ENERJİ DOLU BİR HAYATIN 10 SIRRI
Çevrenizde gördüğünüz enerjik insanların acaba özel bir sırrı mı var? Zinde bir hayat sürmenin olmazsa olmazları neler? İşte sağlıklı ve zinde bir hayat sürmenin 10 yolu.
Kolunuzu kaldırmaya haliniz olmuyor ve bu durumu sürekli havalara bağlıyorsanız yaşamınızda bazı değişiklikler yapmanın vakti geldi de geçiyor. Beslenme düzeni, hayat tarzı ya da uyku saatlerinizde yapacağınız ufak değişiklikler çok daha enerjik olmanızı sağlayabiliyor. International Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. A. Kerim Çıkım, kendinizi zinde hissetmenizi sağlayacak özel öneriler veriyor. “Her şeyin başı sağlık. Sağlık ise kendinize iyi bakmanız ile mümkün olur. Siz önce bedeninize iyi bakın ki o da size sorunlar çıkarmasın.”
1- Düzenli uyuyun; Sekiz saat uyumaya çalışın ve uyku saatlerinizi doğru planlayın. Mümkün olduğu kadar geceyi uykuda, gündüzü ise uyanık olarak geçirin. Unutmayın, güne erken başladığınızda enerjik olmanızı sağlayan hormonlarınız sağlıklı çalışıyor ve performansınız artıyor. Gece karanlıkta uyuyup, gündüz aydınlıkta ayakta olursanız hormonlarınızın sirkadien ritmi (uyku-uyanıklık düzenine göre salgılanma durumu) sağlıklı çalışıyor.
Sabahları uyanmakta zorluk çekiyor, bütün gün halsizlik yaşıyorsanız tiroid hastalıkları açısından doktorunuza görünün.
2-Dengeli beslenin; Kahvaltı günün en önemli öğünü. Güne aç karınla başlamayın. Doktorunuzun kısıtladığı özel bir diyetiniz yok ise domates-salatalık-biber, peynir-zeytin, açık çay-süt, iki dilim ekmek ile vucüdunuzun yakıtını sabahtan doldurun ki gününüz verimli geçsin. Öğle ve akşam yemeklerinde aşırıya kaçmadan, protein-yağ-karbonhidrat dengesini koruyarak yemeklerinizi seçin.
Son zamanlarda popüler olan sadece proteinli gıdaların tüketildiği tek tip beslenme yöntemi kısa vadede kilo vermenizi sağlayabiliyor. Ancak ileride birçok hastalığın oluşmasına neden olabiliyor. Unutmayın, kilo vermenin yolu dengeli beslenme ve spordan geçiyor.
3-Ara öğün yapın; Üç ana öğün atlamadan, aşırıya kaçmadan yediniz, ama birkaç saat sonra açıktınız. Karnınız gurulduyor, ne yesem diye düşünüyorsunuz. Ara öğün zamanı… Az yağlı veya yağsız süt-yoğurt, yağda kavrulmamış kuruyemiş, 1 porsiyon meyve ya da diyet galeta tercih edebilirsiniz.
Yemeklerden sonra çabuk acıkıyor, tatlı yeme ihtiyacı hissediyor, bir de gece uykudan tatlı yeme krizi ile kalkıyorsanız hipoglisemi atağı geçiriyor olabilirsiniz. En kısa zamanda doktorunuza bilgi verin.
4- Daha fazla su tüketin; Vücudumuzun yüzde 60’ını su oluşturuyor. Su hayat demek. Günlük en az 2 lt su içmeye çalışın (çay-kahve-çorba hariç). İdrar rengi berrak ise yeterli içiyorsunuzdur. Koyu ise ha gayret biraz daha için…
Çok su içip az idrar yapıyor, az su içip çok idrar yapıyorsanız böbrek hastalıları belirtileri olabilir, doktorunuza görünmenizde fayda var…
5-Tuz ve şekeri hayatınızdan çıkarın; Tuzun fazlası tansiyon yükselmesine, şekerin fazlası ise kilo alımına ve kan şekerinin yükselmesine sebep verir. Sofranızda tuzluk olmasın ve şeker daha az kullanmaya çalışın. Unutmayın ki vucüd ihtiyacı olan tuz ve şekeri doğal besinlerden zaten alıyor. Kaygı duymanıza gerek yok.
