Genel SağlıkHABERLER

MEME KANSERİNDEN KORKMAYIN KORUNUN

Her 8-10 kadından birinde görülen meme kanseri son yıllarda artış gösteriyor. Erken tanı ile tedavi şansı yüksek olan meme kanserinde en önemli kural, kişini kendi meme yapısını tanıması ve riskini bilmesi olarak tanımlanıyor. “1-31 Ekim Meme Kanseri

Yaş ilerledikçe risk artıyor
 
Meme kanseri; özellikle kadınlarda görülen, meme hücrelerinin anormal derecede çoğalması ve kontrolsüz büyümesi ile gelişebilen bir kanser türüdür. Yaş ilerledikçe meme kanser riski artmaktadır. Meme kanserinde en önemli risk faktörü kadın olmaktır. özellikle kadınlık hormonu olarak da bilinen östrojene maruz kalınma sürenin uzun olması meme kanseri riskini artırmaktadır. 12 yaşından önce adet görme, 55 yaşından geç menopoza girme östrojen hormonuna maruz kalma süresini artırmaktadır. Hiç hamile kalmamış kişiler için de risk mevcuttur. Doğurganlık çağında doğum kontrol hapları kullanmak özellikle bu kullanımların 5 yılı geçmesi riski artırır. Menopoz sonrası şikayetlerini gidermek için uygulanan hormon tedavisinin içinde de östrojen hormonu bulunmaktadır. Bunun için bu hormonların da 5 yıldan fazla alınması meme kanseri gelişme riskini artırabilmektedir.
 
Her 100 meme kanseri vakasından 1’i erkek
 
özellikle kadınlarda rastlanan meme kanseri nadir de olsa erkeklerde de kendini gösterebilmektedir. Yaklaşık olarak her 100 meme kanserinin 1’i erkeklerde görülmektedir. Kadınlardaki belirti ve bulgular ile aynı olmakla beraber; bu konunun farkında olunmaması nedeni ile erkeklerde meme kanseri genellikle ileri evrede tanı konulmaktadır.
 
Fazla kilolar ve hareketsizliğe dikkat!
 
Meme kanseri %5 oranında kalıtsal nedenlere dayanabilmektedir. Ailesinde, birinci dereceden akrabalarında meme kanseri olan kişiler risk altındadır. Bunun dışında alkol kullanmak, kilo fazlalığı, fiziksel aktivite yetersizliği meme kanser riskini artıran durumlardır. Küçük yaşlarda farklı nedenlerle özellikle göğüs bölümüne radyasyon alınması da meme kanseri olasılığını artırmaktadır. Meme de ele gelen bir kitle, hissedilen bir sertlik, derisinde meydana gelen değişiklikler, meme başında akıntı veya kaşıntı, kırmızı renk yaralar, memede şekil olarak büyüme, aşırı hassasiyet, kırmızılıkların ve iltihabi bir görüntünün olması meme kanserine işaret edebilmektedir.
 
Kendinizi tanıyın riskinizi bilin
 
Meme kanserinden korunmada ilk adım, kişinin meme yapısını tanıması ve risk faktörlerinin bilincinde olmasıdır. Ailesel bir risk olup olmadığı bilinmelidir. Eğer kişi bu tür bir ailesel risk taşıyorsa, kendi kendine meme muayenesini düzenli yapmalı ve rutin doktor kontrollerini ihmal etmemelidir. Herhangi bir risk faktörü taşımayan kadınlar 20 yaşından sonra kendi kendine muayenesi yapmaya başlamalıdır. Her iki meme kol altı dahil olmak üzere tüm kadranları ile değerlendirilmelidir. Adet görmeyen kadınlar ise her ay kendilerine bir gün belirlemeli ve o günlerde rutin kontrollerini yapmalıdırlar.
 
Mamografi erken evrede tanı şansı sağlar
 
Meme kanseri tedavisinde erken teşhis esastır; çünkü erken tanı ile başlayan tedavilerde başarı şansı oldukça yüksektir. Bunun için 20 yaşından sonra 3 yılda bir doktor kontrolü yapılmaya başlanmalıdır. 40 yaşından sonra ise yıllık doktor muayenesi ve yıllık mamografi tetkiki mutlaka yapılmalıdır. Mamografi çekilmesi de meme kanserinin erken evrede yakalanmasını sağlar. Yıllık olarak yapılması ile aşırı radyasyona maruz kalınmaz. Mamografi çekimi sırasında memeye uygulanan sıkıştırma işlemi de kanser gelişmesine yol açmamaktadır.
 
Erken evrede yakalanan tedavide başarı şansı yüksek
 
Erken dönemde saptanan durumlarda cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Daha ileri aşamalarda ise radyoterapi, kemoterapi gibi diğer tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Erken dönemde çıkarılan tümör dokusunun daha sonra gelişme riski olmakla birlikte çok azdır. Bu tekrarı engellemek adına kemoterapi yardımcı amaçla kullanılmaktadır. Eğer tümör dokusu hormon duyarlı ise hormonoterapi uygulanmaktadır.
 
Akıllı ilaçlar ile yaşam kalitesi artıyor
 
Son yıllarda kullanılan akıllı ilaçlar ile direkt kanserli hücreler hedef alınmakta, sağlıklı hücrelere bir etki olmadığından yaşam kalitesi de artmaktadır. Her alanda olduğu gibi kanser tedavisinde de artık bireysel bir tedavi uygulanmaktadır. Kanser hücrelerini büyüten sinyalleri, değişiklikleri bilmek ve tanımak önemlidir. Bir kanser hücresinin nasıl çoğaldığını bildiği için artık çok daha etkin bir tedavi yapılabilmektedir. Kanserin kendisi hiç bir zaman saç kaybına yol açmaz. Tedavide kullanılan ilaçlar ve beyin ışınlaması gereken durumlarda radyoterapi nedeniyle saç dökülmesi görülebilir. Ancak meme kanseri tedavisinde giderek daha çok yaygınlaşan “akıllı ilaçlar” ile artık saç kaybını görülmemektedir.