Genel SağlıkHABERLER

BÖBREK TAŞLARI GENETİK TEHLİKE YARATABİLİYOR

Her yaşta ortaya çıkabilen böbrek taşlarının bazı türleri genetik yolla geçebiliyor. Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Kemal Sarıca, böbrek taşları hakkında bilinmeyenleri açıkladı.

Böbrek içerisinde, idrarda yer alan maddelerin çökmesiyle şekillenen küçük kristallerin bir araya gelip birbirine tutunmaları sonucu oluşan böbrek taşı, büyükleri olduğu kadar çocukları da etkiliyor. Anadolu Güney Genel Sekreterliği-Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Kemal Sarıca, “Böbrek taşları erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha fazla oluşur. Dünyanın her yerinde ve her iklimde gelişebilir. Ancak ülkemizin özellikle güney kesimlerinde olduğu gibi sıcak iklimlerde ve yaz aylarında (terleme ve yetersiz sıvı alımına bağlı olarak) daha sık gelişir” derken, alınan yiyecek ve içeceklerin de taş oluşumu üzerinde önemli etkileri olduğunu belirtiyor. Sarıca, özellikle bünyesi taş oluşturmaya yatkın kişilerin günde en az 2-2,5 litre su içmeleri gerektiğinin altını çiziyor.

Ağrıyla birlikte idrarda kanama olabilir

En önemli belirtileri arasında çok şiddetli, bıçak keser tarzda ağrılar bulunan böbrek taşları, günlük aktivitelerin daha yapılmasını zorluyor. Sıklıkla sağ veya sol yan bel bölgesinde oluşan ağrılar taş(ların) bulunduğu yere göre ( idrar kanalı, idrar torbası vs.) karın alt kısmına veya kasıklara doğru yayılabiliyor. Ağrının yanı sıra idrarda taze kanama diğer önemli bir belirti olup, yine ağrıya bulantı hissi ve zaman zaman kusmanın eşlik etmesi de mümkündür. Taşlar idrar yollarında sıklıkla enfeksiyon sebebi de olabilmektedir. Prof. Dr. Kemal Sarıca, böbrek taşlarının teşhisinde en sık uygulanan inceleme yönteminin ultrasonografi olduğunu söylerken, Teşhiste hastanın şikayetleri yol gösterici olsa da, taşların belirlenmesinde zaman zaman ilaçlı böbrek filmi (IVP) yöntemine de başvurduklarını belirtiyor.

Kapalı ameliyatlar sayesinde hasta hemen ayağa kalkıyor

Böbrek taşlarının tedavisinde ise tedavi planı taşların böbrek, idrar kanalı, idrar torbası gibi bulundukları yere göre, sayısına veya çapına göre değişiyor. Prof Dr. Kemal Sarıca, yakın zamana kadar açık ameliyatların yaygın olarak uygulanırken, teknolojideki gelişmeler sayesinde taş kırma işleminin yanı sıra hastanın vücudunda herhangi bir kesi yapılmasına izin vermeyen modern kapalı ameliyatlarının da önemli bir yere geldiğini ifade ediyor. Büyük vücut kesileri nedeniyle açık ameliyatlar hastanın uzun süre hastanede kalmasına, iş ve günlük aktivitelerini bırakmasına sebep olup, bu tedaviler sonrasında ameliyat yarasının iyileşmesi ve hastanın ayağa kalkması uzun zaman alırken, kapalı ameliyatlar bu sorunu ortadan kaldırıyor. Prof. Dr. Kemal Sarıca, kapalı ameliyatlar için “Perkütan yoldan taşın cerrahi tedavisi olarak isimlendirilen bu işlem sırasında ciltte açılacak küçük bir delikten böbreğe girilerek, böbrek içinde ki taşlar gözle görülebilmekte, sayısı ve büyüklükleri net bir şekilde değerlendirebilmektedir. Küçük olan taşlar kolaylıkla dışarı alınabilirken, büyük taşlar olduğu yerde kırılarak küçük parçalar halinde temizlenebilmektedir. Sadece tek bir kanaldan girildiği için bu yöntemin böbrek fonksiyonları üzerinde ciddi hiçbir etkisi olmayıp hayat kalitesi açısından da hastaya çok az zarar veren bir yöntemdir.” diyor.

Böbrek taşları tekrar edebilir

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Kemal Sarıca, böbrek taşlarının tedavi edilse bile tekrar edebilen bir rahatsızlık olduğunu vurgulayarak sözlerine “Taş hastalığının oluşumuna yol açan kişinin bünyesine ve dış çevresine ait çok önemli bir takım faktörler bulunmaktadır. Bazı ailelerde yaygın olarak gözlenen taş hastalığı, bu durumun belli oranda ırsi geçiş gösterebileceğine işaret edip, bu gibi ailelerde özellikle tüm çocuklar olmak üzere diğer aile fertlerinin de detaylı olarak incelenmesini gerektirmektedir.” diyerek devam etti. Böbrek ve idrar yollarında bulunan taşların büyümesini veya yeniden taş oluşmasını engelleyecek en etkili ve ilk önlem gün içerisinde yeteri kadar su içilmesidir. Her sağlıklı insan gibi taş hastaları da günde en az 2.5 litre. su içmelidir. Yine tüketilen gıdaları değerlendirilerek, iyi bir diyet planı yapılması da taşların oluşum ve büyümesi üzerine etkili olabilmektedir.