Genel SağlıkHABERLER

ŞİŞMANLIK TEDAVİSİNDE PSİKİYATRİK DESTEĞİN ÖNEMİ

ABD ve Avrupa’nın yanı sıra, gelişmekte olan birçok ülkenin ortak sorunu şişmanlık, psikiyatrik destekle tedavi edilebiliyor

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Arıkan, yaptığı açıklamada, herkesin ‘ideal’ diye düşündüğü bir fiziki yapı olduğunu vurgulayarak, “O ideale yakınlaşmak ya da ondan uzak olmak, bir başarısızlık algısına yol açabiliyor. Kendini beğenme noktasında bir probleme yol açabiliyor. Dolayısıyla kendiyle barışık olmama hali, şişmanlıkta önemli bir faktör” dedi.

Öfkesini dışa vuramayan, korkan, haklı gerekçelerle öfkesi olan ama bunu dışa vurmakta güçlük çeken insanlarda yeme alışkanlığının normalden farklı olduğunu ifade eden Prof. Arıkan, “Dolayısıyla, şişmanlığın herkes için ayrı bir nedeni var. Ama genel olarak baktığımızda, birincisi vücut imajıyla ilgili algıda bir problem, ikincisi de haklı gerekçelere dayalı öfkenin dışa vurum güçlüğü” diye konuştu.

Şişmanlıkla mücadelede, pskiyatrik destekle, kilo vermek konusunda yaşanan güçlüklerin üstesinden gelme şansının daha yüksek olduğunu belirten Prof. Arıkan, “Bu bir takım işidir. Bu takım içerisinde psikiyatristlere her zaman bir yer var ve onun varlığıyla birlikte uzun vadede kilo veriliyor, arkasından da onun korunması… Bunun başarılabilmesi için psikiyatrik destek çok önemli. Davranış terapisi tekniğinin yanı sıra birçok başka teknikler kullanılabiliyor” dedi.

Şişmanlıkta psikolojik tedavide, ‘neden yiyoruz’ ve ‘neden psikiyatristteyiz’ sorularına cevap arandığını kaydeden Prof. Arıkan, “İki soruya cevap bulana dek çalışıyoruz. Diyelim ki bir cevap bulduk. Alternatif başka cevaplar üzerinde de çalışmaya devam ediyoruz. Belli periyotlarla hastalarımız gelip gidiyorlar. Ve sonuçta kısa vadede, yani altı aylık dönemde, başlangıç kilolarının yüzde 10 kadarını verebiliyorlar, ki hedef bu… Bu da önemli bir nokta. Bize gelen insanlar diyelim ki 30 kilo vermek istiyor. Ama bizim ona verdirebileceğimiz diyelim ki 5 kilo. Onun kafasındaki 30 ile bizim kafamızdaki 5 arasındaki çelişkinin bir kere ortadan kaldırılması gerekiyor. Gerçekçi olmak lazım. O noktada bir anlaşma sağlıyoruz. Ondan sonra altı aylık vadede, bilimsel çalışmalar içerisine aldığımız kilo verme noktasına geliyoruz. Yaklaşımımız davranış tedavisi, ama bir yandan da analitik yorumlara gidiyoruz” diye konuştu.

Prof. Arıkan, toplumda, “Şişman ama neşeli, mutlu insan” tarifi yapıldığını da hatırlatarak, bunun ne kadar gerçekçi olduğunu şöyle anlattı: “Şişmanlık tıbbi bir hastalık. Sonuç olarak, kronik sağlık sorunlarına yol açan tıbbi bir hastalık. Her şişman, bu işten psikiyatrik nedenle yakınan insan değildir, bir psikolojik problemi olan insan değildir. Normal şartlarda toplumsal bir yargılama olmasa, belki de, şişmanların önemli bir bölümü içerisinde bulundukları bedeni halden dolayı mutsuz olmayacaklar. Mesela benim bir hastam, ‘iyi ki şişmanım, istediğim yerde istediğim gibi yiyebilirim’, diyordu. Ve halinden de memnundu. Bir çok şişman liderlerimiz yok mu? Bunlar halinden pek memnun gözüküyorlar. Yine tanıdığımız bir çok şişman sanatçılar, bilim insanları var, medya mensupları var.”