Genel SağlıkHABERLER

KADIN DA ENFEKSİYONUN ÖNEMİ!

Kadınların üreme organlarındaki enfeksiyonların son yıllarda artış gösterdiğini kaydeden CTF Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD öğretim üyesi Doç. Dr. Engin Oral, muhakkak bir uzmana başvurulmasını belirtti

Kısırlık sebebi olablir

Doç. Oral ” Gerek Türkiye’de gerek dünyada, son 20 yılda 3-4 kat arttı. Bunun önemi şu, kronik pervik ağrısı olan kadınların yaklaşık 3’te 1’inin sebebi, geçirilmiş enfeksiyonlar. Buda kısırlığa neden olabilir” dedi.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Engin Oral, kadın doğum polikliniklerine en çok ağrı kanama ve akıntı şikayetiyle başvurulduğunu, bunların yaklaşık yarısının da akut veya kronik ağrı vakası olduğunu bildirdi. Kadınların sık yakalandığı üreme organlarındaki enfeksiyonların son yıllarda artış gösterdiğini kaydeden Doç. Oral, “Muhakkak bir kadın doğum uzmanına başvurulup enfeksiyonun sebebinin belirlenip tedavinin sürdürülmesi gerekir” dedi.

Doç. Dr. Engin Oral, yaptığı açıklamada, kadınların hemen hemen en fazla şikayet ettikleri konulardan birisinin de jinekolojik ağrılar olduğunu belirterek, “Akut acil ağrılar, kadını hemen doktora iten ağrılardır. Ayrıca, karın içi patolojileri de en büyük etkendir. Asıl bizi çok uğraştıran ve toplumu çok üzen konu ise kronik pervik ağrılardır. Bir kadın, eğer 3 ila 6 ay boyunca pervis bölgesinde devamlı ağrıdan yakınıyorsa, biz buna kronik pervik ağrı diyoruz” diye konuştu.

Kadınların sık yakalandığı üreme organlarındaki enfeksiyonların, son yılların artan hastalığı olduğunu vurgulayan Doç. Oral, “Buna biz pervik iltihabi hastalık diyoruz. Gerek Türkiye’de gerek dünyada, son 20 yılda yaklaşık 3-4 kat arttı. Bunun önemi şu, kronik pervik ağrısı olan kadınların yaklaşık 3’te 1’inin sebebi, geçirilmiş enfeksiyonlar. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde şöyle bir sorun var, bunların çoğunu kadın atlatıyor ama, doktora gitmiyor veya eksik ilaç kullanıyor. Bir süre sonra bunlar kronik iltihap haline geliyor ve bu kronik iltihabın da çok önemli üç tane sebebi var. Birincisi, kronik pervik ağrı yapıyor, ikincisi dış gebelik sıklığını arttırıyor. Üçüncüsü de, kısırlık sıklığını arttırıyor. Basit bir enfeksiyon, kadının hayatını ciddi olarak etkiliyor. Muhakkak bir kadın doğum uzmanına başvurup enfeksiyonun sebebinin belirlenip tedavinin sürdürülmesi gerekiyor” dedi.

Kadınlarda birtakım adet dışı ağrılar da olabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Engin Oral, “Bunlar çoğunlukla, kadın doğum, zaman zaman da cerrahi, ürolojik ve diğer sebeple bağlı olabiliyor. Yani bir kadının pervik ağrısı varsa, illa kadın doğumla ilgili olması şart değil. Bunun içinde en meşhuru iritabıl kolon sendromu veya üriner sistemler” diye konuştu.

YUMURTALIK KİSTLERİ

İki türü bulunan yumurtalık kistlerinin de bir başka şikayet konusu olduğunu anlatan Doç. Oral, “Serimerler yüzde 20 civarında gözüküyor. Bunların içinde en meşhuru, endometriozis… Yani, rahim içi dokusunun rahim dışına, pervise yerleşmesi. En çok yerleştiği yerlerden biri de yumurtalıklar. Yumurtalığa yerleşirse, bir süre sonra endometriozis kisti oluşuyor, çikolata kisti dediğimiz kist oluşuyor. Kadınlarda da bu ağrı çok sık görülüyor” dedi.

