SAĞLIK EĞİTİMİSağlık Enformasyon Sistemleri

HASTANELERDE ORTAK VERİ ANLAYIŞI

Ülkemizde, değişimler zincirinin sıralandığışu günlerde, bilgi toplumuna geçiş sürecinde üzerinde durmamız gereken önemli bir konu da “sağlıkta ortak veri” yapısının kurulması ve sağlık bilgilerinin, hasta hakları çerçevesinde ulusal ve uluslararası paylaşımının sağlanmasıdır.

Bilgi önümüzü açan, bizi aydınlatan bir ışık. Ama bu ışığı görebilmek tamamen kişiye bağlı bir olgu. Yani kişinin bilgiyi nasıl gördüğüne ve değerlendirdiğine bağlı.

Eğer bir işletme içindeki bilgiden bahsediyorsak, burada veriyi bilgiye dönüştürebilecek olan en önemlişey yönetim biçimi. Yönetim standartları oturmuşsa; ne yaptığını, ne hedeflediğini bilen bir yönetim anlayışı varsa,o işletme bilgiye ve dolayısı ile güce sahiptir

Bilgisini etkin kullanan kişiden ve kurumdan “Bilgi Toplumu” na geçebilmek için, herkesin önünde bir bilgisayar olması gerekmiyor. Önemli olan bilgisayarlardaki bilginin istenen özelliklerde toplanabilmesi, belirli standart özellikler içinde birbiri ile ilişkilendirilmesi ve buşekilde paylaşılması.

Bilginin, sağlık sistemlerinde ve öncelikli olarak hastanelerdeki kullanımına geçecek olursak, verinin önemi ve paylaşımı bir kat daha önem kazanmaktadır. “Sağlığımızdan daha önemli ne olabilir?” sorusu ile yola çıkarak bu sektöre bilişim gözlüğü ile baktığımızda görülür ki, bilgi ve teknoloji bu sektörde bir kaç özel ve kamu hastanesi dışında gereken yerde değil. Özellikle sağlık ihtiyacının %90 ını karşılayan kamu kuruluşlarında yıllardır ihmal edilmiş bir konu. Bu durumu yarım bardak su örneğine benzetirsek; boş tarafı, bilgi teknolojilerinin bu sektörde henüz yeterince gelişmemesi, dolu olan taraf ise, ülke çapındaki oluşturulabilecek ortak bir “sağlık veri tabanı ” kararlarının rahatça verilebilecek olması.

Ülkemizde, değişimler zincirinin sıralandığışu günlerde, bilgi toplumuna geçiş sürecinde üzerinde durmamız gereken önemli bir konu da “sağlıkta ortak veri” yapısının kurulması ve sağlık bilgilerinin, hasta hakları çerçevesinde ulusal ve uluslararası paylaşımının sağlanmasıdır.

NEDEN ORTAK VERİ?

Bilindiği gibi hastaneler de, tüm diğerleri gibi çağdaş bir işletme yapısına ihtiyacı olan kurumlar. Fakat işletme yapıları diğer kurumlardan çok farklılıklar göstermekte. Radyolojideki işletim prosedürleri Laboratuvar işletimine göre farklı yapıdadır, yatan hasta için hem otelcilik hem de tıbbi bakım işletiminin devrede olması gerekmekte.. Dolayısı ile her bölümün kendine has bir yazılım modülü ve bu modüller arasında da ortak veri alanları ile oluşturulan etkin bir iletişimi olması zorunlu görünmekte. Bütün bu matriks işletim yapısını tıbbi veri ile de beslemek bir sonraki önemli aşama. Buşekilde, ana yapısı oturmuş bir hastanedeki bilgi işlem gelişmelerine bir göz atacak olursak;

Öncelikli olarak, hastanede her an bize destek verecek “Hastane Bilgi Yönetimi/Hastane Bilgi Sistemi Paketini (HBS-uluslararası tanımıyla H.I.S)” satın almamızda veya geliştirmemizde fayda vardır. Böyle bir paketi aldığımızı varsayıp ; kullanımı için gereken, “kurumsal veri standartları”nı oluşturup, kurum içinde belli bir uyumu kendi kodlama sistemimizde ve veri tabanımızda sağladığımızı düşünelim.

