Genel SağlıkHABERLER

OKULA YENİ BAŞLAYAN ÇOCUĞUNUZ, HAYATINDA BÜYÜK BİR DEĞİŞİMİN BAŞLADIĞI BU DÖNEMDE KENDİNİ NASIL HİSSEDİYOR? BU DÖNEMDE ONA NASIL YARDIMCI OLABİLİRSİNİZ?

Okul yılları ile birlikte oluşan değişime alışmak hem çocuk için hem de ebeveyn için kolay değildir. Okul yılları ile birlikte artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Okul yaşantısı ile birlikte çocuktan beklenenlerin artması, bu beklentilere henüz hazır olmayan çocuğu ürkütebilir. Bu durum çocuğun kaygılarının artmasına, ani tepkilerin ortaya çıkmasına veya umursamaz davranışların görünmesine neden olabilir. Son derece doğal olan bu ilk tepkilerin karşısında yapılacak ilk şey soğukkanlı olmaktır. Sonrasında durumu iyice analiz edip alışma sürecinde çocuğu desteklemek önemlidir.

Okul günü gelmeden okul heyecanı duyan oğlunuzun kızınızın sizden ayrılma zamanı geldiğinde nasıl bir tepki vereceğini bilmek neredeyse imkansızdır. Bu nedenle önce anne babaların birçok olasılığa karşı kendilerini hazırlamaları bununla birlikte çok fazla kaygılanmamaları gerekmektedir.

Okulun ilk günü ve ilk haftası…

• Oğlunuz ya da kızınız okulun ilk günü karın ağrısı ile uyanabilir.
• Çeşitli bahaneler bularak evden dışarı çıkmak istemeyebilir.
• Güle oynaya okul kapısına kadar gelip hiç beklemediğiniz büyük bir tepki ile sizden ayrılmak istemeyebilir.
• Sizi duygusal olarak etkileyeceğini bildiği tüm yolları kendince kullanabilir.
• Ayrılma zamanı sessizce ağlayarak size sımsıkı sarılıp ayrılmayı reddedebilir.
• Değişik oyuncakları gördüğünde sizi kolayca bırakıp ancak yarım saat sonra ağlayarak sizi arayabilir.
• Altına kaçırabilir. Bu belki stresten belki de yeni bir ortamda tuvaletinin geldiğini söylemeye çekindiğinden olabilir.
• Hiçbir sorun olmadan günü tamamlayıp sevinçle eve gelebilir.

Okulun ilk ayında…

• İlk günlerde hiç ağlamayan okula koşarak giden çocuğunuz birden bire okula gitmek istemediğini söyleyebilir. Sabahları evden çıkmamak için ağlayıp, okulu hiç sevmediğini söyleyebilir. Size bunu kanıtlamak için olumsuz yaşantılardan örnekler sunabilir (bana bağırıyorlar, zorla yemek yediriyorlar v.s.). Böyle durumlarda anne babalar gerçekten ne yapacaklarını şaşırırlar, okula güvenlerinin sarsıldığını hissederler. Oysa bu da çok sık karşılaşılan bir tablodur ve sebepleri vardır.
• İlk öğretmen görüşmesinde, öğretmeni çocuğunuz ile ilgili sizi hayal kırıklığına uğratacak geri bildirimler verebilir. Çok sessiz, el becerilerinde zorlanıyor, çok hareketli, kurallara uymuyor, arkadaşlarının içine pek giremedi vs. tüm bu belirtilerde muhtemelen henüz okul ortamına alışamamaktan kaynaklanır.

Yukarıda sıralanmış tüm bu can sıkıcı olasılıklar sizin de başınıza gelebilir. Burada önemli olan ve asla unutulmaması gereken tüm bunların yaşanabilecek olağan sorunlar olduğudur. Tek nedeni de büyük değişime henüz adapte olamamaktır. Yapılacak ilk şey sakin olmak ve bu sorunların çözümleri olduğunu unutmamaktır.

Birçok anne baba, çocuklarının gelişimi ile ilgili ufak da olsa bir sorunla karşılaştıklarında panikleyip ne yapacaklarını şaşırabiliyorlar. Eğer sizin çocuğunuz da okula uyum sürecinde sorunlar yaşıyorsa aşağıdaki önerilerin hangilerini yaptığınızı ve hangilerini yapabileceğinize göz atın ve tüm yaşadıklarınızın nedenlerini anlamaya çalışın.

Çocuklar neden okula gitmeyi reddederler ve neler yapabilirsiniz?

• Çocuğunuzu günün birinde okula gideceği gerçeği hakkında uzun zaman öncesinde bilgilendirmek önemli ve atlanmaması gereken bir basamaktır. Okul nasıl bir yerdir? Çocuklar orada neler yaparlar? Niçin okula gitmek gereklidir? Tüm bunlar okul zamanı gelmeden çok önce anlatılmalıdır. Asla okulla ilgili, öğretmenlerle ilgili çocuğu tedirgin edebilecek cümleler kullanılmamalıdır.

