SAĞLIK EĞİTİMİSağlık Eğitimi

EBE/HEMŞİRE VE HEKİMLERİNİN HİZMETİÇİ EĞİTİM ÖNCESİ

EDİRNE İLİ SAĞLIK OCAKLARI EBE/HEMŞİRE ve HEKİMLERİNİN HİZMETİÇİ EĞİTİM ÖNCESİ ve SONRASINDA FENİLKETONÜRİ TARAMA PROGRAMI KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ

Amaçlar: Edirne Sağlık Ocaklarında (SO) çalışan ebe/hemşirelerin ve hekimlerin yenidoğanlarda Fenilketonüri (FKÜ) taraması ile ilgili bilgi ve tutumlarının artırılması amacı ile verilen hizmetiçi eğitimle (HİE) bilgi düzeyinde olabilecek değişiklikleri irdelemektir.

Yöntemler: Ebe/hemşirelere ve hekimlere FKÜ hastalığı, tarama yöntemi, uygun kan alma tekniği ve alınan kan örneklerin izlediği yolla ilgili sorulardan oluşan anket formu eğitim öncesinde ve sonrasında uygulanmış, elde edilen veriler bilgisayarda değerlendirilmiştir.

Bulgular: 35 hekim ve 158 ebe/hemşirenin katıldığı hizmetiçi eğitim toplantısı sonunda FKÜ konusunda genel bilgiler, FKÜ taramasının yararları, doğru teknikle tam ve zamanında kan örneği almanın ve sonuçların ailelere iletimindeki önemi konusunda kimi eksik ya da yanlış bilgi ve uygulamalarda olumlu değişiklikler olduğu ortaya çıkmıştır. Verilen eğitimle gelişme sağlanan kimi önemli başlıklarşunlardır; kan örneğinin değerlendirildiği Guthrie testini etkileyecek etmenler konusunda bilgi açığı eğitimle önemli oranda (p<0.001) giderilmiştir. FKÜ’nin ülkemizdeki sıklığını eğitim öncesinde katılımcıların %81.2’si yanlış yanıtlamışken eğitim sonunda bu oran %19.3’e inmiştir. Kan alınma yeri ve kan örneğiyle birlikte doldurulması gereken bilgiler konusunda hekimlerin bilgi açığı eğitim öncesinde ebe/hemşirelerden fazla iken eğitim sonrasında her iki grupta %4 oranlarına inmiştir. Bebeğin canının yanması nedeniyle ailelerin kan alınmasına isteksizliklerini katılımcıların %61’i en sık karşılaşılan sorun olduğunu belirtmişlerdir. Sonuçlar: FKÜ taraması konusunda bu hizmeti Edirne’de sunmakta olan hekim ve ebe/hemşirelerde önemli bilgi açıkları bulunmaktadır. Düzenlenecek HİE toplantılarıyla, tüm yenidoğanlara ulaşıp doğru ve tam olarak kan örneğinin alınması, kısa zamanda değerlendirilen yere ulaşımının sağlanması, bebekleri ve çocukları FKU açısından değerlendirebilmek için genel bilgilerinin artırılması ve topluma bu konuda eğitim yapılabilmesi sağlanarak FKÜ’li bebekler erken tanınacaktır. Anahtar Kelimeler: Fenilketonüri, Yenidoğan taraması, Guthrie testi, Hizmetiçi eğitim GİRİŞ Taramalarda amaç; araştırılan sağlık sorunu bakımından henüz ortaya çıkmamış olguları ortaya çıkarmaktır. Bu amaca farklı yollardan ulaşılabilir. Halkın sağlık eğitimiyle bilinçlendirilmesi, sağlık çalışanlarının konuyla ilgili olarak duyarlı hale getirilmesi ve alanda uygulanacak tarama programları bu yollardan en çok bilinenlerdir. Fenilketonüri (FKÜ) sorununu erken dönemde saptayıp uygun tedaviyi gerçekleştirebilmek için bu yollar kullanılmalıdır. FKÜ ülkemizde sık rastlanan önemli bir sağlık sorunudur. Hastalığın epidemiyolojisi ve doğal seyri, latend bir hastalıktan aşikar bir hastalık haline gelmesi süreci yeterince bilinmektedir. Saptanmış bir nedeni vardır. Hastalığı belirleyici bir markeri vardır. Primer korunma yöntemleri bilinmektedir. Tarama testi kısa sürede yüzlerce çocuğa uygulanabilir. Guthrie testi basit, ekonomik, güvenilir bir testtir. Test, sağlık çalışanları ve halk tarafından kabul edilebilir niteliktedir. Test sonuçlarının uygun bir cut-off değeri belirlenmiş ve fikir birliği oluşmuştur. Tarama testi hasta olanların % 98’den fazlasını yakalamaktadır. Yalancı pozitif sonuç oldukça azdır (6). Tarama testi uygulandıktan sonra kesin tanı koydurucu testler vardır. FKÜ erken yakalandığında tedavi edilebilen bir hastalıktır. Erken tedavi ile alınan sonuçların geç tedavi edilenlerden daha iyi olduğu ortaya konmuştur. Kimlere tedavi verilmesi gerektiği ve en uygun tedavinin ne olduğu konularında bilimsel temelleri olan bir politika belirlenmiştir. FKÜ kalıtım yoluyla geçen ve erken tanı konulduğunda sağaltılabilen bir hastalıktır. FKÜ Amerika’da ve bir birçok Avrupa ülkesinde her 10.000-30.000 yenidoğanda bir görülmesine karşın ülkemizde 3.000-4.500 yenidoğandan birinde görülmektedir. Her yıl 400 çocuk bu hastalıkla doğmaktadır (3, 7). Her 20 – 25 kişiden birinin hastalığı taşıyor olması ve ülkemizde akraba evliliklerinin yüksek oranda olması (% 25) hastalığın sık görülmesine neden olmaktadır (5, 9, 14). Hastalık fenilalanin aminoasidini tirozin aminoasidine dönüştüren fenilalanin hidroksilaz eksikliği nedeniyle hücrelerde dönüşümün gerçekleşememesi ile kanda yüksek düzeyde fenilalanin birikmesi ve bunun beyinde hasar yol açması ile oluşmaktadır. Hayatın ilk birkaç ayı içerisinde fenilketonüri hastalığı olan bebekler sağlıklı bebeklerden ayırt edilemez. Beyin hasarı fenilalanin içeren besinlerin verilmesiyle başlar. Tedavi edilmeyen çocuklarda 4. ay civarında sinir sistemi belirtileri oluşmaya başlar. 5-6. aylardan sonra çocuklukta belirgin zeka geriliğinin yanında, akranlarından farklı olarak oturma, yürüme, konuşma gibi beceriler gelişemez (1). Bu yüzden FKÜ’li yenidoğanların erken tanısı çok önemlidir. Ülkemizde FKÜ’li hastaların yüzde 60’ı erken tanınmaktadır (9, 14) Feniletonüri tarama programı; Sağlık Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi işbirliğiyle 1987’de başlanmış ve 1993 yılında evde sağlık personeli ile yapılan doğumları da kapsayacakşekilde ülke çapına yaygınlaştırılmıştır. AÇSAP Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen istatistikler halen ülkemizde doğan bebeklerin % 51,9’unun PKU açısından tarandığını ortaya koymaktadır (2). Program başlangıcından 1999’a kadar 502 fenilketonüri (FKÜ), 250 Hiperfenilalaninemi (HPA) tanısı konmuştur (15). Sağlık bakanlığının verilerine göre kan alım sayıları ile birlikte FKÜ hasta yakalama oranı da artmaktadır. 2002 yılında 99 FKÜ’li hasta saptanmıştır (10). İlimizde bugüne kadar 4 olgu tespit edilmiş, ancak bir vakanın il dışına göç ettiği bildirilmiştir (tablo 1). Tablo 1: Edirne İli FKÜ tanısı alan hastalar. ADI SOYADI DOĞUM TARİHİ DOĞUM YERİ KAN ÖRNEĞİNİN GELDİĞİ İL KAN ÖRNEĞİNİNİ GELDİĞİ SAĞLIK KURULUŞU TANININ KONDUĞU TARİH B.B. 07.08.1996 İstanbul İstanbul Çapa Tıp Fakültesi 2001 Ş.E. 24.04.2001 Edirne Edirne T.Ü.Tıp Fakültesi 26.08.2001 A.E.* 18.04.2000 Edirne Edirne Muradiye Sağlık Ocağı 08.06.2000 B.A. 07.09.1999 Edirne Keşan-Edirne Keşan 4 Nolu Sağlık Ocağı 19.11.1999 * İl dışına göç etmiştir.
Ülkemizdeki FKÜ kan alımı, alınan kanların en kısa sürede gönderilmesi, tanı alanlara erken ulaşılması, tanı alan olguların izleminin ve tedavisinin uygun merkezlerde yapılmasının sağlanması ,sağlık personelinin kan alımı konusunda çok daha titiz davranması, sağlık personeli hizmetiçi eğitimlerine ve halk eğitimlerine ağırlık verilmesi, lojistik ihtiyaçların zamanında giderilmesine, izleme ve değerlendirme sisteminin oluşturulması konularında kurum ve kuruluşların amirlerini sorumlu ve yetkili kılmaktadır (12). Atlanmış veya geç tanı almış vakaların aileleri tarafından Bakanlıktan maddi tazminat talepli davaların neticesinde mahkemece tazminata hükmedilmesi ve davacılara ödeme yapılması halinde ödenen meblağın rucüen tazmini için sorumlu personele rucü davası açılacağı Sağlık Bakanlığı tarafından bildirilmiştir (11).