Varsayalım ki, kurum içinde kullanacağımız hasta kimlik numarasının yapısı, hizmet kodları, tanı kodları, malzeme kodları v.b. tanımlandı ve herşey çok güzel işliyor. Bunun anlamı, tüm sistemde ortak veri yapılarını kullanarak, Hasta Kabul, Laboratuvar, Radyoloji , Ameliyathane, Yatan Hasta v.b gibi modüller arasında da veri iletişimi sağlandı.

Bu paketle birlikte veya sonrasında Radyoloji Departmanı’ndaki MR, CT gibi cihazlardan elde ettiğimiz görüntülerimizi de elektronik arşive almak istedik ve sağlık çevrelerinin çok iyi bildiği – “PACS (Picture Archiving and Communication Systems)” isimli – yeni bir yazılım paketi daha satın aldık. İşteşimdi de HIS ve PACS paketleri arasında istediğimiz standartta bir veri alış verişi olmasının ihtiyacını duyacağız. Çünkü aynı bilgileri kullanıcılarımızın iki farklı sisteme, iki ayrı işlemle girmesini istemeyeceğiz. Bu iki ayrı işlem kullanımından doğacak hatalar, tıbbi karar hatalarını da doğurabilecek hatalar olacaktır.

Görüldüğü gibi, bu durumda yapılması gereken bu iki paket arasında elekronik konuşmayı sağlamaktır.

Bu iki paketin peşinden gelecek diğer Hastane Yazılım Paketleri de aynı ihtiyacı getirecektir. Yoğun bakımlar, yatan hasta başucu bilgileri v.b detaylı klinik bilgilerini içerecek, Klinik Bilgi Sistemlerini- KBS(CIS)-de katacak olursak ve tüm bu HIS, PACS, CIS paketlerinin, tıbbi cihazların entegrasyonu ile de beslendiğini düşünürsek, bütün bu yazılımların hastane bilgi işlem merkezleri tarafından hatta aynı yazılım firmaları veya tıbbi cihaz firmaları tarafından yazılmasının mümkün olmadığını görüp, “Ortak Veri” ihtiyacının öncelikli olarak, kurum içinde gerekli olduğunu kolayca anlayabiliriz.

Yani kısaca, hastane içinde kullanmaya başlayacağımız çeşitli yazılım paketlerinin veya modüllerinin birbiriyle iletişimde ihtiyaç duyulan başlıca kavramlar, bu paketler arasında, hasta için ortak özelliklere sahip alanların olması ve kullanacağımız aynı standarttaki iletişim ile problem yaşanmamasıdır.

Bu aşamadan itibaren çerçeve genişlemeye, kurumun dışına çıkmaya başlayacaktır. Benzer biçimde diğer sağlık kuruluşlarıyla, özel sigortalarla, malzeme ve ilaç tedarikçileriyle bilgi alış verişi içinde olunması gerektiğini ve bunun her iki tarafa da vereceği artıları düşünmeye başlayacaksınız fakat göreceksiniz ki ,her kurumun veri yapısı çok farklı. Bu defa da karşınıza “Kurumlar Arası Ortak Dil” ihtiyacı çıkacaktır.

Eğer sağlığımız ile bilgileri, evimizin çeşitli çekmecelerinde veya hastane ve kurumların ulaşılamayan arşivlerinde saklamamak, koltuğumuzun altında bu bilgilerle dolaşmamak istiyorsak, “SAĞLIKTA ORTAK VERİ ALANLARINI”nı oluşturmamız gerekiyor.

Bunun için, her kurumun aynı teknik özelliklere sahip veri tabanını oluşturması gerekmiyor; sadece hastane ve kurumlar arasında bilgi iletişimini sağlayacak ortak verileri bulup, iletişim standartlarını belirlememiz yeterli olabilecek.

E-SAĞLIK

Günün çok kullanılan deyimiyle, e-posta, e-iş, e-ticaret olduğu gibi sağlık için de ulusal anlamda E-SAĞLIK olmak zorunda. Hepimizi altında toplayacak bu elektronikşemsiyeyi korkusuzca, hasta haklarını koruyarak açmak zorundayız ve bunu geç kalmadan hemen başlatmamız gerekiyor.

Neden mi?

Sağlık sistemimizde rahatça bilgi alışverişini yapabilmek için.

Tıbbi bilgi iletişiminde, “hasta haklarına riayet ederek” ülkemizdeki veya diğer ülkelerdeki sağlık kurumlarıyla “teleradyoloji” veya “telemedicine” yapabilmek için.

