Genel SağlıkHABERLER

VARİKOSEL KONUSUNDA YANLIŞ BİLİNENLER VE BİLİMSEL GERÇEKLER:

Varikosel tanısı doppler ultrason ile değil, el muayenesi ile konulmalıdır. Doppler ultrason ile çok sayıda kişiye hatalı olarak varikosel teşhisi konulmakta ve gereksiz ameliyatlar yapılmaktadır. El ile muayenede saptanamayan varikosel ameliyat edilmemelidir; fayda sağlamaz.

Varikosel saptanan erkeğe öncelikle tüp bebek, ICSI, aşılama gibi yardımlı üreme yöntemleri uygulanmamalıdır. Varikosel spermin kromozomal yapısını bozarak (DNA fragmantasyonu) yumurtayı dölleme gücünü azaltmakta; döllese dahi düşük oranını arttırmaktadır.

Varikosel cerrahisinin teknik olarak en başarılı ve komplikasyon oranı en düşük yöntemi mikrocerrahidir. Mikrocerrahi varikosel ameliyatında teknik başarı %99 üzerine çıkmakta, önemli komplikasyon oranı %0’a, önemsiz komplikasyon oranı %3-5’e yaklaşmaktadır. Diğer cerrahi tekniklerde hidrosel riski %40’a, atardamar hasarı %5’e kadar çıkmaktadır.

Mikrocerrahi varikosel ameliyatı basit bir cerrahi girişim değildir; mikrocerrahi konusunda eğitim görmüş, deneyimli ellerde başarılıdır, her teknik gibi hatalı ve yetersiz uygulamaları ciddi komplikasyonlara, organ kaybına yol açabilir. Başarısız varikosel ameliyatı sonrası komplikasyonlar nedeni ile sorun yaşayan, spermiyogramları daha da bozulan çok sayıda kişi bulunmaktadır.

Varikosel nüks etmez, yapılmış olan cerrahi yetersiz kalabilir ve mikrocerrahi düzeltme ameliyatı uygulanabilir. Mikrocerrahi dışı ameliyat yöntemlerinde uygulanan teknik nedeni ile yetersiz cerrahi oranı %40’a kadar çıkmaktadır.

Her uygulanan mikrocerrahi ile varikosel ortadan kalkmayabilir, atardamar ve lenfatik kanal hasarları ile hidrosel ve organ kaybı yaşanabilir; uygulanan teknik kadar tekniğin ne kalitede uygulandığı da çok önemlidir! Ülkemizde 1992’de başlatarak 2500 adet kadar gerçekleştirdiğim bu tekniği bir çok asistanıma öğreterek Türkiyenin değişik yörelerinde de yaygınlaşmasına katkıda bulunmaya çalıştım. Özellikle üniversite hastanelerinin Androloji ile ilgilenen öğretim üyeleri arasında mikrocerrahi varikosel ameliyatı son yıllarda tercih edilen yöntem haline gelmiştir. Dünyanın seçkin klinikleri de mikrocerrahi tekniği benimsemiştir.

Erkek Kısırlığı ve Mikrocerrahi Varikosel Ameliyatı

Evli çiftlerin yaklaşık % 15-20 kadarı istedikleri zamanda ve sayıda çocuk sahibi olamama sorunu yaşamaktadırlar. 1990’lı yıllardan itibaren ortaya çıkan teknolojik gelişmeler sayesinde kısırlık büyük bir oranda tedavi edilebildiği için günümüzde kısırlık kelimesi yerini dölleme güçlüğüne terk etmektedir.

Çiftlerin çocuk sahibi olabilme sorununda, sadece erkeğe bağlı faktörler % 20 olup, ayrıca yaklaşık % 40 çiftte de erkekteki sorun kadındaki soruna eklenmektedir. Böylelikle, çocuk sahibi olmakta zorluk yaşayan çiftlerin % 50-60’ında, erkekteki bir sorunun kısmen de kısırlık sorununa katkısı olduğu ortaya çıkmaktadır. Erkekte kısırlıkla ilgili sorunların çoğu muayene ve sperm tahlilinden anlaşılabilirse de, bazı durumlarda özel tetkikler gerekebilir. Erkek kısırlığına çoğunlukla ilaç veya ameliyat vb. yöntemler ile tedavi edilebilen, bazıları tedavi edilemeyen, hatta henüz tamamen tanımlanamayan çok değişik etkenler sebep olabilmektedir.

