Genel SağlıkHABERLER

GÜNEŞ VE CİLT SAĞLIĞIMIZ

Güneş yararlıdır ve gereklidir; dünyamızın ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlar, dünyayı ısıtır, doğal hayatın devamı için vazgeçilmezdir. Bazı cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Güneş zararlıdır; Derinin erken yaşlanmasına, kırışıklıklara ve lekelenmelere yol açar. Deri kanserlerinin büyük bir kısmı derinin güneş gören yerlerinde ortaya çıkar, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yada, kimi zaman tatilimizi bize zehir eden güneş yanıklarına neden olur.Bazı cilt hastalıklarının ortaya çıkmasına da sebeb olabilir.

Yirminci yüzyılın özellikle ikinci yarısında güneşle ilgili bilgi ve gözlemlerimizin artması bu yarar zarar dengesini hassas bir noktaya getirmiştir. Bir yandan global turizmdeki hızlı artış, insanların dış ortamlarda daha çok vakit geçirmesi , bronz tenin bir sağlık ve güzellik belirtisi olarak kabul edilmesi, diğer yandan güneşin insan sağlığına olumsuz etkilerine işaret eden kanıtların gün geçtikçe artması günlük hayatta nasıl davranmamız gerektiği konusunda bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştur.

UV (ultraviyole ) nedir?

Güneş enerjisi dünyamıza elekromanyetik ışın demetleri şeklinde ulaşır bu ışınlar görülebilen (gün ışığı) ve görülemeyen (ultraviyole-UV) olarak adlandırılır. UV ışınları dalga boylarına göre Ultraviyole-A (UVA), ultraviyole-B (UVB) ve ultraviyole-C (UVC) olarak üçe ayrılır. UVC ışınları atmosferi geçemediği için yeryüzüne ulaşamaz, bizler günlük hayatımızda sadece UVA ve UVB’ye maruz kalırız.

Bir ürün reklamında bu ışınlardan birinin zararsız olduğunu öğrenmiştim bu doğru mu?

Zararsız güneş ışını diye birşey olmadığı gibi güvenli güneşlenme diye bir kavram da tıp otoritelerince kabul edilmemektedir…

Güneşlendiğim zaman kendimi daha genç, sağlıklı ve çekici hissediyorum bunun zararı nedir?

Güneş ışınlarının ve bronzlaşmanın insanlara sağlık, güzellik ve-gençlik duygusu verdiği bilinen bir gerçektir. Güneş ışınlarının zararlı etkileri erken ve geç ortaya çıkan zararlı etkiler olarak ikiye ayrılabilir, eğer erken (ani) zararlı etkileri ile karşı karşıya kalmazsanız güneşlenmekten böyle bir fayda görmeniz doğaldır ancak güneş ışınlarının önemli zararları zamanla birikerek ortay çıkar.

Güneş ışınlarının erken dönem zararlı etkilerini kısaca şöyle sıralayabiliriz.

1-Güneş yanıkları:Özellikle açık tenli kişilerin uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmasını takip eden 12-48 saat içinde ortaya çıkan ağrı,sızı ciltte kızarıklık ve su toplaması ile kendini belli eden geçici bir hastalıktır. Hastalık şiddetli olduğunda baş dönmesi tansiyon düşüklüğü, ateş, bulantı-kusma gibi genel belirtiler (Güneş çarpması olarak bilinir) ortaya çıkabilir ve bu durum acil müdahale gerektirebilir

2-Güneş ışınlarına bağlı gelişen alerjiler:

Bazı kişiler güneş ışınlarına maruz kaldıklarında çok kısa süre içinde (bu bazen 5-10 dakika bile olabilir) yada birkaç gün sonra ciltte kızartı, kabartı ve kaşıntılar yada lekelerle kendini belli eden belirtiler verebilir.

Deri yüzeyine sürülen kozmetik yada tıbbi ürünler yada bazı ilaçlar (doğum kantrol hapları, bazı psikiatrik ilaçlar, bazı tansiyon yada romatizma ilaçları) bu durumun ortaya çıkmasını arttırabilir yada sebeb olabilir.

Güneş ışınlarının geç dönem zararlı etkileri ise günümüzde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve tıp otoritelerince daha önemli bir toplum sağlığı problemi olarak kabul edilmektedir. Güneş ışınlarının geç dönem etkilerini kısaca şöyle sıralayabiliriz.

1-Derinin erken yaşlanması: Kırışıklıklar, güneş lekeleri ve derinin kuru ve sert kaba bir görünüm alması, özellikle yüz ve el sırtında sert ince kabuklu deri lekelerinin gelişmesi erken deri yaşlanmasının habercileridir. Bu leke ve kabuklu gelişimlerin aktinik keratoz olarak adlandırılan ve kansere dönüşme riski taşıyan belirtiler olabileceği unutulmamalıdır.

2-Deri kanserleri:Güneş ışınlarının özellikle açık tenli, açık renkli gözlü, sarışın/-kızıl saçlı kişilerde deri kanseri oluşma riskini çok arttırdığı bilinmektedir. Bilinen deri kanserlerinin çok büyük bir kısmı vücudumuzun güneş ışınlarına fazla maruz kalan kısımlarında oluşmaktadır.

Solaryum salonlarında kullanılan ışınlar da zararlımıdır?

Günümüzde birçok solaryum cihazı yapay ultraviyole-A ışını kullanır. Ultraviole A ışınlarının da erken cilt yaşlanması ve deri kanserlerine neden olduğu bilinmektedir.Günümüzde dermatologlar solaryum cihazlarının kullanımını kesinlikle tavsiye etmemektedir.

