Genel SağlıkHABERLER

BESLENME VE KANSER

En önemli sağlık sorunlarından biri olan kanserde beslenmenin rolü yadsınamaz. Kanser haftası olarak kabul edilen şu günlerde Hisar Intercontinental Hospital Diyetisyeni Canan Öcal Kuzum kanser ve beslenme konusuna dikkat çekiyor.

Basitçe anormal hücrelerin kontrolsüz bölünmesi ve çoğalması olarak tanımlanan kanser hastalığının vücutta ortaya çıkmasına neden olan pek çok unsurun yanı sıra beslenme alışkanlıkları da büyük önem taşıyor.

Beslenmenin temel yapı taşlarını oluşturan protein, yağ ve karbonhidratların gereğinden fazla alımı ile ortaya çıkan obezitenin, pek çok hastalığın yanı sıra kansere neden olan unsurlar arasında da yer aldığını söyleyen Hisar Intercontinental Hospital’ın diyetisyeni Canan Öcal Kuzum, şişmanlıkla ilgili kanser türlerini söşle sıralıyor: Kadınlarda; meme, uterus, sindirim sistemi, böbrekler, erkeklerde ise kolon, rektum ve prostat kanseri.

Hisar Intercontinental Hospital’ın diyetisyeni Canan Öcal Kuzum beslenmenin üç önemli yapı taşı ile ilgili şu bilgileri veriyor:

Beslenmenin temel yapı taşlarından olan proteinler hayvansal ve bitkisel kökenli olarak iki yolla alınır. En kolay bulunabilen protein kaynakları et, tavuk, balık, yumurta, süt ve kuru baklagillerdir. Günlük alınan diyet yeterli miktarda elzem aminoasit ve azot içermelidir. Büyüme döneminde ve onarımın hızlı olduğu dönemlerde vücutta protein gereksinimi artmaktadır. Hayvansal kaynaklı yiyeceklerin aminoasit örüntüsü vücut için daha uygundur. Bitkisel kaynaklı proteinler, lisin, triptofan, kükürtlü aminoasitlerden kısıtlıdır. Meme ve sindirim sistemi kanserleri total protein alımıyla, meme kanserleri ise hayvansal kaynaklı protein alımıyla ilgilidir. Hayvansal kaynaklı protein alımının artması, yağ ve enerji miktarlarındaki artışı da getirmektedir.

Yağlar vücuda en yüksek enerji veren besinlerdir. Vücutta depolanırlar ve gereksinim durumunda enerji için kullanılırlar. Elzem yağ asitleri ve yağda eriyen vitaminler (A,D,E,K) yağlarla alınırlar. Kaynakları hayvansal yiyecekler (çeşitli etler, yumurta, süt) bitkisel yiyecekler (yağlı tohumlar, kuruyemişler) işlenmiş yağlar (tereyağı, zeytinyağı, mısırözü, ayçiçeği, kuyrukyağı) doyurulmuş bitkisel yağlardır (margarinler). Diyette alınan yağ oranı arttıkça akciğer, kolon, rektum, meme, prostat kanser riski de artmaktadır.

Yağ asitlerinin bulunduğu besin gruplarını da şöyle özetleyebiliriz:

Doymuş yağ asitleri: tereyağı, yumurta, soya, sert margarinler,

Tekli doymamış yağ asitleri: Zeytinyağı

Çoklu doymamış yağ asitleri: Ayçiçek yağı, mısırözü yağı, pamuk yağı ve bazı yumuşak margarinler

İnsan vücudunun temel enerji kaynağı olan karbonhidratları, monosakkaritler, disakkaritler, oligosakkaritler, polisakkaritler (posa) şeklinde alt gruplara ayırabiliriz. Karbonhidrat kaynaklarını ise şöyle sıralayabiliriz: Rafine şeker (çay şekeri, şekerli içecekler, reçel), tahıllar (buğday, pirinç, mısır), kuru baklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek), yumrulu sebzeler ve meyveler.

Kanser riskini azalttığı bilinen posalı yiyeceklerin diğer faydalarını şöyle sıralayabiliriz:

*doygunluk hissi verir, enerji alımını düzenler,
*kan şekerinin ve kolestrolün yükselmesini önler,
*kolonda su tutumunu artırarak dışkı hacmini artırır,
*amonyak ve bazı yabancı maddelerin atılımını artırır,
*bağırsak florasını oluşturan bakterilerin çoğalmasını sağlar.

WHO ya göre günlük enerjinin %50-%70 kadarı karbonhidratlardan gelmelidir, posa miktarı da 14-24 gr olmalıdır.

Canan Öcal Kuzum
Diyetisyen
Hisar Intercontinental Hospital