SAĞLIK EĞİTİMİTıp Etiği

TIBBİ MÜDAHALE

İnsanın vücut bütünlüğüne yönelik her türlü müdahale yasalarla engellenmiştir. Ancak yasalarda belirlenenşartlar çerçevesinde, hekimler kişinin vücut bütünlüğüne yönelik müdahalelerde (tıbbi müdahaleler) bulunabilmektedir. Tıbbi müdahale: “Tıp mesleğini icraya yetkili bir kişi tarafından (hekim) doğrudan ya da dolaylı tedavi amacıyla gerçekleştirilen her türlü faaliyet”şeklinde tanımlanabilir. (1)

Tanımdan da anlaşıldığı gibi müdahalenin bir hekim tarafından gerçekleştirilmesi ve müdahalenin doğrudan ya da dolaylı tedaviyi amaçlaması tıbbi müdahalenin temel unsurlarıdır. Tıbbi müdahalede bulunan hekimin yasa, tüzük, ve yönetmeliklerde bulunan kurallara ve hasta ile arasındaki sözleşmeye uygun davranması gerekir. Bunlara uygun davranmaması halinde hekimin cezai ve hukuki sorumluluğu ortaya çıkar.

Hekimin hukuki sorumluluğunun sözkonusu olduğu durumlarda hekim genellikle sözleşmeden doğan sorumluluklar çerçevesinde sorumlu tutulur. Hukukta hekim ile hasta arasında bir sözleşmenin (tedavi sözleşmesi) var olduğu kabul edilir ve hekim bu sözleşme çerçevesinde sorumlu tutulur. (1)

Tıp mesleğini icraya yetkili bir kişi tarafından (hekim), doğrudan yada dolaylı tedavi amacıyla gerçekleştirilen her türlü faaliyet tıbbi müdahale kapsamındadır. Bir müdahalenin tıbbi müdahale olarak kabul edilebilmesi için Hekim tarafından gerçekleştirilmesi ve doğrudan veya dolaylı olarak tedaviyi amaçlaması gerekmektedir.

Mevcut bu tanımdan yola çıkarak yapılan değerlendirmeler karşımızaşu etik sorunları çıkarmaktadır.

•Tıbbi müdahalenin sınırları nelerdir.

Tanımdan yola çıktığımızda tıbbi müdahale kavramının muhakkak ki tedaviyi amaçlamış olması gerektiğini görüyoruz .Bu duruma çelişik düşen konular.

oHer hangi bir tedavi amacı taşımayan ancak kişilerin isteğine bağlı olarak yapılan estetik operasyonlar.

oGebelik döneminde anne ve çocuk için herhangi bir komplikasyon bulunmamasına karşın annenin isteğiyle hekim tarafından sonlandırılan gebelikler.

oHekim tarafından gerçekleştirilmeyen ancak insan insan vücudu üzerine direk eylemi kapsayan uygulamalar.(hemşire veya yardımcı sağlık personeli tarafından yapılan iğne, dikiş atılması vs…)

Estetik operasyonlarla ilgili olarak olarak yaşanılan etik sorun tanımdan yola çıkarak ele alındığında bir hekim tarafından gerçekleştirilmekte ancak doğrudan veya dolaylı olarak tedaviyi kapsamamaktadır (bu açıklama kişinin ruh sağlığını da içermektedir) .

Bu durum kişinin keyfiyetine bağlıdır ve dolayıyla mevcut tanım ışığında bu uygulamanın bir tıbbi müdahale olmadığı söylenebilir.

Estetik cerrahi, tüm dünyada son yıllarda büyük ilerleme kaydetmiş bir alandır. Estetik

cerrahların sorumluluğu da, diğer hekimlerin sorumluluğu gibi yasalarla düzenlenmemiştir. Bu konuda hukukumuzda bulunan boşluk, genel nitelikteki Borçlar Kanunu hükümleriyle doldurulmaktadır. (2)

Kısaca hekim olabilmek için aranan koşullara bakacak olursak:

1.Türk vatandaşı olmak: 11.4.1928 tarih ve 1219 sayılı Tebabet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 1.m.si gereğince yabancıların Türkiye’de hekimlik yapmaları yasaktır.

2.Tıp fakültesi diplomasına sahip olmak: TŞSTİDK m.1 gereğince Türk üniversitelerinin tıp fakültesinden alınmış bir diploma aranmaktadır. Ancak bazışartlar[3] altında yabancı üniversitelerden alınmış diplomalar da geçerli sayılabilmektedir. Yine de 1219 sayılı kanun “önemli cerrahi müdahaleler” için tıp fakültesi diplomasını yeterli saymayıp ayrıca ihtisas diplomasının alınmasını daşart koşmaktadır

3.Tabip odasına kayıtlı bulunmak : 23.1.1953 tarih ve 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 7.maddesi gereğince hekimlik mesleğinin icrası için Tabip Odasına kayıtlı olmak gerekmektedir.

