Genel SağlıkHABERLER

EVDE BAKIM VE TEDAVİ HİZMETLERİ VE SAĞLIK POLİTİKAMIZDAKİ YERİ

Evde bakım olgusu Dünya Sağlık Örgütü tarafından; “Profesyonel sağlık çalışanları gibi formal ya da hasta bakıcı gibi informal tarzda yetişmiş bireyler hastaya kendi ev ortamında bakım hizmetinin verilmesi” tarzında tanımlanmıştır.Ülkemizde 2005 yılında çıkan “Evde Bakım Hizmetlerinin Sunumu Yönetmeliği” ise bu tanımdan farklı bir yaklaşımla evde bakımı “hekim önerileri doğrultusunda…” yürütülen bakım hizmetleri olarak sınırlamıştır.Evde Bakım Kurumunun hemşiresinin görevlerini sayarken de; bakım planını hazırlarken ve uygularken hekime yardım edeceği ,tedavinin uygulamasında hekimin yazılı ve imzalı istemini alması gerektiği, hasta için gerekli özel işlemlerin uygulanmasında hekime rapor edeceği gerekli araç-gereç için hekimden istek yapacağı,hastaya ve ailesine hekimin izin verdiği ölçüde bilgi verebileceği ve kısacası hekim nezareti olmadan evde hasta bakımını yapamayacağı belirtilerek hizmet alanını tekrar sınırlandırmıştır.Bu sınırlamanın uzantısı ise, evde bakım işini yürüten iş kollarının hekim çalıştırma zorunluluğu,evde hasta bakımı alan hemşirenin de bir hekim önerisi olmadan bakım yapamayacağı sebebiyle, hekim bağlantılı çalışma zorunluluğu gibi sıkıntılar yaratmış olmasıdır.Hekimlere iş alanı açma dışında bu zorlukları,bu hizmet türünün Türkiye’de yaygınlaşmasına ket vurabilecek görüntüye sahiptir.Belki de en iyi tanım DSÖ’nün bu konu ile ilgili çalışma grubunca yapılmıştır. “Bakıma ihtiyacı olan bireye ailesi,dostları ya da komşuları gibi yakınlarının,gönüllülerin ve profesyonel sağlıkçılarla, hasta bakıcı gibi yardımcıların sağladığı bakım faaliyetleridir.”Bu tanımdan anlaşılacağı üzere evde bakım hizmeti hekim birlikteliği veya gözetimi şartına bağlanmamıştır.Elbette hastanın tedavi şeması ve tıbbi hekime ait olmakta ve dünyanın her yerinde bu kurala uyulmaktadır.Ancak bakım hizmetinde hekim birlikteliği,hekim nezareti,hekim gözetimi gibi bağlayıcılık konması,bunun yaygınlaşmasını ve uygulanma alanı bulmasını engelleyecek yapıdadır.

Evde bakım hizmeti hastanın evde profesyonel anlamda bakımının ve tedavisini içerir ve de tedaviyi yönlendiren,ilaçları ve tıbbi müdahaleleri belirleyen ve bunları takip eden hekimlerle verilen ilaçları hastaya uygulayan,hastanın günlük bakımını,pansumanları rutin hayatı takiplerini ve bazı basit tetkiklerini yapan hemşireler tarafından yürütülen bir hizmettir.Diğer bir ifade ile hastanenin otelcilik anlamda yürüttüğü işlem eve yüklenmiş,onun dışında teşhis işlemi ve ileri tetkik imkanları da hastane ortamında kalmak şartı ile,bütün tedavi ve bakım işlemleri evde yapılabilecek tarzda bu hizmet yapılandırılmıştır.

Hastane yataklarını uzun zaman işgal etmesi istenmeyen hastaların, yaşlı ve yatalak hastaların,eve bağlı hastaların,hastane tedavisi sonrası bakımı devam edecek olan hastaların ve de kronik hastalığı veya sakatlığı bulunan hastaların ihtiyaç duyduğu önemli bir hizmettir.

