Genel SağlıkHABERLER

HAYDİ ÇOCUKLAR OKULA…

Okullar açılıyor. Velileri ve öğrencileri saran okul telaşı bazıları için keyifli bazıları içinse sıkıntılı bir dönem oluyor. Okula güle oynaya giden öğrencilerin yanı sıra yeni döneme adapte olmakta zorluk çekenler de yok değil.

DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Uzman Psikologu Şeyda Özdalga, velilerin ve öğrencilerin bu süreci daha kolay ve sorunsuz atlatmaları için çeşitli önerilerde bulunuyor.

Birçok öğrenci yaz tatilini dinlenerek ve eğlenerek geçirdi. Denizin, güneşin, sokakların tadını çıkardı. Özgürce oyun oynadılar, geç yatıp geç kalktılar. Fakat şimdi okula gitme zamanı… Sabahları çalar saat ya da annelerinin sesiyle uyanacaklar, servise yetişmek için zamanla yarışacaklar, akşamları oyun oynamadan önce ödevlerini bitirme sorumluluğunu taşıyacaklar. Uzun tatilin ardından gelen bu değişiklik haklı olarak çocukların pek sevmediği ve alışmakta zorluk çektiği bir dönem oluyor. Okulların başlamasıyla öğrencilerde davranışsal ve duygusal sorunlar görülebiliyor. Ödevlerini erteleyenler, yapamayanlar, arkadaş ilişkileriyle ilgili sosyal sorun yaşayanlar, akademik başarılarıyla ilgili öğrenme ve dikkat problemi olanlar, öğretmen ve okulla ilgili olumsuz anıları olanlar, yüklü bir sınav temposuna hazırlananlar, tatilin eğlencesine doyamayanlar, isteksizlik, dersler, arkadaşlar, okul, öğretmenleri gibi okulla ilgili şikâyetlerini dile getirmeye başlayabilirler.

Tatil sonrası okula uyum süreci genellikle birkaç hafta içinde oluyor. Bu dönemden önce ve sonra aile, öğrenci ve öğretmenlerin yapması gerekenler DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Şeyda Özdalga tarafından şu şekilde belirtiliyor:

“Okul dönemi saatine bedenin alışması için yatma ve kalkma saatleri aşamalı başlayarak, son hafta, okul dönemine çok yakın olması gerekiyor. Okul kıyafetleri, kırtasiye ihtiyaçları gibi alışverişlerde öğrencilerin velilerle birlikte olması, bu alışverişlerden öğrencinin keyif alması ve okula başlama hevesinin oluşması açısından önem taşıyor. Okula yeni başlayanlar ise okullar açılmadan velileriyle birlikte okulu ziyaret ederek ilk gün yaşayabilecekleri yabancılaşmayı hafifletebilirler. Okul açılmadan en az bir hafta önce eve dönülmesi ise velilerin özen göstermesi ve dikkat etmesi gereken önemli bir detay. Ayrıca günlük yaşam ve okul zamanının planlanması öğrenciyi motive edici bir faktör olacaktır. Planlama yapılırken öğrencinin aldığı yeni kararları odasında her zaman görebileceği bir yere yazıp asması, uygulamasına yardımcı olabilir” diyor ve ekliyor:

“Uzun yaz tatili sonunda öğrenciler, okulunu, arkadaşlarını, yeni öğretmenlerini, sınıfını merak etmekte, özlem giderme, tatil anılarını paylaşmanın heyecanını yaşamaktadırlar. Sıkılmaya başladıkları boş geçen zamanlarının yerine, yeni okul dönemi boyunca uygulayacakları kararlar almaya başlarlar. Arkadaş ilişkilerine daha çok dikkat edilecek, dersler daha dikkatli dinlenecek, ödevler daha düzenli yapılacak, sınav maratonu için hedeflere uygun çalışılacak… gibi kararlar, onların okula uyum süreçlerinin de destekleyicisidir”.

Yeni okul dönemine adaptasyon sürecinde öğretmenlere de bazı görevler düşmektedir. Öğretmenler ilk haftalarda öğrencilere karşı daha toleranslı ve esnek olmalıdırlar. Duygusal bozukluklar veya davranış bozuklukları gösteren öğrenciler ile konuşarak onları dinlemeli ve soruna beraber çözüm aramalıdırlar. Bu tip sorunlar artarak devam ederse durum veliler ile paylaşılarak akademik ve duygusal sorunların tespit ve terapisi için bir uzmandan yardım almalıdırlar.