ÖdevlerSAĞLIK EĞİTİMİ

DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

Davranış Bozukluğu

Davranış bozukluğunun temel özellikleri başkalarının temel haklarına saldırıldığı ya da içinde olunan içinde olunan yaşa uygun olarak başlıca toplumsal değerlerin ya da kuralların hiçe sayıldığı, tekrarlayıcı bir biçimde ve sürekli olarak görülen bir bozukluktur.

BELİRTİLERİ :

1- Çoğu zaman başkalarına gözdağı vermek, korkutmak ve üstünlük taslamak, kabadayılık.

2- Çoğu kez kavga ve dövüş başlatmak.

3- Sopa, taş, kırık şişe, şiş, bıçak, tabanca gibi başkalarına ciddi bir biçimde fiziksel olarak zarar vermek, yaralamak.

4- İnsanlara fiziksel olarak acımasız davranmak.

5- Hayvanlara fiziksel olarak acımasız davranmak.

6- Diğer insanlara saldırarak soyma, hırsızlık, silahlı soygun yapma.

7- Cinsel olarak diğer insanları taciz etme, zorlama.

8- Yangın çıkarma.

9- Başkalarının eşyalarına zarar verme, kırma, dökme.

10-Başka insanların evine arabasına zorla girme.

11-Bir çıkar sağlamak ve sorumluluktan kaçmak için çoğu zaman yalan söyleme.

12-Başka insanların değerli eşyalarını çalma.

13-Mağazalardan kimse görmeden mal çalma, sahtekarlık.

14-Onüç yaş öncesinden başlayarak ailenin yasaklarına karşı çoğu zaman geceyi dışarda geçirme.

15-Onüç yaşından önce başlayarak çoğu zaman okuldan kaçma, kuralları ciddi biçimde bozma.

16-Onsekiz yaşından sonra antisosyal davranışlar gösterme.

Yukarıdaki tanı ölçütünün, son 6 ay veya 1 yıldır, en az üç tanesi olması halinde davranış bozukluğu teşhisi konulur.

EŞLİK EDEN ÖZELLİKLER VE BOZUKLUKLAR

Davranış bozukluğu olan kişiler, diğer insanların duygularını, arzu, istek ve beklentilerini umursamazlar ve empati yapamazlar. Saldırgan bireyler, belirsiz ortamlarda diğerlerinin niyetlerini düşmanca ve tehdit edici olarak algılarlar. Saldırgan tepkiler verip, bu tepkilerinde de haklı ve mantıklı olduklarına inanırlar. Bu bireyler katı, arsız olup, duruma uygun suçluluk ve pişmanlık duyguları da göstermezler. Çoğu kez arkadaşlarını ele verip, kendi suçları nedeniyle başkalarını suçlarlar. Güçlü görünmeye çalışırlar ama kendilerine güvenleri genelde düşüktür. Öfke atakları, irrite – gergin hal, engellenmeye karşı tolerans düşüklüğü ve sık sık kaza yaptıkları görülebilir. Okul başarıları yaşa ve zekaya göre beklenen düzeyin altındadır (okuma ve sözel becerilerde sıklıkla). İntihar düşünceleri ve intihar girişimleri, rastgele cinsel ilişkilerle hastalık taşıma ve okuldan atılmalar görülür.

Anne ve babanın reddi ve ihmali, huysuz bebeklik dönemi bakımında ve eğitiminde tutarsızlıklar ve baskı, fiziksel ve cinsel sömürü – dayak – denetim eksikliği, çocuğun sınırlarının çizilmemesi, bakım veren kişilerin sık sık değişmesi, ailedeki büyüklerin sayısının fazla olması, suçlu çocuk gruplarıyla arkadaşlık etme de, aileden kaynaklanan bozukluklardır.

Davranış bozukluğu son 10 – 20 yılda artmıştır ve kentlerde daha sık görülmektedir. Erkek çocuklarda görülme sıklığı biraz daha fazladır. (18 yaşın altındaki erkeklerde % 6 – 16, kızlarda ise % 2 – 9 arasında değişir)

Antisosyal Davranış Bozukluğu :

1- Başkalarının mallarına ve bedensel bütünlüklerine yönelik saldırgan ve duyarsız davranışlar.

2- Başkalarının alanlarına, sınırlarına yönelik mesafesizlik, saygısızlık.

3- Dürtüsellik, dürtülerine göre harekete geçme. Bu insanların uzun vadeli planları olmaz, kısa planlar yaparlar. O anda akıllarından geçtiği gibi davranırlar.

4- Duygu ve öfke patlamaları. Aniden dürtüsel olarak veya önemsizde olsa, bir nedene bağlı olarak bağırıp çağırıp kavgaya girişebilirler.

5- Duyarsızlık. Bu insanlar başka insanların yaşamlarında yol açtıklarıhasarlara karşı duyarsızdırlar. Pişmanlık duymazlar.

6- Yalan söyleme ve hırsızlık. Yalan söyleme ve hırsızlık aslında aynı şeylerdir; yani gerçeği çalmaktır. Kendi dünyalarından dışlamak için gereksiz ortamlarda dahi yalan söylerler. Hırsızlıkları çok yoğun değildir. Genelde sabıka almazlar.

7- Kendine duyarsızlık. Sorumsuz araba kullanmak gibi davranış bozukluğu gösterirler. Kendi başlarına gelebilecek olumsuzlukları da umursamazlar.

Bu insanlarda samimiyetin doğal olmayan bir kısmı ” mesafesizlik ” vardır. Çocukluk öykülerinde iletişim kopukluğu, kurallara uymama, evden kaçma gibi hikayeler vardır. Henüz ergenlik çağına gelmemiş gençlerse hemen ” kişilik bozukluğu ” tanısı konmalıdır.

8- Kurallara ve otoriteye baş kaldırma ve uymama vardır. Genel kuralları çiğnerler ve öfke patlamaları ile karşı çıkarlar. En yoğun duyguları öfkedir. Bu öfkeyi maskelemezler ve toplumsal sorunlar yaratacak şekilde dışa vururlar.

Bu kişilerde sevgi arayışı ve kabul edilme önemlidir. Kendilerini algılayamaz, anlayamaz ve kendileriyle ilişki kuramazlar.

Diğer belirtiler :

• Öfke patlamaları, kurallara itaatsizlik, hırsızlık, yalancılık

• Vicdansızlık

• Kendisine güçlü görünme isteği. Dışarıdaki insanlara öfke ile güçlü göründüklerini varsayarak, içlerinde güçlü olduklarını sanırlar.

• Ortamı bilgi ile değil, agresyon gerilimi ile kontrol etmek isterler.

• Kendilerini anlamaktan uzak ve her problemde çözümü dışarda arayan kişilerdir. Öfkeyi dış dünyaya akıttıkça kendini savunmuş olur; ama daha çok öfkelenerek bir kısır döngünün içinde kalır. Köşeye sıkışmış hisseder, riske girer, çaresizliği ve çözümsüzlüğü hep öfke nedeniyledir.

• Bu insanların öfkesini bastırıp yenebilen tek duygu kaygıdır. Kaygı yaşarlarsa öfkeleri sönebilir.