Genel SağlıkHABERLER

AKNE NEDİR? NASIL TEDAVİ EDİLİR?

En sık rastlanan deri problemlerinden biri olan akne; ergenlik dönemiyle başlayan, yüzde veya sırtta ortaya çıkan siyah noktalar, beyaz noktalar, iltihaplı kızarık sivilceler ve bazen deri altında kistler şeklinde oluşur. Akne tanısının “gerçek akne” olup olmadığı da dermatologlar tarafından teşhis edilmelidir çünkü bazen akne görünümlü lezyonlar başka deri hastalıklarının belirtisi olabilir. Akne lezyonlarına erken müdahale edilmesi gerektiğini belirten Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Bölüm Başkanı Dermatolog Doç. Dr. Aslı Feride Kaptanoğlu; büyük veya derin lezyonlar ciltte iz bırakarak iyileştiği için hastaların bu aşamaya gelmeden yani ‘iz bırakmadan’ lezyonların tedavisine başlamada gecikmemesi gerektiğini vurguladı.

Genellikle ergenlik döneminde başlayan ve 30 yaşından sonra azalma eğilimi gösteren akne problemi; bazı kişilerde erişkinlik dönemine kadar devam edebildiği gibi bazen de “erişkin aknesi” olarak ilk kez erişkinlik döneminde de ortaya çıkabiliyor. En sık rastlanan deri problemlerinden olan akne (genel bilinen adıyla sivilce); yüzde veya sırtta ortaya çıkan siyah noktalar, beyaz noktalar, iltihaplı kızarık sivilceler ve bazen deri altında kistler şeklinde kendini gösteriyor.

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalık olan akne; kişiye kronik seyri ve yerleşim bölgesi nedeniyle hem görsel hem de psikolojik olarak sıkıntı veriyor. Erken müdahalenin oldukça önem teşkil ettiği bu deri hastalığında özellikle büyük veya derin lezyonlar iz bırakarak iyileştikleri içini hastaların bu aşamaya gelmeden, yani ” iz bırakmadan” tedaviye başlamaları gerekiyor.

Akneye, “gerçek akne” teşhisi mutlaka dermatolog muayenesiyle konulmalı ve ondan sonra tedavi altına alınmalıdır çünkü başka birçok deri hastalığı da “akne benzeri” bir görünüme sahip olabiliyor. Aknenin tipi, şiddeti ve yaygınlığı tedavi seçiminde önemli rol oynuyor. Akne tedavisi kişinin lezyonlarına ve şiddetine göre yapılırken bazen aynı hastada bile zaman zaman farklı tedaviler kullanılıyor.

Akne tedavisi ile ilgili antiseptiğin ve yağ salgısını düzenleyen ama cildi kurutmayan temizleyicilerin ilk basamakta yer aldığını belirten YDÜ Hastanesi Dermatologu Doç. Dr. Kaptanoğlu; topikal olarak kullanılan krem, jel, losyon şeklindeki antibiyotik içerikli ürünlerin de sıklıkla kullanılması gerektiğine değindi.

Şiddetli akne formlarında dermatologlar tarafından ağız yoluyla kullanılan antibiyotikler önerilebiliyor aynı azmanda destek tedavi yöntemi olarak kullanılan ileri teknoloji lazerler ve diğer ışık tedavileri, akne oluşumunda rol alan bakterileri (P. acnes) azaltarak tedaviye destek oluyor. Eğer altta yatan hormonal bir bozukluk ise, hormon düzenleyici ilaçlar kullanılması gerekiyor.

Kullanılan her tedavide az ya da çok yan etkileri bulunurken; topikal kullanılan krem, jel losyon gibi ürünler deride kuruma, pullanma, kızarıklık veya tahriş yapabiliyor. Dolayısıyla tedaviye başlarken muhtemel yan etkilerin doktora sorulması ve nelere dikkat edilmesi gerektiğinin öğrenilmesi tedaviye daha kolay uyum sağlanmasına yardımcı oluyor.

Tedavinin etkinliğini değerlendirebilmek için yaklaşık 4-6 haftalık bir sürenin gerekli olduğu bu dönemde sabırlı olmak ve aknelerin bir gecede iyileşmesinin mümkün olmadığına inanmak önemli rol oynuyor. YDÜ Hastanesi Dermatologu Doç. Dr. Kaptanoğlu’da; aknenin özellikle sık görüldüğü ergenlik dönemindeki tez canlılık ve sabırsızlığın, hastanın tedavi uyumsuzluğuna ve dolayısı ile başarısızlığına neden olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda sivilce tedavileri ile iz kalmadan iyileşmenin mümkün olduğuna değinirken; erken ve etkin tedavi uygulandıktan sonra hekimin önerilerine uyan pek çok kişinin sağlıklı bir deri ile hayatına devam ettiklerini dile getiriyor.

Normal tedavi seyrinde iyileşme sürecine sadık kalınmayarak, sıkma oynama koparma gibi işlemler deride iz bırakabiliyor ve normal bir akne tedavisi bu izleri yok etmede yeterli olmuyor. Akne izlerinin tedavisinde kullanılan temel tedavi yöntemleri ise deriyi yaygın şekilde soyma işlemleri (kimyasal peeling, dermabrazyon, lazerler) ve çukurlara yönelik girişimler (subcision, cerrahi/punch ekzisyon, roller tedavisi veya dolgu enjeksiyonları) şeklinde olabiliyor. Akne skarlarında genelde tek bir tedaviden çok birkaç tedavinin beraber kullanıldığı uygulamalarda daha yüz güldürücü sonuçlar elde ediyor.