KANSERE AŞI UMUDU!
Sabah Gazetesinden alınan habere göre: Verem aşısı gibi kanser aşısı geliyor. İnsanlar üzerindeki en ciddi deneme yakında başlıyor. İtalya’nın Torino kentinde kansere karşı en önemli adım atılıyor
Denemelere başladılar!
Dünyadaki ilk kanser aşısını farelerde başarıyla deneyen İtalyan bilim adamları şimdi aynı aşıyı 20 kanser hastasında deneyecek. Araştırma üç yılda sonuç verecek. Aşı başarılı olursa, devam edilecek.
Verem aşısı gibi kanser aşısı geliyor. İnsanlar üzerindeki en ciddi deneme yakında başlıyor. İtalya’nın Torino kentinde kansere karşı en önemli adım atılıyor. Dünyadaki ilk kanser aşısını farelerde başarıyla deneyen İtalyan bilim adamları şimdi aynı aşıyı 20 kanser hastasında deneyecek. Araştırma üç yılda sonuç verecek. Aşı başarılı olursa, ilk aşamada meme, rahim ve prostat kanserine karşı uygulanacak.
1- İtalya’da aşı bariyeri
İtalyan bilim adamları, kanser hastalıklarının yüzde 30’unun nedeni olan ErbB-2 genlerindeki hatayı düzeltecek yeni aşıyı, ilkbaharda insana uygulayacak.
Bir grup İtalyan bilim adamı kansere karşı ürettikleri aşıyı fareler üzerinde denediler. “Deneysel Tıp’ta Uluslararası Araştırma Vakfı” bünyesinde biraraya gelen İtalyan bilim adamları, kanser hastalıklarının yüzde 30’nun nedeni olan ErbB-2 genlerindeki hatayı düzelterek kanserin önüne geçen yeni aşıyı ilkbaharda yirmi insan üzerinde de uygulayacak.
Torino’daki Molinette Hastanesi ve Torino Üniversitesi tarafından kurulan uluslararası vakıf bünyesinde yapılan araştırmalar sonucunda bulunan aşının, Milano’da büyük bir ilaç firması tarafından üretileceği belirtildi.
TEDAVİ DEĞİL BARİYER
Araştırmacılar, aşının amacının tedavi değil, başlangıç aşamasında olan kanserin önüne geçmek olduğunu belirtti. Genetik olarak kanser hastalığına yakalanma olasılığı yüksek olan farelere uygulanan aşı, bu hastalığa karşı inanılmaz bir bariyer yarattı. Bilim adamları aynı şeyin insan organizmasında da meydana gelebileceğini öne sürüyor. Araştırmaları yapan vakfın Bilimsel Komite Başkanı İmmunulog Profesör Guido Forni, yeni bulunan aşının kullanım mekanizmasını şöyle açıkladı: “Kanserden hastalanan 100 kişiden 30’unda genetik bir bozukluk olduğu görüldü. Bizim tekniğimiz hatalı DNA’nın üretemediği proteini hücrelerin yeniden üretmesini sağlayacak mekanizmayı vücuda yerleştirmekten ibaret. Aşı hücreye verildikten sonra küçük bir elektrik akımı ile zardan geçmesi ve faaliyete geçmek üzere çekirdeğe yerleşmesi sağlanıyor.”
Eğer aşı başarılı olursa, teşhisi kolay olan meme, rahim ve prostat kanserlerine de uygulanacak. Aşının insanlar üzerinde başarılı olup olmadığı yolundaki karar 5 yıl sonunda verilecek, ancak bilim adamları, 3 yıl sonra araştırmanın sonucunun belli olabileceğini belirtti.
ÜNİVERSİTELER İŞBİRLİĞİ YAPTI
Torinolu bilim adamlarının, Bologna, Chieti, Camerino üniversitelerinin de işbirliği ile bulduğu aşının insanlar üzerinde de başarılı olmasından sonra, kanser riski taşıyan herkese uygulanabilecek. Bazı Amerikalı ve İsviçreli araştırmacılar Torino’ya geldi.
AŞI FARELERDE BAŞARILI OLDU
Genetik olarak kanser hastalığına yakalanma olasılığı yüksek olan farelere uygulanan aşı, bu hastalığa karşı inanılmaz bir bariyer yarattı.
2- Kanser aşısı geliyor
Amerika’da Kimmel Kanser Merkezi’nde bulunan aşı ile farelerde gen eksikliği giderilerek kanser önlendi. Bir yıl sonra aynı yöntem insanlara uygulanacak. Doktorlar çok umutlu…
İnsanlığın başbelası kansere karşı yapılan araştırmalar yeni bir umut kapısını araladı. Amerika’da yapılan bir araştırmanın açıklanan sonucuna göre, ‘kanser aşısı’ artık ulaşılması zor bir hayal olmaktan çıktı. Bilim adamları, özellikle gen tedavilerinde uygulanacak, vücutta bulunmayan genin vücuda yerleştirilmesinin bir çeşit aşı olarak da kabul edilebileceğini belirtti. Yapılan açıklamaya göre, farelerde kanseri yok eden aşının insan vücudunda nasıl uygulanacağını bir yıl içinde tesbit edilecek.
Thomas Jefferson Tıp Fakültesi’ne bağlı Kimmel Kanser Merkezi’nde, Prof. Kay Huebner ve arkadaşları kısa bir süre önce, insan vücudundaki eksik genin (missing genin) meme, rahim ağzı ve akciğer kanserlerine neden olduğunu ortaya çıkardı. Ekip, bundan sonraki en önemli işin, eksik olan bu genin vücuda yerleştirilmesi olduğunu açıkladı. Yapılan açıklamada, başarılı laboratuar çalışmalarının kanıtlanmasından sonra insanlar üzerinde de çalışmalara başlandığı ve en geç bir yıl içinde geniş çaplı tedaviye başlanacağı belirtildi.