Ülkemizde yürütülen FKÜ tarama programının amacına ulaşması için ebe/hemşireler ve doktorlara büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. 1.Basamak sağlık hizmeti veren sağlık personelinin FKÜ taraması konusunda hizmetiçi eğitimi, verilecek hizmetin kalitesini, sürekliliğini ve etkinliğini artıracak ve FKÜ’li yenidoğanlar gecikmeden tanı alacaklardır.

Bu çalışmanın amacı; Edirne Sağlık Ocaklarında (SO) çalışan ebe/hemşirelerin ve hekimlerin Feniketonüri Tarama Programı kapsamında Fenilketonüri taraması ve kan alma tekniği ile ilgili bilgi düzeylerini belirlemek ve verilen eğitimle bilgi düzeyindeki değişiklikleri ortaya koymaktır.

YÖNTEMLER

Çalışma 2002 yılında, Edirne İli Sağlık Müdürlüğü ve T.Ü.T.F. Halk Sağlığı işbirliği ile düzenlenen HİE toplantılarına katılan Edirne İli Sağlık Ocaklarında çalışan bütün ebe/hemşirelere ve hekimlere planlanmıştır. HİE, taranan bebek sayısının arttırılması ve kan alım tekniğinde yapılan hataların azaltılması hedefleriyle 35 hekim ve 158 ebe/hemşire katılımı ile gerçekleşmiştir. Katılımcılara FKÜ hastalığı hakkında genel bilgi, tarama yöntemi, uygun kan alma tekniği ve alınan kan örneklerinin incelene dek izlediği süreçle ilgili sorulardan oluşan bir ön test uygulanmıştır. Ayrıca katılımcılardan ankete, bu konuda sahada karşılaştıkları sorunları da yazmaları istenmiştir. HİE ile yenidoğan taramaları kapsamında; katılımcıların bölgelerindeki tüm yenidoğanlara ulaşıp tarama için doğru ve eksiksizşekilde kan örneği almaları, kısa zamanda değerlendirilmesi için alınan örneklerin ilgili birime ulaşmasını sağlamaları, bebek ve çocukları FKÜ açısından değerlendirebilmeleri için genel bilgilerini artırmaları, hizmet
verdikleri topluma bu konuda eğitim yapabilmeleri ve böylece FKÜ’li bebeklerin erken tanısı için bilgi ve tutum geliştirmelerini sağlayabilmek amaçlanmıştır. HİE’de genel bilgi aktarımının yanında, role-play gerçekleştirilmiş, FKÜ tanısı alan 2 çocuğun ailesi deneyimlerini aktarmış, soru-yanıt ve tartışma ortamı yaratılmış, katılımcılardan birbirlerinden kan örneği alarak bilgi formlarını doldurmaları da istenmiştir. Böylece eğitime aktif katılım sağlanmıştır. Katılımcılara kan alma tekniği ile ilgili bilgileri içeren basılı materyal verilmiştir. Birer gün süren HİE gün bitiminde gözlem altında son test uygulanmıştır. Anket formlarında katılımcıların kimlik bilgileri olmamasına karşın yaş ve bitirdiği okul sorularına verilen yanıtlara bakılarak önce ve sonra eşleştirmeleri yapılmıştır. SPSS Ver. 9.0 paket programı kullanılarak değerlendirilen verilerin analizinde, yüzdelikler ve bağımlı gruplarda Ki-Kare (Mc-Nemar) testi kullanılmıştır. Ortalamalar X±SS olarak belirtilmiştir.

