruplar tarafından tercih edilebilir, fakat bazı dezavantajları vardır:

1. Ana bilgisayardaki herhangi bir arıza sistemi paralize edebilir.

2. Kurum ve işletim maliyeti çok yüksek olabilir.

İkinci bir yaklaşım ise tüm databazların birbirine gerçek zamanda bağlanmasıdır. Fakat bu yaklaşım büyük gruplar için kabul edilemeyecek kadar kompleks, küçük gruplar için ise masraflı olacaktır.

Bilgiyi bütünleştirmek için düşük maliyetli bir sistemin ilk adımı olarak bilgisayarların Internet aracılığı ile bağlanması kullanılabilir. Bu durumda bilgi databazlar tarafında sadece gerektiği veya istendiği anda telefonla ağ bağlantısı yaparak sağlanabilir.

V. INTERNET: KÜRESEL İLETİŞİM ARACI

Internet Türkiye’de ilk defa Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin 1993 yılında bir ağ altyapısı kurması ile hizmete girdi. Daha sonra bu alt yapıyı geliştirmek ve güçlendirmek amacı ile TURNET adı verilen resmi bir kurum oluşturuldu. Zaman içinde daha fazla hizmete, hıza ve ağ bant genşliğine duyulan ihtiyaç sonucu özel sektör tarafından Internet servis sağlayıcı firmalar kuruldu. Son yıllarda Türk Telekom’un özel olarak bazı hatları hizmete sokması, ülkenin her tarafında ağ ulaşımının daha düşük ve kabul edilebilir ücretler karşılığında yapılabilmesini sağladı. Bütün bu gelişmeler Internet’in akademik çevreler dışında, halk ve özel sektör tarafından da kullanımını oldukça önemli bir oranda yaygınlaştırdı. Özellikle son zamanlarda Internet’in araştırma, bilgiye ulaşma ve iletişim alanında sunduğu olanaklar tıp çevreleri tarafından ilgi ile izlenmekte ve kullanılmaktadır. Ayakta tedavi hizmeti veren bazı büyük klinikler bu teknolojiyi yurt dışındaki diğer sağlık organizasyonlarından danışmanlık hizmeti almak için kullanmaya başlamışlardır.

Internet bugün tüm dünyaya yayılmış ve tanımı tam olarak veya basitçe yapılamayacak bir yapıdır. Teknik bir açıdan Internet, birbirine bağlanmış tüm IP ağlarından oluşan bir settir. Diğer bir deyişle, gerçek zamanda birbirlerine bağlanmiş olan ve TCP/IP ağ protokolünü destekleyen binlerce yerel, bölgesel veya küresel bilgisayar ağının toplamıdır. Birçoklarına göre Internet, düzinelerce ülkedeki, binlerce evde, okulda veya işyerinde bulunan, birbirine birşekilde bağlanmış yaklaşık bir buçuk milyon bilgisayarın oluşturduğu bir topluluktur. Internet’i en basitşekilde, herhangi bir işi olan herhangi birinin yararlanabileceği dünyanın en büyük bilgisayar ağı olarak tanımlayabiliriz.

Bu gerçeği gözönüne alarak bu teze başlarken tıbbi bilgilerin eski kağıt tabanlı aktarımını terkederek bir shared-care ortamında elektronik olarak paylaşılması fikrini ortaya attık. Bu amaçla, tıbbi kayıtları elektronik olarak saklayacak ve Internet e-posta yolu ile paylaşılmasını sağlayacak düşük maliyetli bir sistem geliştirdik. Internet, erişiminin kolay olması yanısıra, düşük maliyetli olması sebebi ile de birinci kademe halk sağlık hizmetinin kendi içindeki iletişiminde büyük avantajlar sunmaktadır. Herhangi birşekilde Internet erişimi olan özel muayenehaneler veya labaratuvarlar, herhangi başka bir yatırıma ihtiyaç duymadan hemen sisteme dahil olabilirler.

Internet’in tıbbi bilgilerin aktarımında kullanımı yeni olmamasına rağmen, bu projenin amacı ve konuya yaklaşımı bazı farklılıklar gösterir. İlk olarak, projenin hedef grubu özel muayenehaneler ve labaratuvarlardan oluşan küçük gruplardır. İkinci olarak ise, aktarılan bilginin bütünlüğünü ve güvenilirliğini korumak için yeni bir kopyalama-güncelleme (replikasyon) tekniği geliştirilmiştir.

VI. IDMIS: INTERNET TABANLI DAĞITIK MEDİKAL ENFORMASYON SİSTEM

IDMIS bilgisayar tabanlı hasta takibi amacı ile oluşturulmuş dağıtık databazlardan meydana gelen bir tıbbi enformasyon ağıdır. IDMIS yazılımı PC tabanlı, Windows üzerinde işleyen 32 bitlik bir uygulamadır. Databazların güncellenmesi için günümüz bilgisayar kullanıcılarının yakından tanıdığı Internet ve e-posta hizmetleri kullanılmaktadır.

