SAĞLIK EĞİTİMİSağlık Enformasyon Sistemleri

TIBBİ BİLİŞİM VE TIP EĞİTİMİ

Tıp eğitimi tıp fakültesine girişle başlayan ve emekliliğe(!) kadar süren bir eğitimdir. Son yıllarda sağlık bilimlerinde bilginin artışı çok hızlanmıştır. Buna çarpıcı bir örnek olarakşunu gösterebiliriz: Sağlık bilimleri ile ilgili yayınlanmış makaleleri indeksleyen Index Medicus’un tüm ciltlerinin ağırlığı 1970 yılında 10 kg, 1980 yılında 20 kg, 1990 yılında 30 kg iken son yıllarda özellikle moleküler biyoloji ve genetik alanındaki inanılmaz buluşlar ve ilerlemenin de etkisiyle yapılan yayınlar sonucu 2004 yılında 1000 kg olması beklenmektedir! Bu büyüklükte bir bilgiyle artık bilişim teknolojisini göz ardı ederek uğraşmak bir hayal olmuştur.

Tıp eğitiminin dönemlerinişuşekilde gösterebiliriz:

• • Mezuniyet Öncesi Eğitim

• • Mezuniyet Sonrası (Uzmanlık) Eğitim

• • Sürekli Tıp Eğitimi

• Sağlık Eğitimi: Toplumun bilinçlendirilmesi ve hastalıkların daha ortaya çıkmadan önlenmesi

Mezuniyet öncesi dönemde bir tıp öğrencisine oldukça yoğun bir bilgi, çeşitli davranış biçimleri ve mesleki beceriler verilmesi amaçlanır. Bu eğitimin ne kadar yoğun ve zorlu bir eğitim olduğu sanırım hepimizin bildiği bir gerçektir. Bununla beraber daha mezuniyet öncesi dönemde hedef hekim adayının eğitimi nasıl alacağını, kendisini nasıl geliştireceğini, bilgiye nereden ve nasıl erişileceğini öğretmek ve sürekli eğitimin kendi sorumluluğunda olduğu kavramını vermektir. İşte tıp bilişimi, özellikle Internete dayalı multimedia ağırlıklı eğitim ve iletişim teknolojileri, bu dönemde çok büyük bir role sahip olabilir. Uygulama alanları olarak teorik derslerin öğrenciye verilmesi, beceri kazandıracak eğitim etkinliklerinin elektronik ortamda öğretilmesi ve tartışma gurupları oluşturularak probleme dayalı tıp eğitimi uygulanması sayılabilir.

Mezuniyet sonrası dönemde, yani ülkemizde Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) sonrası bir eğitim hastanesine belirli bir branşta uzmanlık yapmak için girilen dönemde, verilmesi amaçlanan eğitime bir önceki dönemin bilgi, davranış ve beceri üçlüsüne ek olarak bir de yetki katılır. Bu öyle alelade bir yetki değildir; oldukça ağır sorumlulukları olan ve insan hayatını etkileyebilecek kararların hızlıca ve doğru olarak alınmasını ve uygulanmasını gerektiren bir yetkidir. Bu hızla ilerleyen tıp biliminde hergün birçok dalda yeni tanı ve tedavi yöntemleri keşfedilmektedir. Geleneksel yayın ve duyuru yöntemleri maalesef yeterince hızlı ve etkin olamamaktadır. Genç hekim adayı için aslında bu bilgilere ulaşmak ve kendini güncel bilgilerle donatarak geliştirebilmek için aslında tıbbi bilişim yöntemleri dışında başka bir seçenek kalmamıştır. Kısacası mesleğini hakkını vererek uygulamak isteyen ve aldığı sorumlulukları eksiksiz ve doğru olarak yerine getirebilmek için artık hekim modern yöntemleri kullanmak zorunda kalmıştır.

Bu iki dönemin sonunda, yaklaşık 30 yaşlarında, artık belirli bir branşta da uzman olan hekimin eğitimi aslında yeni başlamıştır. Bunu takip eden dönem, Sürekli Tıp Eğitimi (STE) dönemidir ve emekliliğe (çoğu kez mezara!) kadar sürer. STE mezuniyetten sonra hekimin bilgilerini yenilemesine yönelik, tıpta yenilikleri ve güncel yaklaşımları veren etkinlikleri kapsar. Şimdiye kadar ülkemizde zorunlu olmayan bir eğitimdir, fakat özellikle branş boardları ve Avrupa Birliğine kabul konuları kapıya dayandığında zorunlu olması kaçınılmaz olacak bir eğitim dönemidir. Günümüze kadar uygulanan gelenekselşekliyle kongre, kurslar, sempozyumlar ve konferanslar düzenlenerek hekimlere çeşitli eğitimler verilmiştir. Fakat bu yöntemlerin hepsi fiziksel bulunma gerektirdiğinden, pahalı olmakta ve uzun bir süre hekimin normal iş hayatından uzak kalmasına neden olmaktadır. Birçok hekim, bu nedenlerden ötürü zaten az sıklıkla düzenlenen bu etkinliklerden yeterince fayda sağlayamamaktadır. İşte tıp bilişiminin getirdiği yeni yöntemler bütün bu geleneksel yöntemleri elektronik ortamda, fiziksel katılım gerektirmeden ve çok daha makul bir fiyata sunabilmektedir. Buna ek olarak daha önce geleneksel yöntemlerle yapılması mümkün olmayan online makale değerlendirilmesi, aktif katılımlı tartışma gurupları oluşturulması, uygulamalı kurslar ve bilgisayara dayalı eğitimler artık kolaylıkla yapılabilmektedir.