4.Hekimlik mesleğinin icrasına geçici veya sürekli engel hali bulunmamak : Geçici engel halinden kasıt; hekime Tabip Odası Haysiyet Divanı tarafından meslekten men cezasının verilmemiş olmasıdır. Sürekli engel halinden kasıt ise; TŞSTİDK m.28’de sayılan hallerden biri içinde bulunmaktır.(Örneğin ağır hapis, beş seneden fazla hapis cezasıyla mahkum olmak gibi)

Estetik ameliyat yapabilmek için hekim olma koşulları sağlandıktan sonra, ayrıca, uzmanlık eğitimi almış olmak gerekmektedir. Çünkü, bu tip cerrahi müdahaleler için uzmanlık arandığı yasalarda açıkça belirtilmiştir.[2]

Uzmanlık alanları da, zamanla kendi içinde özel uzmanlık alanlarına ayrılmıştır. Ancak, bu ayrım pratikte bulunmasına rağmen, yasalarda genel uzmanlığın çalışma alanı, -özel uzmanlık alanları bulunmasına rağmen- sınırlandırılmamıştır. Bu bakımdan, genel uzmanlığı bulunan bir hekim, özel uzmanlık bulunan alanlarda çalışma yaparsa, bunun hukuka aykırılığı ileri sürülemez. Estetik cerrahi de, uygulamada Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi içinde yer almaktadır. Ancak, eğer bir genel cerrah, estetik ameliyat yapmaya kalkarsa, bunun hukuka aykırılığından bahsedemeyiz.

Estetik Amaçlı Müdahaleler Tıbbi Müdahale Oluşturur mu?

Tıbbi müdahale, Mehmet Ayan tarafından; “tıp mesleğini icraya yetkili bir kişi (hekim) tarafından, doğrudan ya da dolaylı tedavi amacına yönelik olarak gerçekleştirilen faaliyeti ifade eder”şeklinde tanımlanmaktadır.[2]

Estetik amaçlı müdahaleler, kişinin doğuştan mevcut veya sonradan husule gelmiş görünüm bozukluklarını düzeltme amacına yönelik tıbbi müdahalelerdir.Güzelleştirici ameliyat ve girişimler, kişinin dış görünümünü bozan; kılların, benlerin, sarkık derilerin, sivilcelerin, kırmızı damar uçlarının, derideki yağ kümeciklerinin yok edilmesi ya da bedendeki ve yüzdeki sakatlık ve deformasyonlar yaraların düzeltilmesi için yapılan işlemlerdir.[2]

Estetik amaçlı müdahalelerde, esasen beden sağlığı ve tedavisi ilk planda gelmemektedir. Bu müdahalelerde, kişiye güzel bir görünüm kazandırmak ilk amaçtır. Tedavi amacı ikinci planda gelir. Hatta bazı estetik ameliyatlarda (bu tip ameliyatlar az olmakla birlikte) tedavi amacı hiç bulunmamaktadır. Bu bakımdan, tıbbi müdahalenin tanımını Ayan’ın görüşleri doğrultusunda kabul edersek, estetik ameliyatları tıbbi müdahale kabul edemeyiz. Bir başka deyişle, tıbbi müdahale tanımında, tedavi amacı zorunlu bir unsur kabul edilirse, bu durumda tedaviyi amaçlamayan ancak hekim tarafından yapılan müdahaleler tıbbi müdahale kabul edilemeyecektir.

Bu tip ameliyatlarda doğrudan bedensel tedavi amacından ziyade, ruhsal tedavi amacı bulunduğu kabul edilir. Estetik müdahalelerde, fiziksel yapıda mevcut anormalliğin ruhsal yapıda meydana getirmiş olduğu bozuklukların tamiri, kişinin içinde bulunduğu ruhsal çöküntüye son vererek kişiye kaybettiği moralini tekrar kazandırmak ve ruhsal kişiliğini onarmak amacı güdülmektedir.[2]

Her ne kadar ameliyat sonunda ruhsal bir tatmin elde edilse de genel sağlığın, beden ve ruh sağlığının birleşmesinden oluşan bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği göz önüne alındığında, estetik amaçlı müdahalelerin tıbbi müdahale olduğu söylenebilir. (2)

Öğretide, estetik amaçlı müdahaleleri “sırf güzel görüntü sağlamak için yapılan cerrahi müdahale” olarak kabul eden görüşe göre, bu amaca yönelik müdahaleler hukuka aykırıdır. Zira, bu görüşe göre “ne tedavi, ne koruma ne de acı dindirme amacı vardır”.