Tedaviler sonucu birçok erkeğin sorununu gidererek normal cinsel ilişki ile çocuk sahibi olmalarını sağlayabiliyoruz. Erkek muayene edilmeden ve uzman bir laboratuarda spermiyogram yapılarak bu konuda deneyimli bir Üroloji uzmanı tarafından değerlendirilmeden kadına yönelik kısırlık tedavilerine başlanması sık görülen yanlış bir uygulamadır. Erkek kısırlığının bazı hallerde altta yatan ve hayatı tehdit eden ağır bir hastalığın ilk bulgusu olabileceği de unutulmamalıdır.

Tetkikler:

Kısırlık açısından erkeğin değerlendirilmesi, ilk aşamada Ürolog-Androlog ile yapılan bir görüşme ve doğru şartlarda sperm verilerek, W.H.O ( Dünya Sağlık Örgütü) kriterlerinde değerlendirilen iki adet spermiogram tetkiki ile başlatılır. Ülkemizde birçok alanda olduğu gibi, laboratuar tetkiklerinde ve özellikle Androloji alanındaki tetkiklerde de büyük bir çoğunlukla bilimsel standartların uygulanmaması, incelemenin kalite kontrolü altında yapılmaması, uygun olmayan şartlarda verilen spermin doğru protokollerle değerlendirilmemesi kısırlık tetkiklerinin önemli oranda yanıltıcı sonuçlar vermesine sebep olmaktadır. Bu neden ile sadece bildiğim ve güvendiğim laboratuarların spermiyogram sonuçlarına yorum yapmaktayım. Doğru formatta olmayan, birbiri ile çelişkili spermiyogramlara göre yorum yapmak hem hekimi zor durumda bırakmakta hem de hastanın tedavi şansını zora sokmaktadır.

İlk basamak değerlendirme sonucu muayene veya sperm testinde sorun belirlenmesi halinde daha detaylı tetkiklere geçilecektir. Bu tetkikler spermle yapılan daha detaylı tetkikler, hormon analizleri, ultrasonografi ve bazı diğer radyolojik ve genetik testler olabilir. Gerekli tetkiklerin tamamlanması sonucu erkeğin menisindeki sperm hücrelerinin sayı, hareketlilik ve kalitesi arttırarak, dölleme kapasitesini yükseltecek tedavilere geçilir. Bu aşamada, eşin tetkiklerini yapan Jinekolog ile konsülte edilerek çiftin en kolay, ekonomik ve doğal yoldan çocuk sahibi olabilmesi için uygulanacak tedavi basamakları saptanmalıdır.

Kısırlık sorunu olan erkeklerin bir kısmı, eksikliği saptanan hormonların yerine konması veya uygun hormonal yapısı olan hastalarda ilaçlar ile sperm sayıları arttırılarak tedavi edilebilir.

Sperm tahlilinde hiç sperm hücresine rastlanmayan hastalar detaylı tetkikler ile değerlendirilerek testislerde sperm üretimi olup olmadığı ve spermin geçtiği kanallarda tıkanıklık durumu araştırılır. Testislerinde sperm üretimi olduğu halde, spermiyogram tetkiklerinde hiç sperm hücresine rastlanmayan hastaların bir kısmı özel mikrocerrahi veya endoskopik yöntemlerle tedavi edilerek normal cinsel ilişki yolu ile çocuk sahibi olmaları sağlanabilir.

Varikosel ve mikrocerrahi yöntem ile ameliyatı :

Erkeklerin % 15’inde ve kısırlık tanısı ile müracaat eden erkeklerin % 40’ında saptanan varikosel (testis damarlarında genişleme, varisleşme), sperm üretimini bozan en önemli etkenlerden biridir. Varikosel erkeklerde en sık rastlanan ve mikrocerrahi ameliyat sonucu en başarılı sonuç aldığımız kısırlık sebebidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) araştırmalarında olduğu gibi 2500 ameliyata yaklaşan şahsi deneyimim de varikoselin kısırlık üzerindeki etkisini ve başarılı tedavisinin kısırlık sorununa katkısını bilimsel olarak ortaya koymaktadır. Varikosel, testislerde ısı artışı ve toplardamardaki kullanılmış kanın testise geri akımı sonrası mikro dolaşımı etkileyerek sperm üretimini bozar; sayı, hareketlilik, yapı ve kromozomal yapıya etki sonucu dölleme kapasitesini olumsuz etkiler. Varikosel saptadığım bir kişiye kısırlık sorunu için öncelikle mikrocerrahi varikosel ameliyatı öneriyorum, varikoseli olanlara ilaç tedavisi veya tüp bebek yöntemleri uygulamayı doğru bulmuyorum. Değişik ağırlık derecelerinde görülebilen varikoselin tanısı bu konuda deneyimli bir Üroloji- Androloji uzmanı tarafında doğru şartlarda yapılacak detaylı bir muayene ile konulmalıdır. Sadece doppler ultrasonografi ile saptanabilen varikosellerin ameliyat edilmesi fayda sağlamadığından çok özel durumlar dışında varikosel tanısı için hassas bir muayeneden başka herhangi bir tetkik (ultrason vb.) istenmemelidir.

