NÜFUSUMUZ 75 YILDA 5 KAT ARTTI
81 ilin nüfus sayımı kesin sonuçları açıklandı. Türkiye’nin nüfusu 67 milyon 803 bin 927.
İller bazında en kalabalık il 10 milyon 18 bin 735 kişi ile İstanbul. Sonuçlara göre, her yüz kişiden 15’i İstanbul’da yaşıyor.
Devlet Bakanı Tunca Toskay, 22 Ekim 2000 tarihinde yapılan nüfus sayımının kesin sonuçlarını, bugün Devlet İstatistik Enstitüsü’nde düzenlenen toplantı ile açıkladı. 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımının ardından geçen 73 yılda Türkiye nüfusu tam 5 kat arttı. Toskay, sayım sonuçlarının YSK’ya gönderildiğini bildirdi. Sayım sonuçlarına göre, seçmen sayısı 43 milyon 600 bin olarak belirlendi. 4 milyon 300 bin genç 3 Kasım seçimlerinde ilk kez oy kullanacak.
22 ayda tamamlanan nüfus sayımı kesin sonuçlarına göre Türkiye’nin toplam nüfusu 67 milyon 803 bin 927. İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların nüfusu 44 milyon 6 bin 274. Köylerde yaşayanların nüfusu ise 23 milyon 797 bin 653. İllerin nüfusu 44 milyon 6 bin 274, köylerin nüfusu ise 23 milyon 7 bin 860. Devlet Bakanı Tunca Toskay, 2000 nüfus sayımının değerlendirme çalışmalarının kesin kararının alınması ile hızlandırıldığını ve olağanüstü tedbirlerle değerlendirme süresinin planlanandan yaklaşık 2 ay öne çekildiğini bildirdi.
Genel nüfus sayımından önceki sayımların değerlendirme süresinin yaklaşık 3.5-4 yıl olduğuna dikkat çeken Toskay, 2000 Genel Nüfus Sayımı’nın ise 2 yıldan daha kısa sürede değerlendirildiğini hatırlattı.
Toskay, sayım sonuçlarının sayımdan sonra gerçekleşen idari bölünüş değişikliklerini de içerecek şekilde güncelleştirildiğini ve 3 Kasım 2002 tarihinde yapılacak erken genel seçimlerdeki milletvekili dağılımına esas olmak üzere bugün Yüksek Seçim Kurulu’na gönderildiğini de açıkladı.
Resmi sayım sonuçlarına göre, 1927 yılında yaklaşık 13 milyon 600 olan nüfus, 73 yılda 5 kat artış gösterdi. Türkiye nüfusu 1927-1935 döneminde yılda ortalama 314 bin kişi artarken, 1990-2000 döneminde yılda ortalama 1 milyon 133 kişi arttı.
Yıllık nüfus artış hızı 1940-45 döneminde binde 10.6 ile en düşük seviyede iken, 1955-1960 döneminde binde 28.5 ile en yüksek seviyeye ulaştı. Nüfusun yıllık artış hızı 1980-85 döneminde binde 24.9, 1985-1990 döneminde binde 21.7 iken, 1990-2000 döneminde binde 18.3’e düştü. 1945 yılından sonra ilk kez 1990-2000 döneminde nüfus artış hızı binde 20’nin altına geriledi.
Şehirlerde bulunan nüfus, köylerde bulunan nüfusa göre çok büyük bir hızla artarken, 1990-2000 döneminde şehirlerde bulunan nüfusun yıllık artış hızı binde 26.8, köylerde bulunan nüfusun yıllık artış hızı ise binde 4.2 olarak belirlendi.
Şehirlerde bulunan nüfusun oranı son 10 yılda önemli artış göstererek 1990 yılında yüzde 59 iken, 2000 ,yılında yüzde 64.9 seviyesine çıktı.
BÖLGESEL DAĞILIM
1990-2000 döneminde 7 coğrafi bölgenin tamamının nüfusu artarken, bölgeler arasında en yüksek artış hızının Marmara’da en düşük artış hızının ise Karadeniz de gerçekleştiği belirtildi.
1990-2000 döneminde Marmara Bölgesi’nin yıllık nüfus artış hızı binde 26.7 iken, Karadeniz Bölgesi’nin yıllık nüfus artış hızı binde 3.6 oldu.
Ülke genelindeki nüfusun yüzde 26’sının bulunduğu Marmara bölgesi en yüksek nüfusa sahipken, nüfusun yüzde 9’unun bulunduğu Doğu Anadolu en az nüfusa sahip bölge oldu. Bölgeler arasında şehir nüfusu en fazla olan bölge Marmara, en az olanı da Karadeniz.
