KISA BOY KADER DEĞİL
Sınıfın kısa boyluları arasına gerilenme, büyümeyen ayak numarası ve yıl boyunca değişmeyen elbise bedeni ile kısalmayan pantolonlar büyüme hormonu eksikliğinden şüphelenilme nedenleri olarak sıralandı.
Çocuklarda boy uzamasının önündeki en önemli engellerden olan “büyüme hormonu eksikliğinin”, kemik yaşları el verdiği sürece tedavi edilebildiği bildirildi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Büyüme-Gelişme ve Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hülya Günoz, çocukların boylarının yılda ortalama 5-7 santimetre uzadığını söyledi. Çocuklarının boy uzama hızının 5 santimetrenin altında düşmesi durumunda büyüme sorunu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Günöz, “Doğumdan sonra ya da yaşamın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilen büyüme hormonu eksikliği, çocukların boyunda yılda 2-2.5 santimetrelik eksikliğe neden olur” dedi.
Genetik nedenler, beyin tümörleri ve geçirilen ağır bir enfeksiyonun büyüme hormonu eksikliğine yolaçabileceğini belirten Prof. Dr. Günöz, bu durumda çocukların boyunun uzamasında duraklama, beynin ön kısmında ısrarla devam eden ağrı ve görme bozukluklarının gözlendiğini söyledi.
Kemiklerin gelişmeye hazır olması halinde 20 yaşında bile tedavi uygulanabildiğini anlatan Prof. Dr. Günöz, buna karşın erken teşhisin önemli olduğunu ve bu durumda daha etkin bir tedavi uygulanabildiğini ifade etti.
AİLELER DİKKATLİ OLMALI
Aileleri de dikkatli olmaları konusunda uyaran Prof. Dr. Günöz, yaşıtları arasında normal hızda boyu uzamakta olan bir çocuğun daha sonra sınıfın kısa boyluları arasına gerilemesi, büyümeyen ayak numarası ve yıl boyunca değişmeyen elbise bedeni ve kısalmayan pantolonların büyüme hormonu eksikliğinden şüphelenmeleri için nedenler olarak sıraladı. Tedavide büyüme hormonunun doğrudan enjeksiyonla hastalara verildiğini anlatan Prof. Dr. Günöz, “Bu çocukların boyunda ilk yıl 10-14, ikinci yıl 7-8 ve üçüncü yıldan sonrada 5-6 santimetre artış kaydediyoruz” diye konuştu.
Çocukların enjeksiyonu 7-8 yaşından sonra kendilerinin de rahatlıkla yapabildiklerini vurgulayan Prof. Dr. Günöz, enjeksiyonun yatmadan yarım saat önce yapılmasının önemli olduğunu ifade etti.
