Genel SağlıkHABERLER

OKMEYDANI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BİR İLKE DAHA İMZA ATTI

Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, kadınların korkulu rüyası olan meme başı akıntısının teşhis ve tedavisinde en yeni yöntem olan “duktoskopi” konusunda çığır açan gelişmeler kaydetti.

Türkiye’de sadece Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanan yöntemle ilgili olarak, bugün bir basın toplantısı düzenlendi. Hastanenin Merkez Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantının açılışında bir konuşma yapan Başhekim Doç. Dr. Adem Akçakaya, hastanenin İstanbul’daki eğitim ve araştırma hastaneleri arasında en çok poliklinik hizmeti veren hastane olduğunu söyledi.

160 poliklinik odası ve uzmanlaşmış hekim kadrosu ile yılda ortalama 1 milyon 860 bin hastaya hizmet verdiklerini belirten Akçakaya, “Duktoskopi yöntemini kamuoyuna duyurmak ve ihtiyacı olan hastalarımızın vakit kaybetmeden gidecekleri hastaneyi tanımalarını sağlamak amacındayız” dedi.

Akçakaya, “Duktoskopi yönteminin Türkiye’de ilk kez hastanemizde uygulanması bizim için onur vericidir. İşlemin daha iyi şartlarda yapılabilmesi ve hastalarımızın memnuniyet düzeyini arttırmak için tıbbi ve teknolojik tüm gereklilikleri yerine getirdik. Duktoskopi işlem odasını kurduk ve hastalarımızın hizmetine sunduk. Hastanemizde hizmet kalitesini arttırmak amacıyla birçok alanda yenilikler yapmakla birlikte, kurumsal çizgimizde ilerlemeye de devam etmekteyiz.” diye konuştu.

Toplantıda daha sonra Doç. Dr. Ömer Bender, “duktoskopi” yöntemini anlatarak, yöntemin uygulanmasına ve geliştirilmesine yönelik çalışmalarını paylaştı.

Ömer Bender’in toplantıda aktardığı bilgilere göre:

Meme başı akıntısı nedir?

Doğrudan süt kanallarından gelen ve meme ucunda görülen akıntıya “meme başı akıntısı” denir. Meme başı akıntısı, kanlı veya renkli akıntı şeklinde ve değişik kıvamlarda görülür.

Kadınlarda sık rastlanan bir şikayet olan meme başı akıntıları daha çok iyi huylu olmalarına karşın, önemli hastalıkların da göstergesi olabilir. Hamilelik ve emzirme dönemi dışında meme başından akıntı olması normal olmayan bir bulgudur. Özellikle, rengi ve kıvamı ne olursa olsun (kanlı, şeffaf, sarı, yeşil, kahverengi), tek taraflı (tek meme), tek kanaldan ve spontan (meme başı sıkılmaksızın kendiliğinden olan) akıntılar patolojik meme başı akıntısı olarak adlandırılır ve kanser riski taşıdıklarından tanı ve tedavileri için ameliyatla hastalıklı kanalın çıkartılması gerekir.

Meme başı akıntısına neden olan hastalıklar

Meme başı akıntısına neden olan hastalıklar, kanser olmayan ancak kansere dönüşme riski olan hastalıklar, iyi huylu hastalıklar ve kanser olmak üzere 3 ana grupta incelenebilir.

Bunlar içinde en sık meme başı akıntısı yapan hastalıklar şunlardır:

1. İntraduktal papillom: Süt kanalı içinde ortaya çıkan yapılardır. Kanal içinde birden fazla olursa papillomatozis adını alır. Meme başı akıntılarının yaklaşık %50’sini oluşturur. En sık kanlı meme başı akıntısı yapan nedendir. Papillomu olan hastalarda meme kanseri görülme riski, olmayanlara göre 1.5-2 kat daha fazladır. Birden fazla papillomu olanlarda risk biraz daha artar.

2. Duktal ektazi: Süt kanallarının genişlemesi ile giden bir hastalıktır. Meme başı akıntılarının %25’ini oluşturur.

3. Fibrokistik hastalık: Tüm meme başı akıntılarının %15’ini oluşturur.

4. Meme kanseri: Tüm meme başı akıntılarının %10’unun oluşturur. Akıntının kansere bağlı olma olasılığını yükselten faktörler; yaşın 55 üstünde olması, kanlı akıntı ve memede kitle varlığıdır.

Duktoskopi nedir?

Meme başı akıntısında teşhis ve tedavi yöntemi olarak geliştirilen en son yöntem duktoskopidir. Duktoskopi, meme süt kanallarının içine 0.5 mm ile 1.1 mm arasında değişen çaplardaki optik sistemlerle (mikroendoskoplarla) girilerek, süt kanallarının içinin görüntülenmesini sağlayan bir endoskopik inceleme yöntemidir.

Duktoskopi, akıntının olduğu kanalın genişletilerek kanal içine mikro endoskop yerleştirilmesiyle uygulanıyor. Endoskopun ucundaki kamera ile kanal içindeki patoloji direkt olarak gözle görülüyor. Bu yöntem sayesinde çok ince çaplı süt kanallarının içi görülerek yapısı kontrol edilebiliyor, işlem sırasında süt kanalının içi yıkanarak yıkama sıvısında kanser hücresi olup olmadığı araştırılabiliyor. Ayrıca görüntüleme sırasında şüpheli lezyonlardan parça alınarak hastalığa tam olarak tanı konulması da mümkün.

Meme başı akıntısında teşhis ve tedavi için en yeni yöntem: Duktoskopi

Günümüzde duktoskopinin en yararlı kullanım alanı meme başı akıntılarıdır. Meme başı akıntısına neden olan lezyonlar genellikle çok küçük çaplı lezyonlar olduklarından, mamografi, ultrasonografi ve MR gibi radyolojik görüntüleme yöntemleri çoğu zaman hastalığın tanısında yetersiz kalabiliyor. Oysa duktoskopi yöntemiyle çok küçük lezyonlar bile görüntülenebiliyor.

