AÇIK AMELİYATLAR TARİH OLUYOR…
İstanbul’da başlayan Jinekolojik Endoskopi Kongresi’nde konuşan Türk Jinekolojik Endoskopi Derneği Genel Sekreteri Prof.Dr. Fatih Şendağ, Türkiye’de sezeryan dışında kanser tedavisi de dahil tüm jinekolojik ameliyatların laparoskopik yöntemle yapılabildiğini söyledi. Prof.Dr. Şendağ, “Basit bir yumurtalık kisti yüzünden hastaların karnının açılması devri kapanıyor” dedi.
Türk Jinekolojik Endoskopi Derneği’nin ev sahipliğinde düzenlenen 5. Uluslararası AAGL Minimal İnvaziv Jinekoloji Kongresi İstanbul’da başladı. Dünya genelinde laparoskopik ameliyat yapan toplam 1000 jinekolog cerrahın katıldığı Kongre, 7-9 Nisan 2011 tarihleri arasında İstanbul Swissotel’de gerçekleşiyor. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen kongrenin açılışı dolayısıyla Avrupa ve Amerika Jinekolojik Endoskopi Derneği Başkanları da İstanbul’a geldiler. Türk Jinekolojik Endoskopi Derneği Başkanı Prof. Dr. Onur Bilgin, açık ameliyat yerine kapalı operasyonların dünyada hızla yaygınlaştığını ifade ederek jinekoloji alanında miyom, çikolata kisti, endometriosis, rahim almanın yanısıra kanser tedavilerinin dahi artık laparoskopik yöntemle yapılabildiğini kaydetti.
‘KAPALI AMELİYAT’ BİLİNCİ OLUŞMALI
Türk Jinekolojik Endoskopi Derneği Genel Sekreteri Prof.Dr.Fatih Şendağ, Türkiye’de hastaların bilinçli bir şekilde hareket etmeleri gerektiğini ifade ederek kapalı ameliyat olabilecekleri merkezleri araştırmalarını önerdi. Türkiye’de kapalı ameliyatların yaygınlaşmamasının iki ana sebebe dayandığını belirten Şendağ, bu nedenlerden birini laparoskopi konusunda eğitim eksikliği olarak açıkladı. Diğer nedeni ise endoskopik ameliyatların devlet politikası olarak benimsenip SGK tarafından yeterince desteklenmemesine bağlayan Prof. Dr. Şendağ şöyle konuştu: “Ülkemizde malesef jinekolojik alanda laporoskopik cerrahiler tam anlamıyla desteklenmiyor. Doktorlar da bu konuda yeteri kadar bilgiye sahip değil. Jinekolojik Endoskopi Derneği tarafından doktorlara ve hemşirelere laparoskopi eğitimleri veriliyor. Tüm ameliyatlar içinde laporoskopik ameliyatların oranı sadece yüzde 5’lerde. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 30’lara çıkmış durumda. Bizim hastalara mesajımız şu; artık bir çikolata kisti, rahim ameliyatı, miyom, endometriosis hatta kanser tedavilerinin açık ameliyata gerek kalmadan yapılabildiğinin bilinmesi gerekiyor. Hastanın tek yapması gereken araştırıp kapalı ameliyat yapan merkezlere başvurmasıdır. Hasta hastanede yatak işgali olmadan ve iş gücü kaybına uğramadan günübirlik taburcu olarak hızla iyileşebilmektedir. Artık doğum yapmamış kadınların basit bir kist nedeniyle açık ameliyat olması ileriye dönük riskler taşıyor. Laparoskopik yöntem sayesinde ileride çocuk sahibi olabilmelerinin önündeki riskleri kaldırmak mümkün” diye konuştu.
Toplantıya katılan Amerikan Jinekolojik Laparoskopi Derneği Başkanı Linda Bradley ve Avrupa Jinekolojik Laparoskopi Derneği Başkanı Hans Brolmann, Kongre’nin İstanbul’da düzenlenmesinin, Türkiye’nin son dönemde laparoskopik cerrahi alanındaki kaydettiği gelişmeler sayesinde olduğunu ifade etti.
SES DALGASIYLA MİYOM KIRMA OPERASYONU
Amerika, Kanada, İtalya, Almanya ve Türkiye’deki hastanelerden laparoskopik yöntemle canlı cerrahi operasyonlarının izleneceği Kongre’de, Türkiye’ye ilk kez getirilen teknolojiler de tanıtıldı. Türk Jinekolojik Endoskopi Derneği Genel Sekreteri Prof.Dr.Fatih Şendağ, rahim içinde yer alan miyomların ses dalgasıyla kırılması konusunda geliştirilen teknolojiyi anlattı. Prof. Dr. Şendağ, “Miyomları, yeni geliştirilen cihaz sayesinde ses dalgalarıyla kırarak etkisiz hale getiriyoruz. Bu teknoloji Türkiye’ye ilk kez geliyor” diye konuştu.
Kongre alanına getirilen Da Vinci robotuyla yapılabilen jinekolojik ameliyatlar konusunda da bilgi veren Prof.Dr.Fatih Şendağ, artık cerrahların hastayı joystick yardımıyla ameliyat edebildiğini kaydetti.
Laparoskopi ve Avantajları Hakkında:
Halk arasında ‘kansız’ ya da ‘kapalı’ ameliyat olarak bilinen modern cerrahi yöntemi Laparoskopi; en sık olarak kısırlık araştırmalarında, gebe kalmada güçlük çeken infertil hastaların takip ve tedavileri esnasında gebe kalmalarına engel olacak bir problemin var olup olmadığını araştırmak amacıyla yapılır. Kadın daha önce yumurtalık veya rahimle ilgili iltihaplı bir hastalık geçirmişse veya karın bölgesinde herhangi bir ameliyat uygulanmışsa yumurtalık kanallarındaki durumu değerlendirebilmek için laparoskopi yapılabiliyor.
En sık yapılan operasyonlar, yumurtalık kistleri, çikolata kistleri, miyom ve yumurtalık kanallarıyla ilgili operasyonlardır. Gerektiğinde sebebi belli olmayan kronikleşen kasık ağrıları veya belli hastalarda kısırlık sebebinin araştırılması ve tedavisinde laparoskopi uygulanmakta.
Günümüzde laparoskopinin sınırları oldukça genişlemiş; rahmin çıkartılması (histerektomi), kanser ameliyatları, rahim sarkması ve hatta idrar kaçırma operasyonları da yapılabilmekte.
Milimetrelik bir delikten girilerek uygulanan kapalı yöntem tedavinin sonucunda, ameliyat sonrası çok daha az ağrı kesiciye ihtiyaç duyulur, hastada ameliyat izi kalmaz, hastanede yatış gerektirmez ve enfeksiyon kapma riski azalır, normal hayata dönüş süresi kısalır ve yumurtalık kanallarının tıkanarak kısırlık oluşmasına engel olunur. Çoğu hasta 3 – 4 gün içinde normal yaşamlarına dönebilmektedir. Laparoskopinin bir diğer üstünlüğü ise karın kesisine bağlı komplikasyonlardan (enfeksiyon, yara açılması ve fıtık) sakınılmasıdır. Birçok kadın hastalığının tedavisinde kullanılan kapalı yöntem, ameliyat sonrası kadınlarda oluşan kısırlık riskini de azaltmaktadır.
