Genel SağlıkHABERLER

ÇOCUKLARDA BÜYÜME GERİLİĞİ VE BOY KISALIĞI

Büyüme geriliğini tanımlayabilmek için öncelikle, normal büyümenin nasıl olduğunu anlamak gerekmektedir. Çocukluk çağı, döllenmeden itibaren başlayan, hem bedensel hem de ruhsal değişimleri içeren geniş bir dönemi kapsar ki, her yaşın özellikle büyüme-gelişme süreçleri de bir takım farklılıklar göstermektedir. Büyüme, vücudun en küçük birimi olan hücrelerin sayısı ve büyüklüklerinin artması sonucu oluşurken, gelişme ise bu hücrelerin fonksiyon kazanması, belli işlevleri yerine getirebilecek olgunluğa erişmesidir.

Çocuklarda büyüme ve gelişme her yaş grubunda, kız ve erkek cinsiyette farklılıklar göstermektedir. Çocuklar, her yaşta aynı hızda büyümezler. Benzer şekilde, her yaş grubu için büyümeyi olumlu ya da olumsuz etkileyen faktörler de değişik oluşturmaktadır. En hızlı büyüme, anne karnında ilk 2 yaşta ve ergenlik döneminde kendini göstermektedir.

Büyüme geriliğinin nedenleri

Büyüme, canlıların temel bir özelliği olup insan yavrusunun büyümesi, genetik olarak programlandıktan sonra birçok çevresel faktörün ve hormonların etkileşimi ile gerçekleşmektedir.

Normal büyüme ve gelişme, sağlığın en önemli göstergelerinden birisidir. Normal büyüme için; sağlıklı hücre yapısı, yeterli beslenme, sportif aktivite, büyümeyi etkileyen hormonların ve büyüme faktörlerinin varlığı gereklidir. Büyüme, öncelikle hücrelerin bölünerek çoğalması ile başlar. Bunu hücrelerin genişlemesi ve belli işlevleri kazanması takip eder. Tüm bu aşamaların sağlıklı ilerleyebilmesi için, bireyin büyüme faktörlerinin ve genetik yapısının sağlıklı olması gereklidir.

Doğumdan önce büyüme genellikle; bebeğin yaşadığı ortamın yani annenin sağlık durumu, beslenmesi, hastalıkları ile yakından ilişkiliyken doğumdan sonra büyümeyi etkileyen faktörler değişiklik gösterir. Doğumdan sonraki ilk 2 yaşta çocuğun dengeli beslenmesi, hastalıklardan korunması ve sevgi ortamında büyütülmesi de çok önemlidir. Bununla birlikte büyümeyi sağlayan birtakım hormonlar vardır ki, bunların en önemlisi “büyüme hormonu” dur.

Büyüme nasıl değerlendirilir?

Büyümenin değerlendirilmesinde, yalnızca boyun ölçülmesi yeterli değildir. Boy uzunluğu ve boy uzama hızı, vücut ağırlığı ve ağırlık artış hızı, baş çevresi ve baş çevresindeki artış hızı ve vücut bölümlerinin birbirlerine oranı bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca bu tespit sırasında, her çocuğun anne ve baba boylarına göre genetik potansiyeli değerlendirilmeli ve hedef boyları belirlenmelidir.

Büyümenin değerlendirilmesinde, ülkeler arasında da farklılıklar vardır. Bir ülke çocuğu için normal kabul edilen boy, diğer bir ülke çocuğunda kısa ya da uzun olabilir. Bu nedenle, her ülkenin kendi standartlarında çocuklarının boylarını değerlendirmeleri esastır.

Tek bir ölçüm yapılan çocuk, bu eğrilerde normal olabilir. Oysa bu çocuğun boyunun, önceki ölçümlerde büyüme eğrisinin üstlerinde seyrederken, bir basamak alt çizgiye geçmesi de normalden sapmasıdır. Bu durumun mutlak olarak araştırılması gereklidir. Sonuç olarak, büyümenin doğru değerlendirilmesi için, çocuklarımızın düzenli olarak izlenmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde; boy kısalıklarını, büyüme geriliklerini ve buna sebep olan hastalıkları daha erken yakalama ve tedavi etme şansına sahip olabiliriz.

Büyüme hormonu eksikliği teşhisi nasıl konur?

Anormal boy kısalığı olan ve boy uzaması yaşına ve cinsiyetine göre geri olan çocuklarda, mevcut durumu açıklayacak bir hastalığı yoksa(böbrek, kalp, karaciğer hastalığı gibi) büyüme hormon eksikliği akla gelmelidir. Tanıyı kesinleştirmek amacı ile bazı özel testler yapılarak; büyüme hormonu ve büyüme faktörlerinin serumdaki düzeylerine bakılmalı, hormon eksikliği tespit edilmişse tedaviye başlanmalıdır.

