Genel SağlıkHABERLER

DÜNYADA BİR İLK!

Türk Nefroloji Derneği’nin yayınlarına göre şu anda kronik böbrek yetmezliği olan hastaların sayısı 19 bini aşıyor. Bilinen iyileştirici bir tedavi olmadığı için ilerleyen safhalarda hastalıklı böbreğin alınması ve dialize bağlanma gereği ortaya çıkabiliyor. Alime KALEBEK de bu insanlardan biriydi. Ancak o, bu hastalıktan kurtulmayı başararak dünyada bir ilk oldu.

Alime KALEBEK, 38 yaşında bir devlet memuru. Uzm. Dr. Duygu BİLGİNER ve Dr. Seçkiner GÖRGÜN’ün çalışmaları sayesinde bu hastalıktan kurtulan Alime Hanım’la bir röportaj yaptık.

Rahatsızlığınızı ilk olarak nasıl farkettiniz?

Alime Kalebek: “İlk olarak 2001 senesinin şubat ayında tansiyonum yüksek düzeyde seyretmeye başladı. Şikayetimden ötürü doktora gittim. Rahatsızlığımın nedeninin psikolojik olduğu düşünüldü ve bu yüzden bana antidepresanlar verildi. Bir müddet bu ilaçları kullandım fakat bir sonuç alamadım. Zamanla kolumda uyuşmalar, sırt ve bel ağrıları gibi şikayetler ortaya çıktı. Bunun üzerine başka doktorlara başvurdum. Doktorlardan biri böbreğimde bir sorun olabileceğini ve bunun kontrol edilmesi gerektiğini söyledi.”

Doktorlar nasıl bir tanı yöntemi izlediler?

Alime Kalebek: “Doktorlar göz dibi taraması yaptılar ve gözümde 2. dereceden retinopati olduğu anlaşıldı. Retinopati böbrek hastalığının imzası gibidir. Bu sonuçtan sonra böbreğimde bir sorun olduğu kesinleşmişti. Doppler ve sintigrafi tetkiklerinin ardından sağ böbreğimin normalden küçük olduğu anlaşıldı. Sol böbreğim, normal bir böbreğe oranla %92.5 işlevsellikte çalışırken sağ böbreğim sadece %7,5’luk bir oranla çalışmaktaydı. Sağ böbreğimde, normalde 12-16 mm kalınlığında olması gereken parankim dokusunun ise 4mm olduğu görüldü. Bu Sintigrafi ve dopler sonuçlarımın daha doğru değerlendirilebilmesi için IVP’ye girdim. IVP sonucunda sol böbreğimin de normal olmadığı ve kötüye gidebileceği anlaşıldı.”

Tanı doğrultusunda nasıl bir yol izlendi?

Alime Kalebek: “Sol böbrek yeterli düzeyde çalıştığından dolayı sağ böbreğin alınması gerektiği söylendi. Eğer bu yol izlenseydi ilerde diyaliz makinasına bağlanmak zorunda kalabilirdim. Ancak böbreğimin alınmasını istemedim. Yüksek tansiyon şikayetim yüzünden tansiyon ilaçları kullandım ve ağrılarımın tedavisi içinde Uzm. Dr. Duygu Bilginer’in Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon muayenehanesine gittim.

Duygu Hanım size nasıl bir tedavi uyguladı?

Alime Kalebek: “Böbrek patolojisi gözönüne alınarak Aralık 2001 tarinde fizik tedaviye başlandı. Tedavi başlangıcından belli bir müddet sonra sırt ve bel ağrılarımdan kurtuldum. Aynı zamanda tansiyonum normal seviyelere indi. Kendimi daha dinamik hissettim. Cildimdeki kuruluk düzeldi ve sık idrara çıkma şikayetlerim sona erdi. Şikayetlerimin azalması üzerine 2001’in Ocak ayında IVP kontrolüne tekrar girmek istedim. Bu IVP sonuçlarında sol böbreğimin eskisinden daha iyi olduğu ve sağ böbreğimin fonksiyonlarını yerine getirmeye başladığı ortaya çıktı. Bunun üzerine tedaviye Kasım 2002 tarihine kadar devam edildi.”

Tedavi sona erdiğinde rahatsızlığınız ne durumdaydı?

Alime Kalebek: “Artık hiç bir şikayetim kalmamıştı. Kasım ayında yapılan son Doppler tetkikinde inanılmaz bir gelişme olduğu ortaya çıktı. Tedaviden önce 4mm olan sağ böbrek parankim dokusunun tedavi sonunda 7.9mm’ye çıktığı görüldü.”

Bu iyileşmeyi Uzm. Dr. Duygu Bilginer şöyle açıklıyor:

“Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon tedavisinin fiziksel etkilerinin yanısıra biyolojik etkilerinin de olduğu bilinmektedir. Alime Hanım’ın vakasında da, 4mm olan sağ böbrek parankim dokusunun tedavi sonrasında %97’lik bir artış gösterip 7,9mm’ye çıkması buna bir örnek olarak gösterilebilir.”

Dr. Seçkiner Görgün teknik olarak tedavi sistemini şöyle anlatıyor:

“Yakın zaman içerisinde atomun parçalanamayacağı iddia edilirdi ancak bunun doğru olmadığı anlaşıldı. Aynı bu örnekte olduğu gibi hasar görmüş çoğu dokunun rejenere olmayacağı iddia edilmektedir. Ancak bu günümüzün teknolojisiyle mümkündür. Alime Hanım’ın tedavisinde kullandığımız ‘Radyodalgası ile çalışan fizik tedavi sistemi’, böbrek parankiminin rejenere olmasını sağlamıştır.”. Dr. S. GÖRGÜN, Dr. Duygu BİLGİNER’in fizik tedavi ve rehabilitasyon muayenehanesinin teknik danışmanlığını yapar ve Türkiye’nin sınırları dahilinde tıp doktorluğu mesleğini yapmaz.

Alime Hanım konuşmayı şöyle noktalıyor:

“Rahatsızlığım sırasında diğer böbrek hastası insanları gördüm. Bu hastalığı yaşamayanlar, onları maalesef tanımıyor, çektiği acıları ve sıkıntıları bilmiyorlar. Bu yazı umarım benim durumumda olan insanlara yol gösterici bir kaynak olur ve hala bir umut ışığı kaldığını hatırlatır.”

Uzm. Dr. Duygu Bilginer ve Dr. Seçkiner Görgün gibi idealist insanlar sayesinde Türkiye’de tıp çok daha ileri seviyelere çıkartılıyor. Bize zaman ayırıp, yakın ilgi ve alaka gösterdikleri için Duygu Hanım, Seçkiner Bey ve Alime Hanım’a teşekkürlerimizi sunarız.

Detaylı bilgi için:
• Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Muayenehanesi, Tel: 0090-216-4429050
• Teknik Bilgi için, Dr. Seçkiner Görgün: 0090-532-2025007 (13:00 – 22:00 saatleri arasında ulaşılabilir)

Referanslar:
• Electromagnetic Fields and Living Matter Neoplastic Cellular Culture (ISSN: 1062-4767)
• Magnetic Flux Quantization and Josephson Behaviour in Living Systems
• ÜROLOJİ, Carl-Erich Alken, Jürgan Sökeland, Çeviren Prof. Dr. Vural Solok (SERMET MATBAASI)
• ÜROLOJİ, Prof. Dr. Giyas KORKUD, Prof. Dr. Kenan KARABAY, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları, (Rektörlük No: 3328, Dekanlık No: 139)