SAĞLIK EĞİTİMİSağlık Ekonomisi Ve Pazarlama

ÜRETİM FONKSİYONU

Tıbbi bakım doktorlar ve hastaneler tarafından üretilen çıktı ile tıbbi bakım endüstrisindeki diğer hizmet sunucularını görmekteyiz. Tıbbi bakım bir çıktı olarak düşünüldüğünde üzerinde durulması gereken bu bakımın üretimdeki etkinliktir. Bu yüzden bu hizmetleri üretmek için kullanılan girdiler en az maliyetle bir araya getirilmelidir.

Sağlık işletmeleri üretim yaparken teknik ve ekonomik etkinliği düşünmek zorundadır. Teknik etkinlikteki amaç sağlık işletmesinin üretim teknolojisinden en uygununu işletme için seçmesidir.

Ekonomik etkinlikten amaç üretimde kullanılacak girdilerin maliyetini hesaba katarak en karlı üretim fonksiyonunu seçmektir.

Sağlıkta üretim fonksiyonunda üzerinde durulması gereken iki husustan biri sağlık personeli sayısının artmasının sağlık statüsüne katkısı ikincisi ise sağlık hizmetinin katkısıdır.

Sağlık kavramı hastalık kavramı ile bağlantılı olarak hasta olmama anlamında tanımlanmaktadır. Batı tıbbındaki gelişmeler var olan hastalıkların nedenlerini açıklama çabaları sonucu ortaya çıkmıştır.

Verilen hizmetler büyük ölçüde hastalıkların hatta hasta olan kişilerin tedavisi ile nedeni bilinmeyen bazı hastalıkları önleme çabalarından oluşmuştur. Tıptaki gelişmeler bazı hastalıkların nedenlerini açıklayıp tedavi etsede bunların yerine yeni ölüm nedenleri çıkmakta dünyanın en gelişmiş ülkelerinde insanlar bulaşıcı hastalıklardan değilde kalp damar kanser gibi yaşam biçimine bağlı hastalıklardan ölmektedir. Bu durum karşısında pek çok devlet sağlık hizmeti kavramını gözden geçirmektedir. Dünya sağlık örgütü 2000 yılında sağlığın geliştirilmesi mesajlarına yer vermiştir.

Hipokratik yaklaşıma göre sağlık ve iyilik hali insanın çevresindeki ısı, rüzgar, toprak, yiyecek ile kendisine ait olan yeme içme alışkanlıkları, cinsel yaşamı, çalışma ortamı gibi bir dizi özelşartlar arasındaki dengeden oluşmaktadır.

Çin düşüncesine göre de insan vücudu birbirini tamamlayan ve çevre ile dinamik denge içinde bulunan bir dizi sistemden oluşmaktadır.

Bugün en yaygın kullanılan sağlık tanımına göre ‘’sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil bedensel ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir’’

Sağlık kavramını açıklamaktan çok iyi anlayabilmek için sağlığı olumlu yönde destekleyen çeşitli etkenler (sağlık kaynakları) ile olumsuz yönde etkileyen koşullar ve etkenleri (sağlık riskleri) tanımlamak gerekir.

HASTALIK

Tıp bilimi açısından hastalık: vücuttaki çeşitli organlara ilişkin ölçülebilen, objektif bazı belirti ve bulgulara tanımlanabilen bozukluklar anlamına gelir.

İkinci olarak kişi açısından sağlık subjektif bir durumdur. Bedende veya ruhsal durumdaki olağan dışı değişiklik ve hisleri rahatsızlıkları ifade eder.

Son olarak hastalık , kendini hasta hisseden ya da hekim tarafından hastalık tanısı konulmuş olan kişiden beklenen davranış biçimi , bir tür sosyal roldür.

Kişinin sağlık hizmetinden yararlanabilmesi için onu hizmet aramaya yönelten normal dışı bir durumun olması gerekir. Her insanın kendisini bir algılama biçimi buna uygun olarak sağlık ve hastalık anlayışı vardır. Bu farklılık kişinin kültüründen veya sağlık bilgisinden kaynaklanır.

Özellikle insanın kendisinin hasta olduğuna karar vererek hizmet talebinde bulunması 3 aşamalı bir süreçtir. Bu sürecin işlemesi kültürden kültüre kişiden kişiye farklılık gösterir. Araştırmalar sağlık ve hastalıkla ilgili bilgi tutum inanç farklılıklarının temelinde kültürel farklılıkların bulunduğunu saptamıştır. Kişi kendine bir dizi soru sorar:

1. Ne oldu?
2. Neden oldu?
3. Neden bana oldu?
4. Nedenşimdi oldu?
5. Eğer birşey yapmazsam bana ne olabilir?
6. Eğer hiçbirşey yapmaz isem çevremde ne gibi değişikliklerortaya çıkar?
7. Ne yapmalıyım*

HASTA OLMAYA NEDEN OLAN ETKENLERİN KAYNAKLARI

Bu modele göre hasta olmak için ,

İnsandan kaynaklanan beslenme, genetik yapı, kötü alışkanlıklar

Doğal dünyadan kaynaklanan, soğuk-sıcak , rüzgar, nem

Sosyal dünyadan kaynaklanan ,stres, kişiler arası sürtüşme, kavga

Doğa üstü dünyadan kaynaklanan, cinler, periler, kötü ruhlar

TALEP

Talep günlük dilde istek anlamını taşır. Talep kavramı sonsuzdur. Ekonomi biliminde bir isteğin talep olabilmesi için mutlaka satın alma gücü ile desteklenmesi gerekir. Ekonomik birimlerin yani bireylerin veya grupların satın alma gücü ile desteklenen ve çeşitli mal, hizmet veya üretim faktörlerine yönelen satın alma istekleridir. Ancak belirli bir fiyattan talep kavramını inceleyecek olursak bu kez talebi bilinen bir piyasada, belirli bir zamanda belirli bir fiyattan satın alınmak istenen mal miktarı olarak tanımlamak gerekir.