Bu testlerin, çocuk endokrinoloji kliniklerinde deneyimli ekipler tarafından yapılıp yorumlanması, tanısal hataları önleyecektir. Testler sonrasında, çocuk için büyüme hormonu eksikliği tanısı konulmuşsa, büyüme hormonu ile tedaviye başlanmalı ve 3 aylık aralıklarla hasta takibe alınmalıdır. Çocukların sağlıklı büyüyebilmeleri ve gelişebilmeleri için; dengeli beslenmeleri, spor yapmaları, temiz bir çevrede ve sevgi ortamında yaşamaları gereklidir. Bütün bunların sağlanabilmesi tabii ki, belli bir sosyoekonomik düzey gerektirmektedir. Sosyoekonomik düzeyi iyi olan ülkelerde beslenme bozukluğuna bağlı büyüme gerilikleri çok az görülürken, üzülerek söylemek gerekir ki, ülkemizdeki büyüme geriliklerinin önemli bir kısmı ‘nutrisyonel boy kısalığı’ olarak adlandırdığımız, beslenme yetersizlikleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Büyüme geriliklerinde, zeka geriliği olması beklenen bir durum değildir.

Büyüme geriliğinde erken tanının ve tedavinin önemi

Tanısal yaklaşımda hastanın detaylı bir şekilde öyküsünün alınması önemlidir. Annenin hamilelik döneminde veya doğumda bir sorun yaşayıp yaşamadığı, büyüme geriliğinin ne zaman başladığı, beslenme bozukluğu olup olmadığı, geçirilen hastalıklar ve kullandığı ilaçlar, travma öyküsü, ailede benzer çocuklar ve kısa boylu bireyler olup olmadığı sorgulanarak, elde edilen ipuçları değerlendirilmelidir.

Daha sonra hastanın; boy kısalığının derecesi, genetik boy potansiyeli, vücut oranlarının değerlendirilmesi ve sistemik muayenesi yapılmalı ve elde edilen veriler ışığında gereken laboratuar testleri istenmelidir. İlk aşamada büyüme geriliğine neden olacak; kansızlık, karaciğer, böbrek hastalıkları, çölyak hastalığı, idrar muayenesi ve tiroid hormonlarına bakılır. Gerekirse büyüme hormon testlerine başlanabilir veya bir süre izleme alınabilir. Hekim, buna tüm elde ettiği verilerle karar verir.

Boy kısalığını açıklayacak bir neden bulunmuşsa, buna yönelik tedavi başlanmalı ve hasta mutlaka 3-6 aylık periodlarla izleme alınmalıdır. Büyüme geriliklerinde izleme çok önemlidir. Boy kısalıklarında, doğru tanı koyabilmek için ideal olarak çocukların belli aralarla izlenmeleri gerekmektedir. Tüm çocukların, doğumdan itibaren 2-3 ayda bir boy ve kilo artışlarının düzenli olarak izlenmesi ve boyu kısa bulunan veya boy uzamasında duraklama olan çocukların değerlendirilmeleri gerekmektedir. Maalesef bu ideal yaklaşım, ülkemizde bütün çocuklara uygulanamamaktadır.

Bu nedenle; ailelerin bilinçlendirilmesi, konu ile ilgili eğitim almaları, okul taraması gibi yöntemlerle daha erken dönemde boy kısalığı olan çocuklar tespit edilerek nedenleri araştırılmalı ve gereken tedaviler önerilmelidir. Yaşıtlarına göre boyunun kısa olduğunu fark eden veya büyümesinde bir duraklamadan şüphelenen ailelerin, çocuklarını doktora götürmeleri de önemlidir. İlk değerlendirmeler bir çocuk hekimi tarafından yapılmalı ve ciddi bir boy kısalığı saptanırsa, çocuk endokrinoloji uzmanları tarafından da incelenmelidir. Bu tespitlerde hormon eksikliği bulunan çocuklar, tedaviye alınmalıdır. Erken tanı ile sorunu tespit edilen alan çocukların, uygun tedavi ile boyları kabul edilebilir şekilde normal düzeye getirilebilecektir.

Büyüme geriliği tedavisi ne kadar süre uygulanabilir?

Tedavi büyüme geriliğinin nedenine yönelik olarak, kişinin boyu kabul edilebilir sınırlara gelinceye veya büyüme çizgileri kapanıncaya kadar devam etmektedir. Büyüme hormonu eksikliği nedeniyle tedavi olan kızlarda, boy 1.55cm, erkeklerde ise 1.65cm’ye ulaşınca yasal zorunluluk gereği tedavi sonlandırılır. Çocukta kalıcı hormon eksikliği varsa tedavi, ömür boyunca da devam edebilir.

Büyüme geriliği çocukları psikolojik olarak nasıl etkiler?

Tüm dünyada, uzun boylu insanların özgüvenlerinin daha yüksek olduğu bilimsel bir gerçektir. Bu anlamda, kısa boylu çocukların bu durumdan etkilenmeleri kaçınılmazdır. Nitekim hastalarımızın ebeveynlerinde, çocuğunun arkadaşlarından daha kısa olduğu için mutsuz olduğunu, kendini toplumdan uzaklaştırdığını ve okul başarısını bile olumsuz etkilediğini sıkça işitiriz. Çocukların bir kısmı, oluşan sıkıntılı ruh halini atlatabilirken, çoğunluğu için bir örselenme yaratmakta ve bu durum nedeniyle psikolojik destek almalarını gerektiren durumlar ortaya çıkabilmektedir.

Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Doç. Dr. Zehra Aycan