Genel SağlıkHABERLER

TÜRKİYE’DE YÜKSEK TANSİYON SIKLIĞI GİDEREK ARTIYOR…

İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevres Koylan, Türk toplumunda, hareketsiz yaşam, obezite ve beslenme alışkanlıklarının değişmesine bağlı olarak hipertansiyon sıklığının giderek arttığını bildirdi.

Prof. Dr. Koylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek tansiyonun, nedeni kesin bilinmemekle birlikte kişinin yaşadığı çevre, yaşam tarzı ve genetik özelliklerle yakın ilgisi bulunduğunu kaydetti.

Türkiye’de tüm erişkin toplum göz önüne alındığında her 5 kişiden 1’i, 40 yaş üzerindeki nüfusun ise 3’te 1’inde hipertansiyon bulunduğunu belirten Prof. Dr. Koylan, şöyle dedi:”65 yaş üzerinde ise her 3 kişiden 2’si hipertansiyonludur. Türk toplumunda giderek hipertansiyon sıklığı artıyor. Bu durum, ciddi bir toplumsal sağlık tehdidini gündeme getirmektedir. Artışın nedeni, hareketsiz yaşam tarzı, kırsal yaşamdan şehir yaşamına geçiş, beslenme alışkanlıklarında değişme ve obezitenin artmasıdır.”

Hipertansiyonun inme, beyin kanaması, kalp krizi, kalp ve böbrek yetersizlikleri ile bacak-damar hastalıklarına yol açtığını dile getiren Prof. Dr. Koylan, şeker hastalığına işaret etti.

Prof. Dr. Nevres Koylan, ”Genelde her 10 şeker hastasından 8 tanesinde hipertansiyon vardır ve her 3 hipertansiyonludan da 1’i şeker hastasıdır” dedi.

Hipertansiyonun her yaşta ve cinsiyette görülebilen bir hastalık olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Koylan, ancak görülme riskinin yaşla birlikte arttığını söyledi.

Tedavi ve Value Çalışması…

Yüksek tansiyon tedavisinin, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç olmak üzere 2 şekilde yapıldığını ve her 2 yöntemin birlikte uygulandığını ifade eden Prof. Dr. Koylan, ”Yaşam tarzı değişiklikleri arasında, tuz ve alkol kısıtlaması, diyetin düzenlenmesi, düzenli egzersiz, sigaranın bırakılması ve şişmanlıkla mücadele bulunur. Ancak, hipertansiyon tedavisinin ömür boyu sürmesi gerekir” diye konuştu.

Geçen haziran ayında Paris’te yapılan Avrupa Hipertansiyon Topluluğu Kongresi’nde (ESH) açıklanan VALUE (Valsartan Uzun Süreli Antihipertansif Kullanım Değerlendirmesi) çalışması hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Koylan, bunun 137’si Türkiye’den olmak üzere tüm dünyada 15 bini aşkın hastayla gerçekleştirildiğini anlattı.

Bu çalışmayla etken maddeleri valsartan ve amlodipin olan ve en sık kullanılan 2 hipertansiyon ilacının karşılaştırıldığını bildiren Prof. Dr. Nevres Koylan, çıkan bazı sonuçları şöyle sıraladı:”Hipertansiyon tedavisinde kan basıncının ne kadar düşürüldüğü, hangi ilaçla düşürüldüğünden çok daha önemlidir. Kan basıncını ne kadar fazla düşürürseniz elde ettiğiniz yarar da o kadar fazla olmaktadır. Kan basıncının eşit ölçüde düşürülmesi durumunda her 2 ilaç arasında riskleri azaltmak açısından bir fark yoktur, ancak valsartan grubunda gözlenen yan etkiler daha azdır.”