Genel SağlıkHABERLER

EBELİK EĞİTİMİ LİSE DÜZEYİNE Mİ ÇEKİLİYOR

Türk Ebeler Derneği Başkanı Yardımcı Doç. Dr. Nazan Karahan, “Yapılan düzenlemelerle ebelik eğitimini yeniden sağlık meslek lisesi düzeyine çekilmek isteniyor” dedi.

Ülkemizde ebelik eğitimi, 1992 yılında YÖK ve Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan protokol gereğince, üniversitelerin Sağlık Yüksekokulları ya da Sağlık Bilimleri Fakültelerine bağlı Ebelik bölümlerinde sürüyor. Tüm ülke genelinde ise 31 adet ebelik bölümü bulunuyor. Türk Ebeler Derneği Başkanı ve Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölüm Başkanı Yardımcı Doç. Dr. Nazan Karahan, “Son yıllarda ebelik okullarının kapatılması çalışmasının başlatıldığını, bazı yüksekokulların öğrenci alımını durdurduğu, bazı yüksekokulların öğrenci almamak için başvuruda bulunduğunu üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Bu duruma, sahada ülkemiz gereksinimlerinden daha fazla sayıda ebenin çalışması, ebe fazlası nedeniyle iş bulamayan ebelerin hemşirelerin alanda çalışması ve yüksekokullarda alt yapı ve akademisyen yetersizliği gerekçe olarak gösteriliyor” açıklamasında bulundu. Başkan Karahan, durumun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Sağlık Dergisi

ikâyetlerini Dilekçelerle Anlatacaklar

Ebeler, sağlık meslek yüksek okullarındaki ebelik bölümlerinin kapatılmasını protesto etmek için dilekçe kampanyası başlatıyor. Konu hakkında Sağlık Dergisi’ne konuşan Türk Ebeler Derneği Başkanı ve Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölüm Başkanı Yardımcı Doç. Dr. Nazan Karahan, kampanya hakkında şu bilgileri aktardı, “İki ayaklı bir kampanya bu. İlk ayağında ebeler, Sayın Başbakanımıza, Sayın Sağlık Bakanımıza sorunlarımızın çözülmesi için, Cumhurbaşkanımızın Sayın Eşi’ne ve Kadından Sorumlu Devlet Bakanına da desteklerini istemek için dilekçelerini yollayacaklar. Diğer ayağı ise her yaştan kadınlarımız ebeleri geri istediklerini gösteren dilekçelerini Sağlık bakanına yollayacaklar. Hedefimiz her ailenin bir aile hekimi olduğu gibi, bir aile ebesi olmasını sağlamak, yasamızın bir an önce çıkarılması ve bağımsız rollerimizin tekrar kazanılması. ”

Ebelik Eğitimi Üniversite Düzeyinde Sürmelidir.

Ebelik eğitiminin üniversite düzeyinde olması gerektiği gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kabul gördüğünü belirten Karahan, “Ebelik eğitimi yasa ve yasa niteliğindeki direktiflerle hükme bağlanmıştır. Ülkemizin de onay verdiği, Dünya Sağlık Örgütü Genel Kurul Tavsiye Kararları ve Münih Deklerasyonu (2000) bu konu ile ilgilidir. Ayrıca Avrupa Birliği’nin ebelikle ilgili 80/155/EEC sayılı konsey direktifleri de, ebelik eğitiminin lisans düzeyinde olması gerektiğini işaret ediyor” dedi.

Dünyada Ebelik Eğitimi

Dünyada ebelik eğitimi incelendiğinde iki modelin görüldüğünü aktaran Karahan, “İlk modelde, lise mezunları için tam gün esasına dayalı en az 4 yıl süreli teorik ve pratik eğitim ile ebe oluyor. İkinci modelde ise, genel bakımdan sorumlu hemşireler, en az 2 yıl veya 3 bin 600 saatlik tam gün süreli eğitim alarak ya da 18 ay veya 3 bin saatlik eğitim ve yetkili kurum tarafından düzenlenen, bir yıl meslekî uygulama yapıldığını gösteren sertifika programı ile ebe olabiliyorlar” bilgilerini aktardı.

Türkiye’de Ebelik Eğitimi

Türkiye’de ilk modele uygun olarak sürdürülen ebelik eğitiminin Avrupa Birliği uyum sürecinde güncellendiğini belirten Karahan, öğretim ve araştırma görevlisi düzeyinde ebe akademisyen bulunan okullarda, fizik ve akademik koşullar yetersiz olduğunu dile getirdi. Bu okullarda yönetim ve eğitim hizmetleri çoğunlukla hemşire akademisyenler tarafından sürdürüldüğünü söyleyen Karahan, ebe akademisyen yetişebilmesi için yüksek lisans eğitiminin yaygınlaşması ve doktora programlarının açılabilmesi gerektiğini kaydetti. Uluslararası düzeyde uzaktan eğitimle tamamlanabilen ebelik doktora programları bulunduğunu bildiren Başkan Karahan, “Ülkemizde doktora programlarının bir türlü açılamaması, ebe akademisyen sayısının azlığını bir kısır döngü haline getirdi. Büyükşehirlerde bile yüksekokulların ebelik bölümlerinde ciddi kadro sıkıntıları yaşandığı bilinen bir durumdur” dedi.