Bazen ağrı sebebi de olabilen varikosel genelde bir sağlık sorunu olmayıp sadece çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerde saptandığı takdirde önem taşır. Ergenlik çağında başlayan varikosel testislerin gelişmesine engel olabilir, sperm üretimine olan olumsuz etki yıllar içinde giderek artar. Ülkemizde erkeklerin genç yaşta evlenmeleri sayesinde varikoselden çok fazla etkilenmeden bir çocuk sahibi olabildikleri, daha sonraki yıllarda ise ikinci bir çocuk sahibi olmayı istediklerinde yıllar içinde artarak süregelen varikosel etkisi nedeni ile ikinci çocuklarının olmaması sık görülen bir durumdur.

Varikosel mikrocerrahi yöntemler kullanılarak başarı ile tedavi edilebilen ve en sık rastlanan erkek infertilitesi sebebidir. Tanısı doğru olarak konulan ve mikrocerrahi yöntemlerin başarılı uygulaması ile tedavi edilen varikosel vakalarında spermiyogram değerlerinde % 80’in üzerinde istatistiki anlamlılık gösteren düzelme sağlanır. Bu hastaların çoğu başka bir tedavi gerektirmeden çocuk sahibi olabilirler. Geri kalanların önemli bir kısmı ise rahimiçi aşılama gibi, tüp bebek uygulamasından daha kolay ve ekonomik bir yöntemden faydalanabilir düzeye ulaşacaklardır.

Daha önce varikosel ameliyatı geçirmiş fakat olumlu netice alamamış olanların önemli bir kısmında nüks varikosel tabir edilen durum saptanmaktadır. Gerçekleştirilen ameliyatın teknik nedenler ile yetersiz kaldığı bu vakalarda mikrocerrahi düzeltme ameliyatı uygulanarak olumlu sonuç alınabilmektedir.

Tüp bebek (mikroenjeksiyon) uygulamalarından önce varikoselin ameliyat edilmesi ile sperm hücrelerinin döllenme yeteneğini azaltan kromozomal yapı üzerine etkinin ortadan kaldırılması sonucu hamilelik oranlarının arttığı saptanmıştır.

Kısırlık sorunu olan erkeklerde varikosel teşhisinin muayene ve doppler ultrasonografi yöntemlerinin hatalı uygulanmaları sonucu ve bazen maalesef ticari kaygılar ile gereğinden fazla konulduğunu ve gereksiz yere ameliyatlar yapıldığını bilmekteyiz. Mikrocerrahi yöntemi ülkemizde başlattığım 1993 yılından itibaren 2500’den fazla mikrocerrahi ameliyat gerçekleştirmiş olmama rağmen varikosel tanısı ile bana ameliyat için başvuran yüzlerce kişiye de ameliyat olmaları gerekmediğini zorlukla izah etmek zorunda kaldım.

Özel mikrocerrahi tekniklerin kullanılmasıyla gerçekleştirilen bu hassas operasyon yerine uygulanan diğer teknikler veya mikrocerrahinin başarısız uygulanması sonucu varikosel ameliyatı geçiren hastaların yaklaşık % 40’ında varikosel ortadan kalkmamaktadır. Ameliyat edilen hastaların bir kısmında ise lenf kanallarının bağlanması sonucu hidrosel, hatta atar damarların bağlanması sonucu testisin dumura uğraması gibi ciddi ve hatta düzeltilmesi mümkün olmayabilecek komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Fayda oranı % 80’lerin üzerinde olan varikosel ameliyatının gereksiz ve başarısız uygulamaları sonucu bu oran % 20’lere dek düşebilir. Bu nedenle ameliyat önerilen kişilerin konuyu basite almayıp detaylı tetkik ederek uzmanlar ile konsülte etmeleri uygundur.