Hekim dışında çalışan ve hasta bakım hizmeti sunan görev dalı yalnızca hemşire değil aynı zamanda diyabet eğitimcileri,sosyal hizmetli,diyetisyenler,psikologlar,fizik tedavi teknisyenleri gibi bazı yeni meslek dallarıdır.Anlaşıldığı kadarı ile,hemşire kıtlığı yalnızca ülkemizde değil,aynı zamanda bütün dünya ülkelerinde mevcut bir sorundur.Peter Buerhaus’un Journal of the American Medical Association dergisinde belirtildiği gibi,2020 yılına kadar ülkelerin hemşire kıtlığına ait sıkıntıları devam edici görünmektedir.Aynı şekilde hemşire ve hekim dışı diğer sağlık çalışanları sayısında da sıkıntılar mevcuttur.Profesyonel sağlıkçı olmayan elemanlara da görev düşmektedir.Kısa süreli eğitim görmüş bir ara eleman olarak hasta bakıcıların destek eleman olarak önemli bir hizmet sunabildiği de kabul edilmektedir.Örneğin Amerika’da evde bakım hizmeti sunan bireylerin %40’ı hasta bakıcılardır.

Gelişmiş ülkelerde evde bakım hizmeti tam anlamıyla oturmuş olup,bu işi organize eden,programlayan,sunan ve takip eden iş kolları oldukça yoğundur.Hemşirelerin %50’sinden fazlası yarı zamanlı çalışmaktadır.Hekimler içinde durum hemen hemen aynıdır.

Sağlıkta dönüşümün getirdiği teşkilatlanma modelinde temel hizmet ünitesi Aile Hekimliği düşünüldüğünden,evde bakım olgusunun önemi ülkemizde daha da artacaktır.Aile hekimliği modeli Sağlık Ocağı sistemini öteleyen ve tedaviyi ön plana çekip,koruyucu hekimlik faaliyetlerini oldukça azaltan bir model gibi görünmekle beraber,iyi yönlendirilebilir ve yeniden inşa edilirse,temel sağlık hizmetlerinin sunumunda ikinci aşama olarak,dar alanda geniş kapsamalı sağlık hizmetini daha kaliteli düzeyde sunma şansına da sahip olabilir.Sağlıkta dönüşümün bu geçiş döneminde deneme ve yanılmalarla sitemin güzelleştirilmesi herhalde sağlanacak,koruyucu hekimliği de kapsamına yeterli düzeyde alabilmiş ve evde bakım geleneğini geliştirmiş bir sağlık organizasyonu yapılandırılabilecektir.Evde bakım olgusunun bu dönüşmekte olan sağlık sistemleşmesinde arttırılacağı ümidini besleyen bir başka sebepte,evde bakım hizmetinin hastane ortamından daha az maliyetli bir hizmet olacağı gerçeğidir.Otelcilik hizmeti hastaneden eve kaydırılmış,yalnızca profesyonel sağlık çalışanı olarak hekim,hemşire,psikolog,fizik tedavi elemanı ve sosyal hizmetli gibi elemanların veya yardımcı sağlık çalışanı olarak hasta bakıcının evde vereceği yarı zamanlı veya tam zamanlı hizmet maliyeti geriye kalmıştır.

Evde bakım olgusunun yaygınlaşacağına yönelik bir başka sebepte, Türkiye toplumunda ortalama yaşam süresinin yükselmesi,yani yaşlı nüfusunun artmış olmasıdır.Bir toplumda yaşlı nüfus ne kadar artarsa,kronik ve yatalak hastaların oranı o denli artar.Hastaneler uzun yatışlı,kronik tabiatlı yaşlı dönem hastalarını kabul etmede daima isteksizdirler.Hastalar da zaten hastane ortamında uzun süre yatma arzusunda değillerdir.Elbette ki yatış olayı,yani hastanenin teşhis ve ileri tetkik imkanları dışındaki bakım ve tedavi hizmetleri hastanın kendi evinde,kendi güvenli ortamında verilebilir.Aynı profesyonel ekip olarak hekim,hemşire ve diğer yardımcı sağlık elemanları hizmetlerini ev ortamında sunabilirler.Bütün mesele bu davranış örüntüsünün topluma kazandırılması ve toplum bireylerinin sağlıklarını kazanmak için yaptığı girişimlerde para harcamayı da öğrenmelerinin sağlanmasıdır.Böylece uygun sigortalanma sağlanabilir ve evde bakımın ekonomik yükü sigorta sistemlerince karşılanabilir.