Ülkemizde STE konusunda birtakım sivil toplum örgütleri ve üniversiteler tarafından bazı uygulamalar başlatılmıştır. Buna örnek olarak Ankara Tabip Odası (ATO) tarafından hazırlanan sitede (http://www.ato.org.tr) TTB- STE Kurulu tarafından kredilendirilen toplantıların duyurulması, Türk araştırıcıların uluslararası atıf indekslerine giren dergilerde yayınlanan makalelerin özetlerinin taranması, Medline ve Sağlıkta belge sağlama (SBS) ve Sürekli Tıp Eğitimi konularında çeşitli servisler bulunmaktadır. STE sayfalarında her branş bir renk kodu ile gösterilerek, konunun uzmanları tarafından hazırlanan dersler ve çeşitli eğitim materyali hekimlere sunulmaktadır. Buna ek olarak değişik hastalıklarla ilgili en modern ve güncel tedavi kılavuzlarına da yine buradan ulaşmak mümkündür.

Yurtdışında yapılan inceleme ve istatistikler, Internet kullanıcılarının sağlık konusunda bilgilenmek amacıyla çok büyük oranlarda bu nitelikte içerik sunan siteleri ziyaret ettiklerini ortaya çıkarmıştır. Yurdumuzda henüz bu konuda bir araştırma bildiğimiz kadarıyla yapılmamıştır ama halkımızın sağlık konularında merakı ve bir de teknolojiyi çabucak kapabilme özelliği göz önüne alındığında, benzer bir oranın burada da çıkması beklenebilir. İşte hekimlere verilen klasik tıp eğitimine paralel olarak aynı anda toplumun da sağlık alanında eğitimi ve bilinçlenmesi konularında tıp bilişimi yöntemleri bize mükemmel olanaklar sunmaktadır. Bir hastalığın daha ortaya çıkmadan önlenebilmesi büyük oranda bu eğitime ve bireylerin bu konudaki bilinç düzeyine bağlıdır. Bu olay etik açıdan herhangi bir tedaviden daha üstündür, hem de maddi açıdan çok daha ucuz bir çözümdür. Tıpta koruyucu hekimlik denen ve maalesefşimdiye kadar ülkemizde pek önemsenmeyen olgunun temel felsefesi budur. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak, ülkemizde tıp konusunda bulunduğumuz konum ve bunun sorumluluğunun bilinciyle çok yakında tüm halkımızın rahatça ulaşıp, güvenle bilgi alabileceği bir Elektronik Medikal Gazete çıkarmayı planlıyoruz. Bu sitede, ünü ülke sınırlarını da aşan uzmanlarımızın halkın anlayacağı dilde, özellikle güncel sağlık konularında olmak üzere birçok konuda yazıları etkili bir görsel/işitsel yöntemle yayınlanacak ve yöneltilecek sorular yine uzmanlar tarafından yanıtlanacaktır.

Konuyu özetlemek gerekirse, tıbbi bilişim sağlık çalışanı için nitelikli ve çabuk karar verebilmek için gerekli birçok araç sunmaktadır. Özellikle bilgiye hızlı ve doğru erişim, bilginin dağılımı ve paylaşımı ve de eğitim konularında inanılmaz fırsatlar sunmaktadır. Çok kabaca başlıca kullanım alanlarışunlardır:

• • Klinik enformasyon sistemleri

• • Hastane bilgi sistemleri

• • Karar destek sistemleri

• • Teletıp : konsültasyon

• • Biyoinformatik

• • Hastanın bilgiye erişimi ve eğitimi

• • Tıp eğitimi

Tıbbi bilişim ayrıca sağlık sektöründe hemen her süreçte kalitenin artması ve doğal olarak toptan kalite anlayışında ve yönetiminde de çok önemli rollere sahiptir.

Son olarakşu anda dünya standartlarına göre ne noktadayız diye bakarsak pek de iç açıcı olmayan bir tabloyla karşılaşıyoruz. Yıllardır istikrarlı ve etkin bir sağlık politikamız olmadığı için, bu konularda yapılan az sayıda çalışma da yetersiz kalmıştır. Daha herhangi bir bilişim sürecinden bahsedebilmek için gereken ilk adımlar olan standardizasyon ve sağlıklı veri toplama konularında bile bir konsensus yoktur. Birçok devlet, üniversite ve özel hastanede hastane otomasyonu adı altında dünya standartlarından uzak birçok yazılım uygulaması yapılmıştır. Her nedense bu verilerin başka merkezler ve uygulamalar arasında paylaşımı konusu hep göz ardı edilmiştir. Ya da bir anda Telemedicine gibi çok uç noktalarda projeler öne sürülmüştür; bu daha emeklemeyi bilmeyen bir çocuğa maraton koşturmaya benzer… Bizce bu konuda henüz işin çok başında olan ülkemizde mantıklı bir eylem planı yapıp, bu plan doğrultusunda öncelikli işler olan eğitim, sağlıklı veri toplanması (Standardizasyon ve uluslararası kod sistemleri), toplanan verilerin uyumluluğu ve uygulamalar arası paylaşımı konularında geniş çaplı çalışmalar başlatmalıyız. Dileriz ki yakın gelecekte bıçak kemiğe dayanmadan / treni kaçmadan bilgi çağının nimeti olan Tıbbi Bilişimden, en kutsal değer olan – insan hayatı adına faydalanabiliriz…

Dr. Koray Atalağ
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Tıbbi Bilişim Koordinatörlüğü
e-mail: [email protected]