• Güvendiğiniz okul seçimi diğer önemli bir noktadır. Herhangi bir okula değil sizin beklentilerinizle uyumlu bir okula kayıt yaptırmanız iyi bir başlangıç için gereklidir. (Okulun yeri, eğitim kadrosu, eğitim saatleri, güvenlik ve temizlik hizmetleri gibi) Okul ortamında yaşanan sorunların çözümünde en büyük destekçi eğitimciler olacaktır, onların önerilerine ve sizi yönlendirmelerine açık olabilmeniz için güven duymanız gerekir.

• Okul seçimini yaptıktan sonra çocuğunuzun da okulu görmesini, okulu gezmesini sağlayın. Mümkünse orada biraz vakit geçirmesine izin verin.

• Sınıf öğretmeni ile okulun ilk gününden önce tanışmasını sağlayın. Artık birçok okul, okullar açılmadan önce tanışma toplantısı düzenliyor. Bu toplantılarda öğrencilerin tüm öğretmenleri ile tanışması ve sınıfını görmesi amaçlanıyor.

• Tüm bunları yapmış olsanız da çocuğunuz okulun ilk günü sizden ayrılmayı istemeyebilir. Korktuğunu söyleyebilir. Eğer böyle bir tablo ile karşılaşırsanız unutmayın, eğer bir çocuk annesinden ayrılmakta zorlanıyorsa, “korkuyorum” diyorsa gerçekten korkuyordur ve gerçekten kaygı yaşıyordur. İlk defa anne babadan ayrılmak, tanımadığı bir ortamda tek başına kalmak birçok çocuk için endişe vericidir. Muhtemelen aklında birçok soru vardır, “Ben burada ne yapacağım? Ne zaman annem gelip beni alacak? Annem gelip almazsa, eve nasıl gideceğim? Buradaki yetişkinler beni sevecekler mi? Tuvalet, yemek gibi ihtiyaçlarımı nasıl karşılayacağım? v.s… “çocuğunuz tüm bu duygularla size sarılmışken sizin hayal kırıklığına uğramanız, ona kızmanız her şeyi daha da zorlaştıracaktır. Yapılacak en önemli şey çocuğu anlamaktır. Onu anladığınızı hissettirmektir. Tedirgin bir çocuğu okulda bırakıp gitmek ilk gün için önerilmez. Önce ona tekrar tekrar neler olacağını anlatmanız gerekir. “Biliyorum endişeleniyorsun ama ben burada okul bahçesinde olacağım, sen öğretmeninle birlikte içeride biraz oyun oynayacaksın, arkadaşlarınla tanışacaksın sonra yanıma geleceksin eve gideceğiz, yarın sabah tekrar geleceğiz. Ben burada bahçede seni bekliyor olacağım…” gibi bir açıklama uygun olabilir. Açıklama nasıl olursa olsun, çocuğa söylenen her şeyin yapılması gerekeceğinden verilen sözler yapılabileceklerden seçilmelidir. Önceleri tüm açıklamaları yetersiz buluyor ve anlamak istemiyor görünse de tekrar tekrar aynı cevapları alan çocuk rahatlar, güveni artar.

• Anne-baba olarak tutarlı olun. Hem anne hem baba, çocuğun okula gitmesi ile ilgili konularda benzer görüşleri paylaşmalıdır. Ebeveynlerden biri çocuğun okula gitmesi için kararlı bir tavır sergiliyorken diğeri “istemiyorsa gitmesin” diyorsa, bu sürecin uzaması kaçınılmazdır. Aynı kararlılıkta olan ebeveyn çocukları, okula daha hızlı adapte olmaktadırlar.

• Okulun yönlendirmelerine, desteğine ve önerilerine açık olun. Yumuşak bir geçiş için en iyi yollardan biri de çocuğun okuldaki bir öğretmeni ile- bu sınıf öğretmeni ya da okulun psikolojik danışmanı olabilir- diyalog kurmasıdır. Öğretmeni ile oyun oynayan, konuşan ve böylece yakınlık kuran çocuk, okuldan birine güvenmeye başlar. Dolayısıyla okula da güven duymaya başlar. Okulda kendini rahat hisseder. Başlangıçta bu süreç çok kolay olmayacak gibi görünebilir ancak günler geçtikçe her şey yoluna girer. Bir çocuğun annesinden ayrılmasının örseleyici olmaması için yavaş işleyen bu sürece güvenmek gerekir.

• Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Bazen çocuktan daha fazla anne-babalar kaygılıdır. Adeta çocuğunu bırakıp gitmekte zorlanır. Anne baba bu haldeyken çocuğun sakin olmasını beklemek doğru olmaz. Bu nedenle önce anne-babanın sakin ve rahat olması önemlidir. Her şeyin yolunda olacağına inanırsanız çocuğunuzda rahatlayacaktır.