BULGULAR

Çalışma kapsamına alınan 35 hekimin çalışma süreleri ortalama 7.7±4.2 yıl (min.1-med.7-maks.17), 158 ebe/hemşirenin ise 9.5±5.2 yıldır (min.1-med.8-maks.27).

Eğitim öncesi ve sonrasında katılımcılara yöneltilen FKÜ konusunda kimi sorular ve alınan yanıtların yüzdeleri Tablo 2’de gösterilmiştir.

Tablo 2: Katılımcılara yöneltilen kimi sorular ve doğru yanıtlarının HİE öncesi ve sonrası dağılımları (%).

SORU Hekim Ebe/Hemşire
HİE Öncesi HİE Sonrası HİE Öncesi HİE Sonrası
1. FKÜ hastalığının kalıtsal metabolik bir hastalık olduğu bilgisi 100 89.2 97.1 99.4
2. Annenin ya da bebeğin antibiyotik kullanmasının Guthrie testinin sonucunu etkilemesi bilgileri 52.9 100 40.3 93.6
3. FKÜ hastalığının sağaltımında Fenilalaninden yoksun diyet kullanılması bilgileri 88.6 100 19.1 87.8
4. FKÜ hastalığının nedeninin Fenilalanin maddesinin aşırı artması ile oluştuğu bilgileri 72.7 100 23.1 76.3
5. FKÜ taramasında hangi malzemelerin gerektiği bilgisi 100 100 98.7 98.7
6. Guthrie kağıdında doldurulması gereken bilgiler konusundaki bilgileri 67.6 100 87.3 95.5
7. Alınırken ya da alındıktan sonra kan örneğinin korunması ve saklanması konusundaki bilgileri 80.6 97.1 37.2 88.5
8. Bebekten kan örneğinin alınacağı uygun bölge konusundaki bilgileri 26.5 94.1 82.3 96.8
9. Kan örneğişüpheli gelen hastaların bilgilendirmeleri konusundaki bilgileri 97.1 97.1 89.7 98.1

HİE öncesinde ebe/hemşirelerin % 60’ının kan örneği alırken anne ya da bebeğin antibiyotik kullanımını sorgulaması gerektiğini bilmediği ortaya çıkmıştır. Kan örneğinin değerlendirildiği Guthrie testini etkileyecek etmenler konusunda bilgi açığı eğitimle önemli oranda (p<0.001) giderilmiştir. HİE öncesinde ebe/hemşirelerin % 90’ının FKÜ’nin sağaltımı konusunda bilgisi yokken, eğitim sonrası bu oran % 12’ye inmiştir. FKÜ hastalığının nedeni konusunda ebe/hemşirelerde büyük oranda olmak üzere tüm katılımcıların bilgi açığı bulunmaktayken, eğitim sonrası hekimlerde % 27, ebe/hemşirelerde % 77’lik bilgi açığı kapanmıştır (p<0.001). Kan örneği alındıktan sonra forma doldurulması gereken bilgiler konusunda hekimlerin % 33’ünün bilgi açığı saptanmışken, ebe/hemşirelerde bu oran % 13’tür. Eğitim sonrasında en çarpıcı yükselme kan örneğinin uygun koşullarda saklanması ile ilgili soruda olmuştur. Ebe/hemşirelerin % 63’ünün kan örneğinin saklanması konusunda yanlış bilgiye sahip olduğu saptanmıştır. Hekimlerin HİE öncesinde FKÜ için uygun kan alım yeri konusunda önemli oranda bilgi açığı varken (% 73.5) ebe/hemşirelerde bu oran % 18’dir. Kan alınma yeri ve kan örneğiyle birlikte forma doldurulması gereken bilgiler konusunda hekimlerin bilgi açığı, eğitim öncesinde ebe/hemşirelerden fazla iken eğitim sonrasında her iki grupta % 4 oranlarına inmiştir.
Katılımcılara FKÜ ile ilgili kimi önermeler sunulmuş ve katıldıkları önermelerin belirtilmesi istenmiştir. Tablo 3’de doğru yanıtların yüzdeleri verilmiştir.