Diğer tedavi yöntemleri:

Çeşitli ilaç tedavileri, mikrocerrahi veya endoskopik müdahaleler sonucu normal cinsel ilişki ile çocuk sahibi olamayan fakat yeterli düzelme sağlanan vakalarda rahim içi aşılama yöntemi ilk seçilecek yardımlı üreme tekniğidir. Tüp bebek-mikroenjeksiyon yöntemlerine göre daha basit, ekonomik ve benzer başarı oranlarına sahip olan bu aşılama (IUI) yönteminde eşin adet döneminde daha fazla yumurta üretmesi ilaçlarla sağlanır ve uygun zamanda erkek, laboratuarda sperm verir. Erkeğin verdiği spermlere, uygun fizik ve kimyasal ortamlarda hareketlilik kazandırılır, dölleme yeteneğine sahip olabilecekler seçilerek uygun ortamda iletildikleri Jinekolog tarafından rahim içine özel bir kanül ile enjekte edilir. Bu yöntemde her denemede % 20 kadar hamilelik şansı vardır (tamamen normal insanlarda adet dönemi başına hamilelik şansı % 30-35′ tir). Son zamanlarda bazı yeni uygulanan maddeler ile (PAF-IUI) bu oranlarda ciddi artışlar sağlandığı bildirilmektedir. Bu kolay ve ekonomik yöntem eşin takibi ve sperm hazırlama işlemlerinin doğru şekilde uygulanmasıyla en az 4 adet dönemi süresince denenmelidir.

Bu yöntemden sonuç alamayan veya bu yönteme uygun spermiogram değerlerine sahip olmayan erkekler için son çare bir tüp bebek yöntemi olan ICSI (Intra Cytoplasmic Sperm Injection) uygulanmasıdır. Tüp bebek yönteminde tek bir sağlıklı spermin tek bir yumurtanın içine laboratuarda yerleştirilmesiyle döllenme sağlanır ve döllenen yumurta kadının rahmine yerleştirilir. Bu esnada kadına çok yumurta üretmesi için verilen yüksek doz hormonlar ciddi sağlık sorunlarına ve erken menopoz gibi istenmeyen etkilere yol açabilir. Çocuklar genelde sağlıklı doğmakla birlikte düşük oranlarında ve doğumsal anomalilerde bir miktar artış olduğu bilinmektedir. Mikroenjeksiyon adı da verilen bu pahalı ve zor yöntem tüm sakıncalarına rağmen eskiden çocuk sahibi olamayacağı düşünülen fakat menisinde veya testislerinde çok az sayıda da olsa spermi olan erkekler için bir şans doğmasını sağlamıştır; her denemede çocuk sahibi olma oranı % 25-30 civarındadır (Take home baby rate).

Son zamanlarda hiç sperm hücresi olmayan erkekler için de kopyalama ve diğer vücut hücrelerinden döl hücresi elde etme gibi (kök hücre) ümit veren eden çalışmalar yapılmaktadır. Henüz hayvan deneyleri aşamasında olan bu yöntemlerin yakın bir gelecekte yaygın olarak kullanılabileceği umulmaktadır.

SIK SORULAN SORULARA CEVAPLAR:

Bebeği olmayan çiftler öncelikle ne yapmalı, erkek mi kadın mı ilk olarak doktora başvurmalı?

Çocuğu olmayan çiftler eş zamanlı tetkik edilmelidir. Kadınlar bir Kadın-Doğum uzmanı erkekler ise bir Üroloji-Androloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Bu iki uzmanın iletişim içinde olmaları da çok faydalıdır. İlk başta direkt olarak özel bir tüp bebek merkezine gitmek doğru değildir. Tüp bebek-mikroenjeksiyon yöntemlerine başvurmadan daha kolay ve ekonomik olarak birçok çift tedavi edilerek çocuk sahibi olabilecekken direk tüp bebek uygulamalarına geçilmesi doğru bir yaklaşım değildir.

Erkek kısırlığının nedenleri ve çeşitlerini maddeler halinde anlatır mısınız?

