Genel SağlıkHABERLER

TÜRKİYE’DE YETERİNCE BİLİNMİYOR AMA DİYALİZE GİRMEDEN NAKİL, BÖBREĞİ UZUN YAŞATIYOR

Son 10 yılda yapılan çok sayıda bilimsel araştırmanın sonuçları, diyalize girmeden yapılan böbrek nakillerinde, hem böbreğin sağlıklı çalışma süresinin hem de kişinin genel yaşam süresinin arttığını gösteriyor. Acıbadem Sağlık Grubu International Hospital Organ Nakli Merkezi Bölümü’nden Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, “Son dönem böbrek yetmezliği hastalarında ve böbreklerin süzme kapasitesi 15 ml / dakikanın altına düşen hastalarda böbrek nakli diyalize girmeden önce yapıldığında hastalar açısından büyük fayda sağlıyor. Uzun dönem sonuçlara bakıldığında, diyalize girmeden nakil yapılan son dönem böbrek yetmezliği hastalarında nakil böbreklerin daha uzun süre yaşadığı ve daha iyi fonksiyon gördüğü bildiriliyor” dedi.

DİYALİZE GİRMEDEN NAKİL TÜRKİYE’ DE %12, ABD’ DE % 25

Türkiye’de diyalize girmeden nakil yapılan hastaların oranının yüzde 12 civarında olduğunu, ABD’de bu oranın yüzde 25 olarak bildirildiğini anlatan Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, bunun nedenini henüz bu bilincin Türkiye’ de yeni yerleşmeye başlamasına bağlıyor ve şunları söylüyor:

“Ayrıca bilinmeli ki bu % 12 lik oran yalnızca canlı böbrek vericisi olan hastalardaki oran, çünkü ülkemizde beyin ölümü gerçekleşmiş kadavra vericili nakil oranı çok düşük. ABD ve birçok Avrupa ülkesinde beyin ölümü bildirimi daha düzenli ve sağlıklı bir şekilde yapılıyor. Bu nedenle de hastaların diyalize girmeden böbrek nakli olabilme imkanı daha yüksek. Diyalizlerde her ne kadar gelişmiş ileri teknoloji kullanılıyorsa da, üre gibi zehirli maddeler tamamen sıfırlanamıyor. Çalışan böbrek bunu doğal yolla yapıyor. Hemodiyaliz de olsa, periton (karın zarından yapılan) diyalizi de olsa, üreyi böbreğin kendisi gibi hemen uzaklaştıramıyor. Vücuda bir böbrek takıldığında, üre ve diğer zararlı maddeler etkili bir şekilde vücuttan uzaklaştırılabiliyor.”

Transplantation Dergisi 2009 ocak-şubat sayısında yayınlanan bir çalışmada 1990-2007 yılları arasında böbrek nakli yapılan 499 olgu incelenmiş. Takılan böbreğin sağ kalım süresiyle, erken ve uzun dönemde organ reddinde bir farklılık olup olmadığına bakılmış. Bu 499 hastanın 81’i diyalize başlamadan hemen nakil olmuş, 418 hasta ise hemodiyalize girmiş. Her iki gruptaki hastaları, bir yıl, beş yıl ve 10 yıllık sağ kalım süreleri bakımından kıyaslamışlar. Sonuçta, bir- beş- on yılda da ortaya çıkan sonuç: Hiç diyalize girmeden nakil olanların böbreklerinin, diyalize girdikten sonra nakil olanların böbreklerine göre daha uzun süre yaşadığı yönünde olmuş.

UZUN SÜRE DİYALİZDE KALMAK VÜCUDU YIPRATIYOR

Uzun süre diyalizde kalanlarda damar yapıları bozuluyor. Üre ve diğer zararlı maddeler aralıklı temizlendiğinden damar sertliği, kalp damar hastalığı daha çok görülüyor, bu nedenle de vücut yıpranıyor. Oysa yeni bir böbrek takılınca vücutta dolaşım sistemi, organların kanlanması daha iyi oluyor.

Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, 2009 Eylül ayında “Transplantation Proceedings” dergisinde yayınlanan ve Türkiye’den verilerin de bulunduğu bilimsel araştırma sonucunda elde edilen verileri şöyle özetliyor: “Çalışmaya katılan 1985 yılından beri yapılan 1385 böbrek nakli hastasının incelenmesi sonucunda, diyalize girmeden nakil olan hastaların sağ kalımının yüksek olduğu, maliyetlerinin daha az olduğu, damar sistemlerinin daha iyi olduğu, böbreklerin iyi çalıştığı, ameliyat sonrası sorunlarının daha az olduğu yönünde sonuçlar elde edilmiş.”

Yine dünyanın birçok merkezinden gelen verilerin derlenmesiyle ortaya çıkan ve Transplantation Proceedings’te 2010 yılı nisan ayında yayınlanan araştırma sonucu hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, bu çalışmadan da diyalize girmeden nakil yapılanlarda böbreğin daha iyi çalıştığına yönelik sonucun çıktığını vurguluyor.

UZUN SÜREDİR DİYALİZE GİRENLERE ÖNCELİK TANINIYOR

Türkiye’ de beyin ölümünün az bildirilmesi nedeniyle canlıdan nakillerin, kadavra nakillerine göre daha yüksek sayıda gerçekleştiğine değinen Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, şunları söylüyor:

“Ülkemizde beyin ölümü çok az bildiriliyor, çok fazla bekleyen var, örneğin yaklaşık 60000 kişi diyaliz tedavisi görüyor, böbrek bekleme listesindeki hasta sayısı ise 20 bin iken yıllık sadece 250-300 bağış oluyor. Bu kadar az bağışın olduğu bir ülkede de uzun süredir diyalize girenler daha yüksek puan alıyor, böbrekler öncelikle onlara takılıyor. Türkiye’ de hiç diyalize girmeyen birinin organ bekleme listesinden organ bulup böbrek nakli olması çok düşük olasılıktır.

Diyalize girmeden böbrek nakli yapılmasını önerirken, kronik böbrek yetmezliği tanısı almış bir kişide böbrek yüzde 30-40 süzerken nakil yapalım anlayışının da yanlış olduğunu belirtmek isterim. Burada ısrarla vurgulamak istediğimiz, son dönem böbrek yetmezliği tanısı almış, yani böbrek süzme kapasitesi yüzde 15’ in altına düşmüş hastalara diyalize girmeden, mümkünse nakil yapılmasının faydalı olacağıdır.”