DEHA HASTALIKLARI
“Tarihe adını altın harflerle yazdırmış bir çok ressamın resimlerinde kullandığı kendilerine özgü teknikler, eserlerini paha biçilmez bir hale getirmiş ve günümüze kadar taşımıştır. Ancak son yıllarda yapılan bazı araştırmalar, bu çok önemli sanatçılardan bazılarının kullandıkları ve onları diğer ressamlardan ayıran tekniklerinde hastalıklarının da payı olduğunu göstermiştir. Tıpkı resimlerinde ağırlıklı olarak sarıyı kullanan ve ışığı hareli olarak gösteren Van Gogh veya düşey yarıklar ile kayık yüz parçalarını figürlerinde sık sık kullanan Picasso gibi…
Hatta tarihte şiddetli başağrılarının görme anormalliklerine neden olduğu migren hastalığının sadece dahilerde rastlanan bir hastalık olduğu inancı vardır. Çünkü Van Gogh, Claude Monet, Sezar, Napolyon, Virginia Wolfe, Lewis Carroll, Elvis Presley ve John F. Kennedy gibi tarihe adını yazdırmış bir çok önemli insan migren hastasıydı. Picasso migrenden (genellikle şiddetli başağrılarının başlangıcını işaret eden görme anormalliklerinden), Van Gogh ise ışığı hareli olarak algılamasına ve özellikle son dönemlerinde en çok sarı rengi seçebilmesine neden olan diyabetik katarakttan şikayetçiydi..“
DEHA HASTALIKLARI 1: MİGREN
Londra’da gerçekleştirilen Başağrıları Dünyası Konferansı’nda Picasso’yla da ilgili şu ilginç açıklama yapıldı: Picasso, migrenden(genellikle şiddetli başağrılarının başlangıcını işaret eden görme anormalliklerinden) müztaripti.
Hollanda’daki Leiden Üniversitesi Tıp Merkezi’nden Dr. Michel Ferrari’ye göre Picasso’nun eserlerinden bazıları kriz esnasında yaşadıklarını resmeden migren hastalarının yaptıkları resimlerle inanılmaz benzerlikler gösteriyor. “Pablo Picasso’nun kadın yüzü resimlerinde görülen düşey yarıklar ve yüz parçalarının kayık olması figürleri migren hastalarının gördüğü biçimlere farkedilir derecede benziyor” diye belirtiyor Ferrari. “Migrenin sonuçlarından biri olan görme anormalliklerinin en temel özelliği zaman içerisinde artmasıdır. Şekillerinden dolayı (Ortaçağa ait bir köye havadan bakar gibi) ‘hendek ya da siperlerle çevrilmiş spektrumlar’ olarak da bilinir.” diye devam ediyor.
Ferrari, görme anormalliklerinin çok çeşitli türleri olduğunu, şeritli desenlerden parıldayan noktalara kadar genellikle bu “hendeklerle çevrilmiş köy” görüntüsünde olduklarını belirtiyor. Ferrari’ye göre hastaların yüzde 20’si ila yüzde 30’u başağrısından önce görme anormallikleri yaşıyor ve hatta hastalardan bazılarında her seferinde başağrısı olmaksızın yaklaşık bir saat boyunca bu görme anormallikleri sürüyor.
Picasso’nun migren hastası olduğuna dair resmi bir kayıt olmamasına rağmen “o da başağrısı olmaksızın sadece migrenden kaynaklanan görme anormalliklerinden şikayetçiyse bu nokta rahatlıkla gözden kaçmış olabilir” diye belirtiyor Ferrari. Teksas A&M Üniversitesi’ndeki Online Picasso Projesi’nden Dr. Enrique Mallen ile birlikte Ferrari, migren hastalarının yaptığı çizim, resim, boyama ve diğer sanatsal çalışmalardan birçok örnekler toplamışlardır. Bu hastaların görsel dünyalarının aldatıcı kırılmaları Picasso’nun çalışmalarına o kadar benziyordu ki araştırmacılar sanatçının migrenden kaynaklanan görme anormallikleri yaşadığı kanısına vardılar. Araştırmacılar hipotezlerini sınamak için halk arasında anket yaptılar. Yakın zamanda İspanyol televizyonunda yayınlanan bir programda Ferrari katılan kişilere “ankete katılan kişilerin yüzde 70’inin migren
hastalarının yaptığı çeşitli resimleri gerçekten Picasso’nun eserleri olduğunu düşündüklerini” söyledi. (Kaynak: Georgina Kenyon, brain.com)
VKV Amerikan Hastanesi Nöroloji Bölümü doktorlarından, Dr. Ari Boyacıyan’a göre migren toplumda görülen en sık başağrısı türlerinden biri. Değişik çalışmalarda farklı rakamlar çıkmasına rağmen yaklaşık olarak toplumda yüzde 10 – 15 civarında kişide ortaya çıkabilmektedir. Migren esas olarak beyinde hücresel düzeyde fonksiyonel bir bozukluktan kaynaklanır. Bu bozukluk belli bir süre devam ettikten sonra dönemini tamamlar ve iz bırakmadan düzelir. Migrenin süresi klasik olarak 3-72 saat civarında olmaktadır. Aslında beyinde hücresel düzeyde bir bozukluk başlamakta. Bu bozukluğun neticesinde beyin damarları ve beynin etrafını saran zarlar etkilenmekte. Bunu neticesinde de şiddetli zonklayıcı ağrı ortaya çıkmaktadır. Çoğu zaman ağrının bir periyod halinde gelişen bir hastalık zaman zaman ağrı dışındaki belirtilerle de kendini gösterebilmektedir.