Erkek kısırlığı çok çeşitli nedenlerden ortaya çıkabilir: hormonal nedenler, genetik-ailevi nedenler, geçirilmiş iltihabi hastalıklar, geçirilmiş ameliyatlar, doğumsal anormallikler, çevresel , kimyasal etkenler vb. En sık görülen ve mikrocerrahi ile olumlu sonuç alınabilen bir neden de yumurtalık damarlarında varisleşme olarak basitçe tanımlanabilecek olan varikoseldir.

Erkek kısırlığı ilaçlara bağlı olabilir mi?

Eroin, morfin gibi maddelerin kullanımı ve vücut geliştirme çalışan insanların doping için aldıkları maddeler, çocuk olmasını engelleyebilir ve zorlaştırıcı etkilerde bulunabilir. Bu tip ilaçlar kasları kuvvetlendirmek adına vücudun normal hormonal düzenini bozar, dışarıdan bol miktarda vücuda alınması sonucu bunların vücutta üreten hücreler ve sistemler zayıflayarak devre dışı kalabilir.

Sigara kısırlık nedeni olabilir mi?

Sigara sperm yapısı üzerinde olumsuz etki yaratır. Yapılan geniş sayıda araştırmalarda sigara kullanan erkeklerde bu tip sorunların daha fazla olduğu gözlemlenmektedir.

Alkol kullanımı kısırlık nedeni mi?

Hayır sosyal anlamda alkol kullanımının spermler üzerinde bir etkisi yoktur. Alkol de uzun süreli ve sık kullanımında sorun yaratır. Ancak sigara alkolden daha zararlıdır. .

Erkeklerde kısırlık nedenlerinden biri olan kanal tıkanıklığı nasıl oluşur?

Tüplerde tıkanıklık 4 farklı sebebe bağlıdır.

1-Zaman içerisinde gelişen kistlere bağlı olarak tıkanıklık ortaya çıkabilir.
2- Doktor eliyle yani vazektomi denilen bir doğum kontrol yöntemi sonucu tüplerin bağlanmasıyla gelişebilir.
3- Doğumsal olabilir. Genetik nedenlerle nakil yolları olan tüplerin kısmen veya tamamen gelişmemesi sonucu ortaya çıkar.
4- Cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar sonucu da bu kanallarda tıkanmalar oluşabilir. Gonore (bel soğukluğu) gibi kadınlardan cinsel ilişki ile kapılan tedavi hastalıkların edilmemesi sonucu kısırlık ortaya çıkabilir.
Tıkanıklık nedeni olan kısırlıkları artık özel mikrocerrahi ve endoskopik yöntemler ile çoğu vakada başarı ile giderip normal yolla hamile kalınması sağlanabilmektedir.

Kabakulak kısırlık yapar mı?

Kabakulak hastalığını ergenlikten sonra geçiren erkeklerin yüzde 30’unda yumurtalıkta şişme ortaya çıkar; virüs yumurtayı da etkiler Eğer çift taraflı olursa ve döl hücreleri üreten yumurtalar tamamen zarar görürse kısırlık ortaya çıkar.. Bu hastalığı çocuklukta geçirmeyenlerin ergenlik dönemi ve sonrasında kabakulak aşısı olmaları, eğer hastalığa yakalanırlarsa da yumurta iltihabını önleyen ilaçlar kullanmaları gerekir.

Tüm bu kısırlık nedenlerinden hangileri tedavi edilebilir?

Erkek kısırlığının en sık rastlanan ve tedavisi mümkün olan nedeni varikoseldir. Ergenlikte başlayan yumurta damarlarındaki varisleşme giderek ilerler ve spermlerin sayı, hareketlilik ve dölleme gücünü zamanla düşürür. Geç kalınmadan ve özel mikrocerrahi teknik ile ameliyat edilerek ortadan kaldırılabilir. Mikrocerrahi yöntemin ehil ellerde teknik başarısı %99 un üzerinde olup hastaların %80’ i ameliyattan fayda görür. Eski yöntemler ile başarısız varikosel ameliyatı geçirenlere de mikrocerrahi teknik ile düzeltme ameliyatı yapılabilir. Son 15 yılda yaklaşık 2500 kişiye uyguladığım bu yeni yöntem ile birçok hasta doğal yoldan çocuk sahibi olmuştur. Ayrıca bu teknik ile aşılama ve tüp bebek yapılması gereken hastalarda da döllenme oranları artmaktadır. Meni kanallarında tıkanıklık saptanırsa bunu ortadan kaldırıcı mikrocerrahi ya da endoskopik ameliyatlar da yapılabilmektedir. Sonuç alınamayan durumlarda basamaklı olarak yardımlı üreme teknikleri uygulanır. Öncelikle erkeğin sperm üretimini maksimum düzeye çıkarılır daha sonra bir aşılama yada tüp bebekle döllenme sağlanır. Hormon eksikliği olanlarda ise ilaçlarla tedavi mümkündür.