Sadece iki kurum arası değil ,gerektiğinde her kurumla olabilecek bir iletişimle oturtacağımız bu ortak veri anlayışı ile öncelikle SSK’da, Üniversite ve Devlet hastanelerinde, Emekli Sandığı’nda ve BağKur’da teşhis ve tedavi için yapılan işlemlerin tekrarını önleyebilmek maddi israfı önlerken de diğer taraftan bilgiye kısa sürede ulaşmak için.

Bundan yola çıkılarak tüm sağlık sisteminde güvenilir elektronik arşivler oluşacak ve Türkiye’nin sağlık yönetiminde ihtiyacı olan çok sağlıklı istatistikler kısa sürede devletimizin ve de bilimsel, sosyal araştırmacılarımızın elinin altında olacaktır. Diğer tarafta sağlığın finansal boyutunda da kolaylık gelecek hepimizin anlayacağı ortak formda faturalar üretilecek; güvenilir ve birbirleriyle ölçülebilir kalite çalışmaları yapılabilecek ve buna bağlı olarak benchmarking yapılabilecektir.

Bütün bunların temelşartı da gereken iletişim ve veri standartlarını oturtmamız, ülkemizde ve dünyada kullanabileceğimiz ortak veri’yi, ortak bilgi’yi, ortak dili bulmamızdır.

Bizler veride ulusal standartlaşma inancı içinde çalışma gruplarımızı kurabilirsek, o platformda bize uygun kodlama grupları nedir , HL7 mı, ICD10 mi, ya da DRG mi belirleyebilir ve bütün bu kararları ülke bazında verebiliriz.

ELEKTRONİK BİLGİYE GÜVEN

Bugün, sağlıkta ortak bir yapıya gitmemizin zorunluluğunu bize gösteren , ivedilikle ortak dili bulmamız gereken, son derece basit ama o denli önemli bazı sorunlarımızdan söz etmekte fayda var ama öncelikli olarak, önemli bir konuyu gündeme getirmek galiba daha anlamlı olacak.

Ülkemizde, hastane otomasyonunun giderek önem kazandığı, hatta “elektronik tıbbı kayıt” deyimlerinin telaffuz edildiği bu günlerde; öncelikle sağlık sektöründe elektronik bilgiye güvenmenin zamanının geldiğini vurgulamak gerekir.

Siz; hastanenizde en iyi network alt yapısını kurun, en iyi donanıma ve yazılıma sahip olun ve bütün bunları efektif birşekilde kullanın ama ne yazık ki, bu konudaki kanunlarımız doğrultusunda; poliklinik defterini elle doldurmak durumundasınız, ameliyat defterini ve benzeri birçok defteri günlük elle yazmak zorundasınız.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı’mızın talepleri doğrultusunda pek çok formu elle doldurup, aylık, yıllık periyotlarla bakanlığımıza göndermek durumundasınız.

Bütün bu bilgilendirmeler için; bir excel programını bile kullanamıyorsunuz.

Görüldüğü gibi, sağlık sektöründe, öncelikle devletimizin bilgisayar ortamına güvenmesi, bu güven çemberine sigortaşirketlerinin ve diğer sağlık kuruluşlarının katılıp, bütün verilerin bilgisayar ortamında tutulması ve bu doğrultudaki veri standartlarının ve güvenlik kurallarının belirlenmesi gerekmektedir.

TERMİNOLOJİ

Sağlık sektöründe Veride Ortak Dile geçerken, öncelikle işe alfabeyi yazarak başlamakta fayda var yani ortak konuşma dili belirlenmeli ki birbirimizi sözlü olarak anlayabilelim.

Aynı sözcüğü aynı anlam için kullanmamız, birbirimizle konuşmamızda, anlaşmamızda ve kullandığımız yazılımlarda çok büyük fayda sağlayacaktır.

HASTA KİMLİK NUMARASI

Ortak veri anlayışında, aramızdaki kilitli kapıları açacak en basit ama en önemli anahtar “hasta kimlik numarası” ya da HIS yazılımlarındaki yaygın kullanımı ile Hasta Protokol Numarası’dır.

Kastedilen, hastanın tıbbi ve finansal bilgilerini birarada elektronik ortamda tutmamıza yarayan bilgi işlem deyimiyle, unique yani yegane, her hasta için tek bir adet olan numara…

E-sağlıkşemsiyesi altında, tıbbi ve finans bilgilerinin konuşabilmesinin temel geçiş yolu bu..

