Genel SağlıkHABERLER

“2015’DE HEDEF: BEYİN ÖLÜMÜ TESPİTLERİNDE BAĞIŞ ORANINI YÜZDE 50’YE ÇIKARMAK”

“Hayat Verenler ile Hayata Tutunanlar”

Çanakkale’de Buluştu, Organ bağışı ve organ nakli için hedefler konuşuldu:

Organ bağışının önemine dikkat çekmek ve organ naklinde yaşanan gelişmeleri paylaşmak amacıyla Çanakkale Sağlık Müdürlüğü, Bursa Sağlık Müdürlüğü, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Acıbadem Sağlık Grubu ve Bursa Dardanel Diyaliz Merkezi, 06 Eylül 2012 Perşembe günü, Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde ‘Hayat Verenler ile Hayata Tutunanlar’ adı altında bir sempozyum düzenledi. Hastalar, hekimler ve çok sayıda bürokratı bir araya getiren sempozyumda, alanında uzman yaklaşık 40 hekimin katılımıyla organ bağışı ile organ nakli konusunda son dönemde dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler anlatıldı. Sempozyuma, böbrek ve karaciğer bağışında bulunanlar, nakli olanlar ile organ nakli bekleyen hastalardan oluşan yaklaşık 150 kişi katıldı.

Sempozyumun açılışında konuşan Çanakkale Vali Vekili Hüseyin Kulözü, “İl Sağlık Müdürlüğümüz çok hayırlı ve kutsal bir toplantı düzenlemiş oluyor, ben de burada bulunmaktan ötürü mutluluk duyuyorum. Son yıllarda organ ve doku nakli ihtiyacı olan hastaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Ancak organ bağışı çok yeni bir konu. Henüz bu konudaki duyarlılığımızı çok artıramadık. Ama her konuda olduğu gibi bu konuda da istenilen düzeye geleceğimizi ümit ediyoruz” diye konuştu.

2900 BÖBREK NAKLİNİN YÜZDE 75’İ CANLI VERİCİLERDEN

Sempozyumda bir konuşma yapan Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Arif Kapuağası ise, yıllardır organ naklinde iki büyük sorun yaşandığını belirterek, “Bunlardan birincisi beyin ölümü vakalarının yeterince bildirilmemesiydi. İkincisi ise kadavradan bağışı artıramamaktı. Geçen yıl 2900 böbrek nakli yapıldı, bunların yüzde 75’i canlıdan alınan böbreklerle gerçekleştirildi. Oysa biz bu nakillerin yüzde 75’ini kadavradan yapabilmeyi isterdik” dedi. Son yıllarda halka ve hekimlere yönelik eğitim çalışmaları sayesinde beyin ölümünün daha yüksek oranlarda bildirildiğine dikkati çeken Dr. Arif Kapuağası, “Bizim 2015 yılında öncelikli hedefimiz beyin ölümü tesbitinde yüzde 25 düzeyinde olan kadavradan aile bağışını yüzde 50’ye çıkarmaktır. Burada başta medya olmak üzere, halkımıza, hekimlerimize ve bizlere büyük görev düşüyor” dedi.

ORGAN BAĞIŞLAYANLARIN BAĞIŞLARI ADALETLİ BİR SİSTEMLE DAĞITILIYOR

Çanakkale ilinin bölgenin amiral gemisi durumunda olduğunu, bunun da yüksek beyin ölümü bildirimi, yüksek kadavra bağışıyla, insanların kültürel, sosyo ekonomik yapısıyla açıklanabileceğine işaret eden Dr. Arif Kapuağası şu bilgileri verdi:

“Organ naklinde en büyük sorunumuz organ bağışının artmamasıdır, kadavra organ bağışında sıkıntılar yaşanıyor. Çanakkale bu bölgenin amiral gemisidir. Burada çalışan ekip en çok beyin ölümü bildiren ekiptir. Bu bölgeye gelmeyi biz özellikle istedik, burada özveriyle çalışan arkadaşlarımızı tebrik etmek istedik. Aynı şekilde Bursa, İzmir, Antalya illerimiz de bu alanda ön plana çıkmaktadır. Kadavradan bağıştaki sıkıntıları İspanya aşmış durumdadır. Orada bağışların yüzde 85’i kadavradan sağlanıyor. Biz de 2015 yılı hedefimizi yüzde 50’ye çıkarmak için yoğun çalışmalar yapıyoruz. Toplumun sosyo kültürel yapısı, bazı farklı inanışlar, insanların özellikle aile, çevre baskısı, organ bağışlarsam ne derler korkusu bağışçı olmalarını engelliyor. Dini inançlarının bağışlamalarına engel olduğunu belirtiyorlar, ancak dini yetkililer de organ bağışlamakta sakınca olmadığını açıkça ve ısrarla vurguluyor. İnsan canlıyken organlarını bağışlıyor, bir yakını vefat ettiğinde neden organ bağışına izin vermesin?”

BAĞIŞLANANDAN FARKLI BİR ORGAN ALINMIYOR

Organ bağışında çok önemli buldukları iki konuya da vurgu yapan Dr. Arif Kapuağası, şunları söyledi:

1- Organ nakliyle uğraşan ekiplerimiz hiçbir zaman kişilerin bağışladıkları organın dışında bir organı almazlar.

