Genel SağlıkHABERLER

“YÜKSEK ENERJİLİ” TRAFİK KAZALARI, BAYRAM SEVİNCİNİZİ YARIDA BIRAKMASIN!

Bayram yaklaşırken, akraba ziyareti ya da tatil amaçlı yolculuk planları da yapıldı. Ancak tatil dönemlerinde artan şehirlerarası trafiğin yol açtığı kazalar da endişeye yol açıyor. Trafik yoğunluğunun artmasıyla insan vücudunda ağır yaralanmalara sebep olan “yüksek enerjili” trafik kazalarının sayısında da artış olduğunu belirten Acıbadem Maslak Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Levent Eralp, trafik kazaları yaralanmalarına ilişkin bilgi verdi:

Trafik Kazalarında İlkyardım Birincil Önceliğe Sahip!

Kamyon ile bir arabanın çarpışması gibi insan vücudunda önemli yaralanmalara sebep olan kazalar “yüksek enerjili” olarak tanımlanır. Bu tür kazalarda, hayat kurtarıcı ilkyardım önlemleri büyük öneme sahiptir. Bilinçli ve başarılı olarak uygulanan bir ilkyardım ile acil problemleri çözülen hasta, vakit kaybedilmeden tam teşekküllü bir hastaneye ulaştırılmalıdır.

Hasta Bir Takım Tarafından Ele Alınmalı

Yüksek enerjili yaralanmalarda, kemik yaralanmalarının dışında diğer organların yaralanmaları da hayati tehlike yarattığı için hasta bir doktorlar takımı tarafından ele alınmalıdır. Bu takım içinde ortopedi, genel cerrahi ve beyin cerrahisi gibi bütün hayati branşlar bulunmalıdır. Bu tür yaralanmaları ortopedi açısından değerlendirildiğinde, hastalardaki kırıkların genellikle uyluk kemiği, kaval kemiği gibi uzun kemiklerin ya da kol kemiği gibi kemiklerin parçalı ve açık kırıkları şeklinde olduğu görülüyor. “Açık kırık” denilen yaralanmalar, kemik parçalarının etrafındaki adale, ana damar, sinir ve cildi delerek vücudun dışına çıktığı yaralanmalar olarak tanımlanıyor. Bu tür kırıklarda hekimleri korkutan ve tedavide tecrübeli bir hekimin bulunmasını gerektiren en önemli faktör, kemikte iltihap gelişmesi ve dolayısıyla kaynamanın daha geç ve güç olmasıdır.

Kemik İltihapları Mezarda mı İyileşir?

Kemik iltihabının tedavisi oldukça zordur. Eskiden “Kemik iltihabı mezarda iyileşir!” diye bir deyiş vardı. Bu, kemik iltihabının öldürmediği ancak hayat boyu iyileşmediği anlamına gelir. Ancak modern tıp bugün, bu sabit fikirden çok uzak bir noktadır. Kemik iltihabının kemikteki yaygınlık derecesine göre uygulanan çeşitli cerrahi ve cerrahi dışı yöntemlerle, kemiğin çürümüş parçasının çıkarılması ve kemik nakli ya da kemik transportu yapılarak o boşluk doldurulabilmektedir. Kemik iltihaplanmalarının tedavisinde yine yüksek basınçlı oksijen tedavisinden de faydalanılmakta ve plastik cerrahlarla ortak çalışılarak geniş yumuşak doku boşlukları kapatılmaktadır. Yani günümüzde yüksek teknolojinin sağladığı yöntemlerden faydalanılarak ister erken dönemde ister gecikmiş olsun kemik iltihaplarında yüzde doksana varan bir oranda tedavi mümkün olabiliyor.

Spor Yapan ve Dengeli Beslenenler Daha Kolay ve Hızlı İyileşiyor…

Hastalar, genellikle ameliyat olduktan sonra yeniden adale gücü ve hareketleri kazanmak için zorlu bir fizik tedavi süreciyle karşı karşıya kalırlar. Adalelerini her gün sporla sağlıklı tutan insan bu süreci çok daha kolay ve hızlı geçirir. Sporun yanı sıra iyileşmede beslenmenin de önemi büyüktür. Esasında normal beslenme düzenine sahip bir insanda, kemik problemi görmek pek söz konusu değildir. Sadece bazı yaşlı bireylerde kemik yapısının zayıf olmasının getirdiği dezavantajlar vardır. Bunlar da kemiğe uygun cihazlar kullanarak aşılabilir.

Sigara Kırık İyileşmesini Olumsuz Etkiliyor!

Sigara içmenin, kemik ya da kırık iyileşmesini olumsuz etkilediği birçok bilimsel çalışmada gösterilmiştir. Hatta Amerika Birleşik Devletleri’ndeki birçok sosyal güvenlik kurumu, kırığı kaynamayan bireylerin tedavisini, hasta sigara içiyorsa ödememektedir.

Ameliyat Sonrası Hasta Tedavi Edilen Uzvunu Hemen Kullanabilmeli

Kırıkların başarıyla iyileşmesi için iki ana faktörün içinde denge olması gerekir. Bunların biri kırık bölgesinin canlılığının korunmasıdır. Hekim bölgenin canlılığına ameliyatla zarar vermemeli ya da biyolojisi yaralanma ile bozulduysa ameliyat sırasında tamir etmelidir. Diğer faktör ise yapılan tespitin sağlamlığıdır. Ameliyat ile yapılan tespit o kadar sağlam olmalıdır ki hasta o uzvunu kısa sürede kullanmaya başlamalıdır. Mesela bacağı kırılan bir hasta ertesi gün koltuk değnekleri yardımıyla kalkıp yürüyebilmeli, kolundaki kırık tedavi edilen hasta dişini fırçalayabilmeli ya da kalçası kırılan hasta en azından tuvalete yürüyerek gidip gelebilmelidir. Geçmişte daha fazla yatak istirahatı, daha fazla alçı ile destekleme ve bunun getirdiği ek problemlerle uğraşılırken, güncel ortopedik kırık tedavisinin ana felsefesi “sağlam tespit, erken harekete izin’’ olarak özetlenebilir.