Genel SağlıkHABERLER

KEKEMELİKTE ETKİN TEDAVİNİN ANAHTARI ZAMAN VE DOĞRU TERAPİ

Güzel, anlaşılır ve akıcı bir konuşma… Sizin ya da çocuğunuzun sahip olduğu bu özellik yaşanan ufak bir travmayla kaybedilebiliyor. Aniden başlayan kekemelik karşısında sakın paniğe kapılmayın. Çünkü tedavinin altın anahtarı sakin olabilmekten geçiyor.

Kekemelik, konuşma seslerinin üretiminde meydana gelen bozulmalarla karakterize oluşuyor. Genelde çocukluk çağında başlıyor ve bazı durumlarda yaşam boyu devam ediyor. Kekemeliğin gerçek nedeni bilinmiyor. Ancak yapılan son çalışmalar bu bozuklukta genetiğin rol oynadığı belirtiliyor. Kekeleyen birçok bireyin kekemelik riski geliştirmelerine neden olan özellikleri kalıtsal olarak getirdiği düşünülüyor. Bu özelliklerin gerçek doğası ise henüz bilinmiyor. Ancak bu özellikler, bireyin cümleyi akıcı olarak üretmesi için gerekli olan çeşitli kas hareketlerini birleştirme yeteneğini bozuyor. Dil gelişiminin en hızlı olduğu 18 ay- 7 yaş arasında başlayan kekemelik bazı çocuklarda yaşanan ufak bir heyecandan sonra bile başlayabiliyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Dilek Eroğlu Uzun kekemeliğin nedenleri ve tedavisinde dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi veriyor.

Dil gelişim sürecindeki akıcı olmayan konuşmayla kekemeliği karıştırmayın

Kekemelik dil gelişimi sürecinde çocuklarda meydana gelen normal kelime tekrarları ile karıştırılabiliyor. Ayırıcı tanı için normal akıcısızlığı anlamak önemli bir nokta. Konuşma gelişiminin ilk yıllarında bütün çocuklar akıcılık bozukluklarına karşı duyarlı oluyor. Konuşmanın normal akıcısızlığı genellikle 2-7 yaş çocukları arasında, özellikle 2,5-4 yaş arasında yükselmiş bir oranla ortaya çıkıyor. Normal akıcısızlık gösteren çocuklar 3 yaş sonrasında genellikle ses ya da hece değil kelime veya öbek tekrarları yapıyor. Ayrıca normal çocuklar takılmalarının farkında olmuyor ve heyecan, hayal kırıklığı gibi belirtiler göstermiyorlar.

Kekemeliği fark eden çocuklar duruma tepki gösteriyor

Kekemelik 18 ay ile 7 yaş arasında herhangi bir dönemde başlayabiliyor. Ancak en çok dil gelişiminin hızlı olduğu 3 ve 5 yaş arasında ortaya çıkıyor. Bazı çocuklarda kekemeliğin başlangıcı yeni bir kardeşin doğması, yeni bir eve taşınma gibi normal stres durumlarından sonra aniden oluşabiliyor. Bu gibi durumlarda öncelikle sakin olmak ve ardından uzman bir konuşma terapistiyle iletişime geçmek gerekiyor. Çocuğun durumuna ve genetik faktörlere bakıldıktan sonra tedavinin zamanlamasına karar veriliyor. Kekelediğini fark eden çocuklar bu duruma karşı tepki göstermeye de başlıyorlar. Örneğin, göz kırpma, vücudu öne atma, ayağını yere vurma gibi davranışlar da kekemeliğin akabinde görülebiliyor.

Terapi sonrasında konuşma akıcılık kazanıyor

Kekemeliğin herhangi bir ilacı veya ameliyatı yok. Kekemeliği olan bireylere dil ve konuşma terapistleri tarafından kekemelik terapisi uygulanıyor. Kekemelik terapisine genellikle kekemelik ortaya çıktıktan 3-6 ay sonra başlanıyor. Bazı durumlarda, özellikle ailede kekemelik geçmişi varsa ve çocuğun kekemeliği şiddetliyse terapilere hemen başlanması gerekebiliyor. Her bireyin düzelme oranı farklılık gösterse de bütün çocuklar ve yetişkinler terapiden fayda görüyor. Terapi sonrasında bazı çocuklarda kekemelik tamamen ortadan kalkarken, bazıları daha az kekelemelerine yardımcı olacak stratejileri öğreniyorlar. En önemlisi ise kekeleyen bireyler konuşma becerilerinde daha rahat olmaya başlıyorlar.

Çocuklarla yetişkinlerin tedavileri farklılık gösteriyor

Kekemeliği azaltmayı hedefleyen çeşitli terapi teknikleri bulunuyor. Başarının sağlanması için sistematik bir terapi programının uygulanması gerekiyor. Terapi süreci kişinin başarısına, kekemelik şiddetine, terapi programının düzenli ilerleyişine bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Kekemelik terapisinin başarısında kişinin yaşı da önem taşıyor. Küçük çocuklar kekemeliğin henüz başında olmaları nedeniyle avantajlıyken yetişkin bireyler de terapi tekniklerini uygulamada daha bilinçli davranabildikleri için avantajlı konuma gelebiliyorlar.

Kekemeliği abartmak da yanlış, yokmuş gibi davranmak da

Ailenin kekemelik karşısındaki davranışı önem taşıyor. Aile çocuğunda kekemelik davranışlarını gözlemlediğinde çocuğun endişesini arttıracak tutumlar sergilememeli. Ancak çocuğun kekemeliğini tamamen görmezden gelmek de doğru bir davranış değil. Çünkü çocuğun dünyasında anne ve baba zor zamanlarında yanında olan, ona yardımcı olan kişilerdir ve kekeleme anlarında da çocuk zor bir durumun içerisindedir. Aile çocuğa karşı davranışlarını dil ve konuşma terapistinden danışmanlık alarak düzenlemelidir. Terapinin aşamasına bağlı olarak ailenin çocuğa karşı tutumları değişiklik gösterebiliyor.

Kekemeliği tabu gibi görmeyin

Çocuğun çevresi sadece anne-baba ve yakın akrabalardan oluşmuyor. Çocuğun çevresindeki herkesin davranışlarını düzenlemek mümkün olmayabiliyor. Özellikle okul ortamındaki çocuklardan acımasız eleştiriler duyulabiliyor. Bu nedenle çocuğu kekemelik konusunda bilinçlendirmek çok önemli. Toplumda kekemelik rahatlıkla fark edilen ama üzerine kesinlikle konuşulmayan bir tabu. Çocuklarımızla kekemelik üzerine konuşmak onların kendi dünyalarında yarattıkları korkuları yenmelerine yardımcı oluyor.