Güneş doğanın ve hayatımızın doğal bir parçası ondan kaçınmak veya korunmak nasıl mümkün olabilir?

Güneşten korunma kavramı son 20-30 yılda hayatımıza girmiş bir kavramdır ve sınırları henüz netlik kazanmamıştır ancak bugün için bilinen ve uygulamada fayda sağladığı tespit edilen bazı pratik önlemler ve kurallar vardır.

1-Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşma şekli ve şiddeti coğrafi bölgelere, mevsimlere ve günün saatlerine göre farklılık gösterir;Coğrafi olarak ekvatora yaklaştıkça güneş ışınlarının şiddeti artar(Türkiye’de İsveç’ten Antalya’da İstanbul’dan daha şiddetli güneş ışınlarına maruz kalırız). İlkbahar ve yaz aylarında güneş ışınlarının şiddeti artar. Öğlen saatlerinde sabah ve akşam üzerine oranla daha şiddetli güneş ışınlarına maruz kalırız. Yüksek rakımlarda güneş ışınlarının size ulaşmak için katedeceği mesafe azalacağından şiddeti de daha fazla olacaktır.

2-Güneş ışınlarının önemli zararları direkt olarak gökyüzünden gelen ışınlarla olmakla birlikte bu ışınların kar, kum ve su yüzeyinden yansıyabileceği ve bunun da zararlı etkilere yol açabileceği unutulmamalıdır.

3- Güneşte kalma süreniz alacağınız ışının dozunu da belirler.

4-Giysiler, güneş gözlükleri şemsiye veya tente güneş ışınlarının önemli kısmını engelleyebilir.

5-Açık tenli, açık renkli gözlü, kızıl/-sarı saçlı kişiler koyu tenli kişilere göre, bebek ve çocuklar erişkinlere göre güneş ışınlarına daha az dayanıklıdırlar.

6-Güneşten koruyucu ürünler ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerini önemli ölçüde engelleyebilir.

Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak istiyorum ama bu okuduklarımın uygulaması nasıl olacak?

Buraya kadar okuduklarınız ultraviyole ışınlarından neden korunmanız gerektiği konusunda size geçerli nedenler sunmayı amaçlıyordu, yapılan geniş çaplı araştırma ve deneyler kişilerin akılcı ve inandırıcı nedenler olmaksızın uyguladıkları güneşten korunma yöntemlerinin kalıcı olamadığını bir süre sonra kişilerin bu kuralları uygulamayı herhangi bir sebebten bıraktığını göstermektedir. Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunma çocukluk çağından başlayan ve hayat boyunca devam eden bir uygulama olmalıdır, buna kısaca davranışları kalıcı alışkanlıklara dönüştürmek diyebiliriz.

Şimdi alışkanlığa dönüşmesini istediğimiz bu davranışları kısaca gözden geçirelim.

1-Açık alanda kalmanız gerekiyorsa (spor aktiviteleri, plaj-havuz aktiviteleri, iş nedeniyle veya gezinti-piknik vs sırasında)

daima gölge arayın ve gölgede kalmaya çalışın.

2-Geniş kenarlıklı şapka ve ultraviyole ışınlarını yansıtan gözlük kullanın

3-Sıkı dokunmuş kumaşlardan üretilmiş koyu renkli giysileri tercih edin.

4-dış ortamda geçireceğiniz zamanın mümkünse sabah 10 ile öğleden sonra 4 arasında olmamasına özen gösterin.

5-Güneşte kalacağınız zaman cildinizin açıkta kalan tüm alanlarına güneşten koruyucu krem veya losyonları sürün.

Güneşten koruyucu ürünler içerdikleri kimyasal maddeler yoluyla derimize ulaşan ultraviyole ışınlarını emerek yada yansıtarak derinin alt tabakalarına geçişlerini engellerler.

Bu ürünlerin üzerindeki numaralar güneşten korunma faktörü (SPF) olarak bilinirler ve ultraviyale-B ışınlarını engelleme kapasitelerini belirtir. Günlük aktivitelerde faktör 15-20 yeterli olabilir ancak deniz kenarında geçirilen bir günde en az 30 faktörlü bir ürün kullanmalısınız. Açık tenli kişiler koyu tenli kişilere göre çocuk ve bebekler ise büyüklere göre daha yüksek koruma faktörüne ihtiyaç duyarlar. Bu ürünlerin etkileri sürüldükten en az 15-30 dakika sonra başlar dolayısıyla güneşe çıkmadan kabaca yarım saat önce sürülmeleri gerekir. Terleme, suyla temas (yüzme-yıkanma) ve havlu ile kurulanmayla etkileri kaybolabileceğinden gün içinde ihtiyaç duydukça birkaç saatte bir tekrar sürülmeleri gerekir. Son yıllarda bu ürünlere UVA dan da koruyan yeni kimyasal ajanlar eklenmistir ancak bunların kalıcılık süreleri daha kısa olduğundan daha sık sürülmeleri gerekir.

6-Çocukları ve bebekleri mutlaka yüksek koruma faktörlü (enaz SPF 30) ürünlerle koruyun ve öğlen saatlerinde başka aktiviteler yaratarak güneşte kalmalarını engelleyin.

7-Güneşten korunma spor, havuz/deniz aktiviteleri yada gezmekten vazgeçmek anlamına gelmemeli, aksine gerekli önlemleri alarak bu aktiviteleri sağlıklı bir şekilde ve güvenle doya doya yaşayabilmemize yardımcı olmalıdır.

Amerikan Hastanesi
Dermatoloji Bölümü
Dr. Halil Bayazıt