İLERİ YAŞ HAMİLELİĞİNDE KRONİK HASTALIKLAR ARTIYOR!
Yaşam koşullarının değişmesi ile birlikte kadınların anne olma yaşı ile ilgili görüşleri de farklılaştı. Kariyerine öncelik veren kadınların sayısının artması, anne olma yaşını da artırdı.
“ İleri Anne Yaşı” terimi 35 yaşından sonra yaşanan gebelikler için kullanılır. Yaş ilerledikçe yumurta kalitesinde ve anne sağlığında görülen olumsuz değişmeler gebelik seyrini kötü yönde etkilediğinden böyle bir tanım yapılmıştır. Tabii ki 35 yaşından sonra her şey birdenbire değişmez ancak yaş ilerledikçe riskler artar.
Yumurta kalitesindeki bozukluk bebeğin genetik durumunu etkiler. Kadınlar belirli sayıda yumurta ile doğarlar. Yaş ilerledikçe bu yumurtalar azalırken kalitesi de bozulur yani genetik yapısı bozuk olan yumurtaların oranı normal olanlara göre artar. Bu durum gebelik oluşma olasılığını düşürürken, oluşan gebeliklerin düşükle sonuçlanma ve özellikle down sendromu ( mongolizm ) olasılığının artmasına neden olur. İkili üçlü test gibi tarama testleri, koryon vilüs biopsisi, amniyosentez bu bebeklerin önceden tanınmasını sağlar.
30 yaşının altında her ay gebelik olma olasılığı %25’den fazla iken yaş ilerledikçe düşer. Kırk yaşından sonra %5 civarındadır. 30 yaşın altında oluşan gebeliklerin düşükle sonuçlanma olasılığı %10 civarındadır, 40 yaşından sonra ise gebeliklerin yarısına yakını düşükle sonuçlanmaktadır. Gene 35 yaşında down sendromu olasılığı 350’de birken 40 yaşında 70’de bire yükselir. Yumurta faktörüne bağlı bu durum direk yaşla bağlantılıdır ve kadının genel sağlık durumunun iyi ya da kötü olması ile ilişkisi yoktur.
Önce Üretkenliğinizi Test Edin;
Bebek sahibi olabilmek için bayanlarda üretkenlik miktarı büyük önem taşımaktadır. Kısırlığın belirtilerinden biri olan üretkenlikte azalmayı artık evinizde yapacağınız testler ile belirleyebilirsiniz. Zorlu bir süreç olan kısırlığın ilk aşamasında Babystart FertilCheck Kadın Kısırlık Testi, kadınlarda biyolojik doğurganlık zamanının bir göstergesi olan seks hormonunu ölçer.Evde rahatlıkla uygulanabilen bu test idrarla yapılmaktadır.Kadının üretkenliği 30 yaşından sonra düşmeye başlar ve menopoza kadar bu düşüş giderek hızlanır. Üretkenlikteki bu azalma FSH hormonunda (Folikül Uyarıcı Hormon) benzer bir kademeli artışı yansıtır. FSH hormonu ayrıca kadında düzensiz adet periyodları sırasında ve şüphesiz yaş arttıkça da muntazaman yükselir. Bilhassa menopoz yaklaşınca seviye yükselir ve menopoz öncesi dönemin (pre-menopoz) erken uyarı sistemi gibi çalışır. Negatif bir test sonucu, üretkenliğin bir kanıtı değilse de, iyi bir haber olarak değerlendirilebilir. Pozitif bir test sonucu, üretkenliğin azalması olarak yorumlanır.
Pelvik iltihaplar ve endometriosis kanallara zarar veren hastalıklardır. Bu problemler ilerleyen yaşla birlikte daha çok kadını etkiliyor. Sonuçta gebe kalmada zorluk yanında dış gebeliklere daha çok rastlıyoruz.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen modern dünyada ileri anne yaş gebeliklerine daha sık rastlıyoruz. Bu oran giderek artıyor çünkü kadınlar artık daha geç evleniyor. Kariyer planları ve yaşam koşullarının güçlüğü çocuk sahibi olmayı ertelemelerine neden oluyor. İnfertilite ve tüp bebek tedavilerinin başarıları arttıkça ileri anne yaşı gebeliklerinde deneyimler artıyor. Özellikle yumurta bağışı ile 45 hatta 60 yaşından sonra yaşanan gebeliklere rastlıyoruz. Bildiğiniz gibi bu uygulama ülkemizde kısa süre önce yasaklandı ancak dünyada birçok ülkede yapılıyor.
Bu deneyimlere dayanarak ileri anne yaşının gebelik seyrini, yumurtadaki genetik bozulma gibi dramatik ölçüde etkilemediğini söyleyebiliriz. Genel sağlık durumu iyi bir kadın 40 yaşından sonra da sağlıklı bir gebelik geçirebilmektedir. Riskler yaştan çok diğer hastalıkların varlığı ve süresi ile ilgilidir.
Tansiyon, şeker, kalp hastalığı, aşırı kilo gibi faktörler ileri yaştaki anne adaylarında daha çok görülür. Kadının yaşı ne kadar ileri ise bu hastalıklar o kadar eski, bedende yarattığı hasarlar o kadar fazladır. Sonuçta gebelik ve bebek üzerindeki olumsuz etkiler daha çok olur.
İlerleyen yaşla birlikte en sık rastlanan kronik hastalıklar şeker ve yüksek tansiyondur.
Tip 2 diabet yaşla birlikte ortaya çıkan bir hastalıktır. Gebe kalmadan önce kan şekerinin kontrol edilmesi ve yüksekse düzenlenmesi gerekir. Bebekte organ yapımının gerçekleştiği ilk üç ay içindeki yüksek şeker düşüklere ve daha kötüsü organ anomalilerine neden olur.
İleri yaşlarda gebeliğe bağlı şeker yükselmesine de daha sık rastlanır. Önce şekeri normal iken gebelik hormonlarının etkisi ile şeker yakılamaz. Bu durum 24-28. haftalarda yapılan yükleme testi ile tespit edilir. Genellikle diyetle düzelir gerekirse insülin kullanılır.
Kontrol altına alınmayan şeker bebekte irileşmeye, suyunda artışa, erken doğuma ve bazen bebeklerin kaybedilmesine neden olur.
Gebelik esnasında damarlar genişler ve tansiyonda hafif bir düşme olur. Bunun amacı bebeğe daha fazla kan akımı sağlamaktır. Yüksek tansiyon bebeğin beslenmesini engeller. Gelişmesi yavaşlar, suyu azalır. Bebeğin eşinin erken ayrılmasına, erken doğuma veya bebeğin kaybedilmesine neden olur. Tansiyonu yüksek olanlarda gebelik zehirlenmesine de daha çok rastlanır. Ödem, idrarda protein ve yüksek tansiyonun görüldüğü bu tablo ilerleyen aşamalarında anne hayatını da tehdit eden ciddi bir durumdur.
Kronik hastalıklara bağlı ortaya çıkan komplikasyonlar doğumdan önce hastaneye yatma sıklığını arttırır, doğumdan sonra gözlem süresi daha uzun olabilir. İleri yaşlarda normal doğum eyleminin süresi de gençlere göre biraz artmıştır. Sezaryene başvurma sıklığı 2-3 kat fazladır.
Bütün bunlar ileri yaşlarda çocuk sahibi olmayı planlayan kadınların daha planlı davranmalarını gerektirir. Gebe kalmadan 2-3 ay önce doktora gidip kısa bir sağlık taraması yapılmalı, özellikle fazla kilolar verilmelidir.
Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı
Op.Dr.Numan Bayazıt