Genel SağlıkHABERLER

VARİS TEDAVİSİNDE EN UYGUN DÖNEM BAHAR AYLARI

Kadınlar için hem bir estetik hem de sağlık sorunu olan varis, son dönemde geliştirilen tedavi yöntemleri ile hızla sağlıklı bir yaşama kavuşmanızı sağlıyor. Varis ve tedavi yöntemleri hakkında güncel bilgileri paylaşan Doç. Dr. Erdal Aslım, tedavi için en doğru dönemin bahar ayları olduğunu söyledi.

Yüzeysel toplardamarların uzayıp kıvrımlı ve genişlemiş hale gelmesiyle oluşan varis, hormonal etkenlerden ötürü kadınlarda daha sık görülüyor. Dünyada yaklaşık her 4 kişiden birinde görülen varisin Türkiye’de görülme oranının 10 milyon kişiye ulaştığı tahmin ediliyor. Varis tedavisinde en güncel bilgileri paylaşan Acıbadem Fulya Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Erdal Aslım, özellikle kadınların ortak sorunu olan varisin sadece estetik bir problem olarak görülmesine karşın, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini vurguladı. Tedavide ise en doğru dönemin ilk ve son bahar ayları olduğunu dile getiren Doç. Dr. Aslım, varis oluşumuna etki eden nedenlerin kişiden kişiye değişebileceğini vurgulayarak, teşhis sürecinin tedavinin olumlu sonuçları için en önemli nokta olduğunun altını çizdi.

Teşhiste kullanılan yöntem tedavi süreci için önemli

Doğru teşhis için gözle muayene yetersiz kalabiliyor, bu nedenle varislerin durumunu detaylı şekilde ortaya koyan ‘renkli doppler ultrasonografi’ tekniğine başvurmak gerekiyor. Doppler ultrasonografi ile; damarların çaplarında bir artış olup olmadığı ve mevcut kapakların fonksiyonlarında bir kaybın olup olamadığına bakılıyor. Bir sonraki aşamada fonksiyon kaybının düzeyi hafif, orta veya ileri derecede mi olduğu belirlenebiliyor. Dolayısıyla tedavinin şekli de varisin evresine göre ve hastaya verdiği şikayetler, yaşam kallitesinin etkilenmesine göre belirleniyor. Tedavi sadece cilt üzerindeki yüzeysel damara, daha derinden seyreden ana sistemlere veya her ikisine birden uygulanan tedaviler şeklinde olabiliyor.

Radyofrekans yöntemi ile günlük hayatınıza hızla geri dönebiliyorsunuz

Uygulamanın ardından uzun süren iyileşme dönemi nedeniyle tercih edilmeyen cerrahi tedaviler yerini cilt üzerinden yapılan tedavilere bırakıyor. Ancak bu yöntemlerin etkinliği de teşhis sürecinde varisin hangi aşamada olduğu ile ilişkili. Cilt üzerinden yapılan tedavilerde, radyofrekans dalgaları, lazer ışınları kullanılarak veya varisli damarların içine kurumaları için bir ilacın zerk edilmesi olarak bilinen, skleroterapi kullanılıyor. Bu yöntemler, çapı 1 milimetrenin altında olan mavi ve kırmızı renkli kılcal damarlarda fayda sağlıyor. Lazer ile mevcut kılcal damar varisleri lazer ışınları yardımı ile yakılıyor. Radyofrekans yönteminde ise varisli damara 1 milimetreden ince bir iğne yardımı ile radyo dalgası veriliyor ve yine bir nevi yakma işlemi uygulanıyor. Problemin yaygınlığına göre değişmekle birlikte, bu tedavi için genellikle 3-4 seans yeterli geliyor. Seanslar ortalama 30-45 dakika civarında sürüyor ve kişilerin cilt yapılarına göre farklılıklar göstermekle beraber ortalama olarak yüzde 60-80 civarında bir başarı sağlanıyor. Lazer uygulanan hastaların bu sahalarda ciltte renk değişiklikleri ile karşılaşmamaları için 6-8 hafta güneşe çıkmamaları gerekiyor. Radyofrekans yönteminde ise böyle bir kısıtlamaya gerek görülmüyor.

Tedavi için serin dönemler tercih edilmeli

Varis tedavilerinin bir çoğunda tedavilerin sonrasında bir süre elastik bandaj veya varis çorabı kullanmak, lazer uygulamaları sonrasında da 6-8 hafta güneşe çıkmamak gerektiği için işlemlerin yılın serin dönemleri olan ilk ve sonbahar ile kış dönemlerinde yapılması öneriliyor.

Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı
Doç. Dr. Erdal Aslım