Genel SağlıkHABERLER

HİPERTANSİYONLA DA YAŞANIR

Her üç erişkinden birinde görülen ve başta kalp, böbrek ve beyin olmak üzere vücudun birçok organında hasarlara neden olan hipertansiyonun tedavisinde son derece sevindirici ilerlemeler kaydedildiği belirtildi.

Dünyaca ünlü Kalp Uzmanı Prof. Furberg’den müjdeler var.

Dünyanın önemli kalp uzmanlarından Prof. Furberg, diğer antihipertansif ilaçlarla kıyaslandığında ‘losartan’ ın çok büyük avantajlar sağladığını söyledi. Prof. Furberg, yakın zamanda sonuçlanan LIFE çalışması ile ‘losartan’ın felç, miyokart enfarktüs ve kardiyovasküler ölümü diğer ilaçlara göre anlamlı derecede azalttığının ispatlandığını belirtti.

Birçok tıp kitabında ‘sessiz katil’ olarak tanımlanan hipertansiyonun tedavisinde meydana gelen gelişmeleri değerlendiren dünyanın önemli kalp uzmanlarından Prof. Furberg, alınan sonuçların hipertansiyonlu hastaları tedavi etme biçiminde yeni bir çağ başlatacağını söyledi.

Antalya’da gerçekleştirilen XVIII. Ulusal Kardiyoloji Kongresi’ne katılmak üzere Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Curt Daniel Furberg, 7 ülkede, 945 çalışma merkezinde yaklaşık 10.000 hipertansiyon hastasının değerlendirildiği beş yıl süren LIFE çalışmasının sonuçlarını Türk doktorları ile paylaştı. Prof. Furberg, ‘LIFE çalışması, losartan etken maddesinin, günümüzde en sık kullanılan kan basıncı düşürücü ilaçlardan biri olan atenolole oranla, yüksek tansiyona bağlı inme riskini yüzde 25, kardiyovasküler hastalık ve ölüme ait birleşik riski ise yüzde 13 azalttığını göstermiştir. Bu sonuçlar, hipertansiyon tedavisinde bugüne kadar elde edilen en çarpıcı sonuçlardır’ dedi.

Felç riskini azaltıyor

Hipertansiyonun neden olduğu en dramatik hastalıklardan biri olan ve halk arasında felç olarak bilinen inme, A.B.D’de ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Her 53 saniyede bir, bir inmenin meydana geldiği A.B.D’de, bu inmelere bağlı olarak her 3.1 dakikada bir, bir kişi hayatını kaybediyor ve inme vakalarının A.B.D ekonomisine doğrudan ve dolaylı maliyeti yıllık 51 milyar doları aşıyor.

Böbrek nakline giden süreci yavaşlatıyor

İnmenin ortaya çıkması durumunda beyin ve vücutta meydana gelen hasarın giderilmesinin son derece güç olduğunu ve asıl yapılması gerekenin inmeye neden olan etkenlerin başında gelen hipertansiyonun engellenmesi gerektiğini belirten Prof. Furberg, ‘LIFE çalışması, ‘losartan’ın mevcut standart tedavi olan atenolole oranla inme riskini yüzde 25 azalttığını göstermiştir’ dedi. Tüm dünyada yaklaşık 150 milyon kişinin Tip 2 diyabet hastası olduğu bilinmektedir. Hipertansiyon, bu diyabetli hastalarda, diyabetli olmayan bir hipertansif hastaya oranla 3 misli daha fazla organ hasarına neden olmaktadır. Yine ‘losartan’la yapılan RENAAL çalışmasında, ilk defa bir antihipertansifin (losartan), diyaliz ve böbrek yetersizliği riskini yüzde 28 oranında azalttığını söyleyen Prof. Dr. Curt Daniel Furberg, şöyle konuştu:

‘Diyabet ve hipertansiyonun beraber seyrettiği hastaların yüzde 30’u diyaliz makinası veya böbrek nakline gereksinim duyan ‘son dönem böbrek yetersizliği’ ile karşılaşmaktadır. Losartan tedavisi, diyalize veya böbrek nakline giden süreyi yavaşlatıyor. Her yıl sadece A.B.D’de 80 bin yeni hastaya son evre böbrek hastalığı tanısı konulduğu ve bu hastalığın ülke ekonomisine getirdiği yükün 20 milyar doları bulduğu düşünülüyor. Sadece ‘losartan’ kullanımıyla sağlanacak tasarruf ise yılda 3.1 milyar dolar civarındadır. Bu, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sağlık tasarruflarının çok daha anlamlı kaynaklara yönlendirilmesini sağlayacaktır. Losartan’ın hasta açısından bir başka avantajı da neredeyse yok denecek kadar az olan yan etki profilidir’. Antihipertansif ilaçlar konusunda geniş araştırmalarıyla tanınan Prof. Furberg günümüzde kalsiyum kanal blokerleri olarak tanınan ve içinde ‘amlodipin, nifodipin’ gibi etken maddelerin bulunduğu ilaçların yüzde 27 daha fazla miyokard enfarktüsü, yüzde 26 daha fazla kalp yetersizliği ve yüzde 11 daha fazla kardiyovasküler olay riski oluşturduğunu ifade etti ve bu ialçların kullanımında dikkatli olunmasını tavsiye etti.