Oysa, diğer yazarların da haklı olarak belirttikleri üzere, estetik ameliyatların bir kısmında, sadece güzel görüntü sağlama amacı yoktur. Bu tip müdahaleler, ruh sağlığını korumaya yönelik olduğu gibi, hastanın çektiği bazı acıları dindirmeyi de amaçlar. Dindirilmesi amaçlanan acılar, sadece ruhsal acılar olarak anlaşılmamalıdır. Birtakım fiziki acılar ve ağrılar da estetik ameliyatlarla sona erdirilmektedir. Örneğin; bir kaza sonucu burnundaşekil bozukluğu oluşan ve bunun yanısıra nefes alma zorluğu çeken hasta, estetik ameliyatla, hem düzgün görünümlü bir burna sahip olarak içine düştüğü olumsuz psikolojik durumdan kurtulacak hem de nefes almakta çektiği zorluk giderilmiş olacak, böylelikle daha rahat bir yaşama kavuşacaktır. Yine, bir hastanın normalden büyük memeye sahip olması durumunda sırt ağrısı çekeceği, ileride kamburluk ve duruş bozukluğu gibi problemlerle karşılaşacağı bilinmektedir. Bu hastaya yapılan meme küçültme ameliyatında, görüntüyü güzelleştirmenin değil, ağrı ve acının dindirilmesinin ilk planda geleceği açıkça görülmektedir.(2)

Görüldüğü gibi bu konu üzerinde birçok farklı görüş sunulabilir. Tüm estetik ameliyatları da buşekilde değerlendiremeyiz. Çünkü bazı estetik ameliyatlar tamamen görüntünün değiştirilmesi, güzelleştirilmesi amacına yöneliktir ve bu ameliyatlarda tedavi veya acı dindirme amacı yoktur. Bu durumda tamamen güzelleştirici ameliyatlar tıbbi müdahale kavramı dışında mı kalacaktır?

Dikkatten kaçmaması gereken diğer önemli nokta daşudur: Eğer bir kimse, tüm tehlikeleri ve meydana gelebilecek olası sonuçları -ki bu sonuçlara karşılaşılabilecek olumsuz sonuçlar da dahildir- göze alarak ameliyat olmaya razı olmuşsa, bu, kendisinde düzeltilmesini veya onarılmasını istediği bölgeden dolayı ciddi bir olumsuz psikolojik durum içinde bulunduğunun işareti olarak kabul edilebilir. Daha başka bir deyişle, kendisinin içinde bulunduğu durumda başkaları da bulunmasına rağmen, ameliyat olmayı kabul eden bir kimsenin, içinde bulunduğu durumdan, bu durumda olan diğer insanlara göre, psikolojik olarak daha fazla olumsuz etkilendiği açıkça ortadadır.(2)

Estetik amaçlı müdahalelerde, tedavi özelliğinin dolaylı bir nitelik taşıdığı ve insan hayatının idamesi bakımından mutlaka zorunlu olmadığı kabul edilmekte, bu bakımdan tehlikelilikleri arttığı oranda bu müdahalelere izin verilmemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca, estetik amaçlı müdahale, tehlikeli sonuçlar doğurmaya elverişli hale gelmişse, bu gibi durumlarda salt güzelleştirme amacının güdülmemesi gerektiği belirtilmiştir. (2)

Gebelik bu konuyla ilgili olarak yaşanılan diğer bir sorundur. Bu soruna etik olarak yaklaşıldığında şu sorular karşımıza çıkmaktadır.

 Gebelik bir hastalık mıdır ?
 Anne isteğiyle sonlandırılan gebeliklerin gerekçelerinde neler vardır
ve bu gerekçelere bağlı olarak yapılan eylemler tıbbi müdahale kapsamına girer mi?

Bu sorular ışığında;

Gebelik bir hastalık değil normal bir fizyolojik süreçtir. Gebelik döneminde annenin veya çocuğun sağlığını veya hayatını tehlikeye atan bir durum söz konusu değil ise, bu dönemlerde gerçekleştirilen küretaj tanımdan yola çıkarak bir tıbbi müdahale değildir. Çünkü anne ve çocuk sağlıklıdır,kişi sosyal bazı gerekçeler ile ilgili olarak veya sağlık dışı başka gerekçelerle gebeliği sonlandırmak ister . Hekim tarafından gerçekleştirilir ancak tedavi amacı yoktur.

KAYNAKLAR
1-) www.saglikhukuku.com/bilgi/a042.asp
2-) www.dentanet.com.tr/sozlesme.htm