Genel SağlıkHABERLER

‘TUZU AZALTIN’ KAMPANYASI

DSÖ’nün önerdiği 5 gram yerine 18 gram tuz tüketilen Türkiye’de tuzun azaltılması için geniş çaplı kampanya başlatıldı.

Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre, bir kişi Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği 5 gram yerine 18 gram tuz tüketiyor.

Fazla tuz tüketiminin hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, gastrit kanserler, osteoporoz, böbrek hastalıkları ve diyabete yol açabileceği uyarısında bulunan uzmanlar, günde 1 gram az tuz tüketiminin kalp krizi riskini yüzde 3, felç riskini yüzde 5 oranında azalttığına dikkati çekiyor.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından “Tuz Tüketiminin Azaltılması Ulusal Strateji Belirleme Çalıştayı”, İlci Otel’de başladı. İki gün sürecek olan çalıştayda, Türkiye’de tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik 2010-2015 yılları arasında uygulanacak ulusal program kapsamında temel stratejiler ile bu stratejiler paralelinde hedefe yönelik etkili faaliyetler belirlenecek.

Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Hasan Irmak, çalıştayda yaptığı konuşmada, insan ömrünün uzamasıyla birlikte kronik hastalıkların önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başladığını söyledi.

Kronik hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin toplam ölümlerin yüzde 60’ını oluşturduğuna dikkati çeken Irmak, “Bu kronik hastalıklar, risk faktörleri açısından değerlendirildiğinde kalp hastalıkları, inme ve tip 2 diyabetin yüzde 80’inin, kanserlerin 40’ının önlenebilir olduğu görülmektedir. Bu değiştirilebilir risk faktörlerinin başında beslenme, fiziksel aktivite ve sigara kullanımı gelmektedir” dedi.

Bunların yanı sıra tansiyon yüksekliği, artmış kan şekeri, kan yağlarında yükselme ile şişmanlığın da önemli ve değiştirilebilir risk faktörleri olduğunu vurgulayan Irmak, kronik hastalıklardan korunmak için önleyici yaklaşımların geliştirilmesi gerektiğini bildirdi.

Tuz tüketimi 5 gramın altına düşürülecek

Irmak, risk faktörlerinin içinde kardiyovasküler hastalık yükünün artmasının en büyük nedeninin hipertansiyon ve tuz tüketimi olduğuna işaret ederek, tansiyonun normale indirilmesi ve tuz tüketiminin azaltılmasının bu strateji içindeki en temel faaliyet alanlarından biri olduğunu söyledi. Bu nedenle vatandaşların aşırı tuz tüketiminin yer aldığı beslenme, bilgi, tanıtım ve davranışlarını olumlu yönde değiştirecek faaliyetlerin planlanması ve yürütülmesinin Sağlık Bakanlığının en çok önem verdiği konular arasında olduğunu ifade eden Irmak, şöyle devam etti:

“Türkiye’de tuz tüketiminin DSÖ’nün önerdiği miktarların çok üzerinde olduğunu biliyoruz. Tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik olarak da bakanlığımız tarafından konuyla ilgili çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Hedefimiz, günlük tuz tüketimini DSÖ’nün önerdiği 5 gramın altına düşürmektir.

Bugünkü tüketim düzeylerine bakıldığında hızlı bir şekilde eyleme geçmemiz gerekliliği kaçınılmazdır. Bu çalıştayda, tuz tüketiminin azaltılması amacıyla üniversitelerdeki öğretim üyeleri ve çeşitli kuruluş temsilcilerinin desteğiyle, öncelikli faaliyetlerimizi belirleyecek, vatandaşları bilinçlendirmeye yönelik eğitim ve medya kampanyaları ile düzenleme ve değerlendirme çalışmaları planlanacaktır. Yapılacak planlama çerçevesinde belirlenecek faaliyetleri, Dumansız Hava Sahası ve obezitenin önlenmesine yönelik ülke programlarında olduğu gibi en kısa sürede uygulamaya geçirmek istiyoruz.”

Tuz tüketimi DSÖ’nün önerisinden 3 kat daha fazla

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Beslenme ve Fiziksel Aktiviteler Daire Başkanı Cengiz Kesici de konuşmasında, Türkiye’de bir kişinin günlük tuz tüketimi oranının DSÖ’nün önerisinden 3 kattan daha fazla olduğunu söyledi. Tuz tüketim oranını kadınlarda 16 gram, erkeklerde 19 grama ulaştığına dikkati çeken Kesici, “Günde bir gram dana az tuz tüketimi kalp krizi riskini yüzde 3, felç riskini yüzde yüzde 5 azaltıyor. Eğer 6 gram az tuz tüketilirse felç riski yüzde 24, kalp krizi yüzde 18 ve 9 gram tuz azaltılmasında da felç riski yüzde 34 ve kalp krizi riski yüzde 25 azalıyor” diye konuştu.

Türkiye’de 1978 yılında yıllık 936 bin 778 ton olan tuz tüketiminin 2002 yılında 2 milyon 188 bin 619 tona çıktığını belirten Kesici, tuzun en çok ekmek, salamura besinler ve işlem görmemiş besinler aracılığıyla alındığını bildirdi.

Kesici çalıştayda, çok fazla tüketilen bir besin olan ekmekte tuzun azaltılması, tuz kontrolüne yönelik yasal düzenleme, toplu tüketim standartlarının geliştirilmesi gibi müdahale alanlarının belirleneceğini dile getirdi.

Ekmekteki tuza dikkat

Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ülver Boztepe Derici ve Türk Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Doğan Erdoğan da fazla tuz tüketiminin kan basıncı yüksekliği ve hipertansiyon ile ilişkili olduğuna dikkati çekerek, yapılan çalışmalarda tüketilen tuz miktarının bölgelere göre farklılık gösterdiğine işaret ettiler.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, ekmekteki tuz miktarlarının mutlaka sıkı denetlenmesi gerektiğini vurguladı. İyotlu tuz kullanımının tercih edilmesi gerektiğini de ifade eden Artık, yemeklerin tuz yerine çeşitli baharatlarla tatlandırılabileceğini kaydetti.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanju Besler ise gün içinde 5-9 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesinin beslenme alışkanlığını zaman içinde değiştirilebileceğini belirtti. Çalıştay, yarın da devam edecek.