İLERİ YAŞ HAMİLELİĞİNDE KRONİK HASTALIKLAR ARTIYOR!
Yaşam koşullarının değişmesi ile birlikte kadınların anne olma yaşı ile ilgili görüşleri de farklılaştı. Kariyerine öncelikle veren kadınların sayısının artması, anne olma yaşını da artırdı. Bundan 15 – 20 yıl öncesine kadar kadınların çoğu 30 yaşına kadar anne olmuşken günümüzde pek çok kadın 35 yaşından sonra çocuk sahibi olmak istiyor. Ancak bu isteğin hem anne hem de bebek için tehlikeleri var. VKV Amerikan Hastanesi Kadın Sağlığı Ünitesi uzmanlarından ve www.tupbebek.com sitesi medikal direktörü Dr. Senai AKSOY ileri yaş hamileliğinin anne ve bebek için tehlikelerini anlatıyor.
Eskiden ileri yaşta anne olmak 30’undan sonra çocuk sahibi olan kadınlar için kullanılan bir tanımlamaydı. Günümüzde bu yaş sınırı 35’e dayandı. Bu çok da yanlış bir tespit değil. Tıp çevrelerinde de ileri yaş terimi 35 yaş ve sonrasında hamile kalıp anne olan kadınlar için kullanılıyor.
Kronik hastalıklarda artış görülüyor
Anne yaşının 35 ve üzeri olması hem anne hem de bebek için bazı tehlikeleri beraberinde getiriyor. İleri yaş grubu olarak tanımlanan anne adaylarında kronik hastalıkların görülme sıklığı artış gösterir. Bunların başında yüksek tansiyon (hipertansiyon) ve şeker hastalığı (diyabet) yer alıyor. Bu yaşlarda hipertansiyon erken yaştaki hamilelere göre 2 – 4 kat daha sık görülür. Hem anne adayı hem de bebek için tehlike oluşturan durumlardan biri özellikle uzun süreden beri var olan ve damarsal hasara yol açmış olan kronik hipertansiyondur. Ancak esas tehlike kronik hipertansiyon sonucunda anne adayında ortaya çıkması muhtemel süperempoze (kronik hipertansiyon zemininde gelişmiş) preeklampsidir.
Hamilelik sürecini olumsuz etkileyen diğer rahatsızlıklar arasında kalp damar hastalığı, nörolojik hastalıklar, böbrek, karaciğer, akciğer ve bağ dokusu hastalıkları ve daha sık kansere rastlanması sayılabilir.
Hamilelik ve doğumla ilgili tehlikeler
İleri yaşta hamileliklerde en sık görülen sorunlar arasında down sendromu yani mongolizm gibi kromozomal anomaliler yer alıyor. Mongolizm ciddi bir toplumsal sağlık sorunu olduğundan özellikle ileri yaş hamileliklerinde amniosentez (rahimden su alınması) yaptırılması öneriliyor. İleri yaş hamileliklerinde ortaya çıkan bir diğer risk de düşüktür.
Ayrıca yaşın ilerlemesine bağlı olarak tüplerde hareketliliğin azalmış olması ve önceden geçirilen pelvik enfeksiyonları da dış gebelik riskini artırır. Erken doğum yapma ihtimali ve rahim içi gelişme geriliği de ilerleyen yaşın getirdiği tehlikelerden.
Hamileliğin özellikle 3. evresinde plasentanın erken ayrılması ve plasentanın önde olması sıklığı da kanamalarda artışa yol açar.
Bebek ve doğumla ilgili tehlikeler
İleri yaş hamileliklerinde annenin kronik hastalıkları, rahim içi gelişme geriliği, preeklampsi gibi durumlar, plasenta fonksiyonunun bozulmasına bağlı olarak fetal distres (fetüsün stres altında olduğu ve kendi kendine durumu giderme çabalarının yetersiz olduğu durum) ve fetal ile yeni doğan asfiksisi (oksijen eksikliği) gibi nörolojik işlev bozukluklarına veya bebeğin ölümüne kadar gidebilen sonuçlar doğurabilir. İleri yaşta ilk hamileliğini yaşayan anne adaylarının doğum eyleminin tüm aşamaları daha genç hamilelere göre daha uzun sürer. Ayrıca hamilelerde iri bebek sıklığı ve doğumda omuz takılması riski artış gösterir.