2- Organ nakli sözkonusu olduğunda kimseye ayrım yapılmaz. Organ bağışlandıktan sonra sistem devreye girer, kimin acil ihtiyacı varsa, listeden bakılır ve organ o merkeze gönderilir. Vatandaşımız ‘ben organlarımı bağışladım, birilerine gidiyor’ dememelidir. Çünkü adaletle işletilen bir sistemimiz vardır. Basındaki haberlerden de izlediğinizde nakil yapılan vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun ekonomik düzeyi daha düşük kişilerden oluştuğunu görebilirsiniz.

TÜRKİYE HEDEFİMİZİ ÇANAKKALE TUTTURDU

Türkiye’nin dünyada en çok nakil yapan ülkeler arasında yer aldığını, ABD ve Avrupa’dan canlı nakil olmak için ülkemize gelen birçok hasta bulunduğunu ifade eden Dr. Arif Kapuağası, “Almanya’dan daha fazla nakil yapıyoruz. Fransa ile başa baş gidiyoruz. Bizim sıkıntımız tekrar vurgulamam gerekirse kadavradan bağışı artıramamaktır. Ancak Çanakkale ilimiz bu başarıyı sağlamıştır. Çanakkale’de beyin ölümü bildirilen vakaların yüzde 50’si aile bağışıyla sağlanıyor. Bu ilimiz Türkiye 2015 hedefimizi tutturmuş bulunmaktadır” dedi.

Çanakkale’deki çalışmalar hakkında bilgi veren Çanakkale Devlet Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Azem Ülkü, uzun yıllardır sürdürdükleri eğitimler ve bilinçlendirme çalışmaları sayesinde Çanakkale’de kadavradan bağışı artırabildiklerini vurguladı. 2002 yılından beri ilde organ nakli koordinatörü olarak çalıştığını belirten Dr. Azem Ülkü, “Organ naklinde ekip çalışması çok önemlidir. Eğer biz bir başarı sağladıysak valimizden memurumuza kadar tüm kademelerde hepimizin organ bağışına inanmamız, işimizi titizlik ve özenle yapmamızın etkisiyledir. Bu alana bir katkıda bulunabiliyorsak ne mutlu bize” diye konuştu.

BEYİN ÖLÜMÜ VAKALARININ ÜÇTE BİRİ ÇANAKKALE’DEN BİLDİRİLİYOR

Bursa’daki çalışmalar hakkında bilgi veren Organ ve Doku Nakli Bursa Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlu Hekimi Dr. Yavuz Selim Çınar ise, halkı bilgilendirmenin yanı sıra yoğun bakım hekimleri, beyin cerrahları ve nörologların, diğer sağlık personelinin eğitimine de büyük önem verdiklerini söyledi. Beyin ölümü vakalarının doğru bildirilmesinde hekimlerin bilgili olmasının önemine işaret eden Dr. Yavuz Selim Çınar, “Bölgemizdeki beyin ölümü vakalarının üçte biri Çanakkale ilimizden çıkıyor. Bunun altyapısında ise başta hekimlerimiz olmak üzere, okullarda, Kur’an kurslarında, milli eğitim müdürlüğü ve il müftülüğümüzle birlikte yaptığımız eğitim çalışmaları yer alıyor” dedi.

Acıbadem Bursa Hastanesi Karaciğer Nakli Sorumlusu Prof. Dr. Remzi Emiroğlu, eskiden insanların nakil ameliyat olmak için yurtdışına gittiklerini ancak artık Türkiye’nin organ nakli ameliyatlarında tercih edilen bir ülke olduğunu belirterek, “Irak’tan hastalarımız geldi, nakil yaptık. Nereden nereye geldik. Canlıdan nakil çok zor bir iş. Avrupa ve ABD’de bu konuda çok tecrübe yok, o yüzden Türkiye’yi tercih ediyorlar. Hepimizin tercihi kadavradan yapmaktır, ancak bu konuda yeterince bilinç oluşmadığı için canlıdan nakil yapmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu. Acıbadem Bursa Hastanesi’nden Nefroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Çelik de, organ nakli hakkında şunları söyledi: “10 yıl önce ciddi komplikasyonların olduğu böbrek nakilleri artık cerrahi olarak kolaylaştı. Cerrahinin ve ilaç tedavilerinin çok gelişmesiyle birlikte, artık organ nakli olan kişilerin yaşam kalitesi sağlıklı insanlardan farklı olmuyor. Cerrahın çok önemi var, nefroloğun çok önemi var. Görünmeyen kahramanlar yoğun bakım hekimleri ve koordinatörlerdir. Onların başarısı organ naklinin başarısını direkt etkilemektedir.”

Sempozyumda, vakalar ve örneklerle organ bağışının önemine dikkat çekilerek, organ nakliyle ilgili merak edilenler anlatıldı. Ayrıca siyasi parti il başkanları ile bürokratların da davetli olarak yer aldığı sempozyumda, Avustralya Konsolosu Nicholas Sergi de katıldı ve kendisine plaket verildi.