Tablo 3: Katılımcılara yöneltilen kimi önermeler ve doğru yanıtlarının HİE öncesi ve sonrası dağılımları (%).

ÖNERMELER Hekim Ebe/Hemşire
HİE Öncesi HİE Sonrası HİE Öncesi HİE Sonrası
1. Erken tanıyla FKÜ’li bebekler normal olarak büyürler. 88.6 97.1 86.1 95.6
2. Toplum, FKÜ taramasının önemini bilmeli ve talep etmelidir. 94.3 97.1 93.7 100
3. Sağlık çalışanları FKÜ sıklığını bilmelidir. 100 100 92.4 99.4
4. Tarama testinde pozitif çıkan her bebek
FKÜ hastasıdır. 91.4 82.4 48.4 52.1
5. Her yıl ülkemizde 250-300 bebek
bu hastalıkla doğmaktadır. 28.6 91.2 16.6 78.5
6. Bebek yeterince beslenmeden alınan kanda yapılan testin negatif sonuç vermesi, hastalık bulunmadığı anlamına gelmez. 60 85.3 38.2 69

FKÜ’nin ülkemizdeki sıklığını, eğitim öncesinde katılımcıların % 81.2’si yanlış yanıtlamışken eğitim sonunda bu oran % 19.3’e inmiştir. Sağlık personelinin ülkemizde FKÜ sıklığını bilmesi gerektiği önermesine hem hekim hem de ebe/hemşirelerin tümü katılmaktadır. HİE öncesinde hem hekimlerin hem de ebe/hemşirelerin, kan örneği almadan önce bebeğin yeterli beslenmiş olması, aksi halde testin yalancı negatif çıkma olasılığının ortaya çıkacağı konusunda bilgi açıkları saptanmıştır. Ebe/hemşirelerin aynı önermeye HİE öncesinde % 38.2 olan doğru yanıt oranı, HİE sonrası % 69’a yükselmiştir ve bilgi açığı eğitimle önemli oranda giderilmiştir (p<0.001). HİE öncesi hekimlerin % 91.4’ü, ebe/hemşirelerin ise % 48.4’ü tarama testinde pozitif çıkan her bebeğin hasta olmadığını, FKÜ tanısının ileri tanı yöntemleri ile kesinleşeceğini bilmektedirler. HİE sonrası ebe/hemşirelerde bu oran % 52.1’e yükselirken hekimlerde oran azalmıştır. Bu sonuç önermenin yanlış anlaşılmasına bağlı olabilir. Katılımcıların % 61’i FKÜ taraması için kan örneği aldıklarında en fazla karşılaştıkları sorun olarak bebeğin canının yanması nedeniyle ailelerin kan alınmasına isteksiz davrandıklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların % 16’sı kan alma tekniğindeki eksiklikleri sorun olarak belirtirken, % 12’si herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını söylemiştir. Diğer belirtilen sorunlar; bebeklere zamanında ulaşmakta güçlük çekilmesi, malzeme eksikliği, geri bildirim yapılmaması olarak sıralanmaktadır. İlimizde yürütülen Fenilketonüri Tarama Programı kapsamında yapılan eğitimlerin bu sürece olumlu katkılar sağladığı görülmektedir. Kurumlara yapılan geri bildirimlerde kan alım sayılarının arttığı, hata yüzdelerinin azaldığı izlenmektedir (tablo 4). Tablo 4: Edirne İli 2002, 2003 yılı FKÜ kan örneği alım durumları. Yıllar Canlı doğum sayısı* Alınan kan örneği sayısı** Kan örneği alım % Hatalı kan örneği sayısı Hatalı kan örneği % 2002*** 4084 3299 80,1 95 2.9 2003*** 3394 3828 112,8 80 2,0 * Canlı doğum sayıları form 023’e göre alınmıştır. ** T.Ü.Tıp Fakültesi tarafından alınan kanlar eklenmiştir. *** T.Ü.Tıp Fakültesinde bölge dışı alınan 2002 yılında 116, 2003 yılında 209 kan eklenmemiştir. Alınan kan sayılarının diğer sıfır yaş tespitlerinden daha fazla olduğu dikkat çekicidir (Tablo 5). Tablo 5: Edirne İli 2003 yılı FKÜ kan alım sayısı ve diğer 0 yaş tespitleri. Yıl Hedef nüfus 0 yaş ETF Form 023 canlı doğum FKÜ kan örnek sayısı DBT 1 Kızamık 2003 5474 3787 3394 4037 3555 3805
SONUÇLAR