81 ilden toplam nüfusu en fazla olan ilk üç ilin sırasıyla İstanbul, Ankara ve İzmir olduğu belirtildi. Bu illerin şehirlerinde bulunan nüfus oranı, İstanbul ilinde yüzde 91, Ankara ilinde yüzde 88, İzmir ilinde ise yüzde 81.
İstanbul 10 milyon 18 bin 735
Ankara 4 milyon 7 bin 860
İzmir 3 milyon 370 bin 866
Bu illerin il merkezlerinin nüfusları ise şöyle:
İstanbul 8 milyon 803 bin 468
Ankara 3 milyon 203 bin 362
İzmir 2 milyon 232 bin 265
55 ilde nüfusun çoğunluğu şehirlerde, 26 ilde nüfusun yoğunluğu ise köylerde bulunuyor. İstanbul ilindeki nüfus, ülke toplamındaki nüfusun yüzde 15’ini kapsıyor, bir başka ifade ile Türkiye’deki her yüz kişiden 15’i İstanbul’da bulunuyor.
Nüfus büyüklüğü en az olan ilk üç il Tunceli Bayburt ve Kilis olarak belirlenirken, Tunceli’nin nüfusu 93 bin 584, Bayburt’un toplam nüfusu 99 bin 358, Kilis in nüfusu ise 114 bin 724 olarak saptandı.
Bu illerin il merkezlerinin nüfusu ise sırasıyla Tunceli’nin 25 bin 41, Bayburt’un 32 bin 285 ve Kilis in 70 bin 670 olarak hesaplandı.
Son 10 yıl içinde 81 ilden 66’sının nüfusu artarken, 15’inin nüfusu azaldı. Nüfusu azalan iller Artvin, Çorum, Edirne, Kars, Kastamonu, Kırşehir, Sinop, Sivas, Tunceli, Zonguldak, Bayburt, Bartın, Ardahan, Karabük ve Kilis.
81 il içinde nüfus artış hızı en yüksek olan ilk üç il sırasıyla; Antalya, Şanlıurfa ve İstanbul. 1990-2000 döneminde Antalya’nın nüfus artış hızı binde 41.8, Şanlıurfa’nın yıllık nüfus artış hızı bin 36.6 ve İstanbul’un yıllık nüfus artış hızı ise binde 33.1 olarak gerçekleşmişti.
1990-2000 döneminde yıllık nüfus artış hızları Tunceli’de binde -35.6, Ardahan’da binde -20.2 ve Sinop’ta ise binde -16.2 oldu.
Veri kalitesine yönelik yapılan istatistiksel çalışmaların 2000 Genel Nüfus Sayımı’nda önceki sayımlara göre daha güvenilir bilgi derlendiğini gösterdiğini söyleyen Devlet Bakanı Tunca Toskay, yanlış yaş bildiriminin ölçülmesi amacıyla Whipple İndeksi’nin uygulandığını, il bazında ve cinsiyet ayrımında uygulanan bu endeks sonuçlarına göre sayımda derlenen bilgilerin önceki sayımlardan daha güvenilir olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Sayımın ayrıntılı sonuçlarını içeren “2000 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri” yayınının 72 il için tamamlandığını açıklayan Toskay, diğer illerin yayın çalışmasının Eylül ayında biteceğini kaydetti.
Sayım sonuçlarının geç açıklandığına ilişkin basında yer alan eleştirileri yanıtlayan Tunca Toskay, bu tür eleştirilerin haksız olduğunu vurguladı ve gelişmiş bazı ülkelerin nüfus sayım sonuçlarını açıklama sürelerini gösterdi.
Nüfus sayım sonuçlarını ABD’nin 36 ayda, İngiltere’nin 26 ayda, Kanada’nın ise 24 ayda tamamladığını hatırlatan Toskay, DİE’nin 2 yıldan az bir sürede çalışmasını tamamladığını, dolayısıyla eleştirilerin haksız olduğunu vurguladı.
Toskay, geçici sonuçlarda Türkiye nüfusunun 67 milyon 844 bin 903 kişi olarak açıklandığını ve (+)(-) binde 2’lik hata payı bulunabileceğini belirttiklerini hatırlatırken, kesin sonuçlara göre geçici sonuçlarla 40 bin 976 kişilik bir fark ortaya çıktığını, bunun da binde 0.6’lık bir sapmaya karşılık geldiğini kaydetti.