Ebelik Eğitimi Lise Düzeyine Mi Çekiliyor?

Her mesleğin eğitiminde, tam bir yapılanma sağlanıncaya kadar bir takım sıkıntılar yaşanabileceğine işaret eden Karahan, “Bu sorunların çözülmesi için çalışmak yerine, sorunları gerekçe göstererek okulları kapatmak iyi niyetli bir davranış olarak görülmüyoruz. Ebelik bölümlerinin fiziki koşullarının düzeltilerek, kadro tahsisi yapılması ve lisansüstü programların yaygınlaştırılması gerekirken, bu durumu gerekçe gösterip okulları kapatmak çözüm müdür? ” şeklinde konuştu. Karahan, yapılan düzenlemelerin ebelik eğitimini yeniden sağlık meslek lisesi düzeyine çekilmesinin hedeflendiğini söyledi.

Yasal Düzenlemelerle Ebelerin Yetki Ve Sorumlulukları Belirlensin

Ebelerin kendi istekleri dışında hemşirelik alanında istihdam edildiğini söyleyen Karahan, “Ebelerin hemşirelik alanında çalışması, ülkede ebe fazlası olmasından daha çok sistemdeki boşluklardan kaynaklanıyor. Bu nedenle ebelerin büyük bir çoğunluğu yıllardır hemşireliğe ait alanlarda çalışarak mesleklerinden koptu” şeklinde konuştu. Ebelik alanında çalışan çok sayıda hemşire olduğunu da belirten Karahan, “Bu durumun en çok ebelik mesleğine zarar verdiği gerçeği, ülkemizde ebelik hizmetlerinin durumuna bakıldığında açıkça ortadadır. Çözüm ebelik okullarını kapatarak ebe sayısını azaltmak değil, ebenin hemşire olarak, hemşirenin ebe olarak görevlendirilmesinin önüne geçmektir” dedi. Karahan, çözümün gerekli yAsal düzenlemelerin bir an önce yapılarak ebelerin yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi olduğuna işaret etti.

İstatistikler Düzenlenirken Hemşirelik Yetkisi Alan Ebe Sayısı Göz Önüne Bulundurulmadı

Ebelerin uzun yıllardır hemşireliğe ait dâhili ve cerrahi birimlerde çalıştığını söyleyen Karahan, “2006 yılında değişen Hemşirelik Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca, hemşirelik yetkisi alarak görevlerini sürdürmektedir. Yüksekokulların ebelik bölümlerinin kapatılmasına zemin hazırlayan istatistikler düzenlenirken, hemşirelik yetkisi alan ebe sayısı göz önüne bulundurulmamıştır” dedi. Karahan, bu bilgilerin Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsan Gücü Durum Raporu, 2010’da görülebileceğini sözlerine ekledi.

Her Gebe Kadına Bir Ebe

Sezaryen doğumu azaltmanın yolunun, ebeyi sistem içinde etkinleştirmekten geçtiğini anlatan Yardımcı Doç Karahan, “Tüm gelişmiş ülkelerde bunun örnekleri mevcuttur. Kadınlarımız nitelikli ve kaliteli bir ebelik bakımını hak ediyor” dedi. aile hekimliği uygulamasında olduğu gibi ‘her gebe kadına bir ebe’ tahsis edilebileceğini söyleyen Karahan, “Uluslar arası Ebelik Konfederasyonu, Dünya Sağlık Örgütü ve UNİCEF, tüm dünyada ebe gereksinimi olduğunu ve ebelik mesleğinin mutlaka güçlendirilmesi gerektiğini beyanediyor. Ülkemizde ki çözülmemiş ana çocuk sağlığı sorunlarına rağmen ebe sayısının fazla olduğu ve ebelik okullarının kapatılması gerektiği düşüncesini yaymak toplum sağlığına nasıl etki edecektir? ” değerlendirmesinde bulundu.

“Hemşirelerle Uyum İçinde Çalışıyoruz”

Açıklamalarına “Mesleğimize saygı duyan ve eğitimimizde her türlü desteği veren hemşire hocalarımıza minnettarız ve onların ebelik tarihinin sayfaları arasında, sonsuz saygı ve teşekkür ile anılacağını biliyoruz” diyerek devam eden Karahan, “Ortak pek çok sorunu paylaştığımız hemşire arkadaşlarımızla, birlikte uyum içinde çalışmaktan mutluyuz. Ayrıca sahada birlikte çalıştığımız hemşire arkadaşlarımızın mesleğimizin bu zor günlerinde yanımızda olduklarını hissetmekten de büyük memnuniyet duyarız. Bunun aksi davranış ve söylemde bulunan kişilerin, talihsiz açıklamalar yaptığı düşüncesindeyiz” şeklinde konuştu.

“Mesleki Kimliğimizi Korumanın Gerekliliğine İnanıyoruz”

Karahan ayrıca şunalrı dile getirdi, “Bizler Türkiye’nin ebe ve hemşireleri, hekim dışı sağlık personelinin ortak sıkıntı ve sorunlarına birlikte çözüm bulmak için yan yana çalışmanın fakat mesleki kimliğimizi de korumanın gerekliliğine inanıyoruz. Bunun dışında, hemşire ve ebeleri birbiri ile çatışan iki meslek grubu gibi algılatmaya yönelik tutum ve davranışları kesinlikle onaylayamayız. ”