Doç. Oral, endometriozisin iki türlü tedavi yöntemi bulunduğunu söyleyerek, “Birincisi medikal yöntem, ilaçlar. İkincisi ise cerrahi yöntem. Çikolota kistlerinde, kesinlikle tek yöntem cerrahi yöntem. İster açık cerrahi, bildiğimiz klasik cerrahi, isterseniz laparoskopi, yani kapalı cerrahi şeklinde ama bir şekilde kistin çıkarılması lazım. Eğer bu kist 3 santimden daha küçükse, medikal tedavi bazen yararlı olabiliyor.

Özellikle endometriozise bağlı ağrı varsa, medikal tedavi hakikaten çok yüz güldürücü” diye konuştu. Endometriozis hastalığının tekrarlama riskini yüzde 30 olarak açıklayan Doç. Dr. Engin Oral, “Tedavinin iyi veya kötü yapılmasıyla ilgisi yok. Yapıda bu var çünkü. Önemli olan, uzun dönemde bu hastaları koruyucu tedaviye almak” diye konuştu.

RAHMİN POZİSYONU

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Engin Oral, ‘rahmin pozisyonunun ters olması’ gibi bir olayın kesinlikle ilmi geçerliliğinin olmadığının altını çizerek, “Bu konsept, eskiden bilinen bir konseptti. Fakat şu görüldü ki, 10 kadının 7’sinde rahim öne doğru, 3’ünde ise arkaya doğru. Bu normal bir olaydır. Sorun şu, endometriozis olguların çoğunda rahim arkaya dönük. Endometriozise ve yapışıklığa bağlı olarak, bu yüzden rahmin arkaya dönmesi sanki ağrı yapar gibi konuşuluyor. Aslında bu sonuç, yani bilimsel geçerliliği yok” dedi.

KIZLARDA AĞRILI ADET

Doç. Oral, genç kızlardaki sancılı adette ise herhangi bir organik sebep olmadığını vurgulayarak, “Çoğunlukla bunlar, adet görmeyle birlikte başlıyor. Adetin ilk bir-iki günü boyunca sürer. Ve her ayda tekrarlar. Genellikle şiddeti aynıdır. Kolik tarzında ağrılardır bunlar. Aslında bu ağrılar çok kötü ağrılar değil, ama hayatı etkileyen ağrılardır. Okula gitmesini engeller, işini engeller, aile hayatını engeller. Bir nevi kızı izole eder. Onun için bunun tedavi edilmesi gerekir” diye konuştu.

Adet ağrısına eşlik eden başka sağlık sorunlarını da gözlediklerini ifade eden Doç. Dr. Engin Oral, “Doğum kontrol yöntemleri olabiliyor, mesela rahim içi araçlar bunu yapabiliyor. Birtakım kötü hastalıklar dediğimiz kanserler bunu yapabiliyor. Bir takım hastalıklar var, miyom gibi…” dedi.

ADET ÖNCESİ SENDROMU

Adet ağrılarının, adet öncesi sendromla da karıştırılabildiğini belirten Doç. Oral, “Ağrı öncesi gerilim sendromu, adetten önceki son 5-6 günde en çok görülen ve adetle birlikte çoğunlukla biten bir olaydır. Ve beraberinde yaklaşık şimdiye kadar yüzden fazla semptom tanımlanmıştır. Birçok fiziksel, emosyonel psikolojik semptomları var. Adet ağrısı ise tamamen sadece adete özgü” diye konuştu.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Engin Oral, bir çok kadının, bunun çözümsüz bir problem olduğunu düşünerek, ağrı kesiciler alarak sorunu çözmeye çalıştığına dikkat çekerek, “Tedavi kesinlikle mümkün. Muhakkak bir doktora görünmesi lazım. Eğer sekonder sebepler varsa, ağrı kesicilerle geçmez. Ama altta yatan bir sebep yoksa, ağrı kesiciler bu konuda yardımcıdır. Özellikle kişilerin bir de kontrol hapları ihtiyacı varsa, bu ikisini beraber kullandığımız zaman yaklaşık 10 vakanın 9’unda, hatta 10’unda başarı sağlıyoruz” dedi.

Kaynak: İHA