Koruyucu hizmetlerde gelişme, eğitilmiş sağlık çalışanları ile sağlanabilecektir. Sağlık personelinin bilgi ve tutumunda olacak gelişmelerin; hizmetten yararlananlara yansıması beklenir. Doğru ve tam alınan kan örneği ile ülkemizde diğer ülkelerden çok daha sık görülen fenilketonürili bebeklerin sağlıklı yaşaması sağlanabilecek; insan işgücü, zaman ve ekonomik açıdan kazanç sağlanacaktır.

Bilgi, tutum ve davranışlar çeşitli biçimlerde eğitimden önce saptanamazsa eğitim sonrası elde edilecek yarar da saptanamayacaktır. Yapılan ön ve son testler yalnızca bireysel olsa da, eğitim sonrası bilişsel alanla ilgili öğrenmeyi değerlendirmek bakımından da önemlidir (8)

FKÜ taraması konusunda bu hizmeti Edirne’de sunmakta olan 1.Basamak hekim ve ebe/hemşirelerinde önemli bilgi açıkları bulunmuştur. Verilen hizmetiçi eğitimle bu açıklar önemli ölçüde giderilmiştir.

• Katılımcıların büyük bir bölümünün FKÜ hastalığının ülkemizdeki sıklığı ve bunun nedenleri konusunda bilgi açığı vardır.

• FKÜ tarama testini etkileyen etmenler ve kan örneğinin saklanma koşulları konusunda katılımcılar yanlış ve eksik bilgiye sahiptirler. HİE sonrası bu açık büyük oranda giderilmiştir.

• HİE öncesi hekimlerin yalnızca ¼’ü kan örneği için uygun kan alım bölgesini bilmektedir. HİE sonrası bu oran % 94’e yükselmiştir. Ebe/hemşirelerin bu konudaki bilgi açığı daha azdır.

• Genelde HİE öncesinde, hekimlerin FKÜ hastalığı ve tarama programı konusundaki genel bilgileri ebe hemşirelerden daha iyi olmasına karşın, kan alma tekniği konusundaki bilgi düzeyleri ebe/hemşirelerden belirgin biçimde düşüktür. Bu saptama, ebe/hemşirelerin tarama programı kapsamında yenidoğanlar ve ailesi ile birebir karşılaşan ve kan örneğini alan sağlık personeli olmalarından ve hekimlerin bu hizmette arka planda kalmalarından kaynaklanabilir.

