Genel SağlıkHABERLER

TÜRKİYE’DE BİN BEBEKTEN BİRİ, ‘SPİNA BİFİDA’ HASTASI

FOLİK ASİT EKSİK KALINCA BEBEK OMURGASI AÇIK DOĞUYOR

Normal şartlar altında beyin ve omurilik anne karnındayken önce oluk gibi bir yapıdayken bir tüp haline gelir. Omurilik, ilk üç aylık hamilelik döneminde herhangi bir nedenden dolayı kapanmazsa açık kalır. Bu bebeklerde doğduktan sonra dışarıdan bakıldığında, sırt bölgelerinde bir açıklık ya da kese olur. Tıp dilinde bu hastalık ‘Spina Bifida’ olarak adlandırılır.

Uyluk ve bacak kasları etkilendiği için Spina Bifida hastası çocuklar, hastalığın seviyesi ve şiddetine göre tekerlekli sandalyeye mahkum olup idrarını tutamaz hale gelebilir. Ayrıca bu hastalık nedeniyle yaklaşık yüzde 85 oranında çocukta Hidrosefali (kafada su toplanması) oluşabilir. Bu çocukların zekaları normal gelişir ama menenjit veya beyin omurilik sıvısını da içinde barındıran karıncıklarda enfeksiyon oluşmuşsa, zekaları da etkilenebilir.

International Hospital Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Soner Duru, hastalığın deneysel olarak da ispatlanmış en önemli nedenini ‘folik asit’ eksikliği olarak açıklıyor. Folik asit, mercimek, kuşkonmaz, ıspanak, fasülye, yer fıstığı, portakal suyu, marul, brokoli ve tahıl ekmeği gibi yiyeceklerde, kırmızı ette bulunur. Hamileler bu gıdalardan yeteri kadar almadıklarında ya da bazen almalarına rağmen folik asit eksikliği oluşur.

Oluk halindeki omuriliğin tüp haline gelip kapanması için hücreler arasındaki etkileşimde folik asitin şart olduğunu belirten Dr. Soner Duru, “Folik asit eksikliği tesbit edildiyse, önce anne adayının üç ay düzenli folik asit kullanması gerekiyor. Folik asit yeterli düzeye geldikten sonra hamile kalınması önem taşıyor. Hamilelikten sonra alınan folik asitin etkisi yok. İskandinav ülkelerinde beyin cerrahisi ile uğraşan hekimlerin önemli bir çoğunluğu bu hastalığı hayatları boyunca göremiyor. Hastalık, geri kalmış ülkelerde ise sık görülüyor” diyor.

Vejetaryen beslenenlerde folik asit eksik kalıyor

Spina bifidanın vejetaryenlerde görülme riskinin yüksek olduğunu, beslenme biçimleri nedeniyle folik asitin tek taraflı beslenme rejimlerinde eksik kaldığını söyleyen Dr. Soner Duru, “Spina Bifida, ülkemizde, annelerin ve anne adaylarının bilinçlendirilmesiyle, folik asitin kandaki seviyesine hamilelik öncesi rutin bakılmasının sağlanmasıyla birlikte azalmaya başladı. Bu hastalık gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde beslenme rejimlerindeki bozukluk nedeniyle daha çok görülüyor” diye konuştu.

Anne karnında tedavi için çalışmalar sürüyor

Hamileliğin dördüncü ayında anne karnında yapılan ileri incelemelerle söz konusu açıklık tespit edilebilirse de, en duyarlı gözler bile bazen hastalığı atlayabilir. Hamilelikte yapılan rutin ultrason kontrollerinde Spina Bifidası olan bebeklerde erken dönemde bacak hareketleri görüldüğü halde, sonraki dönemlerde bu hareketlerin kaybolduğu saptanmıştır. Ayrıca, deneysel araştırmalar, bir bariyer yardımıyla omuriliğin, amniyon sıvısı ve rahim duvarı ile etkileşmesi engellenirse, birtakım omurilik ve sinir hasarlarının önlenebildiğini göstermiştir. Bu nedenle ABD’de 2005 yılından bu yana üç ayrı merkezde, hastalığın anne karnında tedavisi üzerine “MOMS” adı verilen çalışmalar devam etmektedir. Ancak çalışmaların sonuçları henüz açıklanmamıştır.

Bebek spina bifidalı olarak doğarsa ne olur?

Eğer bebekte spina bifida hastalığının yanı sıra ek bir sorun yoksa ilk 36-48 saat içinde omurilik kanalının kapatılması gerekir.

Omurilik kapatılmazsa, menenjit ve dışarı beyin omurilik sıvısı kaçağı olur, omurilik daha fazla hasar görür. Ancak bir an önce kapatılırsa daha fazla ilerlemez. Ancak mevcut omurilik hasarı geri getirilemez. Ameliyat özellikle menenjiti engellemek için yapılır.

Hastalığın seviyesi ve şiddetine göre ağır sinir hasarları olur, ayaklar tutmaz, büyük abdest ve küçük abdest tutulamaz.

Steril, nemli pansumanlar yapılır. 36-48 saat içinde ameliyata alınamazsa bebekte spina bifida bölgesinden kültür alınır ve üreme yoksa hasta hemen ameliyata alınır.

Ameliyatın mikroskop altında yapılması gerekir. Mikroskopta omuriliği çevre dokulardan ayırmak, omurilikten çıkan sinirlere ve kesenin içinde dolaşan sinirlere zarar vermemek gerekir.

Ameliyattan hemen sonra hidrosefali gelişebilme riski çok fazladır. Beyin omurilik sıvısı, kafanın içinde birikir ve ‘hidrosefali’ oluşur. Kafa içerisinde beyin omurilik sıvısını taşıyan dört karıncık aynı zamanda üretimini de yapar. Hidosefali nedeniyle bebeğin başı büyür. O zaman da ‘şant’ adı verilen ve fazla beyin omurilik sıvısını karın içine boşaltan pompa takmak gerekir. Zamanında müdahale edilip şant takılırsa sorun olmaz; ama enfeksiyon da oluşursa, bebeğin zekası gerileyebilir.

Geç dönemde ürolojik sorunlar ortaya çıkabilir. İdrar böbreklere doğru mesaneden geri gidebilir. Gerekirse ameliyat yapılarak idrarın böbreklere geri dönüşü önlenebilir. Hasta, okul çağına geldiğinde idrarını tutamıyorsa, sonda ile idrarı boşaltabilme eğitiminin çocuğa öğretilmesi gerekir.

Ürolog ameliyatını yaptıktan sonra, bacaklardaki sinirsel hasarlar sonucunda oluşan içe basma nedeniyle, pediatrik ortopedi uzmanları devreye girer. Hastanın fizik tedavi ve fizyoterapi uzmanları gözetiminde rehabilitasyon merkezinde tedavi görmesi gerekir.

Hastalıkta genel olarak multidisipliner bir hasta takibi ve sonrasında rehabilitasyon hayati önem taşır.