*Normalden daha çok tuz yemek ihtiyacı duyuyorsanız böbrek hastalığı veya tansiyon düşüklüğü belirtisi olabilir. Şekere doymuyor iseniz diyabet hastalığı belitileri olabilir, dokturuna gidiniz…
6-Sigara-Alkol kullanmayın; Herkesin bildiği gibi sigara ve alkol, enerjik bir yaşamın en önemli düşmanları arasında yer alıyor. Zinde bir hayatınız olmasını istiyorsanız bu ikiliden uzak durun. Akciğer kanseri yaptığı kanıtlanan sigara ve siroz başta olmak üzere birçok hastalığa neden olan alkol en büyük düşmanınız olsun.
Sigara ve alkolü bırakmakta zorlanıyor, daha önce bırakmayı deneyip başarısız oldunuz ise yardımınıza hazır kurum ve kuruluşlar olduğunu unutmayın.
7-Spor yapın; Yaş ilerledikçe metabolizmanız yavaşlıyor. Yediklerinizi enerjiye çeviremiyor ve kilo almaya başlıyorsunuz. Sonrasında ise vücut şekliniz değişiyor; göbek ve basende şekil bozuklukları yaşanıyor. Bu durumu engellemenin en önemli kuralı ise, spor. Spor ile formda kalabilirsiniz. Haftada en az 3 gün minimum 30 dakika tempolu bir şekilde yürümeniz gerekiyor. Ancak bu yürüyüşün çarşıda dolaşır gibi değil, terleyecek ve kalp hızını arttıracak bir şekilde olması şart.
Spora başlamadan önce egzersiz tolerans kapasiteniz için doktara görünüp ‘ spor yapabilir ‘ onayını almanız sağlığınız açısından önemli.
8-Check-Up yaptırın; Kaderden kaçınılmaz ama herşey de kader değil. Önceden önlenebilecek hastalıkları, tedbir alınarak atlatılacak hastalıkları yaşamak bir yerde eksik olduğunu gösteriyor. Hastalıkların bir bölümünü check – up ile erken bir dönemde teşhis edebilirsiniz. Çok değil yılda bir defa vakit ayırıp check – up yaptırın. Bu şekilde birçok hastalığın önüne geçebilirsiniz.
Yaşa uygun check-up programları ile erken tanı-tedavi şansını değerlendirin.
9-Hobileriniz olsun; Hep çalışmak, hep diyet ve spor yapmak sağlınızı iyileştirse de ruhunuzu iyileştirmeye yetmiyor. Kendizinize vakit ayırıp hoşunuza giden etkinlikleri yapmalısınız. Herkes sanatçı olmayabilir, resim-müzik-el işleri yapamayabilirsiniz. Bazen bir bankta oturup etrafı seyretmek, tabiyatı dinlemek bile ruhunuza huzur verir…
İçinizdeki cevheri keşfetmek için birçok kurslar mevcut. Bu kurslara gidebilirsiniz…
10-Tatil yapın; Günlük rutin işler, hep aynı yemekler, yürü yürü bitmeyen yollar. Sizin tatil yapma zamanınız gelmiş. Tatil, kafanızı meşgul eden sıkıntılardan kurtulmanın en güzel yolu. Tatilde diyette ufak kaçamaklara müsade. Sigara-alkol olmasın ama… Hadi biraz da dinlenip sporu aksatabilirsiniz. Dönüşte aynı tempo sizi bekliyor, unutmayın…
Uzun tatil yerine kış ve yaz aylarında kısa kısa tatiller sizi daha çok rahatlatabilir