Şekil 1 de IDMIS’in genel bilgi akışı görülmektedir. Yazılım iki ana modülden oluşmaktadır. Hasta kayıt yöneticisi ve replikasyon yöneticisi.

Figure 1 Data Flow within IDMIS

Hasta kayıt yöneticisi, replikasyon yöneticisi ile iletişimini sağlayan program kodunu da içeren bir Hibrit Databaz Yönetim sistemidir (H-DBMS).

Replikasyon yöneticisi ise, H-DBMS’de bulunan replikasyon nesneleri ile bir 32-bit Windows Dinamik Bağlantı kütüphanesinde (DLL) bulunan iletişim nesnelerinin birleşimidir. H-DBMS’deki nesneler diğer databazlardan gelen bilgileri kabul etmek veya onlara gönderilecek bilgileri hazırlamakla yükümlüdür. Diğer tarafta DLL nesneleri ise, bu bilgilerin Internet üzerinden alış-verişi ile ilgilenir. Bu bakış açısından DLL alternatif olarak İletişim Yöneticisi olarak da adlandırılabilir.

Replikasyon için gereken bilgi aktarımı arka planda Internet e-posta servisi kullanılarak yapılmaktadır. E-posta erişimi için kullanılan uygulamada, dünya standartları olarak kabul edilen iki protokol olan Basit Posta Transfer protokolü (SMTP) ve Posta Ofisi prokolü (POP3) esas alınmıştır. Bir gönderim esnasında, hastaya ait kayıtlar Hasta Kayıt yöneticisi tarafından tekrardan biçimlendirilerek bir dosyaya kaydedilir ve İletişim yöneticisi aracılığı ile postalanır. E-postanın ağ üzerinden yerine ulaştırılmasından üyenin hesabının bulunduğu bir Internet merkezinde çalışan SMTP uygulaması sorumlu olduğu için, dosya bir kez gönderildikten sonra gönderen düğüm serbest kalır. Bundan sonra alıcı düğüm istediği herhangi bir zamanda IDMIS yazılımının içine yerleştirilmiş posta kutusu uygulaması aracılığı ile e-postalarını kontrol edebilir, içindeki bilgileri görebilir, ve databaza ekleyebilir.

Sistem bir ağ bağlantısını zorunlu kılmasına rağmen, IDMIS kullanıcılarının bu ağa sürekli bağlı kalmaları gerekli değildir. Her üye gün boyunca sistemi tek başına çalışmakta olan bir hasta takip programı gibi kullanabilir, bilgi girebilir, görüntüleyebilir, rapor alabilir, ve sadece bilgi alış-verişi gerektiren durumlarda ağa bağlanabilir. Bu durumda iletişim işlemi iki ayrışekilde gerçekleşebilir:

1. Bir hasta kaydı veya bir mesaj diğer bir üyeye direkt olarak yollanabilir,

2. Bir hasta hakkında bilgi toplamak için sistemdeki üyelerin tümüne birden bir sorgulama mesajı gönderilebilir.

İkinci yol, databazlar arası gereksiz bilgi aktarımını önlemek ve bilginin bütünlüğünü korumak için bir replikasyon yönetimi tekniği gerektirmektedir. Bu amaçla “e-posta tetiklemeli isteğe bağlı databaz replikasyon metodu” adı verilen, ve sistemdeki her databazın diğerlerinden sadece gereksinimi duyulan bilgiyi kopyalaması veya güncellemesine olanak veren oldukça verimli ve ucuz bir teknik geliştirilmiştir. Bu teknik ile, uzak bilgilere ulaşırken ağın düşük trafik zamanlarında kullanılması sebebi ile replikasyon mümkün olan en kısa zamanda yapılabilmektedir. Bunun yanında replikasyon esnasında aranılan bilginin kaynağı olan üyelerin eşzamanlı olarak ağa bağlı bulunma zorunluluğunun olmaması büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bu tekniğin özelliklerine kısaca bir göz atarsak;

 Databazların sistem üzerindeki varlığının tutarlılık göstermesi beklenmemektedir. Herhangi bir düğüm sistemden herhangi bir anda, belirsiz bir süre boyunca çekilebilir. Her databazın diğerlerinden bağımsız olarak çalışabilme özelliği sayesinde, ağa uzun bir süre boyunca başka hiçbir üyenin bağlanmaması durumunda bile sistem çalışmaya devam edecektir.

 Kopyalanması veya güncellenmesi gereken bilginin miktarı (a) üyenin bilgiye olan ihtiyacına, (b) sistemin üyenin işindeki günlük kullanım oranına göre farklılıklar gösterir. Durum ne olursa olsun, her databaz sadece ihtiyacı olan bilgilerle güncellenir. Aktarılacak bilginin miktarından bağımsız olarak her alış-verişte sadece bir hastaya ait kayıtlar güncellenebilir.