Aşılama nasıl bir yöntemdir?

Erkeğin laboratuarda meni vermesi sonucu en iyileri seçilip bazı kimyasal maddeler ile hareketlilik arttırılır. Aynı şekilde kadının da yumurta sayı ve kalitesi ilaçlarla artırdıktan sonra aşılama işlemi bir Kadın-Doğum uzmanı muayenehanesinde aşılama yapılabilir. Anesteziye ihtiyaç olmadan erkeğin spermi bir çeşit enjektörle kadının rahmine bırakılır ve spermlerin yumurtayı döllemesi beklenir. Bu yöntem hem erkek hem de kadın kısırlığında kullanılır. Varikoseli olanların bu işlem öncesi tedavisi başarı şansını arttırır.

Sperme bağlı kısırlık sorunları nelerdir?

Miktar azlığı, kıvamı bozukluğu, hücre hareketliliğinde düşüklük, hücrelerin ölü olması ve iltihap gibi nedenler olabilir. Sperm hücrelerinde yapısal bozukluk da görülebilir. Bunlar göz ile saptanamaz uzman Androloji laboratuarlarında boyama yöntemleri ve mikroskopik analiz ile bu konuda özel eğitimli teknisyenler tarafından değerlendirilir.

Kimin günümüzde kesinlikle çocuğu olmaz?

Yumurtasında hiç sperm hücresi olmayan erkekler çocuk sahibi olamaz. Ancak ilerleyen teknoloji ve kök hücre çalışmalarının gelişmesi ile bu sorunun da ortadan kalkacağı öngörülmektedir. Vücuttan elde edilen kök hücre sperm hücresine farklılaştırılarak yumurtasında dahi hiç sperm hücresi olmayanların çocuk sahibi olabilmeleri için çalışmalar yapılmaktadır. Klonlama yani kopyalama tekniğinde ise sadece çiftlerden birinin genetik materyali kullanıldığından doğacak çocuk ortak bir ürün olmayıp çiftlerden birinin genetik kopyası olmaktadır.

Türkiye’de yapılamayan kısırlık tedavileri var mı?

Hayır, her ameliyat ülkemizde başarı ile yapılabilmektedir. Hatta vaka çokluğu nedeni ile başarı oranları en ileri merkezlerin üzerinde gerçekleşebilmektedir, örneğin; çalışmalarıma yurt dışında devam etseydim 2500’den fazla mikrocerrahi varikosel ameliyat sayısına ulaşamazdım. Hastalara düşen bu konuda gerçekten uzman olan kişilere ulaşmak, sadece maddi kaygı ile yapılan ticari uygulamalardan sakınmaktır, öncelikle tıp fakültelerinin üroloji kliniklerinden görüş alınmasını öneririm.

Çocuğum olmuyor diyen bir erkeğin nereye başvurması gerekiyor?

Androloji ile ilgilenen bir Üroloji uzmanına başvurması gerekiyor. Androloji iki kollu bir bilim dalıdır; infertilite kısırlık, impotans ise erkeklik sorunları ile ilgilenir. Çiftler direk tüp bebek merkezlerine değil önce bu konuda deneyimli uzman doktorlara başvurarak tedavi olmalıdır. Böylelikle birçok basit sorun tedavi edilir, doğal yoldan çocuk sahibi olunabilir. Tüp bebek gibi pahalı ve komplikasyonlu bir yöntem sadece gerek duyulan çiftlerde ve son çare olarak uygulanmalıdır. Mesela yumurtasında kanser başlangıcı olan bir erkeğin sperm sayıları azalır ve bu kişi bir Ürolog tarafından görülmeden tüp bebek uygulamasına girer ise hayatı tehlikeye girer. Aynı şekilde basit bir girişim ile düzelecek farklı bir sorun da atlanabilir.

Tedaviye nasıl başlamalıyız?

