Genel SağlıkHABERLER

DENGELİ BESLENME ALIŞKANLIĞI OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KAZANDIRILMALI

Okul öncesi çağı çocukları bu dönemde hayatlarının sonuna kadar devam edecek alışkanlıkları kazanırlar. Bu nedenle bu dönem önemli bir süreçtir. Bu gelişim döneminde çocuk ailenin özellikle anne babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir. Kadıköy Şifa Suadiye Polikliniği Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Günay Ermergen okul öncesi dönemde çocuklara doğru beslenme alışkanlıklarının nasıl kazandırabileceğini anlatıyor.

Okul öncesi çocukların büyüme hızı bebeklere oranla daha düşük olmasına karşın aktiviteleri ve büyümenin diğer aşamaları için gereken yakıtı sağlamak için yeterli enerjiyi almaları gerekmektedir. Okul öncesi çocukların porsiyonları yetişkin porsiyonların 1/3 kadarıdır bu nedenle onlara tüketebileceklerinden fazla besin sunmak çocuğun besinden uzaklaşmasına neden olur. Doyduğunu söylediğinde veya yemekle oynamaya başladığı zaman yemekten kaldırılmalıdır. Bu yaş çocuklarında günden güne veya yemekten yemeğe iştah dalgalanmaları olması normaldir. Genellikle 3 – 4 öğün şeklinde beslenirler. Ara öğünler ana öğünlerin yerini almamalıdır, tamamlamalıdır. Anne baba çocuklarıyla birlikte yemeliler, sağlıklı beslenme ailece önemsenmelidir.

Çocuk oturarak yemek yemeye özendirilmelidir. Çocuğu yemekle ödüllendirmek veya cezalandırmakta yemekle ilgili sağlıksız alışkanlıklar kazandırmaya neden olur. Besin seçme ve bazı besinleri reddetmelerine de izin verilmelidir. Besin seçimi yapabilmek çocuğun edinmesi gereken bir davranıştır. Bu yaş grubunda yaşlarına bağlı olarak birçoğu sağlıklı beslenmemin temellerini bilmektedir.

Anne babalara düşen görev besinler konusunda temel bilgileri verip besinleri seçmede onlara yardımcı olmaktır. Çocuklar açlığa yetişkinler kadar dayanamaz, yemekler düzenli olmadığında daha fazla abur cubur yeme eğiliminde olurlar. İştahsızlık ailelerin en çok yakındıkları şeydir. Çocuğun yaşına ve boyuna bakılarak normal gelişmesi değerlendirilmelidir. İştahsız çocuklarda sofra düzeni nasıl, yemek lezzeti nasıl, devamlı aynı yiyecekler mi veriliyor, öğün aralarında abur cubur tüketim var m, sık meyve suyu içiyor mu, 500cc günlük süt içmek, fazla miktarda şekerli besin tüketimi var mı, yemek öncesi sıvı alımı araştırılmalıdır.

Erken yaşlarda aşırı kilo alımının sonuçları uzun vadeli, fiziksel ve psikolojik boyutludur. Diyabet, kalp hastalıkları, HT bazı kanser türleri riski vardır. Çok sık abur cubur tüketen, düzensiz beslenen, hareketsiz yaşayan, çok televizyon seyreden, bilgisayar başında zaman geçiren, yağlı beslenen çocuklarda şişmanlık riski artar. Güne iyi bir başlangıç için kahvaltı çok önemlidir. Güne zinde başlamak ve gün boyunca sürdürdüğümüz faaliyetlerimizde anlama, odaklanma, verimli çalışma üzerinde kahvaltının çok büyük etkisi vardır. Kahvaltı alışkanlığı olmayan çocuklarda en sık sorunlar dikkat azlığı, öğrenmede zorlanma, problem çözmede güçlük,fiziksel güç azlığına bağlı kas koordinasyonunda azalmadır. Çocukların örnek aldıkları bireyler anne ve babalardır. Çocuğuna sağlıklı beslenme alışkanlığını kazandırmak için ebeveyn evde kahvaltı etmelidir. Tüm aile bireylerinin bulunacağı bir kahvaltı sofrası hazırlamak kahvaltı alışkanlığı kazandırmak için ilk adımdır. Kahvaltıda sevmediği yiyeceklerin değişik şekilde sunumu (yumurta-omlet, peynir-tost, süt, yumurta – krep) sağlanmalıdır. Süt içmeye direnç gösteren çocuklarda süt yerine diğer süt ürünleri tercih edilmelidir (2 kibrit kutusu peynir = 1 su bardağı süt = 1 su bardağı yoğurt). Eğer çocuk karnını sadece sütle doyurmayı tercih ediyorsa, bu durumda diğer besin gruplarının eksikliğine bağlı sağlık sorunları oluşabilir. Özellikle çok süt içen çocuklarda en sık görünen sorun Fe eksikliği anemisidir. Sütün tüketildiği zaman ve biyo yararlılığı arasında bir bağ yoktur. Fakat öğün öncesinde tüketilirse iştahsızlık yapar. Gece içiliyorsa diş çürüklerine sebep olabilir. Eğer gece süt içiliyorsa mutlaka ağız çalkalanmalıdır. Fast food tüketimi de bu yaşlarda artar buna dikkat edilmelidir. Kola, gazoz gibi içecekler, ketçap, mayonez hem katkı maddeleri çok olan hem de besin değeri hiç içermeyen kalori değeri yüksek yiyeceklerdir. Karbonhidrattan zengin, rafine gıdaların yenmesi normal bağırsak florasını bozarak probiotik etkilerinin ortadan kalkmasına neden olurlar. Ayrıca vücudumuzdaki omega 6, omega 3 normal oranının omega 6 lehine bozulmasına neden olurlar. Bu oran normalde 1/1 iken, bu tarz bir beslenme ile 50/1 olmaktadır. Buda omega 3 yağ asitlerinin koroner kalp hastalıklarına,hipertansiyon, tipz, romatizma, ra ve çeşitli kanserleri engelleyici etkisinin ortadan kalkmasına neden olur.

Özellikle son 50 – 100 yıl içinde doğal olmayan, işlenmiş ve katkı konulmuş gıdalar, margarin gibi kimyasal yolla katılaştırılmış, ayçiçeği, mısır özü gibi sıcak preslenmiş sıvı yağlar aşırı şekilde kullanılmaya başlamış buna karşılık taze sebze, meyze ve tencere yemeklerinin tüketiminde belirgin azalma olmuştur.

Vücudumuza uyumsuz, beslenme sonucu omega 6/omega 3 oranının bozulması nedeniyle şişmanlık, diyabet, karoner kalp hastalığı, hipertansiyon, ülser, astım, romatizma, kanser son yıllarda müthiş artış göstermiştir.

Günümüzde Akdeniz tipi beslenme en sağlıklı beslenme biçimi olarak kabul edilmektedir.

Akdeniz tipi beslenme içeriği günde yağ 1 – 3 yemek kaşığı, şeker 1 – 2 yemek kaşığı, süt – yoğurt – peynir 2 – 3 porsiyon, et – tavuk – yumurta 1 – 2 porsiyon, sebze 1 – 3 porsiyon, meyve 1 – 2 porsiyon, tahıllar 4 – 6 porsiyon şeklindedir.

Sağlıklı büyüme için su, protein, yağ, karbonhidrat, makromineraller, mikromineraller, vitaminler flavonoidler gibi bütün gıda unsurları optimal olarak diyette bulunmalıdır. Temiz hava ve spor ise beslenmenin tamamlayıcı unsurlarıdır.