 Diğer üyelere ait databazların en son bilgilere sahip olması istenilen fakat zorunlu olmayan bir faktördür. Tek bir yeni bilgiye ulaşmak bile hiçbirine ulaşamamaktan daha iyidir.

 Bilgiye ulaşmadaki gecikmenin kabul edilebilirliği göreceli bir kavramdır. Bir pratisyen için bir hafta sonrası için randevusu bulunan hastaları hakkındaki bilgilere bir hafta içinde ulaşmak makul olabilir. Başka taraftan araştırmacı-tıpta aylık veya yıllık gecikmeler kabul edilebilir. Çünkü bu konudaki limit araştırmanın teslim tarihine büyük bağımlılık gösterir. Fakat acil servislerde zaman hastanın hayatına karşı yarıştığı için bilgiye erişim süreci dakikalarla kısıtlı olabilir.

Bu özelliklerden ilki, bilinen replikasyon metodlarından asenkron replikasyona işaret etmektedir. Bu metod daha düşük tarifeden ücretlendirilen telekomünikasyon zamanlarını kullanarak ağ bağlantı harcamalarını azaltabilir. İkinci özellik seçici replikasyon metodunu tanımlamaktadır. Bilgi isteğe bağlı olarak, periyodik veya belirsiz aralıklarla paylaşılabilir. Periyodik bilgi aktarımları için bu metod aracılığı ile aktarım işlemini otomize ederek sorgulama ve cevaplama için gereken zamanı en aza indirecek tetiklemeler yaratılabilir. Birinci, ikinci ve dördüncü özelliklerin birleşimi ortaya hata toleransı yüksek bir sistem çıkarmaktadır. Güncellenmemiş bilgi, aktarımdaki ağ veya kullanıcı kaynaklı gecikmeler veya üyelerin sistemden tamamen çekilmesi bile sistem için ölümcül bir etki yaratmamaktadır.

Yukarıdaki paragrafların ışığında, IDMIS’in asenkron ve seçici replikasyon metodlarını birleştirerek mesaj-tabanlı Internet replikasyonu adı verilen ve hata toleransı çok yüksek olan yeni bir yaklaşım getirdiğini görmekteyiz. Bu yaklaşım yukarıda saydığımız tüm sistem gereksinimlerini karşılamakla birlikte, databaz replikasyonu konusunun tüm prensiplerine de tamamen uymaktadır.

IDMIS tek başına kullanıldığında herhangi bir diğer bilgisayar tabanlı hasta takip programından (CPR) pek farklı değildir. Fakat yazılımın içine yerleştirilmiş olan Internet uygulaması CPR’ye databaz replikasyonu yeteneğini katmıştır.

IDMIS’in databaz yapısı dokuzu hasta kayıt yönetimi, on dördü replikasyon yönetimi ve altısı kütüphane ve araçlar için olmak üzere 29 tablo içerir. Tablolar labaratuvar ve doktor kayıtlarını, randevuları, hasta bilgilerini,şikayetleri, test istek ve sonuçlarını, teşhis ve tedavi bilgilerini ve ilaç kullanımını kaydetmektedir. Her hastanın kendine ait ve sistem içinde tek olan bir kimlil numarası bulunmaktadır. Tam ad ve soyadı, doğum tarihi, cinsiyet ve baba adı bir hastayı diğerlerinden ayıran anahtar özelliklerdir. Bir hasta sistemin bir üyesine ilk defa başvurduğunda kendisine bir kimlik numarası verilir. Bu numara iki alandan oluşmaktadır.

1. IDMIS sistem-üye no; bu IDMIS sistem yönetim kurulu tarafından her üye için ayrı olmak üzere tanımlanır.

2. Hasta no; üyenin databazı tarafından, o databaz içinde tek olarak yaratılan sıralı bir numaradır.

Bu andan sonra hasta üzerinde yapılacak her işlemde bu numaranın kullanılması zorunludur.

Bir üyeye ait e-posta adres defteri, üyenin databazındaki bilgilere bu defterde tanımlı diğer-üyelerden başka hiç kimsenin ulaşamamasını garantiler. Hasta kaydı bazında veya üye bazında değişik bilgi erişim hakları tanımlanabilir. Gelen bir sorgulamanın otomatik olarak yanıtlanması isteğe bağlı olarak aktive edilebilir veya durdurulabilir. Belirli bir hastanın tüm veya bazı kayıtları diğer üyelerin erişimine açılabilir veya erişim kısıtlaması konabilir.

İletişim yöneticisi bir 32-bit Microsoft ® Windows © dinamik bağlantı kütüphanesidir (DLL). Bu DLL Internet e-posta erişimi için özel olarak tasarlanmış ve Windows’un TCP/IP çekirdek yöneticisi olan WINSOCK programı üzerinde, OSI olarak adlandırılan açık sistemler aracı protokolünün yedinci katmanı olarak görev yapan bir uygulama programcıları aracı programıdır. DLL’nin içinde bulunan iletişim nesneleri TCP/IP ağı üzerinde açtıkları bir kanaldan ve