Migren genel olarak klinik planda auralı migren ve aurasız migren olarak ayrılmaktadır. Bunun dışında daha nadir görülen oftalmik migren, hemiplejik migren, komplike migren gibi türleri de vardır
Migrenin belirtileri ve sebepleri neler?
En önde gelen belirti zonklayıcı başağrısıdır. Bunu genellikle bulantı ve kusma eşlik eder. Eş zamanlı olarak ses ve ışık hassasiyeti, koku hassasiyeti ve bu ana belirtilerle birlikte ikincil olarak gelişen otonomik bozukluk belirtileri gelişir. Uyku hali, açlık hissi, esneme, gaz birikim, geğirme, başdönmesi. Öncül veya eşlik eden belirtilerden olabilir.
Migrenin temel olarak sebebi bilinmemektedir. Ancak yukarıda sözü edilen peşisıra bozukluklarnı birbirini tetiklediği bilinmektedir. Başlangıç hücresel düzeydeki mekanizmalarla olmaktadır. Bu düzeyde biriken bazı inflamatuar maddeler başka reaksiyonları tetiklemekte. Beyin hücrelerinin ve bazen de kan damarlarının işlevleri bozulabilmektedir. Bütün bunları izleyerekde genellikle başağrısı ortaya çıkmaktadır.
Migrene nasıl tanı konur?
Başağrısı genel bir başlık olduğu için bunu alt gruplarından biri migren olmaktadır. Başağrısı büyük başlığı altında migren dışında bir çok hastalık vardır. Örneğin küme tipi başağrısı, dolaşım bozuklukları, beyin tümörleri, beyin kanamalarında başağrısı büyük başlığı altında irdelenebilecek hastalıklardandır.
Migrene tanı genellikle öykü özelliklerine dayanılarak konur. Çünkü atak sırasında yapılabilecek bazı özel laboratuvar tetkikleri dışında migren hastalığının ortaya koyabilecek bir tetkik yoktur. Çoğu zaman olmayana ergi yöntemiyle diğer hastalıklar dışlanmak yöntemiyle tanı konur.
Migren, hastaların yaşamlarını nasıl etkiler?
Migren aslında önemli bir toplumsal sorundur. Migren hastalığının neden olduğu iş gücü ve üretim kaybı yüksek oranlardadır. Hastanın kendisi açısından da yoğun ağrılı ve diğer ek belirtilerin olduğu dönemler yoğun sıkıntı verici düzeydedir ve çoğu zaman yatarak istirahati gerektirir.
Migren atakları yukarıda anlatılan mekanizma ile ortaya çıkar. Auralı migrende genel olarak 1 saat civarında süren öncül belirti olup, bunu izleyen başağrısı gelişir. Aurasız migrende ise genellikle öncül belirti ortaya çıkmaz ve başağrısı daha uzun sürer. Migren ataklarının sıklığı ve şiddeti hastadan hastaya büyük değişkenlik gösterebileceği gibi aynı kişide değişik dönemlerde sıklık ve şiddet değişkenlikleri görülebilir. Hayat boyu ancak
birkaç kez migren tipi ağrısı olan insanlar olduğu gibi hemen hergün migren ağrısı ile yaşamak zorunda kalan olgularla vardır. Migren ağrısı sırasında kişi genellikle sessiz ve karanlık bir ortamda yatmayı tercih eder. Atak döneminde olduğu için bu dönemi kırmakta kullanılan ilaç uygulamaları yardımcı olur.
Migren nasıl tedavi edilir?
Migren tedavisi asıl olarak iki başlıkla irdelenebilir. – Atak tedavisi: Şiddetli ağrı sırasında uygulanacak ilaçlar ve yardımcı yöntemler, – Ağrı olmaksızın uygulanan ağrıyı önleyici ilaçlar ve yöntemler (koruyucu tedavi)