Genel SağlıkHABERLER

BOMBUS ARISINA TALEP GİDEREK ARTIYOR

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Çetin Fıratlı’dan edinilen bilgiye göre, kaynağı İç Ege olan ”bombus” arılarının ”terrestris” cinsi, Hollanda ve Belçika’daki firmalar tarafından ıslah edilip işlenerek, kışlama, kış uykusuna çekilme özellikleri kırıldı. 4-5 derece sıcaklıklarda uçabilen, 7-8 derece sıcaklıklarda çalışabilen bu arılar, Batı’da yaygın olarak serada sebze üretiminde kullanılmaya başlandı.

Prof. Çetin Fıratlı’nın verdiği bilgiye göre, bombuslar, 4-5 derecede uçabilse de, bu sıcaklıkta sebzelerin döllenmesinde etkili olamadığı için, üretici yine de hormon kullanmak durumunda kalıyor.

Bombuslar, 7-8 derece sıcaklıktan itibaren doğal döllemede etkili olduğu için hormona alternatif olabiliyor. Ancak, bu arıların kullanımı için seralarda ısı kontrolü şart. Isı kontrolü yapılmadığı ve sıcaklığın 7-8 derecenin altında olduğu dönemlerde, üretici, domates, kabak ve patlıcan üretiminde hormon kullanmak zorunda.

Çok daha yüksek sıcaklıkta etkili olan bal arıları 2-3 km alanda, bombuslar ise yabani olmalarına rağmen seralarda, dar alanlarda çalışabiliyor. İnsanlara karşı daha yumuşak olan bombuslar, bal arılarının tersine domatesi seviyor ve bu bitki üzerinde çok etkili oluyor.

Türkiye’de halen, biri ithalata dayalı iki firma, bombus arısı tedarik ediyor. Yılda 15 bin-25 bin koloni bombus arısı ithal edildiği, kullanıldıktan sonra bunların doğaya salıverildiğini belirten Prof. Fıratlı, bunun gen kirliliğine neden olabileceğini kaydederek, şu bilgiyi verdi:

”Batıda bombus arısı bir hizmet olarak seracılara veriliyor.

Üretici, şirketten belli sayıda arı kolonisi sipariş ediyor. Şirket belirlenen sürede belirtilen miktarda arıyı getirip, 8 hafta sonra, dölleme işlemi bitince tekrar topluyor. Şirket, bu koloniyi yenileyip yeniden üretime sunuyor. Türkiye’de ise ithal edilen bombus arıları, seradaki üretim dönemi bitince doğaya salıveriliyor. Bu arılar doğadaki diğer bombus cinsi arılarla birleştiği için, doğal gen kaynakları kirlenmiş, bozulmuş oluyor.” Verilen bilgiye göre, bombus arısı üretimi dünyada da hemen hemen tekel durumunda ve Belçika, Hollanda, İspanya ve İtalya’daki toplam 4-5 firma tarafından gerçekleştiriliyor.

Türkiye’de Hollanda bağlantılı Koppert adlı firma, hem yurtiçinde üretim hem ithalat, Biobest adlı firma da Belçika bağlantılı ithalat yapıyor. AÜ Ziraat Fakültesi ve KOSGEB desteği ile bir firma, Ürün Tarım Ltd. Şti, gelecek yıl sektöre girmeye hazırlanıyor. İtalyan teknolojisi ile Türkiye’de ıslah edilmiş bombus üretmeye hazırlanan Ürün Tarım’ın sahibi Kürşat Atlı, bu yıl Türkiye’de yaklaşık 25 bin koloni bombus ithal edilerek seralarda kullanıldığını tahmin ettiklerini belirterek, hormona duyulan tepki nedeniyle gelecek yıl bu rakamın 35-40 bin koloniye ulaşmasını beklediklerini söyledi.

İçinde 50-80 arı olan her bir kolonisinin maliyeti 80-100 dolar olan bombus arısının, ancak belli büyüklükteki işletmelerde kullanılabildiğini vurgulayan Atlı, seracılıkta yüzde 5 olan bombus kullanımının, muhtemelen gelecek yıllarda yüzde 50’ye kadar çıkabileceğine işaret etti.

Bombus arıları ile üretilen domateste üretimin ve kalitenin daha iyi olduğunu, bu nedenle hormon fiyatları arttıkça üreticinin buna yöneleceğini vurgulayan Atlı, arı kullanımı halinde arıları öldürmeyen ilaçların kullanımının da zorunlu hale geldiğini ve böylece ilaç kalıntısı riskinin azalacağına dikkati çekti.

Dünyadaki firmalar, düşük ısılarda da uçabilen bu arıları ıslah edip, kış uykusuna yatmasını engelliyor, böylece bu arılarla düşük ısılarda da üretimin devam etmesini sağlıyor.

AÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şebnem Ellialtıoğlu da, domates, kabak ve patlıcan dışında hiç bir sebze ve meyve üretiminde hormon kullanılmadığını, bu sebzelerde çiçek aşamasında kullanılan hormonun da ürün yetişene kadar geçen 50-60 günlük sürede parçalanması nedeniyle, insan sağlığı açısından risk oluşturmadığını vurguladı. Hormonun sadece, sıcaklığın yeterli olmadığı Aralık, Ocak ve Şubat aylarında kullanıldığını hatırlatan Prof. Ellialtıoğlu, seraların ısıtılması halinde hormon kullanımına gerek kalmayacağına işaret etti.