Genel SağlıkHABERLER

HİPERAKTİF ÇOCUKLARA DİKKAT

Hiperaktif çocukların kazalara çok eğilimli oldukları belirtilerek, ailelerin dikkatli olması gerektiği bildirildi.

Hiperaktivitenin, son 10 yıldan beri çocuk kliniklerine başvuru nedenlerinin başında yer aldığı belirtildi.

Hiperaktivitenin kelime anlamının “aşırı hareketlilik” olduğuna dikkati çeken Cumhuriyet Üniversitesi Pediatrik Nöroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dilara İçağasıoğlu, her çocuk için hiperaktif tanımlaması yapılmasının doğru olmadığını, hiperaktif çocukların hareketlerinin, keyfi ve amaçsız olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Bu çocuklar, çevreye karşı olan tepkilerini, dürtülerini kontrol altına alamazlar. Başıboş bir hareketlilik sergilerler. Sınırlayıcı ve dikkatlerini yoğunlaştırmayı gerektiren ortamlarda, hareketlilikleri daha da artar. Aile ve öğretmenleri tarafından kavgacı, doyumsuz, sabırsız, yerinde duramayan ve çok konuşan çocuklar olarak tanımlanırlar.”

Hiperaktivitenin, erkek çocuklarda daha çok görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. İçağasıoğlu, “Hiperaktivitenin belirtileri, genelde 3-5 yaşlarında ortaya çıkar. Alkolik, depresif ve hiperaktif anne ve babaların çocuklarında daha sık görülür” dedi.

“PSİKOLOJİK TEDAVİYİ AİLELER DE YAPABİLİR”

Hiperaktif tanısı konulan çocukların ailelerinin konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmamalarından ötürü endişe ve korkuya kapıldıklarını kaydeden Prof. Dr. Dilara İçağasıoğlu, şu bilgileri verdi: “Bu çocuklar, deneyimli psikolog ve uzman doktorlar tarafından değerlendirilmelidir. Hem davranış terapisi hem de ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Psikolojik tedaviyi ailelerde yapabilir. Bunun için bazı sınırlar, belirgin olmalı. Çocuğa, söylenen şeyleri yapmadığı takdirde ne sonuçlar olabileceğinin anlatılması gerekir. Örneğin, (yemeğini yersen seni ödüllendiririm) veya (yemeğini yemezsen seni cezalandırırım) denmeli.”

“HİPERAKTİVİTE KENDİLİĞİNDEN ORTADAN KALKABİLİR”

Hiperaktivitenin tedavi edilmemesi halinde, adölesan (buluğ çağı) döneminde, çocuğun dürtülerini baskı altına alabilmesiyle kendiliğinden geçebileceğini anlatan İçağasıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Ancak, çocuk, dürtülerini baskı altına alamazsa, hiperaktiviteden kurtulamaz. İleride, küçük motor becerilerde, (düğme ilikleme, ayakkabı bağlama, dantel örme vs.) beceriksizlik ya da sakarlık olabilir. Sosyal iletişim kurmakta zorlanabilirler. Kavgacı, titiz kişiler olduklarından; toplum tarafından dışlanabilir. Zeka düzeylerinin normal olmasına rağmen, dikkat eksikliği nedeniyle, okul notları düşük olur. Hiperaktif çocuklar, kazalara çok eğilimlidirler. Dürtülerini kontrol edemediklerinden, yolun karşısına geçeceklerse, arabanın gelmesi onlar için bir şey ifade etmez. Farkında olmadan, yola çıkabilirler. Bu nedenle, hiperaktif çocuklarda kaza yoğunluğu artar. Onları bu kazalara karşı korumak gerekir.”