Genel SağlıkHABERLER

“PREMATÜRE DOĞUM NEDİR, NEDEN OLUR?”

Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi (Near East University Hospital) Pediatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ceyhun Dalkan; prematüre bebeği anlattı. Prematüreyi “37 gebelik haftasından önce, gelişimini tamamlamadan doğan bebekler” olarak tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Dalkan; yıllar geçtikçe dünyada prematüre doğum sıklığının arttığını, bunun en sık nedeninin ise yardımcı üreme teknikleri ile gerçekleşen çoğul gebelikler olduğunu vurguladı.

Yrd. Doç. Dr. Ceyhun Dalkan; ikiz veya üçüzlerin prematüre doğum riskinin 6 kat daha fazla olduğuna dikkat çekerken, 34-36 hafta arasında doğan bebeklerin “geç preterm” olarak tanımlandığını dile getirdi. “Bu bebeklerin kiloları ve görünümleri normal olsa da, doğum sonrası yaşadıkları sorunlar prematüre bebekler gibidir. Bu bebekler, ısılarını, kan şekerlerini normal sınırlarda tutmakta sorunlar yaşamaktadırlar ve ayrıca solunum sıkıntıları, zamanında doğan bebeklere göre daha sıktır. Bu nedenle deneyimli ekiplerce takip edilmeleri daha uygundur.” diye konuşan Yrd. Doç. Dr. Dalkan, prematüre doğumun nedenlerini de anlattı.

Yrd. Doç. Dr. Dalkan; anneye, bebeğe ve gebeliğe ait birçok faktörün prematüre doğuma neden olabileceğini belirtirken, anneye ait faktörleri şu şekilde sıraladı:

• Preeklampsi (tansiyon yükselmesi, gebelik zehirlenmesi veya gebelik hipertansiyonu),

• Annenin kronik hipertansiyonu,

• Enfeksiyonlar,

• Rahmin anormal kasılması, rahim ağzının açılması ve daha önceden prematüre doğum yapmış olmak.

Gebeliğe ait faktörleri de anlatan Yrd. Doç. Dr. Dalkan, bunları;

• Anormal yerleşimli plasenta,

• Polihidramnioz (kese suyunun fazla olması),

• Kesenin erken yırtılması

olarak sıraladı.

Yrd. Doç. Dr. Dalkan, son olarak ise bebeğe ait faktörlere dikkat çekerek, bunları “kese içi ortamın uygunsuzluğu ve çoğul gebelikler” olarak tanımladı.

Prematüre bebeklerin, vücutları ve organları tam gelişmeden doğduklarını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Dalkan; sıklıkla 2500 gr altında doğduklarını, solunum, beslenme, enfeksiyonlardan korunma ve ısılarını sağlama konusunda desteğe ihtiyaçları olduğunu dile getirdi. Yrd. Doç. Dr. Dalkan, prematüre bebeklerin ısı düzensizliklerinin, yağ dokusunun az olması nedeniyle ısılarını düzenleyememelerinden kaynaklandığını ifade ederken, yaşanılabilecek problemleri şu şekilde sıraladı:

• Solunum problemleri

* Solunum sıkıntısı: Respiratuar Distres Sendromu – Akciğer gerilimini azaltan surfaktan eksikliği nedeniyle yaşanır.

* Kronik akciğer hastalığı: Solunum sıkıntısı nedeniyle kullanılan solunum cihazı ve oksijen tedavilerinin akciğerde yarattığı sorunlar nedeniyle olur.

* Hava kaçakları: Normalde akciğerin etrafında olmaması gereken havanın, akciğer ile akciğer zarı arasına kaçması

* Akciğerin tam gelişmemesi

* Apne (Solunum durması): 30 hafta altında doğan bebeklerin yaklaşık yarısında görülür.

• Kalp damar sistemi

* Patent duktus arteriozuz (PDA): Kanın akciğerden ters yöne gitmesine neden olan kalp hastalığı

* Tansiyon düzensizlikleri

* Düşük kalp hızı

• Kan ve metabolik

* Anemi (Kansızlık): Kan verilmesi gerekebilir.

* Kan şekeri ve kalsiyum düzensizlikleri

* Tam gelişmemiş böbrek fonksiyonları

• Gastrointestinal

* Beslenme zorlukları, emme ve yutma güçlükleri

* Sindirim güçlükleri

* Nekrotizan enterokolit (NEK): Barsak duvarında zedelenmeye bağlı ağır bir hastalık

• Nörolojik

* Intraventriküler hemoraji (Beyinde kanama). Bu nedenle bebek yoğun bakımdayken, belirli aralıklarla beyin ultrasonu çekilmelidir.

* Periventriküler lökomalazi: Beyin boşlukları etrafındaki dokuların zayıflaması

* Düşük kas tonusu

* Konvulzyon

* Prematüre retinopatisi: Bebeğin gözünde anormal damarlanma sonucunda körlüğe kadar giden bir durumdur. Bebek belirli aralıklarla deneyimli göz doktoru tarafından muayene edilmeli ve gerekirse lazerle tedavi edilmelidir.

Yrd. Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, prematüre bebeğin; hastalığının tedavi edildiği, kendi ısısını sağlayabildiği, anne göğsü veya biberonla beslenebildiği, kalp ve solunum durmasının olmadığı zaman ve aile bebeğe bakabilecek durumda olduğunda taburcu edildiğini belirtirken, ebeveynlere bazı önerilerde bulundu:

“Bebeğiniz taburcu olurken mutlaka size Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde takip eden doktorunuzdan, bebeğinize ait ayrıntılı pikriz alınız ve ayrıca bebeğinizin taburcu sonrası takipleri ile ilgili planları öğreniniz.” ifadelerini kullanan Yrd. Doç. Dr. Dalkan; 34 hafta altında doğan bebeklere beyin ultrasonu çekilmesi gerektiğini, 1 aylık olduklarında ise göz muayenesinin yapılıp yapılmadığının sorularak, eğer yapılmadıysa mutlaka en erken zamanda yaptırılması gerektiğini dile getirdi.

Yrd. Doç. Dr. Dalkan, gerek prematüre, gerekse zamanında doğumlar için tam teşekküllü, yani anne ve bebek için yoğun bakım koşullarının olduğu merkezlerin tercih edilmesi gerekildiğine dikkat çekerken, “Tam teşekküllü Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde, hem annelere, hem de yoğun bakım ihtiyacı olan, şanssız başlayan bebeklere, hayata daha sağlıklı tutunmak için her türlü imkan, tecrübeli ekibimiz tarafından sağlanmaktadır.” diyerek sözlerini sonlandırdı.