• Özellikle okul öncesi dönemde olan çocuğun okulun ilk haftasında okula tam gün yerine yarım gün devam etmesi evden okula geçişi kolaylaştıran etkendir. Çocuk okulun daha ilk gününden uzun saatler kalır ve sıkılırsa sonraki günler okula gitmeyi istemeyebilir. Bu nedenle ilk hafta sistematik olarak süreyi uzatmak iyi bir yaklaşım olacaktır. Uzun süre geçmesine rağmen kimsenin gelip kendisini almadığını düşünen çocuk, bir de kendinden önce giden çocukları gördüğünde kaygıları daha da artar. Tüm bunların yersiz kaygılar olduğunu anlaması için zamana ihtiyacı olan çocuğunuzu ilk günlerde erken saatlerde alın. Günün hangi saatinde alacağınıza mutlaka öğretmeni ile birlikte karar verin.

• Onun okula gitme isteğini farklı yollarla da arttırabilirsiniz. Özellikle okul öncesi dönemde etkili olacak bu yaklaşımda, çocuğunuzdan okulda kendisi için bir resim yapmasını, bunu evin duvarına asmak istediğinizi söyleyebilirsiniz, ya da okul çıkışları için onun hoşuna gidecek planlar yapabilirsiniz. Alışveriş, sinema, yemek yemek gibi…

• Eğer sizden ayrılmakta çok zorlanıyor ve bu bir haftadan fazla bir zamandır sürüyorsa, çocuğunuzu okula daha az bağlı olduğu ebeveyn ya da aile yakını götürebilir.

• Çocuğunuzun sadece sizden ayrılmakta zorlanan durumunu değil okuldaki davranışlarıyla da ilgilenin. Sizden ayrıldıktan sonra sınıfta neler yapıyor, arkadaşlarının arasına giriyor mu, bu konularda öğretmeninden bilgi alın. Birçok çocuk sınıfa girdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranır. Eğer sınıfta da ısrarlı bir şekilde hala eve gitmek istediğini söylüyorsa ve çalışmalara katılmıyorsa öğretmeni ile birlikte olası sebeplerini araştırın, önlem alın. Çoğu zaman çocuğun sadece zamana ihtiyacı vardır. Tabii ki burada öğretmen yaklaşımı da çok önemlidir. Çocuğu rahatlatabilmesi, onun dünyasına girebilmesi önemlidir.

• Adaptasyon süreci tamamlanana kadar devamsızlık yapmamaya özen gösterin. Sık sık okula ara veren çocuk her geri dönüşünde zorlanır. Ayrıca çeşitli sebeplerle (ev ziyareti, servisi kaçırmak, uyanamamak v.s.) okula gidilmeyeceğini gören çocuk ısrarcı davranarak devamsızlığı arttırmak isteyebilir.

• Okula adaptasyon süreci her çocuğa göre değişiklik göstermekle birlikte ortalama bir ay içinde tamamlanmalıdır. Eğer bir ayın sonunda hala ağlamalar devam ediyorsa, bu tabloyu her çocuğun yaşayabileceği adaptasyon sorunundan ayrı tutmak gerekir. Uzun zaman geçmesine rağmen hala okula gitmek istemiyorsa bunun çeşitli sebepleri olabilir.

• Tutarsız ve kararsız ebeveyn tutumu, (bir gün okula gidip iki gün gitmemesi ya da ebeveynlerden birinin “istemiyorsa gitmesin” yaklaşımı, çocuk bundan güç alarak ısrarcı davranabilir.)

• Evdeki küçük kardeşin varlığı, kardeş kıskançlığı, evdeki kuralsız ortamdan kurallı ortama girmenin zorluğu, evde herkes için biricikken okulda diğer çocuklarla eşit olmak, daha fazla bireysel ilgi isteği özel sebepler olabilir. Böyle bir durumda çocuğun okul fobisi yaşadığını düşünebiliriz. Buna yol açan sebeplerin anlaşılması için ve doğru yaklaşımlar sergileyebilmek için uzman desteği almak gereklidir.

Son olarak tekrar etmek gerekirse okul hayatı beraberinde büyük değişimleri getirir ve tüm aileyi ilgilendirir. Uzun eğitim yaşantısı düşünüldüğünde çocuğun okula alışması yaşanan ilk zorluktur ve ancak doğru yaklaşımla çok kolay üstesinden gelinebilir. Önemli olan tüm eğitim yaşantısını güzel duygu ve deneyimlerle tamamlayabilmektir. Anne babalara bu noktada da düşen çok görevler vardır. Okul hayatının en az sorunla geçmesi için evde alınacak dikkat edilmesi gereken şeyler kısaca şu şekilde sıralanabilir.

• Yaşına uygun sorumluluk vermek,

• Çocuğu tanımak, onun kişilik özelliklerinin, ilgi ve becerilerinin farkında olmak, bu doğrultuda çocuğa uygun beklentiler içinde olmak,

• Çocuğun kendine hedefler koymasında öncülük etmek, bu hedeflere ulaşmak için plan yapabilmesi konusunda yönlendirmek,

• Kendi başına yapabildikleri ya da yapabileceklerine güven duymak,

• Hataların ya da başarısızlıkların üstesinden gelinebileceğini öğretebilmek,

• Okulda yaşanan sorunların çözümünde, okul ile birlikte hareket ederek, işbirliğine açık olmak.

Özel ALEV İlköğretim Okulu Rehberlik Servisi