Sabit olduğunu varsaydığımız faktörler piyasadaki öteki mal ve hizmetlerin fiyatları, tüketicilerin geliri, mevsim, zevk ve alışkanlıklar gibi değişkenlerdir.

Talep edilen mal miktarı ile bu miktarın belirlenmesini sağlayan faktörler talep fonksiyonu ile gösterilir.

Ta=f(Fa, Fb, Fc,,,,,,,,,,,G, T)

Örneğin bir anne adayının sezeryanla doğum yapacağı zaman fiyat ve hizmet bakımından hastane araştırması.

Talep eğrisi: Talep eğrisi fiyat ile talep miktarı arasındaki ilişkiyi ortaya koyarken piyasa fiyatının ne olacağı hakkında bilgi vermez.

Talep eğrisi üzerinde yer alan her nokta hangi fiyattan ne kadar mal satın alınmak istendiğini gösterdiğini söyleyebiliriz. Dikey eksende Fx çaşitli x malı fiyatları, yatay eksende ise (Tx ve Mx) talep edilen miktarları yer almaktadır.

• Tüm mal ve hizmetlere ait talep eğrileri sol yukardan sağ aşağıya inmektedir.

• Talep eğrilerinin buşekli satın alınmak istenen miktar ile fiyat ilişkisinin ters yönlü olmasındandır.

• Bir malın fiyatı yükseldikçe ondan satın alınmak istenen miktar düşmektedir.

• Bunun tersine malın fiyatı düştükçe talep çoğalır.

• Bu eğilim rasyonel birey varsayımı altında tüketicilerin davranışları sonucudur.

Sağlık ve sağlık hizmetlerine olan talebin incelenmesinin iki nedeni vardır:

1. Sağlık hizmeti kullananların ve bu hizmeti sunanların davranışlarını tahmin etmeye çalışmak

2. Maliyetleri ve faydaları ölçmek

TALEP ESNEKLİĞİ VE ÖLÇÜLMESİ

Fiyat düşmeleri karşısında talep edilen miktarlar artmakta fiyat yükselmeleri karşısında talep edilen miktarlar azalmaktadır. Her malın talep miktarının fiyat değişmelerinden aynı oranda etkilenmez.

Ör: Günlük yaşamımızdan çıkaracağımız sonuç tuz fiyatındaki bir düşmenin talep edilen tuz miktarını önemli derecede arttırmayacağıdır. Çünkü tuz kullandığımız yerler belirli ve sınırlıdır. Tuz ucuzları diye hiçbir birey yemeğe daha çok tuz koymaz. İkinci bir örnek et fiyatı ucuzladığında bu malın tüketiminde önemli artmalar gözlenebilir. Bu artmalar daha önce et alamayan bireyler tarafından kaynaklanabilir.

Dikkat edildiğinde fiyattaki düşmenin iki değişik malın talep miktarı üzerinde farklı etki yapması bu iki malın çok farklı özellikler taşımasına bağlıdır.

Bu örnekle fiyatların ucuzlaması durumunda farklı mallardan talep edilen miktarlardaki artışların farklı olabileceği görülmektedir. Bu sonucu ters yönde ele alacak olursak fiyat yükseldiği zaman malların talebinin ne oranda azaldığını incelememiz gerekir.

Bu açıklamalardan anlaşılabileceği gibi çeşitli fiyatların yükselmesi veya düşmesi bu malların talep miktarlarını farklı ölçüde arttırmakta veya azalmaktadır. İşte bir malın talep edilen miktarlarını fiyat değişmelerine bağlı olarak artma veya azalmasına talep esnekliği denir.

Talep esnekliği bir malın fiyatında belli bir değişme olması durumunda o mala olan talebin değişme oranını ifade eden bir kavramdır.

Talep esnekliğini hesaplayabilmek için önce talep edilen mal miktarındaki oransal değişmeyi (DM/M) daha sonra fiyattaki oransal değişmeyi (DF/F) bilmemiz gerekmektedir. Bu durumda talep esnekliği , belirli bir fiyat değişmesi sonucu, talep edilen mal miktarındaki % değişmenin, mal fiyatındaki % değişmeye oranıdır.

TALEBİN GELİR ESNEKLİĞİ

Bir tüketici gelir düzeyi düşükken bazı malları daha az (et) bazı malları daha çok tüketir (ekmek). Bu tüketici geliri yükselirse eskiden daha az tükettiği malı daha fazla talep ederken daha çok tükettiği malı daha az talep edecektir. Bir malın talebinin artması veya azalması için tüketicinin gelirinin değişmesi yeterli olabilmektedir. İşte bu tüketici geliri ile talep miktarı arasındaki bu ilişkiyi talebin gelir esnekliği katsayısıyla ölçebiliriz.

Ge= A malı talebindeki % değişme
Tüketici gelirindeki % değişme

Tüketici gelir esnekliğinin değeri genellikle pozitiftir. Bu katsayının pozitif olması tüketicinin gelirinin artması durumunda, belirli bir malın talebinin de artması anlamını taşımaktadır.