Genel SağlıkHABERLER

VARDİYALI ÇALIŞMAK DEPRESYONA, DAVRANIŞ BOZUKLUKLARINA, KRONİK HASTALIKLARA VE UYKU BOZUKLUKLARINA NEDEN OLABİLİYOR

Modern yaşamda, insanlar 24 saat yaşıyor, çalışıyor, eğleniyor ve tüketici olarak 24 saat hizmet istiyor. Doğal olarak şehir hiç uyumuyor. İş yerleri 24 saat açık oldukları için vardiya sistemi ile çalışıyor. Sadece gündüz açık olanlar da lojistik işlerini gece yapıyor. Böylece eskiye oranla bakıldığında, vardiyalı çalışan insan oranı giderek artıyor. Vardiyalı çalışan insanların da bir bölümü, zorunlu olarak uyku saatlerini değiştiriyor, milyonlarca yıllık evrimlerinin gereksinimlerinin tersine, gündüz uyuyup gece uyanık kalıyorlar. Oysa, uykumuzdan vücut ısımıza, hormonlarımızdan bağışıklık sistemimize kadar hemen bütün sistemlerimiz kalıtsal olarak programlandıkları gibi çalışmaya çalışıyorlar!

Uyku tıbbının (Somnoloji) son yıllardaki gelişmeleri, uyku ve uyanıklık sistemlerinin, insan beyninde kalıcı olarak programlanmış olduğunu ve uyku düzenindeki yapay değişikliklerin içimizdeki saati hiçbir zaman tamamen değiştirmediğini ortaya koyuyor. İçimizdeki bu güçlü düzenleyicilerin sadece uyku ve uyanıklık saatlerinin değil, bütün hassas ayarları kontrol altında tutulduğunu gösteriyor. Vardiya çalışması ise bu doğal ritmin bozulmasına sebep olmakta, ona bağlı olarak da vücudun iç ve dış gereksinimlerine uyum göstermesini zorlaştırmaktadır. Özellikle sık sık ve düzensiz olarak değişen vardiya saatleri uyku sağlığını en çok bozmaktadır. Vardiyalı çalışanlarda en sık görülen rahatsızlıklar şöyledir:

Sürekli yorgunluk: Kronik yorgunluk da denen bu rahatsızlığın nedeni, vardiya çalışanlarının toplam uykusunun, gündüz çalışanlara oranla daha kısa süreli olmasından kaynaklanmaktadır. Araştırma laboratuvarlarında, vardiya çalışanlarının uykuları özel gereçlerle kaydedildiğinde, bu insanların toplam 4–5 saat uyudukları, yani gündüz çalışanlara oranla 2 – 4 saat daha az uyudukları saptanmıştır. Bunun da nedeni, içimizdeki saatin bu insanları uyandırmasına bağlıdır. Kaldı ki bireyin toplam uyku ihtiyacı kalıtsal olarak belirlenir ve çevre şartları ve alışkanlıklarla ancak bir dereceye kadar değiştirilebilir.

Depresyon ve yalnızlık: Sosyal açıdan gece veya akşam vardiyasında çalışmak, genelde pek çok sosyal etkinliğe katılmayı engellemektedir. Davetler, eğlenceler, toplantılar, gösteriler, yemekler hep gündüz çalışanların yaşamlarına göre ayarlandığı için gece çalışanlar genellikle ya uykularından fedakarlık etmek zorunda kalırlar ya da zamanla bu etkinliklerden uzak kalmaya ve sosyal izolasyona düşmeye mahkum olurlar. Özellikle aile ilişkilerive çocuk yetiştirmeyle ilgili konularda sorunların çıkması neredeyse kaçınılmaz olur. Psikolojik sorunlar uyuyu ayrıca bozduklarından, böldüklerinde, bu insanların duygusal ve fiziksel hayatları verdiya uyumsuzluklarından en çok etkilenir.

Soğuk algınlıkları ve grip: Düzensiz uyuyan veya gece vardiyasında çalışan insanların bağışıklık sistemlerinin daha zayıf olduğuna ve bu insanların soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara daha kolaylıkla yakalandıklarına dair gözlemler mevcuttur. Sık sık saat dilimleri ötesine gidip gelenlerde, mesela uçuş ekiplerinde, uluslararası iş adamlarında uçuklardan adet bozukluklarına, gribal hastalıklardan mide/barsak şikayetlerine kadar, kronik ve akut problemlere sık rastlanır. Otoimmün hastalıklar ile uyku bozuklukları arasında birbirini olumsuz yönde etkileyen bir kısır döngü sıklıkla ortaya çıkar.

Sindirim sistemi sorunları: Araştırmalar, gece vardiyasında çalışanlarda hazımsızlık, mide yanması ve bulantısı, ishal ve kabızlık gibi rahatsızlıklara daha sık rastlandığına işaret etmektedir.

Adet bozuklukları: İçimizdeki saat, uyku ile birlikte özellikle hormonal salgılanmarı da kontrol ettiği için, vardiya çalışanlarında adet ritmleri daha sıklıkla bozulmakta, hatta gebe kalmayı zorlaştırmaktadır. Bunun da ötesinde, düzensiz vardiya çalışanlarında düşük yapma veya erken doğurma olasılığının arttığına, doğan bebeklerin ise daha düşük ağırlıklı olabileceklerine işaret eden çalışmalar da vardır.