Meme başı akıntılı hastalarda duktoskopi ile saptanan hastalıklar sıklık sırasına göre şöyledir:

• Periduktal mastit ve duktal ektazi (Süt kanallarının genişlemesi ve iltihaplanması)

• İntraduktal papillom ( Süt kanallarındaki iyi huylu tümörler)

• İntraduktal debris (Süt kanallarının kirlenmesi)

• Meme kanseri

Duktoskopi yöntemine Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dr. Ömer Bender’in katkısı

Meme başı akıntısına neden olan intraduktal papillomlar günümüze kadar tüm dünyada ameliyatla tedavi edilmekteydi. Ancak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, uzun çalışmalar sonucunda dünyada ilk kez bu hastalığı ameliyatsız tedavi eden bir yöntem geliştirildi. Bu yöntemle, intraduktal papillomlar duktoskopi cihazıyla ameliyat yapılmadan çıkarılıyor.

Duktoskopi yöntemi 1. Genel Cerrahi Kliniği’nde, Doç. Dr. Ömer Bender tarafından uygulanıyor. Hastane Başhekimi Doç. Dr. Adem Akçakaya tarafından desteklenen Bender, 2009 yılında da çalışmalarını dünya otoriteleri ile paylaştı ve büyük ilgi gördü.

Bu yöntem sayesinde intraduktal papillomu olan hastaların çok büyük bir kısmı, anestezi almadan, ameliyathaneye girmeden ve yara izi olmadan tedavi ediliyor. Ofis şartlarında, lokal anestezi ile ayakta uygulanan tedaviyle, hastalar ağrı kesici ilaç dahi kullanmadan sağlıklarına kavuşuyor. Herhangi bir risk olmaksızın uygulanabilen bu metod, tek kanaldan meme başı akıntısı olan tüm hastalarda öneriliyor.

Duktoskopi aynı zamanda biyopsi işlemlerinde gereksiz genişlikte doku alınmasını engelliyor. İşlem sırasında metilen mavisi verilerek sadece özel bir kanalın çıkarılması sağlanabilirken, süt kanalına işaret sütürü de bırakılabiliyor. Lezyonun yerinin tam olarak bilinmesi, cerrahi işlem sırasında büyük kolaylık sağlıyor. Duktoskopi patolojik meme başı akıntısı olan hastalarda kanal eksizyonu ihtiyacını ortadan kaldırarak gereksiz ameliyatları da önlüyor.

Bunların yanında meme başı akıntılarının tanı ve teşhisinde çoğu zaman süreç uzamakla birlikte hastalar net bir tanıya ve sonrasında tedaviye ulaşamıyor. Türkiye’de yalnızca Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanan duktoskopi yöntemi ile bu problem de çözülebilir.

Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, bugüne kadar 500 hastada bu yöntem uygulandı ve 35 hastada teşhis edilen intraduktal papillom ameliyatsız tedavi edildi. 30 hastada da başka bulgu olmadan meme kanseri teşhis edildi. Hastanede ayrıca, meme başı akıntısı yapmayan kanserin de teşhis edilebilmesi için bir çalışma yapılıyor.

Meme başı akıntısı kanser belirtisi olabilir

Bilindiği gibi akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türü meme kanseri. Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir dönemimde meme kanserine yakalanacağı tahmin ediliyor. Meme kanserine karşı en iyi koruyucu yöntem ise erken teşhis.

Meme kanserinde en sık rastlanan duktal karsinoma, memenin süt kanallarında başlar. Süt kanallarını görüntüleyebilen duktoskopi sayesinde meme başı akıntısı olan pek çok hastada meme kanserinin erken dönemde saptanması teknik olarak mümkün olmakla birlikte, ilerlememiş vakalarda ameliyatsız tedavi de mümkün.

Duktoskopinin potansiyel klinik uygulamaları, patolojik meme başı akıntısı olan kadınlarda, kanser için meme koruyucu cerrahiye kılavuz ve yüksek riskli kadınların taramaları için de uygun olduğunu gösteriyor. Bu yöntemin yaygın olarak kullanılmasıyla, gelecekte pek çok kadın meme kanseri nedeniyle memesini kaybetmeyecek ve ameliyatın beraberinde getireceği psikolojik sorunları yaşamayacak.

Duktoskopi neden tercih edilmeli?

 Duktoskopi, intraduktal papillomların tanı ve tedavisinde ofis şartlarında uygulanabilecek güvenli ve basit bir yöntemdir.

 Yanlış tanılarla gereksiz normal meme dokusu rezeksiyonunu engeller.

 Duktal lavajla kombine kullanımı meme kanserini erken safhada yakalayabilir.

 Duktoskopinin kullanımının yaygınlaşması klasik indirekt görüntüleme yöntemlerinin yalancı negatiflik ve pozitiflik oranlarını arttıracaktır.

 Duktoskopik eksizyon yapılan tüm hastalarda halen meme başı akıntısının olmaması duktoskopinin tedavi edici olabileceğinin göstergesidir.

 İntraduktal papillomların endoskopik eksizyonu doğal orifisten girilerek yapılan tek skarsız meme operasyonudur.

 Kanal devamlılığını bozmayarak, memenin süt verme fonksiyonunu bozmayan tek cerrahi operasyonudur.

 Duktoskopi, patolojik meme başı akıntılı hastalarda tanı ve tedavi olanağı sunmasıyla gelecekte “altın standart” (en çok tercih edilen yöntem) olmaya adaydır.