Gelişmiş ülkelerde evde bakım hizmetine itibar oldukça yüksektir.Öylesine yaygınlaşmıştır ki,yaşlı bakım evleri ve huzur evlerinin pek çoğu bu sebeple kapanmış ve kapanmakta,yaşlı hastalar kendi evlerinde sağlığı koruma,kontrol,tedavi,bakım ve rehabilitasyon hizmetlerini profesyonellerden almaktadır.

Evde bakım hizmeti ABD’de 40 yıl önce başlamış olup1965 yılında yasallaşmıştır.Bugün ABD’de 17.000,Almanya’da 13.000 kuruluş evde bakım hizmeti vermekte,belediyeler kiliseler,özel şirketler ve sigortalar bu alanda kendilerine biçilen rolleri başarı ile sürdürmektedirler.Türkiye’de ise halen 15 civarında kuruluşun evde bakım hizmetine soyunduğu görünmektedir.Türkiye’de bu işin başlarında bulunulduğu düşünülürse,evde bakım hizmetini özendirici kurumların işleri de yoğun görünmektedir.

Evde bakım hizmeti alan ailenin eğitimi,hasta evinin bakıma uygun düzenlenmesi ve iletişimin tam gerçekleştirilebilmesi bu sayılan işlerden bazılarıdır.Kalp hastalıkları ve kanser gibi kronik hastalıklar bütün dünya ülkeleri gibi,Türkiye’de de artar durumda olduğuna göre,hastanede yatak tedavileri çok yüksek maliyetle sektöre yansıyan bu hastalıkların evde bakım ve tedavileri sağlık ekonomisinde maliyet düşürücü olacaktır.Evde bakım ve tedaviye gelen ve özel bazı şirketlere bağlı olarak yarı zaman veya tam zamanlı çalışan elemanların ücretleri de zaten sigorta kurumlarınca ödenecektir.Bu ücretlerin ödenmesi işlemi Türkiye’de 2 yıl önce,sigorta şirketlerince zaten başlatılmıştır.

Evde bakımın getireceği ilave avantajlar ise;hastanın yaşam kalitesini yükselten,evde bağımsızlığını sağlayan,iyileşme arzu ve moralini arttıran ve aynı zamanda ailenin tükenmişliğini azaltan yönlerdir.Hastanın kendi evinde,özgür ve mutlak hakim bulunduğu bir ortamda,hekim,hemşire ve sair sağlık çalışanını seçme özgürlüğüne de sahip olarak evde bakım alması,son derece demokratik ve modern bir yaklaşım olmaktadır.

Elbette ki evde bakımın getireceği avantajlar yalnızca bu sayılandan ibaret değildir.Hasta kendi kurallarının geçerli olduğu bir ortamda aile içi bir yaşamın parçası olmayı sürdürecektir.Kalabalık hastane ortamındaki makineleşmiş hizmet sunumuna benzemeyen bir yaklaşımla,daha güvenli,daha etkin ve daha kaliteli bir sağlık hizmeti alabilecektir.Ailenin fertleri de hasta bakım hizmetine çoğu zaman katkıda bulunabilecektir.Böylece; uzun süre yatağa bağlı kalan şeker hastaları,felçli hastalar,onkoloji hastaları,kalp-akciğer hastaları ve enfeksiyon hastalarının mortalite hızlarında düşüş sağlanabilecektir.

Sonuç olarak,sağlıkta dönüşümün başlatıldığı bu geçiş döneminde evde bakımı özendirici yapılanma önemli olup,bu tür yapılanmaya izin veren bir yaklaşımla yönetmelik yeniden düzeltilmeli,evde bakım hizmeti sunan kurumların yetki ve sorumlulukları makul hudutlarda arttırılmalıdır.

M.Metin GÖÇMENGİL
Genel Müdür
www.medicalhomeweb.com