Şişmanlık: ABD ve Fransa’da çok sayıda hemşire üzerinde yapılan araştırmalar, gece vardiyasında çalışanların genellikle 6 -7 kilo daha şişman olduklarını ve bu kiloların ilerleyen yıllarda giderek arttığını göstermektedir. Buna neden olarak da gece çalışanların daha düzensiz ve sık sık yemek yedikleri, yemek aralarında da abur cubur atıştırdıkları ileri sürülmüşse de uyku ritminin değişmesiyle vücudun gece saatlerinde etkin biçimde kalori yakamadığını düşünen araştırmacılar da mevcuttur.

Kalp hastalıkları: Uzun süre vardiya usulü çalışanların kolestrol trigliserid düzeylerinin normalin üstünde olduğu ve kan basınçlarının da gündüz çalışanlara oranla daha yüksek ve değişken olduğu gözlenmiştir. Bu bulgular genellikle kalp hastalıklarının habercileri olduğundan, vardiya işçilerinin kardiyovasküler hastalıklar açısından daha riskli hale geldiği düşünülmektedir. Gece vardiyasında çalışan hemşirelerde yapılan bir çalışmada, altı seneden fazla gece çalışanlarda kalp hastalıklarına yüzde elliye kadar varan oranlarda daha sık rastlandığı saptnamıştır.

Kazalar: Vardiya çalışanları daha çok trafik kazası yapmaktadır.

Vardiya çalışanları sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için neler yapabilir?

Uyku sağlığını ciddiye almak şarttır. Uyku, beslenme ve cinsellik gibi yaşamın başka bütün yönlerini doğruda veya dolaylı etkileyen, olmazsa olmaz bir fizyolojik gereksinmedir.

Yatak odasının sessiz, karanlık ve serin olmasına çalışın. Gerekirse kalın perdelerle veya alüminyum kağıtlarla yatak odası penceresi olabildiğince ışık geçirmez hale getirilmelidir. Ev içi ve sokak gürültülerinin kontrol edilemediği hallerde yumuşak silikondan kulak tıpaları ve ışık geçirmez maskeler kullanmak da yararlı olabilir.

Kapıya “lütfen rahatsız etmeyin” yazısı koyun. Böylece sizin uyuduğunuzu unutan veya bilmeyenlerin kapınızı çalmasını veya odanıza girmesini önleyin. Telefonların sesini kısın veya kapatın. Radyo veya televizyonu açık bırakmayın.

Yattığınız odada kedi–köpek, kuş gibi evcil hayvanlar bulundurmayın, hele yatağınıza hiç almayın.

Günün ana yemeği vardiya sırasında olmak üzere düzenli ve az miktarlarda yemek yiyin, yatarken çok su içmeyin, kahve, nikotin ve alkol kullanmaktan kaçının. Genellikle şeker hastalarına önerilen azar azar üç ana-üç ara öğün yemek çok yaralı olabilir.

Vardiya sırasında abur cubur atıştırmaktan kaçının, onun yerine mümkünse ara verdiğinizde bir miktar yürümeye veya egzersiz yapmaya çalışın.

İşten sabah çıkınca koyu güneş gözlüğü takın, aydınlıkta olabildiğince az kalıp, bir an önce yatağınıza ulaşmaya çalışın. Böylece güneş ışığının içimizdeki saati düzenleyen hormonları etkileyerek vücudumuzu uyumamaya yönlendiren etkisini azaltmaya çalışın. Vardiya çıkışı hemen eve gidip yatağa girenlerin, yemek yiyip bir süre oturan gazete okuyup televizyon seyredenlere oranla daha iyi uyudukları gözlenmiştir. Gece çalışıp gündüz de “normal” sosyal ve aile hayatını sürdürmeye çalışanların her iki alanda da başarısız olduklarını gösteren, özellikle Kuzey ülkelerinde yapılmış çok sayıda bilimsel çalışma vardır.

Uyku ilaçlarından kaçının. Doğal uyku veren uyku ilacı yoktur. Tüm uyku ilaçlarının değişen derecelerde yan etkileri olabilir ve uzun süreler kullanılmaları hem alışkanlık yapabilir hem de etkileri zaman içinde azalacağı için dozlarının artırılması gerekebilir. Eğer ilaç kullanmanız gerekirse, bunu vardiya değişmelerinde birkaç günle sınırlayın ve etkisi kısa süren ilaçlar seçmek için doktorunuzun tavsiyelerine uyun.

İşvereninizi vardiya çalışmalarının sağlık sorunlarındaki önemi konusunda aydınlatın. Vardiya çalışmalarını biyolojik saatlere en uygun, işçi ve iş sağlığını en az olumsuz etkileyecek şekilde düzenlemelerin yapılması, kronobiyoloji denen bir bilim ve uzmanlık dalıdır. Sağlığınıza önem verin. Geçen zaman, parayla geri alınamaz!

Amerikan Hastanesi
Uyku Bozuklukları Kliniği Şefi
Dr. Sabri Derman