Aslında her ikisinin de aynı anda başvurması gereklidir fakat önce erkeğin tetkiklerinin yapılmasında fayda vardır. Kültürel yapımız gereği kısırlık söz konusu olduğunda hep kadınlar doktora gönderilmekte, erkekler ancak en son aşamada gitmekte ya da hiç doktora gitmemeyi tercih etmektedirler. Öncelikle kadınların kısırlığı son aşamasına kadar araştırılmakta hatta gereksiz yere birçok tedaviler uygulanmaktadır. Çocuğu olmayan bir erkek önce Androloji konusunda uzman bir Üroloji uzmanına, bir Androlog’a başvurmalıdır. Önce muayene, özel sperm ve hormon tetkikleri gerçekleştirilir.

Erkek kısırlığında tedavi basamaklar halinde uygulanır; başlangıçta basit ve sebebe yönelik tedaviler tercih edilir. Sorun tam olarak ortadan kaldırılarak çiftin evlerinde hamilelik sağlaması için ilaç tedavisi, mikrocerrahi, endoskopi uygulanabilir. Kesin tedavi olamasa bile erkeğin bu tedaviler ile durumunun kısmen düzelmesi sağlanarak yardımlı üreme tekniklerinden daha yüksek başarı ile faydalanabilecek hale gelmesi sağlanır. Uygun çiftler kocanın laboratuarda hazırlanan spermlerinin jinekolog tarafından eşe verilmesi (aşılama-inseminasyon) yönteminden fayda görebilir iken durumu daha ağır olanlara mikroenjeksiyon-tüp bebek uygulaması son çare olarak gerekebilir. Mikrocerrahide uygun kişilerde fayda oranı %80 olup hamilelik %40’a varabilmektedir. Aşılamada deneme başına % 20, tüp bebekte %25 hamilelik sağlanabilmektedir.

Günümüzde tam kısırlık durumu çok daha nadirdir. Mikrocerrahi, endoskopi ve yardımlı üreme teknikleri ile eskiden netice alınamayan durumlarda bile çiftler çocuk sahibi olabiliyor. Erkekler suçu eşlerine atmak yerine kendileri de detaylı tetkik olmalıdır. Normal gibi görünen tek bir sperm tahlili yeterli değildir. Ayrıca çocuk sahibi olan bir erkeğin zaman içinde -örneğin varikosel etkisi ile- çocuk sahibi olamaz hale gelmesi de mümkündür. Kısırlık tedavisinde yurdumuzda tüm ileri tetkik ve tedaviler uygulanabilmektedir. Fakat kalite kontrolü ve tedavinin basamaklı yapılması ilkelerine uyulmayabilmekte, birçok tetkik ve tedavi çoğu zaman gerekli kalitede gerçekleştirilememektedir. Ayrıca ticari amaçlar nedeni ile çiftler gereken tetkik ve basit tedaviler denenmeden pahalı ve ciddi anne ve çocuk sağlığı komplikasyonlarına yol açabilecek tüp bebek denemelerine ilk adım olarak başlatılabilmektedirler. Çok kolay ve ekonomik çözümler denenmeden ve bilhassa erkek tedaviler ile en uygun hale gelmeden tüp bebek yöntemine geçilmemelidir. Mikrocerrahi, endoskopi ve ilaç tedavileri birçok çifti tüp bebeğe gerek kalmadan çocuk sahibi yapabilmekte, en azından tüp bebek uygulamasındaki başarı şansını arttırmaktadır.

ÖZGEÇMİŞ:

Doç. Dr. Teoman Cem Kadıoğlu Robert Kolej ve İstanbul Tıp Fakültesi mezunudur, ihtisasını ve başasistanlığını İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda yaparak Doçentlik ünvanı almıştır.
Monash Üniversitesinde 1 yıl süre ile erkek infertilitesi ve mikrocerrahi alanında çalışarak ülkemizde mikrocerrahi teknik ile varikosel ameliyatını başlatmış ve ilk Androloji laboratuvarını İstanbul Tıp Fakültesinde kurmuştur.
Çalışmalarını erkek kısırlığı, mikrocerrahi (varikosel), prostat ve iktidarsızlık konularında yoğunlaştırmış olup, yurt içi ve dışında 150 kadar bilimsel yayın, kitap katkısı, konferans ve panel yöneticiliği bulunmaktadır.
Sağlık sektörünün çeşitli alanlarında hizmet veren Kadıoğlu Sağlık Hizmetleri’nin (1993) kurucusudur.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) Üroloji Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak görevini sürdürmekte, ameliyatlarını üniversite hastanesi ve bazı özel hastanelerde yapmaktadır.