Araştırma sonuçlarından da anlaşıldığı üzere; eğitim öncesi ve sırasında belirlenen konulara ağırlık verilerek katılımcıların konuyla ilgili bilgi açıkları önemli ölçüde giderilmiştir. Eren ve ark. tarafından Ankara’da hekimlere yönelik olarak yapılan bir HİE toplantısı değerlendirmesinde; HİE konularının eğitim öncesinde katılımcıların da katılımıyla belirlenmesi gerekliliği vurgulanmıştır (4) Verilen HİE genel anlamda başarılı olmuştur. Ancak bu sonucun uzun erimde hizmete yansımalarının izlenmesi ile daha değerli olacaktır (13). Yapılan değerlendirme bilgi değişimini gösterdiğinden bilgi açığından kaynaklanan sahadaki sorunların iyileşebileceği beklenmektedir. Bunun sağlanması için uygun iletişim teknikleriyle, eğitici ve eğitilenlerin birlikte katıldığı ve motive olduğu, sahada karşılaşılan sorunların tartışıldığı , planlı ve sürekli HİE uygulamalarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Düzenlenecek HİE toplantılarıyla, 1. Basamak çalışanlarının tüm yenidoğanlara ulaşılıp doğru ve eksiksiz kan örneği almalarının, kısa sürede değerlendirilen yere ulaştırılmasının sağlanması, konuyla ilgili topluma eğitim yapabilmeleri ve bebekleri/çocukları FKÜ açısından değerlendirebilmeleri için genel bilgilerinin artırılması sağlanmalıdır. Böylece halk sağlığı açısından önemli bir sorun olan FKÜ’nin erken tanısı sağlanabilecek ve uygun tedaviyle oluşabilecek sakatlıklar önlenebilecektir.

KAYNAKLAR

1. A Guide to Newborn Screening for Phenylketonuria, Congenital Hypothyroidism and Cystic Fibrosis 2004 Basımı
2. Baykal T. Forum: Bir Eleştiriye Yanıt http://www.biltek.tubitak.gov.tr/dergi/99/haziran/forum.pdf
3. Baykal T, Hüner G, Şarbat G, Demirkol M. Doğumsal Metabolik Hastalıklar: Selektif Tarama. http://www.istanbul.edu.tr/istanbultip/mecmua/fakmecmua/sayi3-98/20.htm İstanbul Tıp Fakültesi Mecmuası 1998;61:3,
4. Eren N. ve ark. Ankara İli Temel Sağlık Hizmeti Birimlerinde Çalışan Hekimlere Uygulanan Bir Eğitim Programının Sonuçları. Hekimden Hekime Dergisi 2000; s.9-10
5. Hasanoğlu AM. Ten Years Experıence Of A Metabolıc Investıgatıon Laboratory In Turkey. Gazi Medical Journal 2000; 11: 77-80 http://www.med.gazi.edu.tr/gmj/tenyears.html
6. Özalp İ. Yenidoğan Tarama Programları Organizasyonu: Ülkemiz İçin Öneriler. Pediatride Gelişmeler. Ankara 1999
7. Özalp İ, Çoşkun T. Tokatlı A, Kalkanoğlu HS, Dursun A. Newborn PKU screening in Turkey: at present and organization for future. Turk J Pediatr. 2001 Apr-Jun;43(2):97-101
8. Özvarış ŞB. Sağlık Eğitimi ve Sağlığı Geliştirme. Ankara 2001
9. http://www.emro.who.int/publications/EMRO%20PUB-TPS-GEN-PRT2-CHPT3-3.4.HTM ulaşım tarihi 06.09.2004)
10. Sağlık Bakanlığı İstatistik. http://www.saglik.gov.tr/sb/extras/istatistikler/apk_2002/s_090.htm
11. Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği 18 Nisan 2003 tarih/2814 sayılı yazı
12. Sağlık Bakanlığı 21 Mayıs 2003 Tarih 3231 sayılı yazısı 53/2003 sayılı Genelgesi
13. Tabak RS. Sağlık Eğitimi. Ankara 2000. s.269-287
14. Tokatlı A. Kolayca önlenbilecek zihinsel özür FKÜ.Bilim ve Teknik Temmuz 2000.
15. Türkiye’de Çocuk ve Kadınların Durumu Raporu. Aralık 2000 s.146

Dr.Hülya Beyzadeoğlu1 Doç.Dr.Galip Ekuklu1 Yrd.Doç.Dr.Ülfet Vatansever2 Dr.Deniz Özden3
1 T.Ü.T.F Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2T.Ü.T.F. Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı 3Edirne İli Sağlık Müdürlüğü
[email protected]