Bugün, hemen her hastanede ve kurumda bu tip bir numara tutuluyor. Önemli olan, her sağlık kurumunda geçerli olabilecek bir numarayı veri tabanımızda tutuyor olmamız.

Şöyle bir bakacak olursak, özel hastaneler kendi hasta numarasını tutuyor, SSK kendi SSK numarasını, Emekli Sandığı kendi numarasını, Bağkur kendi numarasını, sigortaşirketleri de kendi poliçe numaralarını tutuyorlar.

Düşünebiliyor musunuz, bütün bu kurumlar arasında aynı kişiden bahsedebilmek için kaç farklı numara söz konusu olacak?

Telefonla konuşurken bile, kişiyi karşılıklı teyit için bir sürü zaman ve konuşma söz konusu… Bütün bu kod karmaşasında ve iletişiminde hata oranının yükselmesi de ayrı bir problem olarak karşımıza çıkıyor.

Bu farklı numaralar yerine, nüfus dairelerinde kullanılmaya başlanacak olan, Mernis projesindeki numaralama sistemini kullanmak yeterli olacaktır. İsteyen ayrıca kendi numaralama sistemini kendi veri tabanında tutabilir ve kurumsal ilişkilerinde kullanabilir.

Bu numara, sağlıkta veri iletişiminde ve ortak dilin oluşturulmasında, iletişimin ana noktasında “aynı kişiden” bahsetme anlamında çok önemli bir rol oynayacaktır.

TEŞHİS, TEDAVİ, HİZMET, SARF MALZEME VE İLAÇ KODLARI

Ülkemizde hepimizin bildiği gibi; bir TTB(Türk Tabibler Birliği) fiyatlandırması ve bu listede yer alan hizmet adlandırmaları var, bir de Maliye Bakanlığının bütçe uygulama talimatlarıyla yayınlanan hizmet kodları ve adlandırmaları var

Ayrıca her kurumun kendi kurum içi hizmet kodları ve adlandırmaları var.

Neden hizmet kod ve isimlendirmelerimiz aynı dilde olmasın.?

Neden, çeşitli ücret politikalarımız olsa bile, aynı hizmet kodundan ve adından tanım yapmayalım?

Hatta onlara ilaveten,neden malzeme ve ilaç kodlarımız aynı olmasın.

Bütün bunların sonucu olarak da, hepimizin anlayacağı ortak formatta faturaları neden üretmeyelim. Bunlar, faturalama kolaylığı dışında, kurum içinde de kısa sürede kodlama işlemini yapmamızı sağlayacaktır. Bu kodları bir diskette veya cd de yüklenmiş olarak elde etmemizin ötesinde internetten kolayca indirmemiz de mümkün olabilecektir.

Yeri gelmişken, hepimizin bildiği bir örneği paylaşmakta fayda var.

Emekli Sandığı internet kanalıyla bizlerden faturalama için bilgi alıyor. Güzel bir çalışma ama sadece kendi veri standartları ve kodlamaları doğrultusunda, veri tabanına, sizin sisteminizde daha önce yarattığınız bilgileri, tekrar girmenizi talep ediyor.

Eğer hasta kimlik numarasında, hizmet kodlarında, sarf malzemelerde, paket ameliyat kodlarında ortak bir kodlamamız olsa, bu bilgileri çok daha kısa sürede, çok daha doğru ve güvenli birşekilde otomatik olarak aktarabilmemiz mümkün olacaktı. Bu işlem aynı zamanda SSK, Bağkur ve özel sigortalar için de yapılamaz mı?.

Diğer tarafta; teşhis ve tedavide getirilecek ortak kodlamalar, hastanın tıbbi kayıtlarını birbirimize iletmemizde, paylaşmamızda büyük kolaylıklar getirecektir.

Hepimiz biliyoruz ki internet dediğimiz elektronik veri yolu, dünyayı hızlı birşekilde globalleşmeye götürmekte, bilgi paylaşımı hızla yayılmakta, kişiler ülkesinde olsun olmasın her türlü bilgiye son derece rahat ulaşabilmekte, dünyanın neresinde, ne olup bittiğini, biz istesek de istemesek de kolayca öğrenmekte..

Bugün Amerika’da dijital ortamda sağlık denince, artık; hastanın, hastalığının nerede nasıl tedavi edildiğini rahatça sorguladığı ortamlardan söz ediliyor.

Tabiki hasta hakları korunarak. Burada bahsedilen ,kişilerin nasıl tedavi edildiği değil, hastalığın nerede,nasıl tedavi edildiğinin sorgulandığı tıbbi araştırmaların yapılmasıdır….

