Genel SağlıkHABERLER

KEMOTERAPİ İLAÇLARINDAKİ GELİŞME İLE DAHA AZ YAN ETKİ İLE TEDAVİ MÜMKÜN

Kanserli hastaların tedavisinde cerrahi ve radyoloji gibi alanlarla işbirliği içerisinde çalışan medikal onkoloji uzmanları, kemoterapi ilaçlarındaki gelişmeler sayesinde hastaları daha az yan etki ile tedavi edip, yaşam sürelerini uzatabiliyorlar. Medikal onkoloji uzmanları, kanser tedavilerinde adeta bir orkestra şefi gibi çalışıyorlar. Hastaları ilgili branşlara yönlendiriyor, her türlü sorunlarında danışmanlık yapıyorlar. Kanser tanısı konulan tüm hastaların medikal onkoloji uzmanlarına başvurması, radyoterapi ve cerrahi seçenekleri için de bu uzmanlardan destek alması gerekiyor. Medikal onkologlar; oluşabilecek enfeksiyon, kanama, bulantı, kusma, sıvı kaybı, böbrek yetmezliği gibi konuların yönetimini de yapıyor. Medikal Onkoloji denilince birçok kişinin aklına yalnızca hastaların kusmasına, saçlarının dökülmesine neden olan ilaçlar gelse de bu tedavi yöntemleri her geçen gün gelişiyor. Acıbadem Kocaeli Hastanesi Onkoloji Merkezi’nden Dr. Emel Üçgül Çavuşoğlu, bu alanda yaşanan gelişmeleri anlattı. KUSMA YAŞANMASI TARİHE KARIŞTI Medikal Onkoloji tedavilerinin başladığı, 2. Dünya Savaşı’na denk gelen yıllarda yalnız kanserli hücreye özel olmayan, tüm vücudu etkileyen kemoterapi ilaçlarının bulunduğunu anlatan Dr. Çavuşoğlu, “Bu ilaçlar şiddetli bulantı, kusma yapıyor; saç ve kaş dökülmelerine neden oluyordu. Günümüzde ise aynı ilaçların türevleri halen kullanılmakla birlikte hücre yapısına özel etkileri olan ilaçlardan da yararlanılıyor. Bunlar, hücrenin bölünme döngüsünün belli aşamalarına etki ediyor ve bulantı yapmıyor. Ayrıca saçların daha az dökülmesini de sağlıyor” diyor. SON DÖNEMDE HASTALARDA BÜYÜK BAŞARI SAĞLANIYOR

‘Moleküler biyolojik ajan’ denilen kemoterapi dışı ajanların kullanılması ile birlikte özellikle böbrek, meme ve kolon kanserlerinde çok başarılı sonuçlar alındığını belirten Dr. Emel Üçgül Çavuşoğlu, şunları söylüyor: “Bu ajanları, hücrenin belli bir fonksiyonuna özel ajanlar olarak nitelendiriyoruz. Geliştirilmesi çok pahalı ve güç olan bu ajanlar uygulamada büyük kolaylık sağlıyor, yan etkiler çok daha az oluşuyor. Hap ve iğneleri bulunan bu ajanlar ayrıca meme kanseri, lösemi ve lenfoma vakalarında da başarıyla kullanılıyor. Hodgkin dışı lenfomalarda geçmişte tekrarlama oranı yüzde 50’lerde seyrederken, bugün kemoterapiye eklenen bir etken madde bu oranı yüzde 20 daha da azalttı. Yüzde 3’lük oranların bile çok büyük önem taşıdığı onkolojide, yüzde 20’lik bu fark sevindirici bir gelişme olarak kabul ediliyor. Son dönem kanser hastalarının bu ilaçlar sayesinde yaşam sürelerinin ne kadar arttığını ise istatistiklere bakmadan, kendi gözlerimizle görebiliyoruz.”

TÜMÖRÜN BÜYÜMESİ DURUYOR Genelde hap şeklinde yutulan ilaçlar, hücredeki epidermal büyüme faktörü üzerine etki ediyor ve bu nedenle insanın cildi dahil, birçok dokusunu etkiliyor. Yan etki olarak hastaların cildinde renk değişikliği ve tiroid dokularında değişimler görülüyor. Aynı zamanda tümör üzerinde etkili olarak tümörün büyümesini ve bölünmesini engelleyen bu ilaçlar, bazen tümörün küçülmesini, nadiren tamamen yok olmasını da sağlıyor. Dr. Çavuşoğlu, “Bizim için tümörün aynen kalması dahi yeterli oluyor. Bu ilaçlar her gün tek doz olarak ağızdan alınıyor. Damardan verildiği durumlarda ise kemoterapi ile birlikte kullanılıyor. Bazı hastalar ilaçları daha iyi tolere edebilse de bu durum yaşlı hastalarda daha zor oluyor” diyor. Türkiye’de sayıları 2 bini bulan GIST hastalarında tümör gelişimi bu yeni ilaçlar sayesinde durarak, bu kişiler de tıpkı böbrek tümörü hastaları gibi sosyal hayatın içinde yaşamaya devam edebiliyor” diyor.

Medikal Onkoloji hakkında bilinmesi gerekenler

• Günümüzde artık “Tüm kanser hastaları ölecek” diye yanlış bir kanı yok. Erken teşhis edilmiş ve tedavileri zamanında yapılmış hastalar daha uzun süre yaşayabiliyor. • Kanser, ileri yaş hastalığı olduğu için hastalar sadece kansere değil, eşlik eden hastalıklara bağlı olarak da hayatlarını kaybedilebiliyor. • Medikal Onkoloji tedavilerinin etkin olabilmesi için bir medikal onkolog tarafından uygulanması öneriliyor. • Kötü bir cerrahın yaptığı işlemi iyi bir medikal onkoloğun düzeltmesi mümkün olmuyor. Bu nedenle cerrah seçimi önem taşıyor. • Günümüzde yaşlı hastalara da kemoterapi verilebiliyor. Ancak hastanın kalp rahatsızlığı çekmediğinden emin olmak gerekiyor. • Kemoterapi artık kusmaya ve aşırı derecede saç dökülmesine neden olmuyor. • Saçların dökülmemesi için geçmişte uygulanan buz kepi yerine artık içerisinde donmayan özel bir sıvı bulunan silikon kepler kullanılıyor ve dökülme yüzde 80 oranında önlenebiliyor.