Genel SağlıkHABERLER

TEDAVİDEKİ DÖRT TREND

Kişiden alınan kıkırdak hücrelerinin laboratuvarda çoğaltılarak hasarlı alana nakledilmesi ve kök hücreden kıkırdak elde etmek, eklem hastalıklarının tedavisindeki son trendlerden

Eklem kıkırdak sorunları, genç yaşlardan itibaren ortopedi polikliniklerinin sık görülen hastalık grubunu oluşturuyor. Diz önü ağrısı, kısmi kıkırdak kaybı, eklem kıkırdağı hasarıyla yaşa bağlı kireçlenme en sık görülen rahatsızlıklardan. Bu sorunlar; yol açtığı ‘şiddetli ağrı’ ve ‘hareket kabiliyetini’ kısıtlaması gibi sorunlar nedeniyle hastanın yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürebiliyor. Neyse ki günümüzün tedavi yöntemleri sayesinde hastaların kaliteli bir yaşam sürmeleri sağlanabiliyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi’nden ortopedi ve travmatoloji uzmanı Doç. Dr. Özgür Çetik, eklem hastalıklarının tedavisi hakkında bilgi verdi.

1- Gıda destek ürünleri hareket kabiliyetini artırıyor: Glikozaminle kondroitin içeren ve besin katkı maddesi adıyla piyasada bulunan kıkırdak destekleyici ürünler, günümüzde revaçta. Tamamen doğal maddelerden elde edilen bu ürünler, yaygın kireçlenmesi bulunan hastaların yüzde 60’ında fayda sağlayarak ağrıyı azaltıyor ve hareket kabiliyetini artırıyor. Bu ürünlerin tek yan etkisiyse, diyabet hastalarında kan şekerini yükseltmesi. Bu nedenle diyabet hastalarında kullanılması önerilmiyor.

2-PRP tedavisi ağrı ve şişme ataklarını azaltıyor:

Zenginleştirilmiş plazma tedavisi, ortopedide tendon ve bağ iyileşmesi amacıyla kullanılıyor. Ayrıca yaygın eklem kıkırdağı hasarlarının tedavisinde çok yeni bir yöntem olarak uygulanıyor. PRP tedavisinde kişinin kendisinden alınan 30-50 cc. civarındaki kan, özel bir alet yardımıyla, içerisine hiçbir katkı maddesi konulmadan birkaç dakika içerisinde ayrıştırılıyor. Bu kandan 5-7 cc. civarında, içerisinde yoğun iyileştirme ve ödem azaltıcı faktörlerin bulunduğu zengin plazma elde ediliyor ve hasarlı ekleme enjekte ediliyor. Yöntem birkaç kez tekrarlandığında artroza bağlı oluşan ağrı ve şişme ataklarını azaltıyor. Bu sayede protez uygulama yaşı ileri alınırken, hastaya birkaç sene kazandırılıyor.

3-Kıkırdak hücresi kültürü orijinal kıkırdak sağlıyor:

Kişinin kendisinden alınan kıkırdak hücresi, laboratuvar ortamında çoğaltılarak, operasyonla hasarlı alana naklediliyor. Maliyet yüksek olsa da, vücudun başka bir yerinden kıkırdak almayı gerektirmiyor. Ayrıca hasta ameliyat sonrasında daha az ağrı duyuluyor.

4-Artroplastiyle eklemler yenileniyor:

Artroplasti, eklemin bozulan yüzeyinin çıkarılıp kısmi veya tam protez uygulanması işlemine deniyor. Eklemin işlevini tümüyle yitirdiği durumlarda organın değiştirilmesi (Total eklem artroplastisi) yöntemine başvuruluyor. Son yıllarda ileri yaşlı hastalarda eklemde kısmi hasar olduğunda sadece hasarlı alana uygulanan kısmi yüzey değiştirme protezleri sık olarak kullanılmaya başlandı. Bu kısmi protezlerin avantajı, küçük cerrahi kesilerle yapıldığı için iyileşme süresi kısa oluyor. Ayrıca ileride gerekebilecek total eklem protezine engel oluşturmuyor.

DiZ ÖNÜ AĞRISI

Eklemlerle ilgili en sık görülen şikayeti diz önü ağrısı oluşturuyor. Genellikle 25-45 yaş aralığında, masa başı çalışan ve düzenli spor yapma alışkanlığı bulunmayan kişilerde görülüyor. Diz önü ağrısı ‘kondromalazi patella’ olarak ifade edilen diz kapağı kıkırdağının yumuşaması sonucu gelişiyor. Yapısal bozukluk yoksa, en sık uyluk ön kas grubunun zayıf olması nedeniyle ortaya çıkıyor. Doğru tedavi edilmezse uzun vadede kıkırdak kaybına yol açabiliyor. Çoğunlukla kas güçlendirici egzersizlerle tedavi edilebiliyor.