Artık kabuğumuzu kırmanın zamanı geldi. Hastalarımıza ait teşhis ve tedavi bilgilerini, gereken yerde gereken kişi ve kurumlarla rahatça, korkmadan paylaşabilmeliyiz. Eğer bu yeni dünyada yer almak istiyorsak. Bütün bunlar da hepimizin anlaştığı ortak teknik platformlar, ortak kodlamalardan geçiyor.

İLETİŞİM STANDARTLARI

Bütün bu alış verişi iletişim standartlarımızı oluşturarak sağlayabileceğiz…

E-sağlık için gereken temel ağ bu.Anlaşmaya vardığımız bu iletişim standartlarında , hastanın bir MR’ı veya CT’si filmsiz olarak aramızda dolaşabilecek, çekim tekrarları önlenebilecektir. Bütün bu uygulamaların özellikle SSK ve Devlet Hastanelerine sağlayacağı maddi manevi artıyı düşünebiliyor musunuz? Aynışekilde laboratuvar sonuçlarını veya benzeri tıbbi veri ve dokümanları da dolaştırmamız mümkün.

Tabi hastanın izin ve onayı ile…Bütün bu bilgilerin, buşekilde, doktordan ve hastaneden bağımsız olarak dolaşmasının, hastaya ve ülkeye getireceği büyük fayda ortada…

Bugün İstanbul’da anjio sistemlerinde üretilen filimlerin CD’lerini farkında olmadan dolaştırmaya başladık bile… Firmadan ve markadan bağımsız olarak.

Hepsi için geçerli olan,Ben gönderdim…Sen alabildin mi?Okuyabildin mi? sorularına, “evet” diyebilmek..

GÜVENLİK

Bu ortak veri alanlarına karar verdiğimiz iletişimi gerçekleştirirken, bilgi güvenliğini unutmamalıyız..

Hasta bilgilerinin, “hastanın izni olmadan”, paylaşılamayacağından emin olmalıyız…

Internette hasta hakkında her bilgi yer almalı mı?

Alırsa bunun güvenlik protokolu ne olmalı?

Hangi bilgi, kiminle nasıl paylaşılmalı?

Bütün bu güvenlik ve etik kurallar belirlenmeli…

Bu denli gizli, bu denli kişisel bilgiler, teknolojiyi kullanıyoruz diye uluorta yayınlanmamalı, paylaşılmamalı elbette. Batıda tüm bunları içeren güvenlik protokol kitapçıkları oluşturuluyor. Batı bu konuda bir kriter mi diye düşünülebilir. Eğer uluslararası ilişkilerimiz olsun,onlarla benzer kalite akreditasyonlarımız olsun,bilgi alış verişimiz olsun istiyorsak evet…

Bizlerin de bir protokolü olmalı, bilgiyi nerede nasıl,kime ve ne kadar süre için toplayacağımızı ,yayınlayacağımızı bilmeliyiz. Teknik protokol kurallarımız olmalı..

Diğer bir konu da, bu verilerin ne kadar süre bilgisayarda saklanması gerektiği. Tabii elektronik ortam öncelikli olarak devletimiz sonra da ilgili her kurum tarafından kabul gördükten sonra…

Nasıl bir elektronik arşiv bilgisi oluşmalı?

Bu soruların cevapları bizi, ulusal anlamda “elektronik tıbbi kayıt” ın ortak veri ve doküman temelinin oluşturulmasına, iletişiminde ve güvenliğinde gereken ortak alt yapısına götürecektir.

SONUÇ:

Sonuçta, bütün bunlardan anlaşılan o ki, ülkemizde, Bilgi Bakanlığı’nın kurulma çabalarının olduğuşu günlerde, belirli sektörlerde bizlerin toplanıp, sektörümüzle ilgili ulusal veri standartlarını oluşturacak “çalışma gruplarını” başlatmamızın zamanı geldi belki de geçiyor. Xerox Yönetim Kurulu Başkanı’nın söylediği gibi; “Bilgiden tam değer elde etmek için, bilgiyi bir forma sokup onu insanların arasında dolaştırmak gerekir”.

Bizler de sağlık bilgilerimizi güvenle aramızda dolaştırmak için, bu bilgileri ortak bir forma sokup kullanmamız gerekecek. Bu günlerde bunu konuşmak ve kararlaştırmak için çok uygun bir zaman.

Şengül POZANTI