GEN TESTİYLE TESBİT EDİLİYOR
Prof. Kay Huebner, kanser hastalığında erken teşhisin çok önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Biz, üniversitemizde, yaygın olarak gen tahlillerini yapmaya başladık. Bu tahliller çerçevesinde, riskli kişileri tespit ediyoruz. Gen çalışmalarının ilerlemesiyle artık kan sayımı yapar gibi genlere bakılarak, eksik olan genlerin yerine konularak, hastalığın tedavisi yoluna gidilecektir. Bu gerçekten önemli bir adımdır. Çünkü, ailesinde kanser hastalığı riski olanların daha hastalık ortaya çıkmadan teşhisi yapılabilecektir. Ve kişinin hastalığa yakalanması önlenebilecek. Böylece, kanserin önü kesilecektir.”
Profesör Huebner, gen eksikliğini gidererek farelerde kanseri yok ettiklerini belirterek, aynı yöntemi insan vücudunda nasıl uygulayacakları üzerinde çalıştıklarını söyledi. Prof. Huebner, gelinen noktayı şöyle anlattı: “Genler, kişilerde anne ve babadaki özelliklerin çocuğa geçmesini sağlayan hücre çekirdeğinde bulunan maddelerdir. Genlerin her biri, insan vücudunda bir özelliği oluşturur. Daha doğrusu oluşmasını düzenler. Genler, insan hücresinin çekirdeğinde bulunur. İnsan biyolojisi ve hastalıkları genlerin etkisi altındadır. Her geçen gün, hastalıkların kökeninde genlerin rolünü daha iyi görmekteyiz.”
EN FAZLA BİR YIL
Doktor Huebner sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim yaptığımız çalışmada da, bazı cins kanser hastalığında, gen eksikliği gördük. Laboratuar çalışmasında yok olan bu geni farelere verdiğimizde kanserin kaybolduğunu kanıtladık. Bu aşamadan sonra, bizim gibi diğer araştırmacıların en büyük sorunu olan, bu genin insanlara nasıl verileceği sorusu ortaya çıktı. Bu genin, aşı gibi virüsle mi, yoksa ilaçlarla mı verileceği sorusuna cevap aranıyor. Yapılan son çalışmalar, virüsler yoluyla aşı gibi vücuda enjekte edilmesi konusu ağırlık kazanıyor. Ancak, bazı hastalarda bu aşıya karşı bazı tepkiler oluşturması da göz önüne alınması gereken noktalar. Ancak, en fazla bir yıl içinde bu konudaki çalışmalarımızı dünyaya açıklayacağız.”
GEN TAHLİLİYLE ERKEN TEŞHİS KOLAY
Kimmel Araştırma Merkezi Mikrobiyoloji ve İmmünoloji Bölümü Başkanı Prof. Kay Huebner, hastalığın tedavisi için eksik olan bu geni, aşı gibi, insan vücuduna en geç bir yıl içinde yerleştirilebileceğini açıkladı.
KANSER RİSKİ AZALTILABİLİR
Kansere karşı bizim de yapacaklarımız var. Uzmanlar, domates, mürdüm eriği ve avokadoyu bir numaralı koruyucu ilan etti. Araştırmacıların dize getirmek için uğraştığı kanserden korunmak için bizim de alacağımız bir dizi önlemler var.
Uzmanlara göre, domates, mürdüm eriği, yeşil yapraklı sebzeler ve avokado, bir numaralı kansere karşı koruyucudur. Özellikle, bu meyvelerin içinde Lutein maddesi bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar Lutein’in kanser riskini azalttığını ortaya çıkarmıştır. İşte kanser riskine karşı neleri yapmanız ya da yapmamanız gerekenler:
* Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü’nün son raporunda, domates ve eriğin içinde bol miktarda bulunan Lutein’in özellikle prostat kanserlerini önleyici olduğu açıklanmıştır.
* Meyve ve sebzeyi bol miktarda yemelisiniz. Bunu gerçek bir alışkanlık haline getirmelisiniz. Böylece, kalın bağırsak kanserlerinden de korunacaksınız. Ayrıca, bu tür beslenme sizi ince tutacağından kalp hastalıklarından da korunmuş olacaksınız.
* Kırmızı et hiçbir zaman masumiyetini kanıtlamadı. Kuşkusuz, kırmızı et, vücuda gerekli olan kaliteli protein açısından çok zengin. Ancak, etin içinde bulunan heterocyclic maddesinin bazı kanser türlerine yol açabileceğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Eğer, etten asla vazgeçmem diyorsanız, etin yağsız olmasına dikkat edin. Etin, daha önceden zeytinyağı ve bazı otlarla dinlendirdikten sonra pişirin. Zeytinyağlı dinlendirilmiş ette, heterocyclic asidin etkisi azalır. Sonuç olarak, kırmızı eti az yeyin.
* Şekerler, adı kadar masum değil. Kanser hastalığında şekerlerin, tatlandırıcıların doğrudan bir ilgisi bulunmuyor. Ancak, fazla şeker ve şekerli gıdaların alınması şişmanlığa yol açıyor. Şişman kişilerde de, kalp ve kanser riski artıyor.
* Mümkün olduğu kadar stresten uzak kalın. Stresin kanser ve kalp hastalığından doğrudan ilişkisi olduğu artık kanıtlanmış durumdadır.
Kaynak:Sabah