Genel SağlıkHABERLER

HEMOROİD SORUNU OLANLAR DOKTORA GİTMEKTEN ÇEKİNİYOR

HER DÖRT KİŞİDEN ÜÇÜ BU HASTALIKTAN DERTLİ!

Hemoroid, toplumun büyük bir bölümünü ilgilendiren önemli bir sağlık sorunu. Ancak hastalığı yaşayanların yarısından fazlası doktora gitmeye bile çekiniyor. Araştırmalara göre, toplumun yüzde 75’inde hemoroid sorunu var. Ancak tıbbi yardım alanların oranı sadece yüzde 25. Diğer yüzde 50’lik kısım ise bu sorunu gizli gizli yaşamaya ve tedavi etmeye çalışıyor.

Halk arasında basur olarak bilinen hemoroid, anal kanalda, yani mide-bağırsak sisteminin sonlandığı son segmentte normal insan anatomisinde de mevcut damardan zengin yastıkçıkların sarkmaları, dejenere olup şişmeleri ve kanamaları ile oluşuyor. Bu terminolojideki ilk ve temel sorun, hastaların çoğunun tüm anal problemleri (yani çatlakları, fistülü, siğilleri) hemoroid sanmaları ya da bu şekilde adlandırmaları. Bu nedenle de sorunun gerçekten hemoroid olup olmadığının ortaya çıkartılması gerekiyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bülent Menteş, çoğu hastanın hemoroidin yaşamın düzeltilmez bir parçası olduğunu yönünde düşündüklerini ancak diyet ilkeleri, tuvalet alışkanlıkları, bazı egzersizler ve lokal bakımlar konusunda gerekli bilinçlenmenin sağlanmasıyla iyileşmenin mümkün olacağını belirtiyor.

Yanlış beslenme, ilerleyen yaş ve gebelik hemoroid nedeni

Hemoroidal hastalık bir bağ doku hastalığıdır. Bu bağ dokularının sarkmasına sebep olan etkenlerin başında kabızlık, uzun süreli ıkınma ve tuvalette uzun zaman geçirilmesi geliyor. Yine yaşın ilerlemesi, gebelik ve doğum sürecinde pelvik bağ dokuların gevşemesi ve bağırsak kanseri ya da bağırsak fıtığı gibi hastalıklar nedeniyle oluşan kabızlık basur oluşumunu tetikleyebiliyor. Bu çerçevede, aslında tüm bireylerin posalı (meyve, sebzeden zengin) diyet ve düzenli tuvalet alışkanlığı açısından eğitilmeleri ve bilinçli olmaları gerekiyor. Dış hemoroidler ise bağırsak fizyolojisiyle direkt ilgili değiller ve aşırı fiziksel aktivite, ayakta kalmak ve yorgunluk gibi olaylar sonrasında oluşuyor.

Hastalığın tipine göre tedavi şekli değişiyor

Hemoroidin tipi ve evresine göre tedaviye karar vermek gerekiyor. Dış hemoroidlerin tanınmaları ve tedavileri iç hemoroidlere göre daha kolay ve basit. Sorun yaratmadıkları sürece dış hemoroidlere müdahale edilmiyor. Ancak pıhtı birikmesi, şişme ve ağrı gibi sıkıntılara neden olduklarında basitçe çıkarılmaları gerekebiliyor. Daha yaygın olan iç hemoroidler ise anal kanal içindeki damardan zengin yastıkçıkların sarkmaları, dejenere olup şişmeleri ve kanamaları ile ortaya çıkıyor. Dolayısıyla tedavinin temelini bu sarkma ve sıkışmayı/kanamayı engellemek ya da ortadan kaldırmak oluşturuyor. Erken evre iç hemoroidlerde posalı diyet ile rahat tuvalete çıkılmasının sağlanması, sıcak su banyoları, alevli dönemde ise bazı ağızdan alınan ilaçların kullanılması genelde yeterli oluyor. Evre 2 ve 3 hemoroidlerde bu tedbirlere ek olarak band ligasyonu (köklerin bantlanması), infrared koagulasyon ve kurutucu madde injeksiyonu gibi yöntemlere genellikle ihtiyaç duyuluyor. Bunlar ustaca uygulandığında ağrısız, yatış gerektirmeyen, çok kısa işlemler olup, sarkan hemoroid köklerinin tekrar yerlerine oturtulmasını sağlıyor. Evre 4, yani en ileri evre hemoroidlerin ise genellikle cerrahi olarak çıkartılmaları gerekiyor.

Hemoroidin düşmanı: Sebze, meyve ve zeytinyağı

Hemoroid, düzensiz tuvalet alışkanlığı ve ıkınmayla ortaya çıkıyor. Bu oluşumun en önemli sebeplerinin başında ise hiç kuşkusuz yanlış beslenme geliyor. Yapılan bazı araştırmalar, yüksek posalı diyetlerin hemoroid tedavisinde etkili olduğunu ortaya koyuyor. Aslında yemek ve tuvalet, gelişigüzel ve ne zaman ihtiyaç hissedilirse yapılan şeyler değiller. Sağlıklı bir bağırsak fonksiyonu için beslenme düzenine de dikkat etmek gerekiyor. Örneğin kahvaltıda meyve salatası, zeytinyağı ve kepek ekmeği, öğlen sebze yemeği ve yoğurt, akşam yemeğinde büyük bir tabak zeytinyağlı marul salatası ve gece de küçük bir kase dolusu kabak çekirdeği yenmesi ve beraberinde bol su içilmesi bağırsak fonksiyonlarını önemli ölçüde düzenliyor. Bu menüyle günde 15-20 g lif (NSP) alınması hedefleniyor. Lifin artırılması gereken durumlarda ise çorbaya veya yoğurda 1-2 kaşık kepek eklenebiliyor.

Hemoroidiniz varsa bu gıdalardan uzak durun!

Acı ya da ekşi gıdalarla alkollü içecekler ve sigara kullanımı hemoroide neden olmasa da hastalığı olanların şikayetlerini arttırıyor. Bu nedenle en azından tedavi aşamasında bu tip gıdalardan uzak durulması gerekiyor. Yenilmemesi gerekenleri öğrenmenin ötesinde kişinin sağlıklı beslenmeyi hayat tarzı haline getirmesi ve çiğ meyve, çiğ sebze, salata, sebze yemekleri ve zeytinyağı gibi gıdaları öğünlerinde mutlaka bulundurması gerekiyor.